SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Abay: Kazak halkının vicdanı ve sesi

Yazının Giriş Tarihi: 29.09.2025 10:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.09.2025 10:33

Kazak Türklerinin büyük şairi, filozofu, eğitimcisi, bestecisi ve Kazak yazılı edebiyatının kurucusudur. 10 Ağustos 1845’te Kazakistan’ın Semey bölgesine bağlı Abay ilçesi, Şıngıstav (Cengizdağ)’da doğmuştur. Babası Kunanbay, dedesi Öskembay, büyükbabası Irgızbay, Tobıktı boyunun önde gelen kişilerinden idiler.

Abay doğduğunda babası Kunanbay 41 yaşındadır. Abay, Kunanbay’ın ikinci hanımı olan Ulcan Hatun'dan doğmuştur. Abay’ın Ulcan Hatun'dan doğan üç kardeşi daha vardır. Bunlar; Tehriberdi (Tamverdi), Iskak (İshak), Ospan (Osman)’dır. Ayrıca Abay’ın tıvey annesi Kimke Hatun'dan doğan Kudayberdi (Hüdaverdi)’nin oğlu Şâkarim Kudayberdilu Kazak Türk edebiyatının büyük kişilerindendir.

Abay’ın gerçek adı İbrahim’dir. Annesi Ulcan Hatun küçük İbrahim’e sürekli Abay diye “Kazak Türkçesinde dikkatli, dikkatli ol demektir” seslenmektedir. Bir süre sonra ise gerçek adı unutulup bunun yerine annesinin koyduğu takma ad söylenir olmuştur. Abay’ın anlamı dikkatlidir. Abay’ın ninesi Zere Hatım doksan yaşına kadar yaşamış, halk edebiyatı eserlerini iyi bilen bir kişidir. Abay’ı çocukluğunda ninesinden dinlediği masal ve destanlar çok etkilemiştir.

On yaşında “Deve Kovanı” adında bir şiir yazan Abay’ı on yedi yaşına geldiğinde babası eğitim alması için Semey’deki Tatar Abdul Cabbar Molla’ya teslim eder. Ardından Ahmet Rıza adlı bir molladan ders alır. Bu okullarda eğitim alırken Abay, din dersleri de alır, Arapça ve Farsça öğrenir. Abay’ın medrese eğitimi üç yıl sürer. Eğitim alırken büyük bir azim ve gayret gösterir. Hocaların anlattıkları dersleri iyi dinleyen Abay, ders dışında sevdiği kitapları okur. Bu dönemlerde Abay, doğu şairlerinin eserlerini, Çağatay Türkçesiyle yazılan masal, kıssa ve destanları okur. Bu eserleri okumakla sınırlı kalmamış, onlarla ilgili eleştiri ve değerlendirmeler de yapmıştır. Nizami, Sâdi, Hoca Hâfız, Nevâi, Fuzuli çok sevdiği şairlerdendir. Abay, üç yıl içinde Arapçayı iyi derecede öğrenemese de Farsçayı iyi derecede öğrenmiştir. Ayrıca “Prihodskaya Şkola” adlı Rus mektebine giderek üç ay kadar Rusça okur.

Abay medrese yaşamını tamamladıktan sonra babası Kunanbay, onu halka yönetici olarak eğitmek amacıyla yanına aldırır. Abay daha on üç yaşında yönetim işleriyle tanışmıştır. Abay, yönetim işleriyle uğraştığından yaşıtlarına göre erken olgunlaşır. Hatiplik sanatını da bu yıllarda kavrar.

O dönemlerde nedensiz yere çeşitli iftiralarla kişileri Çar yönetimine şikâyet etmek yaygın idi. Bu tür iftiralar Abay’ın da başına gelmiştir. 28 yaşında iken Abay’la ilgili çokça şikâyet yazısı Semey şehrindeki yargı organlarına gitmiştir. Çar yönetimi Abay’ı 1877-1878 yılları arasında sıkça şehre çağırır. Bu yıllarda Abay, hakkında açılmış 12 davadan ötürü üç dört aylık bir zaman kaybeder. Sonunda Abay’ın suçsuz olduğu kanısına varılır ama Abay bundan sonra iyi bildiği Rusçayı daha da iyi öğrenmeye çalışır ve Çar'ın kanunları ile yakından tanışır.

Bu dönemlerde Abay, şairliğin yanı sıra büyük önem arz eden yöneticiliği ve halka yaptığı hizmeti ile de tanınır. Şiiri tartışmada bir araç olarak kullanır. Önceleri aşk şiirleri yazan Abay sonraları halktan yana şairlik yolunu seçer.

Bir gün Abay yine yargılanma amacıyla mahkemeye gider ama kendini Rus generalleri, bürokratları ve yargı üyeleri önünde o kadar güzel savunur ki yargılamak için toplanan kurultayca Töbe Biy (en üst derecedeki Biy) seçerler.

1890-1891 yıllarında sayısız şiirler yazar. Şiirlerinden birkaçının bestesini de yapar. 1891 yılında kardeşi Ospan, ardından 1895 yılında, çok sevdiği oğlu Äbiş (Abdurrahman) vefat eder. Abay, kardeşi Ospan için çokça ağıt yazar ve sevgili oğlu Äbiş’in ölümü Abay’ı derinden sarsar. Ayrıca Äbiş için yazdığı şiirler, Ospan için yazdığı şiirlerden daha acıklı ve ağıt unsurlarıyla doludur.

1890 yılından sonra edebi bir ekol oluşturan Abay, “Karasöz”ler olarak bilinen vasiyetler yazmıştır. “Ğakliya” olarak adlandırılan Karasözleri 1890-1895 yılları arasında yazılmıştır. Abay, yaşamının sonuna doğru 10-15 yıl boyunca bu türe çok önem vermiştir. Abay bu yıllarda besteye de önem vermiştir. Dombra çalan Abay 17 şarkı, iki küy oluşturmuştur. Puşkin'den çevirdiği “Tatyana” ile “Onegin” mektuplarını da özel olarak bestelemiştir.

Abay’ın yanına alarak bizzat ilgilendiği oğlu Mağaviya 1903 yılında akciğer hastalığına yakalanır ve 1904 yılı baharında ölür. Gelecek vadeden şair oğlu Mağaviya’nın ölümü Abay’ı derinden etkiler ve iyice yıpratan Abay günden güne iyice sağlığını yitirir ve Mağaviya’nın ölümünden tam 40 gün sonra ulu insan Abay 23 Haziran 1904 yılında 60 yaşında iken dünyasını değiştirir.

Abay’a gelinceye kadar Kazak Türk şiirinde yalnızca hece ölçüsü kullanılmıştır. Bunlar 7-8, 11 ya da hece ölçülü dörtlüklerin karışık kullanıldığı şiirler olmuştur. Abay, içerikte olduğu gibi Kazak şiiri biçiminde de değişiklik yapmıştır. 5, 6 (3+3), 8 (5+3) ya da ilk iki mısra beşer, üçüncü mısra 8 dördüncü ve beşincisi beşer, altıncısı 8 heceli şeklinde karışık hecelerin kullanıldığı bir şiir biçimi kullanır. Buna “sekiz ayak” ya da altı ayak adını verir.

Kazakistan’da Abay adında bir üniversite ve bilimler akademisine bağlı Abay Enstitüsü bulunmaktadır. Ayrıca Almatı’da bir Abay heykeli bulunmakta olup Kazakistan Türk Cumhuriyeti’nin para birimi Tenge üzerinde Abay’ın resmi (eski banknotlarda). bulunmaktadır Bugün birçok okul ve yer adına Abay adı verilmektedir. Türkiye’de İstanbul’da Abay İlköğretim Okulu bulunmaktadır. 2025 yılı itibariyle Abay Kunanbayulı’nın doğumunun 180. yılı ise tüm Kazakistan’da birbirinden güzel etkinliklerle kutlanıyor. Her yerde Dombıra ile Abay’ın eserleri sözleniyor.

Abay Kunanbayulı’nın bir şiirinin Türkiye Türkçesine aktarımı:

JELSİZ TÜNDE JARIK AY

Jelsiz tünde jarık ay, (Yelsiz gecede ışıklı ay)

Sawlesi suwda dirildep; (Işığı suda titriyor)

Avıldıñ janı tereñ say (Gölün yanı derin çay)

Tasığan özen kürildep. (Taşıdığı su gürüldüyor.)

Kalın ağaş japırağı, (Çokça ağaç yaprağı)

Sibirlasıp özdi - özi, (Fısıldayıp kendi kendine)

Körünbey jerdiñ toprağı, (Görünmeyen yerin toprağı)

Kupırlap jasıl jer jüzi. (Tamamen yeşil yer yüzü.)

Taw jañğırğıp än kosıp, (Dağ yankılanıyor, şarkı besteliyor)

Ürgen it pen aytakka, (Üren köpeklerin eşliğinde)

Kelmep pe ediñ jol tasıp, (Gelmez miydin yoldan taşıp)

Jolığuğa avlakka? (Görüşmeye uzağa?)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.