SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kırım Vakfında dil ve tarih buluştu: Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava “W. Radloff’un Derlemelerine (Proben) Göre Kırım Tatar Türkçesi” isimli eserini tanıttı

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin düzenlediği Tarih ve Kültür Konferansları kapsamında, “W. Radloff’un Derlemelerine (Proben) Göre Kırım Tatar Türkçesi” isimli eserin yazarı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava bir konferans gerçekleştirdi.

Haber Giriş Tarihi: 31.05.2025 19:01
Haber Güncellenme Tarihi: 01.06.2025 10:20
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kırım Vakfında dil ve tarih buluştu: Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava “W. Radloff’un Derlemelerine (Proben) Göre Kırım Tatar Türkçesi” isimli eserini tanıttı

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin her ay düzenli olarak tertip ettiği Tarih ve Kültür Konferansları kapsamında yeni isimleri ağırlamaya devam ediyor. 31 Mayıs 2025 tarihinde 14.00’te Dr. Ahmet İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi bünyesinde bulunan Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesinde başlayan programa, “W. Radloff’un Derlemelerine (Proben) Göre Kırım Tatar Türkçesi” isimli eseriyle Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava konuk oldu.

KALKAY’DAN KIRIM TATAR KADINLARINA ÖZEL TEŞEKKÜR

Konferansın açılış konuşmaları Kırım Vakfı Başkanı Kalkay tarafından gerçekleştirildi. Kalkay sözlerine, 2024-2025 sezonunu kasım ayında açtıklarını ve bugüne kadar toplam 8 program gerçekleştirdiklerini belirterek başladı. Bu programlardan altısının 2025 yılı içinde yapıldığını ifade eden Kalkay, konferansların çoğunun kadınlar tarafından gerçekleştiğine dikkat çekti. Bu bağlamda Kalkay, Kırım Tatarlarında kadınların yerinin çok büyük olduğunu vurguladı ve üretkenlikleri için teşekkürlerini sundu.

RADLOFF VE KIRIM TATARCA

Konuşmasının devamında Kalkay Türkoloji denilince akla W. Radloff’un eserlerinin geldiğini belirterek “1850’li yıllarda yaşayan bu insan Kırım Tatarca ile ilgili çok önemli çalışmalar yapmış. Türkiye'de en önemli kaynaklarda da onun ismi verilmeden geçilmiyor.” dedi.

Ayrıca Kalkay, Kırım Tatar Türkçesinin güncelliğini koruyan bir alan olduğuna dikkat çekerek, “Genelde herkes Kırım Tatarcasını biliyor ama farklı şekillerde algılanabiliyor. Biz de bu bakımdan, bize farklı bir bakış açısıyla, bundan 100-150 yıl önceki konunun günümüzdeki durumuyla ilgili bir değerlendirme yapacağız.” ifadelerini kullandı.

Sonrasında konferansın sunuculuğunu üstlenen Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Sekreteri Ülkü Aksel, Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava’nın öz geçmişini katılımcılar ile paylaştı.

“BU ESER BENİM İLK GÖZ AĞRIM”

Doç. Dr. Işıktaş Sava konferansta, “W. Radloff’un Derlemelerine (Proben) Göre Kırım Tatar Türkçesi” isimli eseri çerçevesinde Kırım Tatarcayı dilbilimsel ve tarihsel yönlerinden ele aldı. Eserin ortaya çıkışının aslında lisans eğitimi vesilesiyle Ankara’ya geldiği dönem başladığını kaydeden Doç. Dr. Işıktaş Sava, “Bu benim beşinci kitabım olabilir ama bu kitap ilk göz ağrım, ilk göz bebeğim.” şeklinde konuştu.

SAVA’DAN KIRIM VAKFINA VURGU

Ayrıca Sava, yüksek lisans eğitimi sırasında Prof. Dr. Zühal Yüksel danışmanlığında hazırladığı tez çalışmasının bu kitabın temelini oluşturduğunu belirtti ve “Zühal Hocam Kırım’dan döndüğünde önüme 300 sayfa kadar Radloff’un yazılarını koydu. 'Işıl Hocam bunları oku, transkrip et sonra biz bunlara bakmaya başlayalım' dedi. Fakat Radloff’un kendine özel işaretlerle yazdığı bir özel alfabesi var. O dönemde de Zühal Hocamızın henüz Türkiye’de basılmış olan gramer kitabı yoktu. Bugün elimizde olan Kırım Tatarca sözlükler de yoktu.” dedi.

Bu noktada Ankara’daki Kırım Tatar diasporasının ve Kırım Vakfının desteğinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Sava, dernek çıkışlarında yapılan samimi sohbetlerde dile dair sorularını o çevredeki büyüklerine ve arkadaşlarına yönelttiğini, onların verdiği yanıtların kitabın oluşmasında yol gösterici olduğunu ifade etti.

“KIRIM TATARCA VE KIRIM TATAR TÜRKÇESİ AYNI ŞEYİ İFADE EDİYOR”

Konuşmasının devamında Doç. Dr. Sava eserin ilk bölümünde Kırım Tatar edebiyatı ve dili hakkında genel bilgiler sunduğunu bildirdi. Aynı zamanda Kırım Tatarcanın hangi Türk lehçesi grubu içerisinde yer aldığına dair çeşitli tasniflere yer verdiğini belirten Sava, “Kırım Tatar Türkçesine dair farklı adlandırmalar karşımıza çıkıyor. Kırım Tatarcası, Kırım Tatar Türkçesi, Kırım Tatarca gibi farklı adlar olmakla beraber hepsi aslında aynı şeyi ifade etmektedir.” dedi.

Öte yandan Tatarca denildiği zaman akla Kırım Tatarcanın geldiğini söyleyen Doç. Dr. Işıktaş Sava bunun yanlış bir adlandırma olduğunu belirterek, “Bunun anlam adlandırmasını bazı yerlerde ben hakemliklerimde de düzeltiyorum çünkü biz Tatarca deyince direkt Kırım Tatarcayı anlıyoruz ama genel literatürde ve Türkoloji’de Tatarca denildiği zaman Kazan Tatarcası anlaşılıyor. O yüzden her makalede ya Kazan Tatarcası diye belirtmek gerekiyor ya da Kırım Tatarcası şeklinde yazmak gerekiyor.” cümlelerini sarf etti.

KIRIM TATAR TÜRKÇESİ NEDEN OĞUZ ETKİLİ?

Bununla birlikte Doç. Dr. Işıktaş Sava Kırım Tatarcanın büyük Türk dili ailesi içerisinde Kıpçak Türkçesi grubunda yer aldığını söyledi. Öte yandan Kırım Tatarcanın arka planına bakıldığı zaman dilin konuşulduğu Kırım coğrafyasının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Işıktaş Sava, “Kırım coğrafyası, tarihsel açıdan bakıldığında çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmış ve en eski dönemlerden itibaren önemli göç yolları üzerinde yer almıştır. Bu özelliği sayesinde hem farklı etnik unsurların merkezi hâline gelmiş hem de zamanla doğudan gelen göçlerle şekillenmiştir. Özellikle eski Türklerin anayurdu olan Türkistan ve Orta Asya'dan gelen Kıpçak boyları, tarih içinde bu bölgeye göç etmiş ve buraya yerleşmiştir. 15. yüzyılın ortalarında Kırım Hanlığı’nın kurulmasıyla birlikte ise Oğuz gruplarının da bölgede yerleşik hayat sürdüğü görülmektedir.” ifadelerini kullandı.

Ayrıca “Şair ve yazarlar da İstanbul’u bir kültür merkezi olarak görmüş, burada medrese eğitimi almışlardır. Bunun yanında ‘keday’ olarak bilinen halk ozanları Osmanlı topraklarını gezerek sanatlarını icra etmiş, Kefe gibi ticaret merkezlerinde Osmanlı ile yoğun bir alışveriş ağı kurulmuştur.” diyen Sava bu ve benzeri sebeplerin Kırım’da konuşulan Türkçenin yapısında Osmanlı Türkçesinin, dolayısıyla Oğuz grubunun etkili olmasına zemin hazırladığını söyledi.

Sava 1783’teki ilk Rus işgaline ve Kırım Hanlığı’nın yıkılışına kadar, Kırım’da iki temel edebi damarın etkin şekilde yaşamaya devam ettiğini ve hem anonim halk edebiyatı örnekleri hem de adı bilinen şairler tarafından yazılan eserler, Kırım edebiyatının temelini oluşturduğunu vurguladı.

GASPIRALI’YA KADAR SÜREN KARANLIK DÖNEM

Buna karşın 1783’teki Rus işgaliyle birlikte Kırım için yaklaşık 100 yıl sürecek karanlık bir dönem başladığını ifade eden akademisyen, “Çünkü ilk işgalle birlikte tabii ki işgalin verdiği o kötü dönem, önce oradaki medreselerin kapatılması, camilerin kapatılması, eğitim veya herhangi bir kuruma müsaade etmemeleri gibi durumlar edebiyatın ket vurulmasına sebep oluyor ve ilerleme ne yazık ki duruyor. 1883’te İsmail Bey Gaspıralı’nın çıkardığı Tercüman gazetesine kadar olan dönemde ne yazık ki basılı bir esere rastlamamız mümkün olmuyor. Sadece iki tane karşılıklı konuşma kılavuzları karşımıza çıkıyor. Öte yandan 100 yıl içerisinde iki ya da üç kitabı basılı olması, o medeniyetin ilerlemesinde ne kadar büyük zulümlerin olduğunun göstergesidir.” şeklinde konuştu.

DOÇ. DR. IŞIKTAŞ SAVA ESERİN İÇERİĞİNİ AÇIKLADI

Doç. Dr. Işıktaş Sava, Türkolog Radloff’un hayatından kısaca söz ederek, Radloff’un Türk dünyasının dört bir yanında yaptığı derlemelerden oluşturduğu “Proben” olarak kısaltılan 18 cildi çeviri ve 10 cildi derleme olan eserinden bahsetti. Eserdeki derlemlerde birtakım eksikliklerin olmasına rağmen Kırım Tatar dili ve edebiyatı açısından büyük bir değer taşıdığını kaydeden Doç. Dr. Işıktaş Sava, “Çünkü az önce söylediğim, 1783'ten 1883'e kadar hiçbir şey basılmadı, herhangi bir çalışma gündeme gelmedi. Ama 100 yıl sonrası, yani 1896'larda, hala Kırım Tatarlarının arasında nelerin konuşulduğunu, nelerin anlatıldığını, dil malzemesi açısından, söz varlığı açısından, belki de bugün karşılaştırma yapabiliyoruz edebiyat dilimize, o malzemeler açısından bize büyük bir imkân sağlamış oluyor.” dedi.

Çalıştığı yüksek lisans tezinden itibaren uzun zaman geçtiğini belirten Doç. Dr. Işıktaş Sava, W. Radloff’un Derlemelerine (Proben) Göre Kırım Tatar Türkçesi” isimli eserini, bu geçen zamanda Türkoloji alanından çıkan yeni kaynaklar ile revize ettiğini söyledi.

Doç. Dr. Işıktaş Sava, yeni baskıda, özellikle Kırım Tatarcası ile ilgili dil bilgisi bölümlerinin genişletildiği, Türkiye Türkçesi ile Kırım Tatarcası arasındaki benzerlikler ve farklılıkların örnek tablolarla açıklandığını, Radloff’un kullandığı özel transkripsiyon alfabesinin detaylandırılarak metinlerin okunabilirliğin artırıldığını kaydetti.

Eserde ayrıca ses bilgisi ve şekil bilgisi bulunduğunu bildiren Sava, “Bu ses bilgisi ve şekil bilgisini de biz her maddede, hem Türkiye Türkçesinde hem de bugünkü Kırım Tatarcasında olanlar, olmayanlar, benzerlikleri, farklılıkları varsa bunlara değinerek maddelerle açıklamış bulunduk. Arkasından da sonuç kısmında bunların her birini değerlendirmesini yaptık.” ifadelerini kullandı.

“GELECEKTE BU ALANDA YENİ ÇALIŞMALAR YAPACAĞIM”

Doç. Dr. Işıktaş Sava, gelecekte “Radloff’a Göre Kırım Tatar Türkçesi Söz Varlığı” başlıklı yeni bir çalışma yapmayı planladığını belirtti. Ayrıca, Radloff’un çok dilli sözlüğü üzerinden tüm Türk lehçeleriyle karşılaştırmalı söz varlığı analizlerinin yapılmasının da mümkün olabileceğini vurguladı.

Son olarak, eserinin 1800’lü yılların sonlarında bugüne kadar Kırım Tatar Türkçesinin gelişimi hakkında fikir vereceğine dikkat çeken Sava, eserin Türkoloji camiasına katkı sunmasını temenni ederek sözlerini tamamladı.

Konferansın sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Sava’ya günün anısına Kırım Vakfı Başkanı Kalkay tarafından plaket takdim edildi.

Konferans sonunda Doç. Dr. Sava, katılımcılar için eserini imzaladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.