Özbekistan'ın başkenti Taşkent, 19. yüzyılda medeniyetlerin kesişme noktasıydı. Sıkışık sokakları ve küçük çarşılarıyla bir ticaret merkezi olan Taşkent aynı zamanda, tarihî İpek Yolu noktalarından biriydi. Bilinen ilk fotoğraflarıyla Taşkent sokaklarına doğru bir yolculuk yapıyoruz.
Oluşturulma Tarihi: 7 Şubat 2025, Cuma 12:20
Güncellenme Tarihi: 7 Şubat 2025, Cuma 12:26
Medeniyetlerin kesişme noktasında Özbek Türkü esnaflar
Fotoğraflarda sırasıyla satış yapan çocuklar, fümigasyon yapan bir halk hekimi, bıçak satışı yapan bir dükkan ve sandık dükkânı önünde oturan bir adam... Taşkent çarşılarının günlük seyrine bir bakış attığımız bu fotoğraflarda bir halk hekimliği uygulaması görüyoruz. Halk hekimi, elinde tütsü kabı tutuyor, hastayı iyileştirmek için dumanla arınma ya da hastalıkları kovma amaçlı bir ritüel gerçekleştiriyor. Geleneksel Özbek bıçakları ise, süslü sapları ve keskinliğiyle biliniyor.
Kökeldaş Medresesi'ne uzaktan bir bakış
Taşkent'in sıkışık ve dar sokaklarının ufkunda 16. yüzyılda inşa edilen Kökeldaş Medresesi bulunuyor. Kökeldaş Medresesi, Şeybânîler döneminde 1570 yılında inşa edildi. Şehrin ilmi öneminin arttığı dönemlerde medreseye çevrilen bu yapı, Taşkent'in tarihî yapıları arasında yer alıyor.
Kerpiç evlerin arasında küçük bir pazar
36 binden fazla binanın yıkılmasına ve 300 bin kişinin evsiz kalmasına neden olan 1966 depremi öncesinde tarihî kentte kurulan küçük bir pazar, kameranın objektiflerine yansıyor. Fotoğrafın sol köşesinde, doğrudan kameraya bakan Özbek Türkleri geleneksel kıyafetleriyle yer alıyor. Binaların çoğu kerpiçten yapılmış ve üzerleri saz veya çamurla kaplanmış. Arka plandaki sütunlu binanın, çarşıya ait bir han veya resmî bir idari yapı olması muhtemel. Öte yandan bina üzerindeki sütunlu veranda, bir mahkeme veya toplantı alanı da olabileceğini düşündürüyor.
Meyve pazarları
Üst fotoğrafta meyve satıcı yapan bir dükkan bulunurken, alt fotoğrafta ise karpuz ve kavun satışı yapılıyor. Dünyaca ünlü Özbek kavunlarının, "gulabi" ve "mirzaçul" gibi çeşitli türleri bulunur ve kendilerine has tatlı lezzetleri vardır. Fergana Vadisi bölgesinde yetişen karpuzlar ise çok lezzetlidir.
Taşkent'in küçük ticaret dükkânları
Sol üstteki fotoğrafta bakliyat satan bir esnaf oturuyor. Çay satan dükkânın önünde oturan Özbek Türkleri, kameraya dikkat kesilmiş durumda. Sağ alt köşede ise küçük bir bakkal dükkânı yer alıyor.
Özbekistan'ın baktriya develeri
Baktriya develerinin iki hörgücü ve çok daha fazla tüyleri vardır. Bu, çölde daha fazla su depolamalarına ve sert kış aylarında sıcak kalmalarına yardımcı olur. Bu bakımdan bu deve türü, aşırı karasal iklimde evrimleşmiş bir tür olarak kabul edilir. Objektiflerde baktriya develerine yük yüklemiş seyyar satıcılar bulunuyor.
Kentin ortasında bir berber dükkânı
Yukarıda çarşıdaki açık berber dükkânında tıraş olan Özbek Türkleri... Aşağıda ise, kesici aletler ve süs kabağı satan bir Özbek Türkü. Objektifler, Özbek Türklerinin günlük yaşantısını doğrudan bugüne taşıyor. Özbekistan'da eski berber dükkânları; duvarlarında eski aynalar, bakır veya pirinç taraklar, usturalar ve kokulu yağlar bulunan mütevazı mekânlardı. Özellikle kervansarayların yakınındaki berberhâneler, tüccarların ve yolcuların temizlenmek ve dinlenmek için uğradıkları önemli noktalardı. Çocukların ilk tıraşları ise, genellikle mahalledeki en iyi berber tarafından yapılır, bu bir nevi uğur getirmesi için özel bir ritüel olarak sayılırdı. Bununla birlikte berberler toplumda güvenilir kişiler olarak görülürdü.
Bir kasap ve bir havuç dükkânı
Konar ve göçer Türk kültüründe et, her zaman önde gelen besin kaynakları arasında yer aldı. Türk halkları; at, koyun, keçi ve sığır gibi hayvanları yetiştirdi ve bu hayvanların etlerini günlük yaşamda, ritüellerde ve festivallerde tüketti. Fotoğraflarda kestiği etleri dükkânına asan bir kasap ve havuç çuvalları arasında oturan bir esnaf var.
Sıralı kerpiç dükkânlar
Özbek pazarları sadece modern anlamda çarşılar ve dükkanlar değildi. Pazarlar aynı zamanda kültürlerin, geleneklerin ve dillerin de kesiştiği yerlerdi. Bu küçük dükkânlar arasında haberler yayılır ve anlaşmalar yapılırdı.
Pazarları kaplayan kıl çadırlar
Fotoğraflarda büyük bez veya keçe çadırlar ve açık alanda kurulmuş tezgâhlar görülüyor. Eski dönemlerde Türkistan’da, özellikle de Taşkent gibi ticaret yolları üzerinde bulunan şehirlerde, pazarlar genellikle geçici ya da yarı kalıcı çadır ve tente sistemleriyle kurulurdu. Bu çadırlar hem güneşten hem de kötü hava koşullarından korumak için kullanılır, aynı zamanda satılan ürünlerin korunmasına da yardımcı olurdu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bilinen ilk fotoğraflarıyla Taşkent pazarları
Özbekistan'ın başkenti Taşkent, 19. yüzyılda medeniyetlerin kesişme noktasıydı. Sıkışık sokakları ve küçük çarşılarıyla bir ticaret merkezi olan Taşkent aynı zamanda, tarihî İpek Yolu noktalarından biriydi. Bilinen ilk fotoğraflarıyla Taşkent sokaklarına doğru bir yolculuk yapıyoruz.
Oluşturulma Tarihi: 7 Şubat 2025, Cuma 12:20
Güncellenme Tarihi: 7 Şubat 2025, Cuma 12:26
Medeniyetlerin kesişme noktasında Özbek Türkü esnaflar
Fotoğraflarda sırasıyla satış yapan çocuklar, fümigasyon yapan bir halk hekimi, bıçak satışı yapan bir dükkan ve sandık dükkânı önünde oturan bir adam... Taşkent çarşılarının günlük seyrine bir bakış attığımız bu fotoğraflarda bir halk hekimliği uygulaması görüyoruz. Halk hekimi, elinde tütsü kabı tutuyor, hastayı iyileştirmek için dumanla arınma ya da hastalıkları kovma amaçlı bir ritüel gerçekleştiriyor. Geleneksel Özbek bıçakları ise, süslü sapları ve keskinliğiyle biliniyor.
Kökeldaş Medresesi'ne uzaktan bir bakış
Taşkent'in sıkışık ve dar sokaklarının ufkunda 16. yüzyılda inşa edilen Kökeldaş Medresesi bulunuyor. Kökeldaş Medresesi, Şeybânîler döneminde 1570 yılında inşa edildi. Şehrin ilmi öneminin arttığı dönemlerde medreseye çevrilen bu yapı, Taşkent'in tarihî yapıları arasında yer alıyor.
Kerpiç evlerin arasında küçük bir pazar
36 binden fazla binanın yıkılmasına ve 300 bin kişinin evsiz kalmasına neden olan 1966 depremi öncesinde tarihî kentte kurulan küçük bir pazar, kameranın objektiflerine yansıyor. Fotoğrafın sol köşesinde, doğrudan kameraya bakan Özbek Türkleri geleneksel kıyafetleriyle yer alıyor. Binaların çoğu kerpiçten yapılmış ve üzerleri saz veya çamurla kaplanmış. Arka plandaki sütunlu binanın, çarşıya ait bir han veya resmî bir idari yapı olması muhtemel. Öte yandan bina üzerindeki sütunlu veranda, bir mahkeme veya toplantı alanı da olabileceğini düşündürüyor.
Meyve pazarları
Üst fotoğrafta meyve satıcı yapan bir dükkan bulunurken, alt fotoğrafta ise karpuz ve kavun satışı yapılıyor. Dünyaca ünlü Özbek kavunlarının, "gulabi" ve "mirzaçul" gibi çeşitli türleri bulunur ve kendilerine has tatlı lezzetleri vardır. Fergana Vadisi bölgesinde yetişen karpuzlar ise çok lezzetlidir.
Taşkent'in küçük ticaret dükkânları
Sol üstteki fotoğrafta bakliyat satan bir esnaf oturuyor. Çay satan dükkânın önünde oturan Özbek Türkleri, kameraya dikkat kesilmiş durumda. Sağ alt köşede ise küçük bir bakkal dükkânı yer alıyor.
Özbekistan'ın baktriya develeri
Baktriya develerinin iki hörgücü ve çok daha fazla tüyleri vardır. Bu, çölde daha fazla su depolamalarına ve sert kış aylarında sıcak kalmalarına yardımcı olur. Bu bakımdan bu deve türü, aşırı karasal iklimde evrimleşmiş bir tür olarak kabul edilir. Objektiflerde baktriya develerine yük yüklemiş seyyar satıcılar bulunuyor.
Kentin ortasında bir berber dükkânı
Yukarıda çarşıdaki açık berber dükkânında tıraş olan Özbek Türkleri... Aşağıda ise, kesici aletler ve süs kabağı satan bir Özbek Türkü. Objektifler, Özbek Türklerinin günlük yaşantısını doğrudan bugüne taşıyor. Özbekistan'da eski berber dükkânları; duvarlarında eski aynalar, bakır veya pirinç taraklar, usturalar ve kokulu yağlar bulunan mütevazı mekânlardı. Özellikle kervansarayların yakınındaki berberhâneler, tüccarların ve yolcuların temizlenmek ve dinlenmek için uğradıkları önemli noktalardı. Çocukların ilk tıraşları ise, genellikle mahalledeki en iyi berber tarafından yapılır, bu bir nevi uğur getirmesi için özel bir ritüel olarak sayılırdı. Bununla birlikte berberler toplumda güvenilir kişiler olarak görülürdü.
Bir kasap ve bir havuç dükkânı
Konar ve göçer Türk kültüründe et, her zaman önde gelen besin kaynakları arasında yer aldı. Türk halkları; at, koyun, keçi ve sığır gibi hayvanları yetiştirdi ve bu hayvanların etlerini günlük yaşamda, ritüellerde ve festivallerde tüketti. Fotoğraflarda kestiği etleri dükkânına asan bir kasap ve havuç çuvalları arasında oturan bir esnaf var.
Sıralı kerpiç dükkânlar
Özbek pazarları sadece modern anlamda çarşılar ve dükkanlar değildi. Pazarlar aynı zamanda kültürlerin, geleneklerin ve dillerin de kesiştiği yerlerdi. Bu küçük dükkânlar arasında haberler yayılır ve anlaşmalar yapılırdı.
Pazarları kaplayan kıl çadırlar
Fotoğraflarda büyük bez veya keçe çadırlar ve açık alanda kurulmuş tezgâhlar görülüyor. Eski dönemlerde Türkistan’da, özellikle de Taşkent gibi ticaret yolları üzerinde bulunan şehirlerde, pazarlar genellikle geçici ya da yarı kalıcı çadır ve tente sistemleriyle kurulurdu. Bu çadırlar hem güneşten hem de kötü hava koşullarından korumak için kullanılır, aynı zamanda satılan ürünlerin korunmasına da yardımcı olurdu.