SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Stalin

QHA - Kırım Haber Ajansı - Stalin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Stalin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Derneği ve Kırım Vakfı Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 82. yıl dönümü andı Haber

Kırım Derneği ve Kırım Vakfı Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 82. yıl dönümü andı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarına, 14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türklerine uyguladığı sürgün ve soykırım politikasının bir diğer kurbanı ise 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçay Türkleri, 8 Mart 1944 tarihinde ise Malkar Türkleri olmuştu. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği 2 Kasım Karaçay-Malkay Sürgünü vesilesiyle bir basın bildirisi yayımladı. Bildiride şu ifadeler yer aldı: Kardeş halkımız olan Karaçay Türkleri, Kafkasya’nın orta bölgesinde yaşamlarını sürdürürken, 2 Kasım 1943 tarihinde Sovyet Rusya'nın cani lideri Josef Stalin’in emriyle vatanlarından topyekûn sürgüne gönderilmişlerdir. Hayvan vagonlarıyla günlerce süren yolculuk sırasında ve sürgün yıllarında, kötü yaşam koşulları nedeniyle Karaçay halkının önemli bir kısmı hayatını kaybetmiştir. Sürgün sürecinde yalnızca canların değil, kültürel değerlerin ve yer adlarının da hedef alınması, Karaçay Türklerinin kimliğine yönelik sistematik bir asimilasyon politikasının göstergesidir. Sovyet Rusyası tarafından uzun yıllar haksız suçlamalara maruz bırakılan Karaçay halkı, sürgünün fiziksel ve psikolojik etkilerini nesiller boyu taşımıştır. Günümüzde ise bu tarihî trajedinin zararlarının telafisine yönelik ciddi bir iyileştirme yapılmamıştır. Sürgünün 82. yıl dönümünde Karaçay kardeşlerimizin acılarını paylaşıyor, sürgün şehitlerini rahmetle anıyoruz. KIRIM VAKFI KARAÇAY SÜRGÜNÜ’NÜ ANDI Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı tarafından yayımlanan basın bildirisinde ise şu ifadeler kullanıldı: Sovyet Rusya’nın eli kanlı lideri Stalin tarafından, asılsız iddialarla 2 Kasım 1943 tarihinde ana vatanlarından topluca sürülen, aynı kaderi paylaştığımız kardeş halkımız Karaçay Türklerinin sürgününün 82’inci yılında tüm şehitlerini rahmetle ve minnetle anıyor, yaşadıkları acıyı derin bir hüzünle paylaşıyoruz. Kafkasya’nın orta bölgesinde yüzyıllardır kendi kültürleri ve gelenekleriyle varlıklarını sürdüren Karaçay halkı, insanlık dışı bir uygulamayla vatanlarından koparılmış; zorlu sürgün yolculuğu sırasında binlercesi hayatını kaybetmiştir. Bu trajedi, yalnızca bir halkın değil, bütün Türk dünyasının hafızasında silinmez izler bırakmıştır. Karaçay halkının uğradığı insanlık suçlarının tarih ve adalet önünde mutlaka yargılanacağına olan inancımız tamdır. Bu haklı davalarında kardeşlerimizin yanında olmaya, hak arayışlarında daima destek vermeye devam edeceğiz.

Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 82. yılı Haber

Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 82. yılı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarına, 14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türklerine uyguladığı sürgün ve soykırım politikasının bir diğer kurbanı ise 2 Kasım 1943 tarihinde KaraçayTürkleri, 8 Mart 1944 tarihinde ise Malkar Türkleri olmuştu. Kendilerini Tavlu (dağlı) olarak adlandıran Karaçay ve Balkarlar dil, örf, âdet, din, içtimaî teşkilât, folklor, edebiyat ve tarih itibariyle tek topluluktur. Elbruz (Mingi Tav) dağının bir yamacında Karaçaylar, diğer yamacında Balkarlar yaşamaktadır. Coğrafî ayrılık dışında bu iki kardeş topluluk arasında önemli bir farklılık yoktur. Sağlıklı ve eli silah tutan Karaçay-Malkarlı erkekler muhtelif cephelerde Sovyet ordusu saflarında Almanlara karşı savaşırken aileleri vatanlarından sürülmekteydi. Kayıtlarda sürgün edilen Karaçaylıların sayısı en az 69 bin 267, Malkarlıların sayısı ise 37 bin 713 olarak yer aldı. Bu sayıların yaklaşık yüzde 54’ü çocuk, yüzde 28’i kadın ve yüzde 18’i yaşlı ve savaştan yaralı dönmüş malûl erkeklerden oluşmaktaydı. MADALYALI KAHRAMANLARIN "VATAN HAİNİ" AİLELERİ! İkinci Dünya Savaşı'nın 9 Mayıs 1945 tarihinde sona ermesiyle zorla Sovyet ordusuna alınan ve birçoğuna madalya verilen Karaçay-Malkarlı askerler ailelerine kavuşmak için vatanlarına döndüklerinde; annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, eşlerinin ve çocuklarının vatan hainliğiyle suçlanarak bir gün içerisinde yurtlarından sürgün edildiklerini öğrendi. İkinci Dünya Savaşı sırasında, tıpkı Kırım Tatarlarına ve Ahıska Türklerine uygulandığı gibi Sovyetler Birliği topraklarını işgal eden Almanlarla işbirliği yaptıkları suçlamasıyla Karaçay ve Malkar Türkleri hayvan vagonlarına doldurulmak suretiyle bir gün içerisinde Sovyet yönetimi tarafından topyekûn sürgün edildi. VATANA İLK GERİ DÖNÜŞLER 14 YIL SONRA BAŞLADI SSCB hakimiyetindeki muhtelif bölgelerine gönderilerek sürgün yerlerinde birbirlerinden ayrılması özellikle planlanan Karaçay-Malkarlılar; Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın ücra köşelerine dağıtıldı. Karaçaylılar, Kruşçev’in 1956 yılında Komünist Partisi 20. Kongresindeki gizli konuşmasında Stalin tarafından haksız yere sürüldüklerini belirttiği 5 Sovyet halkından biriydi. Aynı yıl Kruşçev, Karaçaylıların geri dönmeleri ve bu haksızlığın düzeltilmesi yolunda gerekli çalışmaları yapacağına dair garanti vermişti. 14 yıl boyunca Kafkasya’dan uzakta sürgünde yaşayan Karaçay-Malkar halkı, 1957 yılında vatanlarına geri dönmeye başladı. Bir soykırım halini alan sürgünyıllarında Karaçay-Malkarlılar nüfuslarının büyük bölümünü kaybetti. KARAÇAY-MALKARLARIN NÜFUS DEĞİŞMİ 1939 yılında 75 bin 800 kişilik bir nüfusa sahip olan Karaçaylılar 1959 yılında ancak 81 bin 400 kişilik bir nüfusa ulaşabilmişti. Malkarlıların nüfus kaybı ise çok daha fazlaydı. 1939 yılında 42 bin 700 olan Malkar nüfusu, 1959 yılında 42 bin 400’e düşmüştü. 1959 nüfus sayımı sonuçlarına göre sürgünden Kafkasya’ya dönen Karaçaylıların sayısı 67 bin 830 kişiydi. 13 bin 570 Karaçaylı ise sürgün yerlerinde kalmıştı. 1959 yılında Kafkasya’ya dönebilen Malkarlı sayısı ise 34 bin 88 kişiydi. Malkarlıların 8 bin 312’si sürgün yerlerinde kalmıştı.

Topçu'dan Çobanzade ve Cevad için anma mesajı Haber

Topçu'dan Çobanzade ve Cevad için anma mesajı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, 13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent ilan edilmesinin yıl dönümü vesilesiyle yayımladığı mesajda, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yüksek öngörüsüne, Ankara’nın stratejik ve manevi anlamına dikkat çekti. Topçu mesajında ayrıca şehadetlerinin seneidevriyesi olan Kırım Tatar aydın Bekir Sıtkı Çobanzade ve Azerbaycan millî marşının yazarı Ahmed Cevad'ı andı. Yalçın Topçu mesajında şu ifadelere yer verdi: "13 Ekim 1923; 'Ben Ankara'yı hükûmet merkezi yapmakla büsbütün başka hedef güttüm. Türk'ün imkânsızı imkânlı hale getiren kudretini, dünyaya bir kere daha tekrar etmek istedim.' diyen, Cumhuriyetimizin kurucusu Millî Mücadele’mizin Başkomutanı Büyük Atatürk’ün yüksek öngörüsüyle güzel Ankara’mızın başkent olarak resmen kabul edilmesinin yıl dönümüdür!.. Türkiye; milletçe korunan siyasi istikrarıyla, öngörülü, ferasetli ve pulat iradeli siyasi erkinin yönetimiyle ve Cenab-ı Hakk'ın yardımıyla, gelişerek ve güçlenerek, “Her alanda tam bağımsız terörsüz Türkiye” hedefine doğru hızla ilerlemektedir!.. Günümüzde mağdur, masum ve mazlumların adeta Medine’si olan Ankara’mızı, dünya başkentleri arasındaki var olan müstesna yerini en üst sıralara çıkartmak için azami gayret ile çalışmak, yerel ve merkezi yönetim erklerinin görevleri olmasının yanı sıra, hepimizinde vatandaşlık görevidir!.. Milli Mücadele’mizin karargâhı olan Ankara’mızı başkent yapan Büyük Atatürk’ü, kahraman şehit ve gazilerimizi, rahmet, minnet, saygı ve şükranla anıyor, Ankara’mızın başkent oluşunun yıl dönümünü en içten duygularımızla kutluyoruz!.. 13 Ekim aynı zamanda; Sovyet Rusya’nın sapkın diktatörü katil Stalin’in, “Büyük Temizlik" diyerek yaptırdığı katliamda,“Türk birliği”nin iki büyük serdengeçti ve mütefekkir evlatlarının da şehadetle buluşmalarının yıl dönümüdür!.. 1892’de Can Azerbaycan’ın Gence şehrinin Şemkir bölgesi Seyfeli köyünde doğan,Türk dünyasının büyük evladı “Çırpınırdın Karadeniz”in yazarı ve Can Azerbaycan’ın Milli Şairi şehit Ahmed Cevad ile 1893 senesinde Kırım'ın Karasubazar şehrinde doğan,Türkolog Bekir Sıtkı Çobanzade; Türkiye için casusluk, Sultangaliyevci ve Pantürkist olmakla suçlanıp, 13 Ekim 1937’de Bakü’de kurşuna dizilerek, mezarsız ve kefensiz şehidlerimizin kervanına dahil edilmişlerdir!.. Şehid atalarımız, Ahmed Cevad’ı ve Bekir Sıtkı Çobanzade’yi saygı, rahmet ve şükranla, zalim rejimi ve yöneticilerini lanet ve Nefretle her daim anacak, unutmayıp ve de unutturmayacağız!.."

Dağıstan'daki bir caddeye SSCB'nin eli kanlı lideri Stalin'in adı verildi! Haber

Dağıstan'daki bir caddeye SSCB'nin eli kanlı lideri Stalin'in adı verildi!

İşgalci Rusya'nın yayılmacı emelleri ve Sovyetler Birliği'ne dönme hayalleri Dağıstan'daki Rus yanlısı yetkililerin gerçekleştirdiği eylemle bir kez daha kanıtlandı. Dağıstan'ın Kaspiysk kentindeki bir caddeye Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in adının verilmesi kararlaştırıldı. Merkez meydanında yer alan Dağıstan Dizel Anonim Şirketinin önündeki caddenin isminin değiştirilmesi için düzenlenen törene; Kaspiysk Belediye Başkan Yardımcısı Gusein Unkilov, Kent Askeri Komiseri Albay Marat Paşaev, Santral Genel Müdür Yardımcısı Ruslan Kasumov ve birçok kamu yetkilisi katıldı. STALİN'İN KANLI VAHŞETLERİ GÖRMEZDEN GELİNDİ Genel Müdür Yardımcısı Kasumov, binlerce Türkü katleden diktatör Stalin'in adının verilmesinin "anavatana verdiği hizmetin bir ödülü" olarak değerlendirdi. Kasumov, "Bugün fabrikamız, ülke ve dünya tarihine önemli bir isim katmış olan Josef Stalin için bir anıtıın açılışını yapmaktan onur duyuyor. Bu alanda 182 numaralı fabrikanın kurulması girişimini destekleyen Stalin'di. Bu fabrika olmasaydı Kaspiysk olmazdı ve dolayısıyla biz de olmazdık." yorumunu yaptı ve eli kanlı diktatörün dünya tarihindeki yerinin önemli olduğunu ileri sürerek algıları başka yöne çekti. İsmin caddeye verildiği törende katılımcılar tabelanın olduğu yere çiçek bıraktı. DAĞISTAN HALKI KARŞI ÇIKMIŞTI Meydana Stalin'in adının verilmesinin kararı bu yıl 25 Mart'ta Kaspiysk şehir yönetiminin kararnamesiyle onaylanmıştı. Kaspiysk yönetimi 2018 yılında Mira Caddesi'nin adının IV. Stalin Caddesi olarak değiştirilmesini önermiş, ancak bölge sakinlerinin protestoları nedeniyle söz konusu öneriyi geri çekmişti. Josef Stalin, iktidarda olduğu 33 yıl boyunca birçok Türkü sözde siyasî gerekçelerle mahkûm etmiş ve daha sonra yüz binlercesini yargısız infaz etmişti. 18 MAYIS KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı.

Rusya'da eli kanlı Sovyet diktatörü Stalin'in anıtı dikildi! Haber

Rusya'da eli kanlı Sovyet diktatörü Stalin'in anıtı dikildi!

Rus propaganda basını, 18 Ağustos 2023 tarihinde Rusya’nın Pskov bölgesine bağlı Velikie Luki şehrinde eli kanlı Sovyet diktatörü Josef Stalin için bir anıt dikildiğini bildirdi. Sovyet diktatörü Stalin’in anıtını, heykeltıraş Mihail Krasilnikov’un tasarladığı aktarıldı. Anıt, Rusya Şövalyeleri Kültürel Mirasını Koruma Vakfının girişimiyle inşa edildi. ANITI TASARLAYAN HEYKELTIRAŞ MİHAİL KRASİLNİKOV, KATİL VE SOYKIRIMCI STALİN’İ ÖVDÜ Heykeltıraş Mihail Krasilnikov, eli kanlı diktatör Stalin’i övmekten de çekinmedi. Krasilnikov, “Böyle harika adamlarımız olduğunu hatırlamalıyız, bu da çabalayacak bir şeyimiz olduğu anlamına gelir. Genel olarak, bir kişi atalarının düzgün insanlar olduğunu bilirse, hayat çok daha kolay olacaktır” ifadelerini kullanarak, bir skandala daha imza attı. Rus papaz, eli kanlı Sovyet diktatörü Stalin'i kutsadı!https://t.co/5U9LbIquht pic.twitter.com/RTq9yxC7cK — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) August 18, 2023 STALİN ANITI İÇİN FABRİKA BAHÇESİ UYGUN GÖRÜLDÜ Stalin’in planlanan anıtının 2019 yılında Volgograd’da inşa edilmesi gerekirken, şehir yönetimi buna karşı çıkmıştı. Rus propaganda basını bu kararı, "Bölgesel yetkililerin konumu nedeniyle bunu uygulamak mümkün olmadı" ifadesini kullandı. Anıtın, Moskova ve Voronej’de inşa edilme ihtimaline karşı harekete geçildiğini ancak bunun da yetkililerden onay almadığı ortaya çıktı. İşgalci Rus devletinin yetkilileri, Sovyet diktatörüne perakende ve depo tesisleri için raf üretimi yapan fabrika arazisini layık gördü. ATEİZM TARAFTARI STALİN'E DİNİ KUTSAMA! Velikie Luki şehrinde inşa edilen Stalin anıtının açılış töreninde Rus papazın, anıtı kutsadığı görüldü. Sovyetler Birliği’nin eli kanlı diktatörü Josef Stalin, ateizmi en çok teşvik eden isim olarak tarihe geçti. Diktatör Stalin, dinler için, “Din bir zehirdir, zehir gibi yok edilmelidir" ifadelerini kullanmıştı.

İşgalciler, Kırım'da katil Stalin'in büstünü dikmek istiyor! Haber

İşgalciler, Kırım'da katil Stalin'in büstünü dikmek istiyor!

Kırım’ın Kremlin kontrolündeki kukla yönetimi, 18 Mayıs 1944’te ana vatan Kırım’dan tüm Kırım Tatar halkını sürgün ederek on binlercesinin ölümüne sebep olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) katil lideri Josef Stalin'in Akyar’da (Sivastopol) büstünü dikmeyi planlıyor. Rusya Komünist Partisinin sözde Akyar Komitesi Başkanı Vasiliy Parhomenko, Akyar’daki tren istasyonunun girişinde, eli kanlı Sovyet diktatörü Josef Stalin'in büstünü dikmeye hazırlandıklarını açıkladı. Daha önce bu meydanda Stalin anıtının yer aldığını hatırlatan Parhomenko, "Sanırım önümüzdeki yıl anıtı tamamen restore edemesek de, çünkü eski anıt oldukça büyüktü, beş metre yüksekliğinde olacak… Ama en azından bu yerde bir büst dikebiliriz" sözlerini sarf etti. KIRIM'DA İŞGALCİLER, "HALKLARIN KATİLİ" STALİN'İN BÜSTÜNÜ DİKECEK! Parhomenko, ankete katılan yaklaşık üç bin Akyar sakininin büstün yerleştirilmesine destek verdiğini iddia etti. Rus yetkiliye göre, anıtın finansmanı bütçeden değil "halkın parasıyla" karşılanacak. Parhomenko, büstün maliyetinin yaklaşık 2-3 milyon ruble olacağını belirtti. Akyar’daki tren istasyonunun girişinde 1950’li yıllarda 5 metrelik Stalin anıtı yer alıyordu. Ancak daha sonra kanlı diktatörün heykeli kaldırılmıştı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Ana vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.