SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tiananmen Katliamı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tiananmen Katliamı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tiananmen Katliamı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çin'den katliam sansürü! Haber

Çin'den katliam sansürü!

Çin tüm dünyadan gizlemeye çalıştığı Tiananmen Katliamı'nın 36. yılında bir kez daha sansür uyguladı. 1989 yılında demokrasiden yana olan göstercileri katleden Çin Komünist Partisi (ÇKP) rejimi her yıl olduğu gibi bu sene de 4 Haziran'da geniş kapsamlı önlemler aldı. TİANANMEN ANNELERİNİN MEZARLIK ZİYARETİNDE ÇİNLİ POLİS DEVRİYE GEZDİ Güvenlik nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen Çinli bir muhabir Radio Free Asia'ya (RFA) yaptığı açıklamada, "Yetkililer 4 Haziran olayına karşı diğer günlerden daha hassaslar." yorumunda bulundu. Muhabir, "Tiananmen Anneleri'nin anma töreni insanlığın en temel ifadesidir ancak aynı zamanda politik bir eylem olarak da görülmektedir." ifadelerini kullandı. Ayrıca muhabir, Tiananmen Anneleri Grubu'nun mezarlık ziyareti sırasında Çinli polislerin devriye gezdiği ve arabaların yol kenarlarına park edilmesinin yasaklandığını ifade etti. TELEFON HATLARI KESİLDİ Şi Cinping yönetimindeki Çin hükûmeti, 36 yıl önceki utancını gizlemek için Tiananmen Anneleri Grubu'na üye kadınların telefon hatlarını kesti. Tiananmen Anneleri 31 Mayıs'ta açık bir mektup yayımlayarak, Çin hükûmetine yönelik taleplerini yineledi. Anneler, Çin'den söz konusu katliamın kamuoyuna açıklanmasını, tazminat ödemesini ve sorumluların yargı önünde cezalandırılmasını talep ediyor. TİANANMEN KATLİAMI'NIN 36. YILI 1949’dan bu yana ülkedeki bütün etnik grupları demir yumrukla yöneten Çin Komünist Parti rejimi, 1980’lerin ilk yarısından itibaren toplumun farklı kesimlerinden yükselen değişim talepleri ile karşı karşıya kaldı. EŞİTSİZLİK, FAKİRLİK VE DİKTATÖRLÜK Dünyada Soğuk Savaş ürünü diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı yıllarda Çin’de Komünist Partinin hayatın her alanındaki mutlak kontrolü, yozlaşma ve siyasi çürüme kamuoyunda siyasal yenilik isteklerini kuvvetlendirmişti. Ülkede farklı etnik gruplar üzerindeki baskıların kaldırılması, azınlık bölgelerine daha fazla özerklik verilmesi, dini özgürlüklerin tanınması, anayasal ve ekonomik değişimlerin yapılması yönünde talepler yükseliyordu. ÇİN BASKISINA KARŞI BÖLGELERDE AYAKLANMALAR BAŞLADI Ancak Komünist Parti içerisinde radikal kanat halkın gelişim taleplerine direnç gösteriyordu. Ekonomide liberalleşme ve verilen kısmi özgürlükler, daha fazla özgürlük isteyen üniversite öğrencileri, işçiler ve aydınlar tarafından yeterli bulunmadı. Komünist Partinin kurduğu dikta rejimine karşı, Çin’in önemli şehirlerinde ve halkın devlet destekli ayrımcılığa maruz kaldığı Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan gibi etnik grupların ağırlıklı olarak yaşadığı pek çok bölgede hükûmete karşı ayaklanmalar başladı. ÇİN'İN KALBİ PEKİN'E DEMOKRASİ TANRIÇASI HEYKELİ DİKİLDİ Tarih, 15 Nisan 1989'u gösterdiğinde, ülke genelindeki eşitsizlik, Çin Komünist Partisinin insan hakları ihlalleri ve baskılarına dur demek için çoğunluğu öğrenci ve öğretmenlerden oluşan yüz binlerce demokrasi yanlısı aktivist, Pekin’deki en önemi meydanlardan Tiananmen Meydanı’nda toplandı. Gösterilerin ilk günlerinde eylemlere müdahale etmeyen hükûmet, 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etti. Komünist Parti hükûmetinin geri adım atmak yerine daha da sertleşmesi ve sivil halkın taleplerini göz ardı etmesi öğrencileri daha fazla direnmeye sevk etti. Öğrenciler, Tiananmen Meydanı'ndaki komünist lider Mao Zedong'un portresinin karşısına Demokrasi Tanrıçası'nın heykelini dikti. ÇİN ASKERLERİ HALKI ÇAPRAZ ATEŞE ALDI Barışçıl gösterileri "devrim karşıtı isyan" olarak nitelendiren Komünist rejim, 4 Haziran 1989 sabahı Tiananmen Meydanı'ndaki kalabalığın üzerine 200 bin Çinli askeri gönderdi. Katliama dönüşen barışçıl gösteride meydandaki on binlerce öğenci çapraz ateşe tutuldu. Askerler öğrenci, öğretmen ve sivil halk fark etmeksizin herkesi katletti. EKONOMİSİNE GÜVENEN ÇİN 4 Haziran tarihi Çin’in en büyük katliamlarından biri olarak tarihin sayfalarına yazıldı. Ekonomik gücüne güvenen için Çin hala bölgede ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk ve Müslüman topluluklara soykırım uygulamaya devam ediyor.

Tayvan ve ABD Tiananmen Katliamı'nı unutmadı Haber

Tayvan ve ABD Tiananmen Katliamı'nı unutmadı

Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Çin'in 1989 yılında Tiananmen Meydanı'nda gerçekleştirdiği vahşeti 36. yılında andı. Devlet Başkanı Lai ve Bakan Rubio, demokrasiden yana göstericilerin katledilmesinin unutulmayacağını dile getirdi. TAYVAN TARİHİ UNUTMAYI REDDEDİYOR Devlet Başkanı Lai, Çin rejimine karşı direniş gösteren eylemcilerin cesaretini övdüğü açıklamasında, insan haklarının önemine işaret etti. Katliamın unutulmaması gerektiğinin altını çizen Lai, "4 Haziran Tiananmen olayının anılması sadece tarihin yasını tutmak değil, aynı zamanda bu anıyı yaşatmaktır. Otoriter hükûmetler çoğu zaman sessiz kalmayı ve tarihi unutmayı tercih ederken, demokratik toplumlar gerçeği korumayı ve insan hakları fikrine hayatlarını ve hayallerini verenleri unutmayı reddederler. Sadece tarihi unutmayı reddetmekle kalmıyoruz, temel değerlerimizi her gün yaşatacağız." yorumunda bulundu. "ÇKP GERÇEKLERİ SANSÜRLEMEYE ÇALIŞIYOR ANCAK DÜNYA BUNU ASLA UNUTMAYACAK" Çin halkının cesaretine vurgu yapan Rubio ise "Bugün, temel özgürlüklerini kullanmaya çalışırken öldürülen Çin halkının cesaretini ve 4 Haziran 1989 olaylarının hesabını sormaya ve adalet aramaya devam eden zulüm görenleri anıyoruz. ÇKP gerçekleri aktif olarak sansürlemeye çalışıyor, ancak dünya bunu asla unutmayacak" ifadelerini kullandı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun yanlış yorumlarının tarihi gerçekleri kötü niyetli bir şekilde çarpıttığını ve Çin'in iç işlerine müdahale ettiğini öne sürerek Çin'in ABD'den şikayetçi olduğunu söyledi. TİANANMEN KATLİAMI'NIN 36. YILI 1949’dan bu yana ülkedeki bütün etnik grupları demir yumrukla yöneten Çin Komünist Parti rejimi, 1980’lerin ilk yarısından itibaren toplumun farklı kesimlerinden yükselen değişim talepleri ile karşı karşıya kaldı. EŞİTSİZLİK, FAKİRLİK VE DİKTATÖRLÜK Dünyada Soğuk Savaş ürünü diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı yıllarda Çin’de Komünist Partinin hayatın her alanındaki mutlak kontrolü, yozlaşma ve siyasi çürüme kamuoyunda siyasal yenilik isteklerini kuvvetlendirmişti. Ülkede farklı etnik gruplar üzerindeki baskıların kaldırılması, azınlık bölgelerine daha fazla özerklik verilmesi, dini özgürlüklerin tanınması, anayasal ve ekonomik değişimlerin yapılması yönünde talepler yükseliyordu. ÇİN BASKISINA KARŞI BÖLGELERDE AYAKLANMALAR BAŞLADI Ancak Komünist Parti içerisinde radikal kanat halkın gelişim taleplerine direnç gösteriyordu. Ekonomide liberalleşme ve verilen kısmi özgürlükler, daha fazla özgürlük isteyen üniversite öğrencileri, işçiler ve aydınlar tarafından yeterli bulunmadı. Komünist Partinin kurduğu dikta rejimine karşı, Çin’in önemli şehirlerinde ve halkın devlet destekli ayrımcılığa maruz kaldığı Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan gibi etnik grupların ağırlıklı olarak yaşadığı pek çok bölgede hükûmete karşı ayaklanmalar başladı. ÇİN'İN KALBİ PEKİN'E DEMOKRASİ TANRIÇASI HEYKELİ DİKİLDİ Tarih, 15 Nisan 1989'u gösterdiğinde, ülke genelindeki eşitsizlik, Çin Komünist Partisinin insan hakları ihlalleri ve baskılarına dur demek için çoğunluğu öğrenci ve öğretmenlerden oluşan yüz binlerce demokrasi yanlısı aktivist, Pekin’deki en önemi meydanlardan Tiananmen Meydanı’nda toplandı. Gösterilerin ilk günlerinde eylemlere müdahale etmeyen hükûmet, 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etti. Komünist Parti hükûmetinin geri adım atmak yerine daha da sertleşmesi ve sivil halkın taleplerini göz ardı etmesi öğrencileri daha fazla direnmeye sevk etti. Öğrenciler, Tiananmen Meydanı'ndaki komünist lider Mao Zedong'un portresinin karşısına Demokrasi Tanrıçası'nın heykelini dikti. ÇİN ASKERLERİ HALKI ÇAPRAZ ATEŞE ALDI Barışçıl gösterileri "devrim karşıtı isyan" olarak nitelendiren Komünist rejim, 4 Haziran 1989 sabahı Tiananmen Meydanı'ndaki kalabalığın üzerine 200 bin Çinli askeri gönderdi. Katliama dönüşen barışçıl gösteride meydandaki on binlerce öğenci çapraz ateşe tutuldu. Askerler öğrenci, öğretmen ve sivil halk fark etmeksizin herkesi katletti. EKONOMİSİNE GÜVENEN ÇİN 4 Haziran tarihi Çin’in en büyük katliamlarından biri olarak tarihin sayfalarına yazıldı. Ekonomik gücüne güvenen için Çin hala bölgede ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk ve Müslüman topluluklara soykırım uygulamaya devam ediyor.

Tiananmen Katliamı'nda oğlunu kaybeden Çinli kadın, polislerin takibine takıldı Haber

Tiananmen Katliamı'nda oğlunu kaybeden Çinli kadın, polislerin takibine takıldı

Baskıcı Çin rejiminin 1989'da gerçekleştirdiği Tiananmen Katliamı'nda hayatını kaybeden Wang Nan'ın 88 yaşındaki annesi Zhang Xianling, vahşetin 36. yılında Çin hükûmetinin gözetimi altında oğlunun mezarına gidiyor. SİLİNEN KAYITLARIN KAMUOYUNA GÖSTERİLMESİ İÇİN KURUMLARA MEKTUP GÖNDERİYOR Tiananmen Annelerinin kurucularından olan Zhang, hükûmetin kayıtlarını sildiği katliamın görüntülerini kamuoyuna göstermesi, tazminat ödemesi ve ölümlerden sorumluların hesap vermesi için Çinli kurumlara mektuplara yazıyor. Yürüyemeyecek halde olan Zhang, Radio Free Asia'ya (Özgür Asya Radyosu/RFEL) yaptığı açıklamada, fizik tedavi alıyor olmasına rağmen her yıl 4 Haziran'da oğlunun mezarının başına gittiğini dile getirdi. "BENİ YAKIN TAKİBE ALDILAR" Zhang geçen yıl 4 Haziran'da telefon hattının kesildiğini, bu sene ise takibe alındığını kaydetti. "Beni yakın takibe aldılar" açıklamasını yapan Zhang, son Pekin dışı ziyaretinde eve dönerken devlet güvenlik ajanlarının kendisini arayıp kapısının önüne birini görevlendireceklerini söylediğini belirtti. Zhang, "Ertesi sabah saat 6'da kapımı korumak için birini gönderdiler. Neden benden bu kadar korkuyorlar bilmiyorum. 88 yaşındayım ve 200 metre yürümem gerekiyorsa tekerlekli sandalye kullanmak zorundayım. Bu kadar korkutucu muyum?" ifadelerini kullandı. ÇİNLİ POLİSLER KATLİAMI GAZETECİLERDEN SAKLI TUTMASINI İSTEDİ Ayrıca Zhang Çinli polislere, "Benden muhabirleri görmeyeceğime ve hiçbir şey söylemeyeceğime dair söz istediler, 'Bunu yapamam' dedim. Söylentiler yayarsam ve beni tutuklarsanız itirazım olmadığını söyledim. Söylediğim her şeyin doğru olduğunu söyledim. Siz (Çin hükûmeti) gerçeği söylemiyorsunuz ve insanlar bana sormaya gelirse, söylemez miyim? İnsanlar bana, muhabir olsunlar ya da olmasınlar, gelirse onlara 4 Haziran'ı anlatırım." dediğini aktardı. Acısının kalbine kazındığını ve hiç geçmediğini dile getiren Çinli kadın, devletinin gerçekleştirdiği katliamı unutamıyor. 4 HAZİRAN'DA ÖLENLER İÇİN ADALET ÇAĞRISI Rejimin ne kadar güçlü olursa olsun ortadan kaldırılamacayağının altını çizen Zhang, şuları söyledi: "4 Haziran olayında ölenler için adalet aramak istiyoruz. Bu kesin inancımız var, bu yüzden şimdiye kadar ısrar ettik. Sadece çocuklarıma annemin hala ısrar ettiğini ve yetkililere de hala ısrar ettiğimizi söylemek istiyorum. Katliamı halkın gözü önünde gerçekleşti, bu yüzden kolayca unutulacak bir şey değil. Victoria Park'taki (Hong Kong) mumlar kuvvetli rüzgarla sönmüş olsa da, vicdan sahibi her insanın kalbinde adalet kıvılcımı hala yanıyor. Bir kıvılcım olduğu ve bir kişinin anması olduğu sürece, ailemiz için anlamlıdır... Kaç kişi olursa olsun, bizim için bir tür teselli ve destektir ve aynı zamanda bize manevi güç verir." Çocuklarının nerede ve nasıl öldürüldükleriyle ilgili olarak katliamın 20. yılında ayrıntılı bir harita hazırlayan anneler, her yıl çocuklarının mezarlarının başına gidiyor. Çin'de konuşulması yasak olan Tinanmen Katliamı kayıpları ise günümüzde hala bilinmiyor. TİANANMEN KATLİAMI 1949’dan bu yana ülkedeki bütün etnik grupları demir yumrukla yöneten Çin Komünist Parti rejimi, 1980’lerin ilk yarısından itibaren toplumun farklı kesimlerinden yükselen değişim talepleri ile karşı karşıya kaldı. EŞİTSİZLİK, FAKİRLİK VE DİKTATÖRLÜK Dünyada Soğuk Savaş ürünü diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı yıllarda Çin’de Komünist Partinin hayatın her alanındaki mutlak kontrolü, yozlaşma ve siyasi çürüme kamuoyunda siyasal yenilik isteklerini kuvvetlendirmişti. Ülkede farklı etnik gruplar üzerindeki baskıların kaldırılması, azınlık bölgelerine daha fazla özerklik verilmesi, dini özgürlüklerin tanınması, anayasal ve ekonomik değişimlerin yapılması yönünde talepler yükseliyordu. ÇİN BASKISINA KARŞI BÖLGELERDE AYAKLANMALAR BAŞLADI Ancak Komünist Parti içerisinde radikal kanat halkın gelişim taleplerine direnç gösteriyordu. Ekonomide liberalleşme ve verilen kısmi özgürlükler, daha fazla özgürlük isteyen üniversite öğrencileri, işçiler ve aydınlar tarafından yeterli bulunmadı. Komünist Partinin kurduğu dikta rejimine karşı, Çin’in önemli şehirlerinde ve halkın devlet destekli ayrımcılığa maruz kaldığı Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan gibi etnik grupların ağırlıklı olarak yaşadığı pek çok bölgede hükûmete karşı ayaklanmalar başladı. ÇİN'İN KALBİ PEKİN'E DEMOKRASİ TANRIÇASI HEYKELİ DİKİLDİ Tarih, 15 Nisan 1989'u gösterdiğinde, ülke genelindeki eşitsizlik, Çin Komünist Partisinin insan hakları ihlalleri ve baskılarına dur demek için çoğunluğu öğrenci ve öğretmenlerden oluşan yüz binlerce demokrasi yanlısı aktivist, Pekin’deki en önemi meydanlardan Tiananmen Meydanı’nda toplandı. Gösterilerin ilk günlerinde eylemlere müdahale etmeyen hükûmet, 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etti. Komünist Parti hükûmetinin geri adım atmak yerine daha da sertleşmesi ve sivil halkın taleplerini göz ardı etmesi öğrencileri daha fazla direnmeye sevk etti. Öğrenciler, Tiananmen Meydanı'ndaki komünist lider Mao Zedong'un portresinin karşısına Demokrasi Tanrıçası'nın heykelini dikti. ÇİN ASKERLERİ HALKI ÇAPRAZ ATEŞE ALDI Barışçıl gösterileri "devrim karşıtı isyan" olarak nitelendiren Komünist rejim, 4 Haziran 1989 sabahı Tiananmen Meydanı'ndaki kalabalığın üzerine 200 bin Çinli askeri gönderdi. Katliama dönüşen barışçıl gösteride meydandaki on binlerce öğenci çapraz ateşe tutuldu. Askerler öğrenci, öğretmen ve sivil halk fark etmeksizin herkesi katletti. EKONOMİSİNE GÜVENEN ÇİN 4 Haziran tarihi Çin’in en büyük katliamlarından biri olarak tarihin sayfalarına yazıldı. Ekonomik gücüne güvenen için Çin hala bölgede ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk ve Müslüman topluluklara soykırım uygulamaya devam ediyor.

Tayvanlı Akademisyen: Çin'deki İnsan Hakları İhlalleri ve Uygur Soykırımı hala devam ediyor! Haber

Tayvanlı Akademisyen: Çin'deki İnsan Hakları İhlalleri ve Uygur Soykırımı hala devam ediyor!

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Çin Komünist Partisi rejiminin yakın dönem tarihinde halka yönelik uyguladığı büyük katliamlardan birisi olan Tiananmen Katliamı, Tayvanlı Çinliler tarafından başkent Taipei'deki Özgürlük Meydanı'nda lanetlendi. Tayvan'daki Çin Demokrasi Akademisi Genel Müdürü Tsang Chien-yuan, Çin'in Tiananmen Katliamı, Çin'deki insan hak ihalleleri ve Doğu Türkistan'daki soykırımı QHA'ya değerlendi. Tiananmen Katliamı'nın acı hatıralarıyla birlikte, Tsang Chien-yuan, Çin Komünist Partisi rejiminin hala halkına yönelik baskıcı politikalarını ve bu durumun yoğunlaştığını belirtti. "ÇİN KOMÜNİST PARTİSİ REJİMİ HÂLÂ HALKINA BASKI YAPIYOR" Röportajda Tsang Chien-yuan, "Tiananmen'da öğrencilere yönelik katliamı başlatan Çin Komünist Partisi rejimi hâlâ halkına baskı yapıyor ve bu durum yoğunlaşıyor. Otoriter Çin geçmişte olduğundan daha güçlü. Eskiden kendi halkını tehdit ediyordu ama şimdi artık Hint-Pasifik bölgemizdeki insanları ve ülkeleri tehdit ediyor" ifadelerini kullanarak, Çin'in iç politikada ve uluslararası alanda artan baskısına dikkat çekti. "EĞİTİM, SAĞLIK VE İŞ İMKANLARI GİBİ TEMEL HİZMETLERE ERİŞİMDE BÜYÜK EŞİTSİZLİKLER VAR" Ayrıca, Tsang Chien-yuan, Çin'deki eşitsizlik ve adaletsizlik konularına da değindi, "Çin'de yaşayan milyonlarca insan, temel insan haklarından mahrum bırakılıyor ve adil bir yaşam mücadelesi veriyor. Eğitim, sağlık ve iş imkanları gibi temel hizmetlere erişimde büyük eşitsizlikler var. Bu adaletsizlikler, rejimin halkına karşı uyguladığı baskının bir parçasıdır" dedi. TAYVALI AKADEMİSYENDEN DOĞU TÜRKİSTAN ÇIKIŞI Röportajın devamında, Tsang Chien-yuan, Çin'deki insan hakları ihlalleri ve Doğu Türkistan'daki Uygur soykırımı gibi önemli konuların hala uluslararası kamuoyunun gündeminde olduğunu ve bu konularda daha fazla bilinç ve eylemin gerekliliğine dikkat çekerek, "Uygur Türkleri ve diğer Müslüman toplumlar, Çin hükumetinin sistematik zulmüne maruz kalıyor. Toplama kampları, zorla çalıştırma, kültürel asimilasyon ve diğer insanlık dışı uygulamalar, bu soykırımın vahşi boyutlarını ortaya koyuyor. Uluslararası toplum, bu insanlık dramına sessiz kalmamalı ve acilen harekete geçmeli" ifadelerini kullandı. "ÇİN'İN BASKICI POLİTİKALARINA KARŞI DAHA FAZLA DİKKAT VE EYLEM GÖSTERMESİ GEREKİYOR" Tsang Chien-yuan'a göre, Çin'in artan gücü ve etkisi, bölgesel istikrarı tehdit ediyor ve özgürlükçü değerlere sahip ülkeler için ciddi bir endişe kaynağı oluşturuyor. Tsang Chien-yuan ayrıca, Çin'in uluslararası alandaki etkisinin, insan hakları ihlalleri gibi iç konuları da etkilediğini belirtti ve "Çin'in artan gücü, uluslararası toplumun insan hakları ihlalleri ve adaletsizlik konularında sessiz kalmasına neden olabilir. Bu nedenle, uluslararası toplumun, Çin'in baskıcı politikalarına karşı daha fazla dikkat ve eylem göstermesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Bir Çin vahşeti: Tiananmen Katliamı Haber

Bir Çin vahşeti: Tiananmen Katliamı

1949’dan bu yana ülkedeki bütün etnik grupları demir yumrukla yöneten Çin Komünist Parti rejimi, 1980’lerin ilk yarısından itibaren toplumun farklı kesimlerinden yükselen değişim talepleri ile karşı karşıya kaldı. Bir Çin vahşeti: Tiananmen Katliamı pic.twitter.com/8Flt1h5zjC — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) June 4, 2024 EŞİTSİZLİK, FAKİRLİK VE DİKTATÖRLÜK Dünyada Soğuk Savaş ürünü diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı yıllarda Çin’de Komünist Partinin hayatın her alanındaki mutlak kontrolü, yozlaşma ve siyasi çürüme kamuoyunda siyasal yenilik isteklerini kuvvetlendirmişti. Ülkede farklı etnik gruplar üzerindeki baskıların kaldırılması, azınlık bölgelerine daha fazla özerklik verilmesi, dini özgürlüklerin tanınması, anayasal ve ekonomik değişimlerin yapılması yönünde talepler yükseliyordu. ÇİN BASKISINA KARŞI BÖLGELERDE AYAKLANMALAR BAŞLADI Ancak Komünist Parti içerisinde radikal kanat halkın gelişim taleplerine direnç gösteriyordu. Ekonomide liberalleşme ve verilen kısmi özgürlükler, daha fazla özgürlük isteyen üniversite öğrencileri, işçiler ve aydınlar tarafından yeterli bulunmadı. Komünist Partinin kurduğu dikta rejimine karşı, Çin’in önemli şehirlerinde ve halkın devlet destekli ayrımcılığa maruz kaldığı Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan gibi etnik grupların ağırlıklı olarak yaşadığı pek çok bölgede hükûmete karşı ayaklanmalar başladı. ÇİN'İN KALBİ PEKİN'E DEMOKRASİ TANRIÇASI HEYKELİ DİKİLDİ Tarih, 15 Nisan 1989'u gösterdiğinde, ülke genelindeki eşitsizlik, Çin Komünist Partisinin insan hakları ihlalleri ve baskılarına dur demek için çoğunluğu öğrenci ve öğretmenlerden oluşan yüz binlerce demokrasi yanlısı aktivist, Pekin’deki en önemi meydanlardan Tiananmen Meydanı’nda toplandı. Gösterilerin ilk günlerinde eylemlere müdahale etmeyen hükûmet, 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etti. Komünist Parti hükûmetinin geri adım atmak yerine daha da sertleşmesi ve sivil halkın taleplerini göz ardı etmesi öğrencileri daha fazla direnmeye sevk etti. Öğrenciler, Tiananmen Meydanı'ndaki komünist lider Mao Zedong'un portresinin karşısına Demokrasi Tanrıçası'nın heykelini dikti. ÇİN ASKERLERİ HALKI ÇAPRAZ ATEŞE ALDI Barışçıl gösterileri "devrim karşıtı isyan" olarak nitelendiren Komünist rejim, 4 Haziran 1989 sabahı Tiananmen Meydanı'ndaki kalabalığın üzerine 200 bin Çinli askeri gönderdi. Katliama dönüşen barışçıl gösteride meydandaki on binlerce öğenci çapraz ateşe tutuldu. Askerler öğrenci, öğretmen ve sivil halk fark etmeksizin herkesi katletti. EKONOMİSİNE GÜVENEN ÇİN  4 Haziran tarihi Çin’in en büyük katliamlarından biri olarak tarihin sayfalarına yazıldı. Ekonomik gücüne güvenen için Çin hala bölgede ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk ve Müslüman topluluklara soykırım uygulamaya devam ediyor.

Tayvan'da hapishanede kalmak, Çin'de yaşamaktan daha güvenilir Haber

Tayvan'da hapishanede kalmak, Çin'de yaşamaktan daha güvenilir

Soykırımcı Çin yönetimi tarafından 4 Haziran 1989'da geniş yankı uyandıran Tiananmen Katliamı'na eleştiri getiren Çin muhalifi Chen Siming, ülkesinden kaçmak için her türlü yolu denedi. Siming, Çin'in siyasi zulmünden kurtulmak, ABD'ye veya Kanada'ya sığınma talebinde bulunmak için Tayvan'a kaçtı.  "ÇİN'İN ONURUMU AYAKLAR ALTINA ALMASINI ARTIK KABUL EDEMEM" Sosyal medya platformuna yüklediği videoda Tayvan Taoyuan Uluslararası Havalimanı'nın geçiş bölgesinde olduğunu dile getiren Siming, "Çin polisinin bana yönelik istikrarı koruma yöntemleri giderek daha acımasız ve çılgın hale geliyordu. Hukuksal prosedürlere uymadan, cep telefonumu almadan, hatta psikiyatrik değerlendirme bile yapmadan beni kendi isteğimle gözaltına aldılar. Kişisel haysiyetimin ayaklar altına alınmasını, onurumun ayaklar altına alınmasını ve bedenime yönelik tehditleri artık kabul edemem" ifadelerini kullandı. Siming paylaşımında, Tayvan hükumetine, Çin'e iade edilmemesi için çağrıda bulundu.  Siming'in paylaşımı sosyal medya kullanıcıların dikkatini çekti ve videonun altına Çin karşıtı çok sayıda yorum geldi.  "TAYVAN'DA HAPİSHANEDE KALMAK, ÇİN'DE YAŞAMAKTAN DAHA GÜVENLİ" Binlerce kişinin özgürlük taleplerine karşı kanlı bir katliama imza atan Tiananmen Katliamı'nı anıyor olmasından dolayı Siming, 15 gün gözlatında kaldığını dile getirdi. Ayrıca Çinli muhalif, sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandığını da belirtti. Siming, “Tayvan'a yasadışı yollardan girdim ama Tayvan demokratik ve özgür bir toplum, bir ülke. Burada hapiste otursam bile kendimi güvende hissederim" diyerek bir kez daha Çin'in baskıcı rejiminden rahatsız olduğunu vurguladı.

Çin'in kanlı Tiananmen Katliamı Haber

Çin'in kanlı Tiananmen Katliamı

Çin’i 1949’dan beri demir yumrukla yöneten Komünist Parti rejimi, 1980’lerin ilk yarısından itibaren toplumun farklı kesimlerinden yükselen değişim talepleri ile karşı karşıya kaldı. Bundan tam 34 yıl önce Çin yönetimi, #Tiananmen Meydanı'nda binlerce eylemciyi vahşice katletti ???? https://t.co/w4dXVjpmpR pic.twitter.com/jATy2njVI2 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) June 4, 2023 Dünyada Soğuk Savaş ürünü diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı bu yıllarda Çin’de Komünist Partinin hayatın her alanındaki mutlak kontrolü, yozlaşma ve siyasi çürüme kamuoyunda siyasal yenilik isteklerini kuvvetlendirmişti. Ülkede farklı etnik gruplar üzerindeki baskıların kaldırılması, azınlık bölgelerine daha fazla özerklik verilmesi, dini özgürlüklerin tanınması, anayasal ve ekonomik değişimlerin yapılması yönünde talepler yükseliyordu. ÇİN BASKISINA KARŞI BÖLGELERDE AYAKLANMALAR BAŞLADI Ancak Komünist Parti içerisinde radikal kanat halkın gelişim taleplerine direnç gösteriyordu. Ekonomide liberalleşme ve verilen kısmi özgürlükler, daha fazla özgürlük isteyen üniversite öğrencileri, işçiler ve aydınlar tarafından yeterli bulunmadı. Komünist Partinin kurduğu dikta rejimine karşı, Çin’in önemli şehirlerinde ve halkın devlet destekli ayrımcılığa maruz kaldığı Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan gibi etnik grupların ağırlıklı olarak yaşadığı pek çok bölgede hükumete karşı ayaklanmalar başladı. ÇİN'İN KALBİ PEKİN'E DEMOKRASİ TANRIÇASI HEYKELİ DİKİLDİ Tarih, 15 Nisan 1989'u gösterdiğinde, ülke genelindeki eşitsizlik, Çin Komünist Partisinin insan hakları ihlalleri ve baskılarına dur demek için çoğunluğu öğrenci ve öğretmenlerden oluşan yüz binlerce demokrasi yanlısı aktivist, Pekin’deki en önemi meydanlardan Tiananmen Meydanı’nda toplandı. Gösterilerin ilk günlerinde eylemlere müdahale etmeyen hükumet, 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etti. Komünist Parti hükumetinin geri adım atmak yerine daha da sertleşmesi ve sivil halkın taleplerini göz ardı etmesi öğrencileri daha fazla direnmeye sevk etti. Öğrenciler, Tiananmen Meydanı'ndaki komünist lider Mao Zedong'un portresinin karşısına Demokrasi Tanrıçası'nın heykelini dikti. ÇİN ASKERLERİ HALKI ÇAPRAZ ATEŞE ALDI Barışçıl gösterileri "devrim karşıtı isyan" olarak nitelendiren Çin yönetimi, 4 Haziran 1989 sabahı Tiananmen Meydanı'ndaki kalabalığı dağıtması için 200 bin Çinli asker görevlendirdi. Kanlı baskında göstericileri çapraz ateşe alan askerler, öğrenci, öğretmen ve sivil halk fark etmeksizin 2 binin üzerinde insanı katletti. TİANANMEN KATLİAMI HALA HAFIZALARDA Tarih, Çin Komünist Partisinin bu insanlık suçunu unutmadı. Çin Komünist Partisi idaresi, ülke genelinde Tiananmen Katliamı ile ilgili tüm eylem ve söylemleri yasaklasa da, Hong Kong, Tayvan ve dünyanın diğer yerlerindeki demokrasi savunucuları, kanlı katliamın kurbanlarını anmaya devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.