Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio insan haklarının önemine vurgu yaparak, Çin'in Tiananmen Meydanı'nda gerçekleştirdiği katliamın 36. yılında tarihî gerçekleri unutulmayacağını vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 04.06.2025 13:47
Haber Güncellenme Tarihi: 04.06.2025 14:33
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Çin'in 1989 yılında Tiananmen Meydanı'nda gerçekleştirdiği vahşeti 36. yılında andı. Devlet Başkanı Lai ve Bakan Rubio, demokrasiden yana göstericilerin katledilmesinin unutulmayacağını dile getirdi.
TAYVAN TARİHİ UNUTMAYI REDDEDİYOR
Devlet Başkanı Lai, Çin rejimine karşı direniş gösteren eylemcilerin cesaretini övdüğü açıklamasında, insan haklarının önemine işaret etti. Katliamın unutulmaması gerektiğinin altını çizen Lai, "4 Haziran Tiananmen olayının anılması sadece tarihin yasını tutmak değil, aynı zamanda bu anıyı yaşatmaktır. Otoriter hükûmetler çoğu zaman sessiz kalmayı ve tarihi unutmayı tercih ederken, demokratik toplumlar gerçeği korumayı ve insan hakları fikrine hayatlarını ve hayallerini verenleri unutmayı reddederler. Sadece tarihi unutmayı reddetmekle kalmıyoruz, temel değerlerimizi her gün yaşatacağız." yorumunda bulundu.
"ÇKP GERÇEKLERİ SANSÜRLEMEYE ÇALIŞIYOR ANCAK DÜNYA BUNU ASLA UNUTMAYACAK"
Çin halkının cesaretine vurgu yapan Rubio ise "Bugün, temel özgürlüklerini kullanmaya çalışırken öldürülen Çin halkının cesaretini ve 4 Haziran 1989 olaylarının hesabını sormaya ve adalet aramaya devam eden zulüm görenleri anıyoruz. ÇKP gerçekleri aktif olarak sansürlemeye çalışıyor, ancak dünya bunu asla unutmayacak" ifadelerini kullandı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun yanlış yorumlarının tarihi gerçekleri kötü niyetli bir şekilde çarpıttığını ve Çin'in iç işlerine müdahale ettiğini öne sürerek Çin'in ABD'den şikayetçi olduğunu söyledi.
TİANANMEN KATLİAMI'NIN 36. YILI
1949’dan bu yana ülkedeki bütün etnik grupları demir yumrukla yöneten Çin Komünist Parti rejimi, 1980’lerin ilk yarısından itibaren toplumun farklı kesimlerinden yükselen değişim talepleri ile karşı karşıya kaldı.
EŞİTSİZLİK, FAKİRLİK VE DİKTATÖRLÜK
Dünyada Soğuk Savaş ürünü diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı yıllarda Çin’de Komünist Partinin hayatın her alanındaki mutlak kontrolü, yozlaşma ve siyasi çürüme kamuoyunda siyasal yenilik isteklerini kuvvetlendirmişti. Ülkede farklı etnik gruplar üzerindeki baskıların kaldırılması, azınlık bölgelerine daha fazla özerklik verilmesi, dini özgürlüklerin tanınması, anayasal ve ekonomik değişimlerin yapılması yönünde talepler yükseliyordu.
ÇİN BASKISINA KARŞI BÖLGELERDE AYAKLANMALAR BAŞLADI
Ancak Komünist Parti içerisinde radikal kanat halkın gelişim taleplerine direnç gösteriyordu. Ekonomide liberalleşme ve verilen kısmi özgürlükler, daha fazla özgürlük isteyen üniversite öğrencileri, işçiler ve aydınlar tarafından yeterli bulunmadı. Komünist Partinin kurduğu dikta rejimine karşı, Çin’in önemli şehirlerinde ve halkın devlet destekli ayrımcılığa maruz kaldığı Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan gibi etnik grupların ağırlıklı olarak yaşadığı pek çok bölgede hükûmete karşı ayaklanmalar başladı.
Tarih, 15 Nisan 1989'u gösterdiğinde, ülke genelindeki eşitsizlik, Çin Komünist Partisinin insan hakları ihlalleri ve baskılarına dur demek için çoğunluğu öğrenci ve öğretmenlerden oluşan yüz binlerce demokrasi yanlısı aktivist, Pekin’deki en önemi meydanlardan Tiananmen Meydanı’nda toplandı. Gösterilerin ilk günlerinde eylemlere müdahale etmeyen hükûmet, 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etti.
Komünist Parti hükûmetinin geri adım atmak yerine daha da sertleşmesi ve sivil halkın taleplerini göz ardı etmesi öğrencileri daha fazla direnmeye sevk etti. Öğrenciler, Tiananmen Meydanı'ndaki komünist lider Mao Zedong'un portresinin karşısına Demokrasi Tanrıçası'nın heykelini dikti.
ÇİN ASKERLERİ HALKI ÇAPRAZ ATEŞE ALDI
Barışçıl gösterileri "devrim karşıtı isyan" olarak nitelendiren Komünist rejim, 4 Haziran 1989 sabahı Tiananmen Meydanı'ndaki kalabalığın üzerine 200 bin Çinli askeri gönderdi. Katliama dönüşen barışçıl gösteride meydandaki on binlerce öğenci çapraz ateşe tutuldu. Askerler öğrenci, öğretmen ve sivil halk fark etmeksizin herkesi katletti.
EKONOMİSİNE GÜVENEN ÇİN
4 Haziran tarihi Çin’in en büyük katliamlarından biri olarak tarihin sayfalarına yazıldı. Ekonomik gücüne güvenen için Çin hala bölgede ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk ve Müslüman topluluklara soykırım uygulamaya devam ediyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tayvan ve ABD Tiananmen Katliamı'nı unutmadı
Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio insan haklarının önemine vurgu yaparak, Çin'in Tiananmen Meydanı'nda gerçekleştirdiği katliamın 36. yılında tarihî gerçekleri unutulmayacağını vurguladı.
Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Çin'in 1989 yılında Tiananmen Meydanı'nda gerçekleştirdiği vahşeti 36. yılında andı. Devlet Başkanı Lai ve Bakan Rubio, demokrasiden yana göstericilerin katledilmesinin unutulmayacağını dile getirdi.
TAYVAN TARİHİ UNUTMAYI REDDEDİYOR
Devlet Başkanı Lai, Çin rejimine karşı direniş gösteren eylemcilerin cesaretini övdüğü açıklamasında, insan haklarının önemine işaret etti. Katliamın unutulmaması gerektiğinin altını çizen Lai, "4 Haziran Tiananmen olayının anılması sadece tarihin yasını tutmak değil, aynı zamanda bu anıyı yaşatmaktır. Otoriter hükûmetler çoğu zaman sessiz kalmayı ve tarihi unutmayı tercih ederken, demokratik toplumlar gerçeği korumayı ve insan hakları fikrine hayatlarını ve hayallerini verenleri unutmayı reddederler. Sadece tarihi unutmayı reddetmekle kalmıyoruz, temel değerlerimizi her gün yaşatacağız." yorumunda bulundu.
"ÇKP GERÇEKLERİ SANSÜRLEMEYE ÇALIŞIYOR ANCAK DÜNYA BUNU ASLA UNUTMAYACAK"
Çin halkının cesaretine vurgu yapan Rubio ise "Bugün, temel özgürlüklerini kullanmaya çalışırken öldürülen Çin halkının cesaretini ve 4 Haziran 1989 olaylarının hesabını sormaya ve adalet aramaya devam eden zulüm görenleri anıyoruz. ÇKP gerçekleri aktif olarak sansürlemeye çalışıyor, ancak dünya bunu asla unutmayacak" ifadelerini kullandı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun yanlış yorumlarının tarihi gerçekleri kötü niyetli bir şekilde çarpıttığını ve Çin'in iç işlerine müdahale ettiğini öne sürerek Çin'in ABD'den şikayetçi olduğunu söyledi.
TİANANMEN KATLİAMI'NIN 36. YILI
1949’dan bu yana ülkedeki bütün etnik grupları demir yumrukla yöneten Çin Komünist Parti rejimi, 1980’lerin ilk yarısından itibaren toplumun farklı kesimlerinden yükselen değişim talepleri ile karşı karşıya kaldı.
EŞİTSİZLİK, FAKİRLİK VE DİKTATÖRLÜK
Dünyada Soğuk Savaş ürünü diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı yıllarda Çin’de Komünist Partinin hayatın her alanındaki mutlak kontrolü, yozlaşma ve siyasi çürüme kamuoyunda siyasal yenilik isteklerini kuvvetlendirmişti. Ülkede farklı etnik gruplar üzerindeki baskıların kaldırılması, azınlık bölgelerine daha fazla özerklik verilmesi, dini özgürlüklerin tanınması, anayasal ve ekonomik değişimlerin yapılması yönünde talepler yükseliyordu.
ÇİN BASKISINA KARŞI BÖLGELERDE AYAKLANMALAR BAŞLADI
Ancak Komünist Parti içerisinde radikal kanat halkın gelişim taleplerine direnç gösteriyordu. Ekonomide liberalleşme ve verilen kısmi özgürlükler, daha fazla özgürlük isteyen üniversite öğrencileri, işçiler ve aydınlar tarafından yeterli bulunmadı. Komünist Partinin kurduğu dikta rejimine karşı, Çin’in önemli şehirlerinde ve halkın devlet destekli ayrımcılığa maruz kaldığı Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan gibi etnik grupların ağırlıklı olarak yaşadığı pek çok bölgede hükûmete karşı ayaklanmalar başladı.
ÇİN'İN KALBİ PEKİN'E DEMOKRASİ TANRIÇASI HEYKELİ DİKİLDİ
Tarih, 15 Nisan 1989'u gösterdiğinde, ülke genelindeki eşitsizlik, Çin Komünist Partisinin insan hakları ihlalleri ve baskılarına dur demek için çoğunluğu öğrenci ve öğretmenlerden oluşan yüz binlerce demokrasi yanlısı aktivist, Pekin’deki en önemi meydanlardan Tiananmen Meydanı’nda toplandı. Gösterilerin ilk günlerinde eylemlere müdahale etmeyen hükûmet, 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etti.
Komünist Parti hükûmetinin geri adım atmak yerine daha da sertleşmesi ve sivil halkın taleplerini göz ardı etmesi öğrencileri daha fazla direnmeye sevk etti. Öğrenciler, Tiananmen Meydanı'ndaki komünist lider Mao Zedong'un portresinin karşısına Demokrasi Tanrıçası'nın heykelini dikti.
ÇİN ASKERLERİ HALKI ÇAPRAZ ATEŞE ALDI
Barışçıl gösterileri "devrim karşıtı isyan" olarak nitelendiren Komünist rejim, 4 Haziran 1989 sabahı Tiananmen Meydanı'ndaki kalabalığın üzerine 200 bin Çinli askeri gönderdi. Katliama dönüşen barışçıl gösteride meydandaki on binlerce öğenci çapraz ateşe tutuldu. Askerler öğrenci, öğretmen ve sivil halk fark etmeksizin herkesi katletti.
EKONOMİSİNE GÜVENEN ÇİN
4 Haziran tarihi Çin’in en büyük katliamlarından biri olarak tarihin sayfalarına yazıldı. Ekonomik gücüne güvenen için Çin hala bölgede ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk ve Müslüman topluluklara soykırım uygulamaya devam ediyor.
Son Haberler