SON DAKİKA
Hava Durumu

#Zera Bekirova

QHA - Kırım Haber Ajansı - Zera Bekirova haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zera Bekirova haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Nenkecan dergisi, ekim özel sayısını Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına armağan etti Haber

Nenkecan dergisi, ekim özel sayısını Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına armağan etti

Nenkecan Dergisi Başeditörü, ünlü Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova, Kırım'da hazırlanan ve Kırım Tatar dilinde Latin alfabesinde yayımlanan Nenkecan kadın dergisinin ekim ayı sayısının Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına ithaf edildiğini duyurdu. Derginin kapağını, bazyazısını ve dergideki yazıları yayımlayan Zera Bekirova, "Mecmuamızın özel sayısı Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına ithaf edildi. Daha nice 100 yıllara" ifadelerini kullandı. NENKECAN DERGİSİ, EKİM ÖZEL SAYISINI TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN 100. YILINA İTHAF ETTİ Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova'nın Nenkecan Dergisi ekim ayı özel sayısındaki başyazısı: "Sevgili okuyucularımız, bundan tam 100 yıl önce 28 Ekim 1923 tarihinde Türkiye'nin bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadelenin başı olan Mustafa Kemal Atatürk, ünlü 'Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz' sözünü söyledi. Dünya tarihine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Türk milletinin Ata'sı olarak girdi. 29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti bir asrı geride bırakıp yeni yüzyıllara adım atacak. Biz de, dergimizin bu ekim ayında çıkan sayısını, Türkiye'nin 100. yılına armağan ediyoruz. Ümit ediyoruz ki, bu Kırım Tatar halkının; Türkiye'ye, Türk halkına sonsuz şükranının, minnettarlığının ufacık da olsa temsili olabilir. Aslında, bu teşekkürü sözlerle ifade etmek imkansızdır. Borcumuzu ifade etmek için kelimeler kifayetsizdir. Sağ ol, var ol Türkiye, daha nice 100 yıllara"   Nenkecan Dergisinin Türkiye Cumhuriyeti özel sayısında; Kırım Tatar yazar Dr. Serra Menekay, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay ve birçok değerli isim yazılarıyla yer aldı. Dergide, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz sözlerine de yer verildi.

Zera Bekirova'nın "Bekir Çobanzade’nin İzlerinden" eseri, Kırım Tatar Kitap Fuarı’nın en iyi kitabı seçildi Haber

Zera Bekirova'nın "Bekir Çobanzade’nin İzlerinden" eseri, Kırım Tatar Kitap Fuarı’nın en iyi kitabı seçildi

Rus işgali altındaki Kırım’ın Akmescit (Simferopol) şehrinde 9 Eylül 2023 tarihinde 5. Kırım Tatar Kitap Fuarı etkinliği düzenlendi. Geleneksel hale gelen etkinlik; Nenkecan Kadın Dergisi, Qaradeniz Production ve Yeşil Ada Gösteri Salonu tarafından organize edildi. Crimean Tatars platformu tarafından yapılan açıklamada, bu sene düzenlenen Kırım Tatar Kitap Fuarı'nın ömrünü Türk dünyasında dil birliğine adayan ünlü Kırım Tatar dilbilimci, şair ve yazar Bekir Sıtkı Çobanzade’nin 130. doğum yıldönümüne ithaf edildiği aktarıldı. FUARIN EN İYİ KİTABI, ZERA BEKİROVA'NIN KALEME ALDIĞI “BEKİR ÇOBANZADE’NİN İZLERİNDEN” ESERİ OLDU 5. Kırım Tatar Kitap Fuarı’nın en iyi kitabı, Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova’nın kaleme aldığı "Bekir Çobanzade’nin İzlerinden" eseri oldu. Fuarın en iyi kitabının yazarı olan Zera Bekirova, eserini Kırım Haber Ajansına anlattı. Bekirova, "Kitabım, Bekir Çobanzade'nin okuduğu Türkiye ve Macaristan'a, doğduğu ve 1920-24 yılları arasında çalıştığı Kırım'a, Taşkent, Semerkand, Buhara üniversitelerinde ders verdiği, 1930-35 senelerinde Özbek Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığı yaptığı Fergana Üniversitesine, en çok faaliyet gösterdiği ve idam edildiği Azerbaycan’a iş seferlerimde topladığım malzemelerden tertip edildi. Bunun için emeği geçen insanlara teşekkür borcum var. Çobanzade'nin izlerini araştırmaya devam ediyorum" ifadelerini kullandı. ZERA BEKİROVA, “BEKİR ÇOBANZADE’NİN İZLERİNDEN” ESERİNİ TANITMIŞTI Zera Bekirova, 2023 yılının nisan ayında Kırım Haber Ajansına, “Bekir Çobanzade’nin İzlerinden” eserini tanıtmıştı. Kitabı hakkında konuşan Zera Bekirova, “Bekir Çobanzade efsanevi bir insan desem abartı olmaz” dedi. Sürgünden gelen Kırım Tatarlarının onun doğduğu evi, satın alıp değiştirmeden kullandığını belirten Bekirova, "Çobanzade ailesi çobanlık ile hayatını geçirmiş bir ailedir. Babası onun da çoban olmasını istemişti ama Bekir’in isteği çok başkaydı. Annesi okumuş bir kadın olduğu için onları eğitimli yapmak istemiştir. Çobanzade’nin annesi 'İlim kazanı, ateşsiz ocaksız yanar' demiştir ve bu onun aklından hiç çıkmamıştır" ifadelerini kullandı. Bekirova, "Rüştiye Mektebi açıldığı zaman, Bekir Çobanzade okula dahil olmak ister. Ancak yaşından ötürü kabul alamaz. Sonrasında kabul aldığında '43. Öğrenci' olarak kabul edilir. Birçok alim Çobanzade’nin soyadını, 1920’li yıllarda kullanmaya başladığını ifade etti." dedi. Bekir Çobanzade'nin Rüştiye Mektebinden mezun olurken; İsmail Bey Gaspıralı’yı, Hasan Sabri Ayvazov’u ve birçok öğretmeni bilgisi ile şaşırttığını anlatan Zera Bekirova, Çobanzade’nin, Gaspıralı’nın yolundan gittiğini vurguladı. Çobanzade’nin İstanbul’da okumak için 1909’da Galatasaray Lisesi’ne geldiğinde İstanbul’da kurulan Kırım Tatar milli hareketi saflarına katıldığını belirten Bekirova, şu ifadelere dikkat çekti. Bekirova, "O kadar başarılı bir öğrencidir ki Galatasaray Lisesi’nin müdürü Tevfik Fikret onu seçmiştir. 1914 yılında 1. Dünya Savaşı başladığında Rusya kendi vatandaşlarını ülkesine geri çağırdı. Çobanzade de bu sıralarda yer almaktadır. Odesa’ya Rusça öğrenmeye gider sonrasında zor şartlar alında İstanbul’a gelip 1916’da liseden diploma alır. İstanbul'da tanıdığı Macar alimlerle tanışıp Macaristan’a Budapeşte Üniversitesine gitmiştir. Bekir Çobanzade, zor olan Macar dilini öğrenmiştir. Çobanzade, 'Macar dili zor öğrenilir ancak ben inadım onlardan geri kalmam' demiştir" dedi. Zera Bekirova, Macaristan arşivlerinde Çobanzade’nin elyazmalarını aradığını, zor şartlar altında bulduğunu, bulduklarının da birer kopya olduğunu ifade etti. Bekirova, Çobanzade'nin Avrupa’daki eğitimin ardından Kırımer’in davetiyle Kırım’a milli hareketin lideri olarak geldiğini, bunun da Kırımer’in bir emri olduğunu ve Çobanzade’nin bu şekilde liderliği aldığını belirterek şöyle devam etti: "Çobanzade, liderliği döneminde Akmescit’e geldi. Akmescit'te birçok faaliyette bulundu. 1921-22 yıllarında başlayan Kırım’daki açlığa karşı Çobanzade önlemler almıştır. 1920’lerde Azerbaycan’da Latin alfabesi hareketini başlatan Azerbaycan Türklerinin liderleri faaliyete başladı. Bu insanlar Kırım’da Bekir Çobanzade’nin konuşmasını dinleyip, hayran kalır. Azerbaycan Türkü aydınlar, o sırada Çobanzade’nin Azerbaycan’a gelmesini istiyorlar. Çobanzade, Azerbaycan’a Kırım’a yerleşen Sovyet hükumetinin, 1924-1925 yıllarında yarattığı baskı yüzünden gitmiştir. 1925 yılında Çobanzade, Azerbaycan’da altı önemli göreve getirilir. Bakü’de İçerişehir’de ikamet etmeye başlar. Kitapları eve sığmayan Çobanzade’ye Azerbaycan Türkü milyoner Tağızade’nin evinin ikinci katında beş odalı bir ev verilir. Çobanzade, Azerbaycan yıllarında çok önemli faaliyetlerde bulunmuş, dil konusunda önemli adımlar atmıştır. 1930’lu yıllarda Özbekistan’da Fergana Pedogoji Enstitüsü’nde bölüm kurmuş ve bölüm başkanlığı yapmıştır" Bekir Çobanzade'nin maruz kaldığı baskıları anlatan Zera Bekirova, "1929 yılından itibaren Kırım’da Bekir Çobanzade’yi karalama kampanyası başlatıldı. Bu dönemde Çobanzade hakkında iftiralar atılmaya başlamıştı. Hatta bu karalama kampanyası nedeniyle Bekir Çobanzade’nin kız kardeşi Zuleyha Çobanzade işinden atıldı. Çobanzade, bu dönemde Mihail Kalinin’e mektup yazmıştır. Kalinin, bu mektuba geri dönmüş ve Züleyha Çobanzade’nin işe geri döndürülmesini emretmiştir. 1926’da Bakü’de yapılan Bakü Türkoloji Kurultayı’nda bulunan Bekir Çobanzade, Kırım Tatar olarak yazılmıştır. Kurultay’da herkes kendi dilinde konuşma yapmıştır. Bu Türk dili için çok önemli bir andır. Kurultay’da bulunan 128 aydından 98’i 1938'de katledildi. Bekir Çobanzade, aydın katliamı sırasında sorgulanmaya başlar. Çobanzade'nin, 1937 senesi 13 Ekim’de 20 dakikalık mahkemenin ardından infaz hükmü verilmiştir. Çobanzade, Türkçe için önemli faaliyetler yürütmüş, pek çok konferansta Türkçe’nin önemli yazarlarına atıflar yapmış; araştırmalar yürütmüştür" açıklamasını yaptı.

Zera Bekirova, ALJİR ölüm kampındaki Kırım Tatar kadınlarını anlattı Haber

Zera Bekirova, ALJİR ölüm kampındaki Kırım Tatar kadınlarını anlattı

Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Josef Stalin’in 1937’de başlattığı “Kızıl Terör” sonucunda, Kazakistan'ın başkenti Astana'dan yaklaşık 40 kilometre uzakta bir kamp kuruldu. Bu ölüm kampının ismi, "Akmola Vatan Hainlerinin Eşlerinin Kampı" sözcüklerinin ilk harflerinden oluşuyordu: ALJİR. Stalin’in emriyle sözde vatan haini suçlamasıyla öldürülen aydınların eşleri, bu kamplarda tutularak çeşitli işkencelere maruz bırakıldı. Bu kampta 62 milletten 20 bine yakın kadın esir tutuldu. 1937 yılından itibaren 15 yıl boyunca faaliyet gösteren kamp, 1953'te eli kanlı diktatör Stalin’in ölümünün ardından kapatıldı. Kazakistan’ın Akmola şehrinde 2007 yılında ALJİR’de bulunan ve hayatını kaybeden kadınların hatırasına bir müze inşa edildi. Müzede, ALJİR kurbanlarının hatırası yerli ve yabancı turistler için sergileniyor. Sayısız zulüm ve baskının merkezi olan Sovyetler Birliği'nin toplama kamplarına dair bilgi ve belgeler her geçen yıl gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Kanlı rejimin yarattığı yıkımlar halen hafızalardaki yerini koruyor. 1937 yılında Kazakistan'ın Akmola kasabasında kurulan ALJİR toplama kampı, kelimenin tam manasıyla bir ölüm kampıydı. Bu ölüm kampında, Türk dünyasına hizmet veren onlarca Türk aydının eşleri tutuldu. İnsan hayatının hiçe sayıldığı ALJİR ölüm kampına dair yeni bulguları Kırım Tatar gazeteci, araştırmacı Zera Bekirova, Kırım Haber Ajansı için anlattı. SOVYETLERİN GÜNAH GALERİSİ: ALJİR ÖLÜM KAMPI  Gazeteci Zera Bekirova, QHA'nın, "ALJİR kamplarında, kadınlar nasıl yaşıyordu? Neler yapıyordu?'' sorusunu yanıtladı. Bekirova, Sovyetler Birliği’nin birçok milletten aydının eşlerini de hapsetmek için harekete geçtiğini dile getirdi. Bekirova, "Sovyetler Birliği, belirlediği sözde vatan hainlerinin eşlerinin de cezalandırılmasını istemişti. Kadınların çoğu eşlerine ne olduğundan habersizdi" dedi. Sovyetlerin kanlı mirası olan kamp hakkında değerlendirme yapan Zera Bekirova, “Akmola'daki müzede kadınların çektikleri zorlukları, yaşadıkları sıkıntıları, nasıl hakarete uğradıkları tekrar canlandırıldı” dedi. Bekirova, işgencelere dair, "Mesela bir NKVD subayı kadına sorgun yaparken, kadın öyle yüksek bir iskemlede oturuyor ki kadının ayakları havada kalıyor. Sorgu, 5-6 saat sürdüğü için kan dolaşımı yüzünden damarları patlıyor. Bu da cezanın bir türü..." ifadelerini kullandı. Kampta tutulan kadınların 6 barakada bulunduğunu dile getiren Bekirova, "Bu altı barakada, 60'tan 100'e kadar kadın yaşıyordu" değerlendirmesini yaptı. Bekirova, ALJİR’de mahkum edilen kadınların, gardiyanlar ve görevliler tarafından türlü hakaretlere maruz kaldığını dile getirdi. Zera Bekirova, mahkumların kimliğine saygısızlık yapıldığına dikkat çekerken, “Adları soyadları yoktu. Mahkum edilen kadınların kim olduğunu belirten numaraları vardı. Bu isimler sonradan belirlenebildi” dedi. Akmola’daki müzeyi gezen Bekirova, “İnsan, orada gezerken hayret ediyor. Toprağın her karışı kemik, insanın ayak bastığı yerler kemik… Kasaba büyük bir kabristan adeta” dedi. Bekirova, “Doğrusu, bunları bilip orada yaşayan insanlar şimdi nasıl yaşıyor, geceleri nasıl rahat uyuyorlar diye hayret ettim” ifadelerini kullandı. Akmola'nın yerlileri ile de konuşan Bekirova, bir köylünün kendisine, “Burası Allah’ın lanetlediği topraklardır. Bu toprakta bereket olmaz. Buranın her adımında kemik yatar” dediğini dile getirdi. "YAKINLARINDAN UTANDILAR..." QHA, konuya ilişkin gazeteci Bekirova’ya, “Her milletten kadının burada tutulması, onların zihinlerinde bir milli bilinç oluşturdu mu?” sorusunu yöneltti. Bekirova, “Kadınlar ceza müddetlerini tamamlamalarına rağmen eve dönmek için güç bulamıyordu” dedi. Kadınların kampta yaşadıkları zorluklardan utandığını dile getiren Bekirova, “Örneğin, Bekir Çobanzade’nin eşi kamptan bir çocukla geri döndü. Çobanzade’nin çocuğu olmadığı sonradan ortaya çıktı. Abdullah Latifzade’nin eşi, ALJİR'e gönderilirken oğlu Yaver de çocuk yurduna yollandı. Yaver, Kırım’a asla dönmedi. Kazakistan’da yaşamaya devam etti” açıklamasını yaptı. ALJİR’de bulunan kadınların duygu durumuna değinen Bekirova, “Bu kadınların yıllar boyunca uğradıkları hakaretler, aşağılamalar, kendilerini kadınlıktan çıkmış hissettirdi onlara. Belki de yakınlarından utandılar” dedi. Bekirova, yaşanan faciadan Türk dünyasından gelen kadınların büyük oranda etkilendiğini ifade ederek, “Burada yaşananları çeşitli milletten insanlar hatıratlarında yazsa da Türk kadınlarının yazdığı bir hatırata rastlamadım” ifadelerini kullandı. Kırım Tatarlarından 1931 yılında da bölgeye göç edenlerin olduğuna dikkat çeken Bekirova, “Akmola kampında kurulan 26 numaralı özel yerleşim yerinden 1931 yılında sadece Kırımlı 54 aile sürgün edildi. Ancak konuyla ilgili, tek resmi bilginin bu olduğunu söylemekte fayda var. Bunun dışında daha nice aile sürgüne mahkum edildi” dedi. SOVYETLERİN ALJİR KAMPINA ALDIĞI KIRIM TATAR KADINLAR KİMLERDİ? ALJİR ölüm kampına Kırım’dan getirilen kadınların sayısını belirlemek için yeterli düzeyde arşiv belgesi bulunmuyor. Kampta tutulan kadınların arasında  akademisyenler, profesörler, şairlerin eşleri yer alıyor. Bunlar arasında: Bekir Çobanzade'nin eşi Rukiye Çobanzade, Kırım Pedagoji Enstititü doçenti, şair Abdulla Lâtif’in hanımı Regina Lâtifzade, Tercüman gazetesinin muharriri, dilci, I. Kurultay Başkanı Asan Sabri Ayvazov’un eşi Olga Ayvazova, yazar ve tercüman, Kırım Pedagoji Enstitüsü hocası, alim Osman Akçokraklı’nın eşi Zera Akçokraklı, Kırım Tahsil Nazırlığının 1934-1937 yıllarındaki Bakanı Ramazan Aleksandroviç’in eşi Tenzile Aleksandroviç, Kırım Toprak Bakanı Fevzi Musanifin’in eşi Ediye Halaycı Musanif, Kırım Tahsil Bakanı (1937)  Bilal Çagar’ın eşi Lüdmila Çagar, Kırım Sağlık Bakanı, Kırım Devlet Neşriyatı Genel Müdürü Bilal Çeşmeci’nin eşi Zera Çeşmeci ve pek çok devlet adamının eşi vardı. Bu kamplardaki daha nice önemli insanın eşleriyle ilgili araştırmalar yapılmaya devam ediyor. Adı geçen kadınların hepsinin Eylül-Kasım 1937 yılında yakalanmasına karar verildi. 2 Ağustos 1938 tarihinde ise tutuklandılar. Eli kanlı Sovyetler Birliği, kadınların toplama kampına alınmasına sebep olarak, eşlerinin faaliyetlerini bildirmemelerini gerekçe gösterdi. Bu kadınların eşleri, 1938 yılında kurşuna dizilmişti. Zera Bekirova, ALJİR ölüm kampındaki #Kırım Tatar kadınlarını anlattı ????️ Videonun tamamı için: https://t.co/9yCE0i45Yk ???? https://t.co/9d7Q7cYdZO pic.twitter.com/6EEX8AVBFC — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) August 14, 2023

Hansaray Müzesinin eski müdürü Server Ebubekirov hayatını kaybetti Haber

Hansaray Müzesinin eski müdürü Server Ebubekirov hayatını kaybetti

Bahçesaray Hansaray Müzesinin yıllarca müdürlüğünü yapan ve Rusya'nın Kırım'ı işgal ettiği 2014'te çok sevdiği işinden ayrılan Server Ebubekirov, bugün hayata gözlerini yumdu. Nenkecan Dergisi Başeditörü, ünlü Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova, Server Ebubekirov'un hayatını Kırım Haber Ajansına anlattı. ZERA BEKİROVA, SERVER EBUBEKİROV'U ANLATTI Zera Bekirova, merhum Kırım Tatarı Server Ebubekirov hakkında Kırım Haber Ajansına şunları söyledi: “1951 yılında Özbekistan’ın Semerkand şehrinde doğdu. Annesi Bahçesaray’ın Çotkara, babası ise Akyar’ın Mamaşay köyünden. Taşkent Nizami Pedagoji Enstitüsü Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı bölümünün ilk mezunlarındandır. 1988’de Kırım’a döndü ve Hansaray Müzesine iş başvurusunda bulundu. O zamanlar, Kırım Tatarlarının Hansaray’a yakınlaştırılmadığı bir dönemdi. Aylarca işsiz kalmış, hatta inşaat işçisi olarak bile çalışmıştı. Israrlı çabaları sonucunda 1989 senesi ocak ayında işe alındı. Sonrasında, Hansaray Müzesinin müdürü oldu. Bahçesaray Saray Müzesi Müdürü, etnograf Üsein Bodaninskiy'in​​​​​​ devamcısı olarak, müzenin Kırım Tatar halkının kültürel mirası olduğunu hatırlattı. Bu şekilde korunması için özverili bir şekilde çalıştı. Onun çabaları sayesinde İkinci Dünya Savaşı sırasında müzeden çıkarılan değerli sergiler iade edilmiş, milletimizin tarihi ve medeniyetiyle ilgili eserler toplanmıştır. Server Ebubekirov, Hansaray Müzesinin eski müdürlerinin hepsiyle görüşmeye, konuşmaya ve bilgi almaya çalıştı. Hansaray Müzesini ziyaret eden dönemin Britanya Prensi Charles’ı ağırladı. 2014’ten sonra Server Aga, müzede çalışmak istemedi. En sevdiği işinden ayrıldığı için çok üzülmesine rağmen ne kadar ısrar ettiler ise de o, bunu kabul etmedi. Yayına hazır 4 kitabı vardı. Ancak yaşadığı bu ciddi hastalık, onun hayallerinin gerçekleşmesine izin vermedi." RUSYA, KIRIM TATARLARININ KÜLTÜREL MİRASINI YOK EDİYOR İşgalci Rusya, Kırım Tatar mimarisinin dünyadaki tek örneği olan Hansaray’ı, güya restorasyon adı altında yürüttüğü uygulamalarla tahrip ederken, tam anlamıyla bir kültürel soykırıma imza atıyor. Bölgedeki diğer tarihi Kırım Tatar izlerinin de silinmesine yönelik faaliyet yürütüyor. Kırım’ı işgal ettikten sonra Rusya, yarımadadaki kültür mirası çalmaya ve yok etmeye başladı. Sözde restorasyon kılıfı altında yapılan tahribat, zaman zaman gündeme geliyor. Ukrayna uzun süredir bu barbarlıkla mücadele etmeye çalışıyor. Bahçesaray Tarih ve Kültür Milli Parkının eski Müdürü Elmira Ablalimova, Rus işgalcilerin 16 Aralık 2022’de “restorasyon" çalışmaları adı altında Hansaray’daki Altın Oda’nın çatısını ve vitray camlarını tamamen söktüğünü bildirmişti.

4 gün süren Kırım Tatar Kültür Günleri sona erdi Haber

4 gün süren Kırım Tatar Kültür Günleri sona erdi

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifinin 27-30 Nisan 2023 tarihlerinde düzenlediği Kırım Tatar Kültür Günlerinin sonuncu gününde de birbirinden farklı konukların sunumlarıyla dolu dolu kültür ve sanat faaliyetleri izleyici ile buluşturuldu. 4 gün süren Kırım Tatar Kültür Günlerinde 15 farklı etkinlik düzenlendi. Etkinliğin ilk günü olan 27 Nisan 2023 tarihinde Av. İlyas Aktaran, “Son Gazi/Yakup Satar”  kitap tanıtımını gerçekleştirdi. Ünlü Kırım Tatar gazeteci ve yazar Zera Bekirova, “Tercüman’dan Bugüne Kırım Tatar Matbuatı” sunumunu yaptı. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Rüstem Memed, Arslanbek Sultanbekov eşliğinde “Tarih ve Müzik Dinletisi" etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğin, 29 Nisan 2023 tarihinde yapılan üçüncü oturumda Gönül Şamilkızı “Bir Kırım Tatar Köyü Ballıkpınar” ve Tuncer Kalkay “Ballıkpınar Kırım Tatar Kültür Evi” konuşmalarını gerçekleştirdi. Üçüncü oturumda Ayşe Osman “Kırım Tatar Nakışlarının Dilinden” sunumunun ardından, Kırım Tatar Kültür Günleri akşamında Mâverâ Türk Müziği Topluluğu "II.Gazi Geray Han Eserleri Dinletisi" ile müzik ziyafeti sundu. ETKİNLİĞE YOĞUN KATILIM Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin'in moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ukrayna Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Oleksiy Çernışev, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Denıs Zolotaryov, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı İlmi Ümerov, Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi Gayana Yüksel, Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, TBMM İYİ Parti Sözcüsü, Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu ve eşi, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı Rıfat Baybörü, Kırım Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Olgun Boydak, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Kırım Gelişim Vakfı Bursa Şube Başkanı Haluk Yaşayanlar, TURKSİD kurucusu ve iş insanı İsmet Yüksel, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Hakan Kırımlı, gazeteci Elmaz Kırımlı, Kırım Tatar Gazeteci-yazar Zera Bekirova, "Cıyın Ansambli” dans hocası Evelina Kemileva, gazeteci-yazar Gönül Şamilkızı, Kırım Haber Ajansı ekibi ile pek çok davetli katıldı. ZAFER KARATAY, EMEL MECMUASINI ANLATTI Kırım Tatar Kültür Günleri programının son gününün ilk etkinliği ise Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay’ın "Muhacerette Kırım Emel'i" başlıklı sunumuyla başladı. EMEL MECMUASI KÜLTÜREL DEĞERLERİ GÜNÜMÜZE TAŞIDI Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, konuşmasında Emel Mecmuasının Kırım Tatar halkı için öneminden bahsederken; derginin Kırım Tatarlarının kültürel değerlerini günümüze taşıyan bir araç olduğunu ifade etti. ZERA BERKİROVA, BEKİR SITKI ÇOBANZADE’Yİ ANLATTI Kırım Tatar Kültür Günleri programının son gününün ikinci etkinliğinin konuşmasını Kırım Tatar Gazeteci-yazar Zera Bekirova, "Bekir Sıtkı Çobanzade 130 yaşında" başlıklı sunumuyla gerçekleştirdi. "ÇOBANZADE, SADECE KIRIM İÇİN DEĞİL AZERBAYCAN İÇİN DE ÖNEMLİ BİR DÜŞÜNÜR" Bekir Sıtkı Çobanzade’nin hayatına ilişkin neşredilen eserlerde karmaşa olduğunu ifade eden Bekirova, kendi araştırmalarında kullandığı kaynaklardan bahsetti. Bekirova, Çobanzade’nin hayatının her aşamasını en ince ayrıntılarıyla anlatırken, Çobanzade’nin sadece Kırım için değil Azerbaycan için de önemli bir kişi olduğunun altını çizdi. EVELİNA KEMİLEVA, KIRIM TATAR DANS TARİHİNİ ANLATTI Kırım Tatar Kültür Günlerinde, Kırım Derneği Genel Merkezinin halkoyunları ve müzik topluluğu "Cıyın Ansambli”nin hocası Evelina Kemileva “Kırım Tatar Dans Tarihi”, konuşması ile Kırım Tatar dansının tarihini anlattı.  Kemileva, Kırım Tatar dansının gelişimine dikkat çekti.  KIRIM TATAR SANATININ BÜYÜK USTALARINDAN BAHSEDİLDİ Kırım Tatar dansının büyük ustası Hayri Emirzade’nin hayatına dikkat çeken Kemileva, Kırım Tatar sanatının önemli ismi Üsein Bakkal ve Akim Cemilev’den bahsetmeyi de unutmadı. KIRIM TATAR DANSLARININ ÖNEMİNDEN BAHSEDİLDİ Kırım Tatar danslarını anlatan Evelina Kemileva, Horan dansının Kırım Tatar halkının "birlik sembolü" olduğunu vurguladı. Tım Tım dansından da bahseden Kemileva, bu dansın Kırım Tatar kadınların tüm zerafetini yansıttığını ifade etti. Bayramların, Ağır Ava dansı ile başladığını söyleyen Kemileva; Ağır Ava’nın ardından Haytarma dansı yapıldığını ilk başta erkeklerin oynadığı dans sonrasında erkek, kadın hep birlikte oynandığını kaydetti. KIRIM TATAR KÜLTÜR GÜNLERİNDE SERGİDE ÇEŞİTLİ SANATLAR SERGİLENDİ Kırım Tatar Kültür Günleri kapsamında Kırım Derneği Genel Merkezi Standında, Kırım Tatar kültürünü yansıtan sergi de düzenlendi. Düzenlenen sergide Elvisa Tatarova, keramik eserlerini sergiledi. Sergide Sakine Bayri ve Tülin Sezer, yapmış oldukları resimlerle görsel bir şölen gerçekleştirdi. Feridun Akçura sergi kapsamında, el sanatları kapsamında çeşitli ürünleri sergilerken; Zeynep Şeyma Ersöz tezhip sanatlarını gösterdi.  KIRIM TATAR KÜLTÜR GÜNLERİNİN KAPANIŞ ETKİNLİĞİ, RENKLİ GÖRÜNTÜLERE SAHNE OLDU Kırım Tatar Kültür Günlerinin kapanış etkinliği, Refat Usein rehberliğinde “Genel Merkez Müzik Çalışmaları Dinletisi” ile gerçekleştirildi. Etkinlikte, Kırım Derneğinde eğitim alan genç sanatçılar performanslarını sergiledi. Refat Usein'in pek çok öğrencisi sahnede piyano, bateri ve çeşitli müzik aletlerinde hünerlerini sergiledi. Kırım Tatar Kültür Günleri,  30 Nisan 2023 tarihinde Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay’ın teşekkür ve kapanış  konuşması ile tamamlandı.

Kırım Tatar Kültür Günleri: Kırım Tatar Gazeteci-yazar Zera Bekirova, Bekir Sıtkı Çobanzade'yi anlattı Haber

Kırım Tatar Kültür Günleri: Kırım Tatar Gazeteci-yazar Zera Bekirova, Bekir Sıtkı Çobanzade'yi anlattı

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifinin 27-30 Nisan 2023 tarihlerinde düzenlediği Kırım Tatar Kültür Günleri sonuncu gününde Kırım Derneği Genel Merkezinde devam ediyor. Kırım Tatar Kültür Günleri programının son gününün ilk etkinliğinde, Kırım Tatar Gazeteci-yazar Zera Bekirova, "Bekir Sıtkı Çobanzade 130 yaşında" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin'in moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe; Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı İlmi Ümerov, Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi Gayana Yüksel, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı Rıfat Baybörü, Kırım Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Olgun Boydak,  Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Gelişim Vakfı Bursa Şube Başkanı Haluk Yaşayanlar, TURKSİD kurucusu ve iş insanı İsmet Yüksel, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Hakan Kırımlı, gazeteci Elmaz Kırımlı, gazeteci-yazar Gönül Şamilkızı ile pek çok davetli katıldı. [CANLI] Kırım Tatar Kültür Günleri: Kırım Tatar Gazeteci-yazar Zera Bekirova, "Bekir Sıtkı Çobanzade 130 yaşında" başlıklı sunumunu gerçekleştiriyorhttps://t.co/KZW4RMx3CC pic.twitter.com/THxMUQlSzb — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) April 30, 2023 Zera Bekirova, “Bekir Çobanzade efsanevi bir insan desem abartı olmaz” dedi.  Sürgünden gelen Kırım Tatarları onun doğduğu evi, satın alıp değiştirmeden kullandığını belirten Bekirova, "Çobanzade ailesi çobanlık ile hayatını geçirmiş bir ailedir. Babası onun da çoban olması istemiş ama Bekir’in isteği çok başkadır. Annesi okumuş bir kadın olduğu için onları eğitimli yapmak istemiştir. Çobanzade’nin annesi 'ilim kazanı, ateşsiz ocaksız yanar' demiştir ve bu onun aklından hiç çıkmamıştır." ifadelerini kullandı. Bekirova, "Rüşdiye Mektebi açıldığı zamanda Bekir Çobanzade okula dahil olmak ister. Ancak yaşından ötürü kabul almaz. Sonrasında kabul aldığında '43. Öğrenci' olarak kabul edildi. Birçok alim Çobanzade’nin soyadını, 1920’li yıllarda kullanmaya başladığını ifade etti." dedi. Bekir Çobanzade'nin Rüşdiye Mektebinden mezun olurken; İsmail Bey Gaspıralı’yı, Hasan Sabri Ayvazov’u ve bir çok öğretmeni bilgisi ile şaşırttığını anlatan Zera Bekirova, Çobanzade’nin Gaspıralı’nın yolundan gittiğini vurguladı. Çobanzade’nin İstanbul’da okumak için 1909’da Galatasaray Lisesi’ne geldiğinde İstanbul’da kurulan Kırım Tatar milli hareketi saflarına katıldığını belirten Bekirova, şu ifadelere dikkat çekti: "O kadar başarılı bir öğrencidir ki Galatasaray Lisesi’nin müdürü Tevfik Fikret onu seçmiştir. 14 yılında 1. Dünya Savaşı başladığında Rusya kendi vatandaşlarını ülkesine geri çağırdı. Çobanzade de bu sıralarda yer almaktadır. Odesa’ya Rusça öğrenmeye gider sonrasında zor şartlar alında İstanbul’a gelip 1916’da lisesinden diploma alır. İstanbul'da tanıdığı Macar alimlerle tanışıp Macaristan’a Budapeşte Üniversitesine gitmiştir. Bekir Çobanzade, zor olan Macar dilini öğrenmiştir. Çobanzade, 'Macar dili zor öğrenilir ancak ben inadım onlardan geri kalmam' demiştir." Zera Bekirova, Macaristan arşivlerinde Çobanzade’nin elyazmalarını aradığını, zor şartlar altında bulduğunu, bulduklarının da bu elyazmasının kopyası olduğunu ifade etti. Bekirova, Çobanzade'nin Avrupa’daki eğitimin ardından Kırımer’in davetiyle Kırım’a Milli Hareketin lideri olarak geldiğini, bunun da Kırımer’in bir emri olduğunu ve Çobanzade’nin bu şekilde liderliği aldığını ifade ederek şöyle devam etti: "Çobanzade, liderliği döneminde Akmescid’e geldi. Akmescid’de birçok faaliyette bulundu. 1921-22 yıllarında başlayan Kırım’da açlığa karşı Çobanzade önlemler almıştır. Kırım’da açılan yüzlerce kültürel yapının yaratıcısıdır. 1920’lerde Azerbaycan’da Latin alfabesi hareketini başlatan Azerbaycan Türklerinin liderleri faaliyete başladı. Bu insanlar Kırım’da Bekir Çobanzade’nin konuşmasını dinleyip, hayran kalır. Azerbaycan Türkü aydınlar, o sırada Çobanzade’nin Azerbaycan’a gelmesini istiyorlar.  Çobanzade, Azerbaycan’a Kırım’a yerleşen Sovyet hükumetinin 1924-1925 yıllarında yarattığı baskı yüzünden gitmiştir. 1925 yılında Çobanzade, Azerbaycan’da altı önemli göreve getirilir. Bakü’de İçerişehir’de ikamet etmeye başlar. Kitapları eve sığmayan Çobanzade’ye Azerbaycan Türkü milyoner Tağızade’nin evinin ikinci katında beş odalı bir ev verilir. Çobanzade, Azerbaycan yıllarında çok önemli faaliyetlerde bulunmuş, dil konusunda önemli adımlar atmıştır. 1930’lu yıllarda Özbekistan’da Fergana Pedogoji Enstitüsü’nde bölüm kurmuş ve bölüm başkanlığı yapmıştır. 1929 yılından itibaren Kırım’da Bekir Çobanzade’yi karalama kampanyası başlatıldı. Bu dönemde Çobanzade hakkında iftiralar atılmaya başlamıştı. Hatta bu karalama kampanyası nedeniyle Bekir Çobanzade’nin kız kardeşi Zuleyha Çobanzade işinden atıldı. Çobanzade, bu dönemde Mihail Kalinin’e mektup yazmıştır. Kalinin, bu mektuba geri dönmüş ve Züleyha Çobanzade’nin işe geri döndürülmesini emretmiştir. 1926’da Bakü’de yapılan Bakü Türkoloji Kurultayı’nda bulunan Bekir Çobanzade, Kırım Tatar olarak yazılmıştır. Kurultay’da herkes kendi dilinde konuşma yapmıştır. Bu Türk dili için çok önemli bir andır. Kurultay’da bulunan 128 delegasyondaki aydınlardan 98’i 1938'de katledildi.  Bekir Çobanzade, aydın katliamı sırasında sorgulanmaya başlar. Çobanzade, 1937 senesi Ekim 13’de 20 dakikalık mahkemenin ardından infaz hükmü verilmiştir.  Çobanzade, Türkçe için önemli faaliyetler yürütmüş, pek çok konferansta Türkçe’nin önemli yazarlarına atıflar yapmış; araştırmalar yürütmüştür."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.