Çin ile Türkiye arasındaki ticarette Pekin yönetimi lehine kazanç hızla artıyor. Türkiye'nin maden kaynakları, Çinli firmalarla varılan anlaşmalar nedeniyle ülkeye akmaya devam ediyor.
Haber Giriş Tarihi: 16.12.2024 14:43
Haber Güncellenme Tarihi: 16.12.2024 16:36
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Türkiye ile Çin arasındaki ticaret hacmi artarken, “kazan-kazan” politikası adı altında yürütülen bu ilişkilerde Pekin yönetiminin daha fazla kazandığı öne sürülüyor. Türkiye’nin stratejik maden kaynaklarının hızla Çin’e aktarılması, uzun vadede ekonomik bağımsızlık ve sürdürülebilir kaynak yönetimi açısından tehlike çanlarını çaldırıyor.
ÇİN’E MADENCİLİK ÜRÜNLERİ İHRACATI 1,5 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
Anadolo Ajansının 16 Aralık 2024 tarihli haberine göre, 2024 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 artarak 2,8 milyar dolara ulaştı. Bu ihracatın yüzde 54’ünü oluşturan madencilik ürünleri, 1,5 milyar dolarlık payla ilk sırada yer aldı. Çin’in Türkiye’den aldığı ürünler arasında kimyevi maddeler, demir ve demir dışı metaller de dikkat çekerken, ihracatta en büyük artış yine madencilik sektöründe yaşandı.
Madencilik ürünleri ihracatında yüzde 7,9’luk bir artışla 113 milyon dolarlık ek gelir sağlanmış olsa da bu durum, Türkiye’nin ham madde kaynaklarının hızla tükendiğine işaret ediyor.
KAZAN-KAZAN MI, KAZAN-KAYBET Mİ?
Türkiye ile Çin arasında yapılan ticaretin büyümesi olumlu bir gelişme gibi görünse de bu dengenin büyük ölçüde Pekin lehine olduğu görülüyor. 2023’te iki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi 44 milyar doları aştı, ancak bu rakamın büyük kısmını Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalat oluşturuyor. Türkiye’nin ağırlıklı olarak ham madde ve işlenmemiş ürün ihraç etmesi, Çin’in ise teknoloji, enerji ve altyapı gibi yüksek katma değerli ürünler satması, bu dengesizliği daha da derinleştiriyor.
STRATEJİK MADENLERİN HIZLA TÜKENME TEHLİKESİ VAR
Türkiye’nin doğal kaynakları, özellikle de stratejik öneme sahip madenleri, Çin’e ham madde olarak ihraç ediliyor. Uzmanlar, ham madde ihracatının, ülke ekonomisi için kısa vadeli kazanç sağlarken uzun vadede Türkiye’yi ham madde bağımlılığına ve ekonomik kırılganlığa sürükleyeceğini vurguluyor.
ANKARA İLK SIRADA
Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracatta iller bazında başkent Ankara dikkat çekiyor. 936,7 milyon dolarlık dış satımla başı çeken Ankara’yı, 759,7 milyon dolarla İstanbul takip ediyor. Ancak bu ihracatın büyük bölümü, maden ve düşük katma değerli ürünlerden oluşuyor.
ÇİN YATIRIMLARINDA KENDİ İŞ GÜCÜNÜ GETİRİYOR
Çinli yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi de artıyor. Çin’in özellikle altyapı, enerji, 5G teknolojisi ve biyoteknoloji gibi alanlarda yaptığı yatırımlar, ekonomik iş birliğinin hızla derinleşmesine neden oluyor. Ancak bu yatırımların birçoğunda Çin’in kendi şirketlerini ve iş gücünü önceliklendirdiği, dolayısıyla Türkiye’nin bu süreçte yeterince fayda sağlayamadığı görülüyor.
Manisa'da Çinli otomotiv firması BYD'nin fabrikası için Çin mahallesi kurulması ve Çinli işçilerin getirilmesi bu duruma bir örnek teşkil ediyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye'nin madenleri Çin'e mi akıyor?
Çin ile Türkiye arasındaki ticarette Pekin yönetimi lehine kazanç hızla artıyor. Türkiye'nin maden kaynakları, Çinli firmalarla varılan anlaşmalar nedeniyle ülkeye akmaya devam ediyor.
Türkiye ile Çin arasındaki ticaret hacmi artarken, “kazan-kazan” politikası adı altında yürütülen bu ilişkilerde Pekin yönetiminin daha fazla kazandığı öne sürülüyor. Türkiye’nin stratejik maden kaynaklarının hızla Çin’e aktarılması, uzun vadede ekonomik bağımsızlık ve sürdürülebilir kaynak yönetimi açısından tehlike çanlarını çaldırıyor.
ÇİN’E MADENCİLİK ÜRÜNLERİ İHRACATI 1,5 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
Anadolo Ajansının 16 Aralık 2024 tarihli haberine göre, 2024 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 artarak 2,8 milyar dolara ulaştı. Bu ihracatın yüzde 54’ünü oluşturan madencilik ürünleri, 1,5 milyar dolarlık payla ilk sırada yer aldı. Çin’in Türkiye’den aldığı ürünler arasında kimyevi maddeler, demir ve demir dışı metaller de dikkat çekerken, ihracatta en büyük artış yine madencilik sektöründe yaşandı.
Madencilik ürünleri ihracatında yüzde 7,9’luk bir artışla 113 milyon dolarlık ek gelir sağlanmış olsa da bu durum, Türkiye’nin ham madde kaynaklarının hızla tükendiğine işaret ediyor.
KAZAN-KAZAN MI, KAZAN-KAYBET Mİ?
Türkiye ile Çin arasında yapılan ticaretin büyümesi olumlu bir gelişme gibi görünse de bu dengenin büyük ölçüde Pekin lehine olduğu görülüyor. 2023’te iki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi 44 milyar doları aştı, ancak bu rakamın büyük kısmını Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalat oluşturuyor. Türkiye’nin ağırlıklı olarak ham madde ve işlenmemiş ürün ihraç etmesi, Çin’in ise teknoloji, enerji ve altyapı gibi yüksek katma değerli ürünler satması, bu dengesizliği daha da derinleştiriyor.
STRATEJİK MADENLERİN HIZLA TÜKENME TEHLİKESİ VAR
Türkiye’nin doğal kaynakları, özellikle de stratejik öneme sahip madenleri, Çin’e ham madde olarak ihraç ediliyor. Uzmanlar, ham madde ihracatının, ülke ekonomisi için kısa vadeli kazanç sağlarken uzun vadede Türkiye’yi ham madde bağımlılığına ve ekonomik kırılganlığa sürükleyeceğini vurguluyor.
ANKARA İLK SIRADA
Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracatta iller bazında başkent Ankara dikkat çekiyor. 936,7 milyon dolarlık dış satımla başı çeken Ankara’yı, 759,7 milyon dolarla İstanbul takip ediyor. Ancak bu ihracatın büyük bölümü, maden ve düşük katma değerli ürünlerden oluşuyor.
ÇİN YATIRIMLARINDA KENDİ İŞ GÜCÜNÜ GETİRİYOR
Çinli yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi de artıyor. Çin’in özellikle altyapı, enerji, 5G teknolojisi ve biyoteknoloji gibi alanlarda yaptığı yatırımlar, ekonomik iş birliğinin hızla derinleşmesine neden oluyor. Ancak bu yatırımların birçoğunda Çin’in kendi şirketlerini ve iş gücünü önceliklendirdiği, dolayısıyla Türkiye’nin bu süreçte yeterince fayda sağlayamadığı görülüyor.
Manisa'da Çinli otomotiv firması BYD'nin fabrikası için Çin mahallesi kurulması ve Çinli işçilerin getirilmesi bu duruma bir örnek teşkil ediyor.
Son Haberler