SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ukrayna’dan İzlenimler

Yazının Giriş Tarihi: 06.10.2025 14:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.10.2025 14:39

Kırım Haber Ajansının çok değerli okurları ve takipçileri, yaklaşık 3 yıl sonra tekrar merhaba…

En son yazımı 2022 başında, Ukrayna’dan Türkiye’ye dönmeden önce yazmıştım, yani savaş başlamadan hemen önceydi. İstanbul’da yaşayarak Ukrayna ile ilgili uzaktan ahkâm kesenler kervanına katılmamak için yazılarıma ara verdim.

Ne değişti?

Bu yıl haziran ayında İstanbul plakalı aracımla yeniden Ukrayna’ya 3 aylık bir ziyarette bulundum. Tuna Nehri'ni feribotla geçerek Ukrayna gümrüğüne giriş yaptığımda bu yolu sürekli kullanan Türk arkadaşım, sıkıyönetimden dolayı gümrük kontrolü yapan askerlere benim de emekli bir Türk Albayı olduğumu söylemesiyle, birden ilgi odağı oluverdim. Bir binbaşı, bir yüzbaşı ve bir bayan astsubay ile tanıştım. “Bayraktar” SİHA’nın Türk vatandaşlarına kazandırdığı itibarı, şahsıma olan teveccühten ve açık ifadelerden net olarak gördüm. Ukraynalı subaylar telefon numaralarını vererek “herhangi bir olumsuzlukla karşılaşırsam” kendilerini aramamı istediler. Açıkçası Bulgaristan ve Romanya’dan sonra adeta kendimi evimde gibi hissettim. Savaş dolayısıyla saat 23.00’ten sonra araçlı veya araçsız sokağa çıkma yasağı olduğunu bilmeden, Türk plakalı (yabancı olduğum açık) aracımla durdurulmadan saat 02.00’de Mıkolayiv’e ulaştım.

İlk gece SİHA saldırılarına ve SİHA avcılarının karşı ateşine tanık oldum. Ertesi gün şehri gezdiğimde yaklaşık 450 bin nüfuslu şehrin 150 bine indiğini öğrendim. 2022’de Ruslar Mıkolayiv’in dış mahallelerine kadar gelince, şehrin 300 binden fazla orta yaş grubu (çoğunluğu kadın ve çocuk) insanı Avrupa’ya gitmek zorunda kalmış.

Odesa daha canlı olmasına rağmen Mıkolayiv’e adeta ölü toprağı serpilmiş gibiydi. Gidişimin 10’ncu gününde sürekli tekrar eden SİHA saldırılarına 4 adet İskender füzesi eşlik edince şehir adeta inlemeye başladı. Sürekli çalan siren seslerine halkın tepkisizliğine ben de uyum sağladım.

Savaşın içinde savaşı konuşmayan sadece günlük hayatın telaşını ve gündelik sorunları çözmeye çalışan bir halk Ukrayna halkı. Şehitlerini karanfillerle uğurlayan, metanetli ama bir o kadar da cesaretli bir halkla karşılaştım. Meydanlarda söylev veren, etrafta çığırtkanlık yapan, siyasi ikbali için savaş üzerinden nutuk verenlere rastlamak mümkün değil. Yiğitliğin retorikle değil, neredeyse 400 km'lik cephe hattında görev almakla olduğunu bilen bir halk.

Yemyeşil tabiatı, 2-3 km genişlikteki düşük debili nehirleri ve verimli dümdüz coğrafyasıyla Ukrayna insanı içine çeken, atalarımızın ayak izlerinin olduğu ve bize ait birçok olguyu barındıran bir ülke. Sıcak ve yardımsever halkı, belki de bize Anadolu insanını çağrıştırdığı için bu aidiyetlik hissini yaratmakta.

Savaştan önce özellikle Ukrayna’nın doğusunda Ruslara karşı her zaman var olan sempatinin bittiğini açıkça gözlemlemek mümkün. Kendi etnik kökenine bakmadan ve tamamen hâkim olan Rus dilini konuşmalarına rağmen halk; Ruslara ve Rus sistemine bağıl yaşamak istememektedir. Ukrayna halkının ezici çoğunluğu Avrupa’nın bir parçası olmak ve özgürce yaşamak istemektedir. Ve bunu engellemeye çalışan Ruslara karşı da kahramanca karşı koymaktadır.

Birkaç günde Rusya’ya teslim olacağı düşünülen Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, ciddi kayıplarına rağmen yaklaşık 3 yıldır direnerek dünyayı ve özellikle Rusları yanıltmıştır/şaşırtmıştır.

Ukrayna’nın kaybetmesi dünyadaki özgür kanadın kaybetmesi demektir.

Bu yazıda stratejik bir değerlendirme yapmayacağım ama açıkça ifade etmeliyim ki, insan, silah, mühimmat ve ikmal malzemesi giderek tükenen Ukrayna ordusuna; amasız, fakatsız hızla yardım edilmelidir.

Ülkemizde eline bir çubuk alarak TV’lerde Rusya’nın korkutucu gücünden dem vurarak yanlı yorum yapanlara son 200 yıllık tarihimizi okumalarını tavsiye ederim. Ukrayna Karadeniz’de, Türkiye ve Rusya arasında adeta "tampon" bir ülkedir. Bu ülkenin varlığını koruması birinci derecede bizim stratejik menfaatimizi içerir.

Sonuç olarak Türkiye’ye ve Türklere, Balkanlardaki Müslüman ülkeler gibi sempatiyle bakan bu halka doğrudan yardım edemesek de, acılarını kalbimizde hissetmeliyiz.

Saygılarımla…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.