Yazının başlığını görünce, "Sezai Hocam İsveç’te Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’in yakılması ile Rusya'nın ne alakası var?" dediğinizi duyar gibi oluyorum.

İsveç deyince akla gelen ilk kişi genellikle Greta Thunberg oluyor. Hani iklim değişikliği ile savaşta en ön safta yer alan bugün 20 yaşında olan Greta. 2022'nin Eylül ayında İsveç’te yapılan seçimlerde şaşırtıcı şekilde İsveç aşırı sağ partileri büyük başarı kazandı. 1.3 milyon 30 yaş altında seçmeni olan Avrupa’da hoşgörünün merkezi olan İsveç’te aşırı sağın yükselişe geçmesi özellikle son on yılda İsveç Demokratları Partisinin yükselişe geçmesinin altında Putin’in Avrupa’daki aşırı sağı desteklemesi yatmaktadır. En son seçimde Akesson’un liderliğindeki İsveç aşırı sağ partisi, ikinci parti konumuna gelmişti. İsveç’in NATO’ya girmesini istemeyen başkentlerin başında Moskova gelmektedir. Bu yüzden Stockholm’deki provokatif eylemin kime yaradığını sormak ve son on yılda Kremlin ile Avrupa aşırı sağ arasında yaşanan yakınlaşma ve hatta simbiyotik ilişkiyi görmek gerekir.

Avrupa’da çoğunlukla İslamfobi (İslam düşmanlığı), Türkofobi (Türk düşmanlığı), göçmen karşıtı, ırkçı ve faşist değerlere sahip olan aşırı sağ partiler ve gruplar ile Rusya ile yakın ilişki olduğunu bilmeyen yoktur. İtalyan, Fransız, Alman ve Avusturyalı aşırı sağ politikacılar ile Rusya arasındaki bağlantı belgeler ve mail yazışmaları ile ortaya konmuştur. Hatta Putin Rusyası ile Avrupa’daki aşırı sağ partileri arasında sadece görüşmeler değil para trafiğinden tutun da siber güvenlik açısından Rusya’nın desteği de bulunmaktadır. Rus trol ordusu gerektiğinde Avrupa aşırı sağ partilere destek vermektedir. Örneğin, 2014 yılında Fransa’nın LePen’in Ulusal Cephe Partisi’ne Rus bankalarından 11 milyon Avro kredi verildiği haberleri medya organlarında yayınlanmıştı. Irkçı ve Yahudi karşıtı söylemlerinden dolayı Fransız bankaları LePen’e kredi vermezken Rus bankaları kredi musluklarını sonuna kadar açmışlardı. 2016’da İtalya’da o dönem İçişleri Bakanı olan Matteo Salvini’nin partisinin Rusya ile petrol anlaşması imzaladığını ve Lega Partisi’nin 2019 Avrupa Parlamentosu seçim kampanyasında bu paranın kullanıldığını İtalyan gazeteciler yazmıştı. Peki aşırı sağ Putin’in parası karşılığı ne yapmıştı? Çok basit. Rusya’ya birçok alanda Avrupa siyasi kurumlarında desteklerini sunmuşlardı. 2017 yılında Fransız aşırı sağ milletvekilleri Putin’in Kırım’ın işgalini desteklemişti. Bir yıl sonra İtalyan aşırı sağın yıldız çocuğu Salvini, İtalyan hükumetinin Rusya’ya Avrupa Birliği yaptırımlarını veto edeceğini bildirmişti. Putin hem parasal destek hem ideolojik olarak Avrupa aşırı sağını destekleyerek liberal demokrasileri içerden yıkmayı hedeflemektedir.  Özellikle toplumsal cinsiyet (LGBTIQ yasakları) ve kadın hakları (kürtajın yasaklanması) konularında Kremlin, Avrupa’daki birçok sivil toplum kuruluşuna milyonlarca Avroluk desteği Putin yanlısı oligarklar aracılığıyla sağlamaktadır. Soros nasıl eski Sovyet ve Doğu Avrupa ülkelerinde demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, yolsuzlukla mücadele ve kayırmacılık karşıtı sivil toplum kuruluşlarını desteklerken Putin yanlısı oligarklar örneğin Konstantin Malofeyev ve Alexey Komov aracılığıyla Batılı değerlere saldırmaktaydılar. 

http://https://www.opendemocracy.net/en/5050/russia-ukraine-war-putin-europe-far-right-funding-conservatives/ 

Özellikle Rusya’da aşırı sağın fikir babası olan Aleksandr Dugin’in kızı Darya Dugina’nın suikasta kurban gitmesi Rus aşırı sağı ile Avrupa aşırı sağ partiler arasındaki organik bağı da ortaya çıkarmıştır. Putin’in Rasputin’i lakabını alan Dugin’in Rus aşırı sağ ve ırkçı grupların Avrupa’da Salvini’nin Putin tişörtüyle fotoğraf vermesi ve Lega Partisi’nin yükselişi aynı şekilde Fransa’da LePen’in Ulusal Cephe’sinin 2022 Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline kadar Putin ile neredeyse aşk ilişkisi yaşamasının altını çizmek gerekir. Avrupa aşırı sağını destekleyen Putin aslında Avrupa kurumları içine Rus Truva Atlarını koymuştu.

Fakat 2022 Ukrayna işgali tüm bu partiler, Rusya ile ilişkilerini tekrar gözden geçirdiler. Ayrıca AB içinde Rus Truva Atı olan iki devlet (Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) Kremlin yönetimi ile aralarına mesafe koydu. Aslında Putin, Türkiye’yi de Avrupa başkentlerine NATO içindeki Rus Truva Atı imajını yerleştirmek istiyor. Bunun Türkiye’nin ulusal çıkarları ve mili güvenliği açısından tehdit olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu yüzden İsveç’teki aşırı sağ ve ırkçı birisinin bu yüzden özellikle İsveç’in başkenti Stockholm’de Türk Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’i ateşe vermesi tesadüf değildir. Bu olay en çok Putin’in işine yarayacaktır.

Batı ile ilişkileri gerilen Türkiye hem askeri hem ekonomik anlamda daha savunmasız hale gelebilecektir. Özellikle birkaç ay içinde seçimlerin olacağı ülkemizde Putin’in dışarıda Türkiye karşıtlığını pompalaması aynı şekilde Türkiye içinde Batı karşıtlığını tavan yaptırması bence Türkiye’deki seçimlere Kremlin’in doğrudan müdahale etmesidir. Hibrit savaş stratejisini her alanda kullanan Rusya’nın, İsveç’teki Rus kuklası sözde politikacının eylemi, Türkiye’ye zarar verecektir. Birçok analist, bu olayın arkasında Amerika’yı ve onun kuklası İsveç’i görmektedir. Fakat bu olayın arkasında Rusya’nın kuklası olan İsveç aşırı sağın olabileceği fikrini de tarihe not düşmek adına burada belirtmek isterim. Bu arada sadece Avrupa’daki aşırı sağ değil eski Sovyet nostaljisine dayanan Avrupa aşırı solu da Putin’in kuklasıdır. Türkiye’de nasıl aşırı sol Stalin’in ölümünü bile Twitter'da kutsayarak anıyorsa Avrupa’da da aşırı sol, diktatör olan Putin’i yüceltmekte ve onu kutsamaktadır.

RUSYA’NIN DESTEKLEDİĞİ AVRUPA’DAKİ AŞIRI SAĞ PARTİLER