SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Vatan, millet, Kırım: 1944 Sürgünü'nün 81. yıl dönümü Ankara'da büyük bir mitingle anıldı

Ankara Ulus Meydanı'ndaki Atatürk Heykeli önünde düzenlenen mitingde, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 81. yılı anıldı.

Haber Giriş Tarihi: 18.05.2025 18:43
Haber Güncellenme Tarihi: 19.05.2025 00:10
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Vatan, millet, Kırım: 1944 Sürgünü'nün 81. yıl dönümü Ankara'da büyük bir mitingle anıldı

Bugün, Kırım Tatar halkının katil Josef Stalin rejimi tarafından, vatan Kırım’dan sürgün edilerek soykırıma uğramasının 81. yıl dönümü. 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı.

Ankara’nın Ulus Meydanı'ndaki Atatürk Heykeli önünde saat 14.00’te "18 Mayıs 1944 Sürgünü Anma Açık Hava Toplantısı" düzenlendi. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi tarafından düzenlenen anma mitingine; Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Kırım Haber Ajansı (QHA) Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar, 10. Kırım Tatar Yaşlık Kurultayı’na katılan Kırım Tatar delegeler ve Kırım Tatar diasporasından çok sayıda isim katıldı.

Anma mitingi, Türkiye, Ukrayna ve Kırım Tatar millî marşlarının okunmasıyla başladı.

Sonrasında Ömer Özel, vatanları uğruna can veren Kırım Tatar şehitleri için dua okudu. Okunan duaya hep bir ağızdan “Âmin” denildi.

“GELECEĞİMİZİ KIRIM'DA KURACAĞIZ”

Anma mitinginin açılış konuşmaları, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Şahin tarafından yapıldı. Şahin cümlelerine, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın üzerinden 81 yıl geçmesine rağmen sürgünün etkilerinin hâlâ devam ettiğini vurgulayarak başladı. Aynı şekilde 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesine ithafen konuşan Şahin, “Rusya idaresi Kırım Tatar halkına tahammül edemiyor. Rusya idaresi Kırım Tatarların dünyadaki varlığını kabul edemiyor!” şeklinde vurgu yaptı.

Bizim Rus halkına karşı bir düşmanlığımız yok. Ama Rusya'daki diktatörlüğe karşı direncimiz var, mücadelemiz var.” diyen Şahin, mevcut durumun etnik bir hadise olmadığının altını çizdi. Şahin cümlelerine “Kırım Tatarları geleceğini vatanları Kırım'da, orada yaşayan Ruslarla, Ukrainlerle ve başka halklarla kurmak istiyorlar. Ama bu hak bize tanınmıyor.” şeklinde devam etti.

“MÜCADELE ŞİMDİ BAŞLIYOR”

Kırım Tatarlarının yüz yılı aşkın süreden beri mücadelelerini devam ettirdiğini belirten Şahin ifadelerine şu şekilde devam etti:

Bu geçen 100 küsür senenin her senesi bizler için büyük bir zulüm, büyük bir sıkıntı, kahır, her türlü zorluklara dayanma şeklinde geçti. Ama halkımız çok dirayetli ve güçlü. Biz bu mücadele içerisinde bu süreç içerisinde güçlenerek çıktık. İrademizle, inancımızla güçlenerek çıktık ve geleceğe yürümek istiyoruz. Gelecek nedir? Gelecek bizim için Kırım'dır. Şu anda Kırgızistan’da, Özbekistan'dan, Kazakistan'dan, Kanada'ya kadar yirmi ülkede yaşayan Kırım Tatarların geleceği ve vatanları Kırım'dır. Bizim istikametimiz orasıdır. Biz bulunmuş olduğumuz ülkelerde iyi vatandaşlar olarak yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bizim vatanımızdır, devletimizdir. Ama vatan Kırım bizim kalbimize yanan bir ateştir. Bu hiçbir zaman sönmeyecek ve unutulmayacak. Ve biz Kırım Tatarları olarak geleceğimizi Kırım'da kuracağız. Biz geleceğimizi orada inşa edeceğiz. Kırım tekrar Kırım Tatarlarının medeniyetlerini kurdukları geleceklerini inşa ettikleri vatanları olacak.

Şahin konuşmasını, “Mücadele daha yeni başlıyor. Yani yüz küsür senedir devam eden Kırım Tatar halkının mücadelesi daha yeni başlıyor. Çünkü geleceği inşa etmek kolay değil, zor olacak ama biz bunu başaracağız.” cümleleriyle sona erdirdi.

“RUSYA HESAP VERECEK”

Miting, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev’in konuşmaları ile devam etti. Çernışev ifadelerine, “Bugün Türkiye'nin başkentinin merkezinde, 81 yıl önce cani emperyal-komünist rejim tarafından gerçekleştirilen Kırım Tatar Sürgünü kurbanlarının yasını tutmak için toplanan herkesi selamlıyorum” diyerek başladı. Kırım Tatarlarının acısının tüm Ukraynalıların acısı olduğunu belirten Çernışev, 1944 Sürgünü ve Soykırımı’nın Ukrayna’da resmî olarak insanlığa karşı işlenmiş bir soykırım suçu olarak kabul edildiğini hatırlattı.

Çernişev, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun ilgili kararları da dâhil olmak üzere tüm dünya tarafından kınanan Ukrayna'ya karşı acımasız saldırgan savaşını sürdüren Rusya, Ukrayna ve Kırım Tatar halklarının özgürlüğünü yok etmek ve onları kendi topraklarında yaşamak gibi meşru haklarından mahrum etmek için girişimlerini aralıksız sürdürdüğünü kaydetti. Aynı şekilde 2014 yılında Kırım’ın işgal edilmesine atıf yapan Çernışev, “İşgalciler, uluslararası hukuku ihlal ederek, geçici olarak işgal altında bulunan Ukrayna topraklarındaki demografik durumu değiştirmeye çalışıyor, Kırım Tatarlarını ve etnik Ukraynalıları yerlerinden ediyor.” dedi.

“DEVREDİLEMEZ HAKLAR GERİ İADE EDİLECEK!”

Konuşmasının devamında “Kırım artık Ukrayna'nın geri kalanına sinsice ve acımasızca saldırılar düzenlemek için askerî bir üs hâline getirilmiştir. Yüzlerce Kırım Tatarı hiçbir kanıt olmaksızın Rus hapishanelerine atılmış, halkın geri kalanı ise saldırgan orduya katılmaya zorlanmak da dâhil olmak üzere Moskova rejiminin rehineleri hâline getirilmiştir.” diyen Çernışev, yerli halkın kültürünün, tarihî mirasının ve geleceğinin tehdit altında olduğunu söyledi. Ayrıca Çernışev cümlelerine şu ifadelerle devam etti:

Kırım Tatar halkının asil oğulları ve kızları şimdi Ukrayna'nın şanlı savunucuları arasındadır. Ukrayna'nın binlerce sadık evladı, Kırım Tatarlarının tarihi vatanının ayrılmaz bir parçası olduğu ülkemizi savunmak için en değerli şey olan canlarını verdiler. Saldırganın, 1944'te Kırım Tatarlarının sürgünü, 2014'te Ukrayna topraklarının işgali ve 24 Şubat 2022'den bu yana devam eden topyekûn savaş da dâhil olmak üzere işlediği suçlardan sorumlu tutulacağından eminim. Ukrayna ve Kırım Tatar halklarının devredilemez hakları iade edilecektir!

“BU HATIRAYI YAŞATMAK ZORUNDAYIZ”

KTMM Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Yüksel miting sırasında yağan sağanak yağışa ithafen konuşmalarına, “Hakikaten yağmur altındayız. Ama 1944’te insanlar o zulmü yaşarken ne yağmur, ne kar, ne açlık, ne sussuzluk… Hiçbir şeyden kaçma imkânları yoktu. Şimdi Ukrayna halkı ve Kırım Tatarları savaşıyor ve onları yağmur değil, kar değil, kurşunlar bile korkutmadı!” şeklinde vurgu yaparak başladı.

Sürgün edilen Kırım Tatarlarının sayıları hakkında farklı yorumlar olduğunu belirten Yüksel, “Her bir rakamın arkasında insanın trajedisi, aile faciası yaşamaktadır. Biz hepimiz bunu yaşıyoruz. Ama şu mühim; biz bu hatırayı yaşatmak zorundayız. Çünkü geçmişi bilmeyen millet, geçmişi unutan, geçmişten vazgeçen bir millet gelecekte yaşayamaz.” dedi.

Yüksel konuşmasının devamında, KTMM’nin 1944 Sürgünü ve Soykırımı’nın 81. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı bildiriyi paylaştı. Yüksel, bu korkunç suçun işlenmesinin üzerinden 81 yıl ve Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesinin üzerinden 11 yıl geçtiğini kaydetti ve “Rusya'nın bu işgali, Kırım Tatar halkına karşı yürüttüğü soykırım politikasının devamı niteliğindedir. Sistematik gözaltılar ve zulüm, işkenceler, kaçırmalar, ana dilde eğitimin yasaklanması, zorla askere alma bunların tümü Kırım Tatarlarını Kırım'ı terk etmeye zorluyor. Bu durum, Kırım Tatar halkına karşı uygulanan hibrit bir sürgün şeklidir.” ifadelerini kullandı.

KTMM’nin soykırım kurbanlarının anısını yaşatan ve Kırım Tatar halkının adalet, özgürlük ve onur mücadelesinde yanında olan herkese derin şükranlarını sunduğunu belirten Yüksel, şöyle devam etti:

18 Mayıs 1944'te gerçekleştirilen Kırım Tatar halkının toplu sürgünü, Ukrayna devleti tarafından resmen tanınan bir soykırım eylemidir ve bu suçun zaman aşımı yoktur. Ukrayna hükûmeti tarafından KTMM'nin yasal statüsünün tanınması, Kırım Tatar halkına yönelik soykırımın sonuçlarını telafi etme yolunda önemli bir adımdır. Kırım Tatar halkına yönelik soykırımın tanınması, sadece tarihî adaletin sağlanması değil, benzer suçların tekrarının önlenmesi açısından da kritik öneme sahiptir. Özellikle bugün, Kırım Tatar halkının özgürlüğü ve kimliği yeniden tehdit altındayken, bu tanıma siyasî ve hukuki koruma da önemli bir aracıdır. Rus işgal yönetiminin Kırım’daki siyasî baskılar, tutuklamalar, KTMM'nin faaliyetlerinin yasaklanması, etnik ve dinî nedenlerle zulüm, asimilasyon, demografik yapının değiştirilmesi gibi güncel suçları Rusya’nın Kırım Tatar halkını yok etmeye yönelik soykırımcı politikasının doğrudan devamıdır. Kırım’ın işgalinin meşrulaştırılması veya ondan vazgeçilmesine yönelik her girişim, Rusya’nın işgal altındaki topraklarda yürüttüğü suç politikasına hizmet etmekte, insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olmakta ve soykırım kurbanlarının anısına ihanet etmektedir.

Yüksel konuşmasını, “Kırım Tatar halkı, onurundan ve vatanı olan Kırım’a bağlılığından asla vazgeçmemektedir. Kırım Ukrayna devletinin ayrılmaz bir parçasıdır ve öyle kalacaktır. Acıyı unutmadık. Mücadele ediyoruz. Zaferi kazanacağız.” ifadeleriyle sonlandırdı.

KIRIM DERNEĞİNDEN 81. YIL DÖNÜMÜNE ÖZEL BASIN BİLDİRİSİ

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, Kırım Derneği Genel Merkezinin 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününün 81. yıl dönümü vesilesiyle 18 Mayıs 2025 tarihinde yayımladığı basın bildirisini katılımcılarla paylaştı. Kalkay, Kırım’ın ilk kez 1783’te Rus Çarlığı tarafından işgal edildiğini anımsatarak, o dönemde yarımadada Kırım Tatarlarının nüfus oranının yüzde 96 olduğunu belirtti. Rusya’nın “Kırım’ı Tatarsızlaştırma” politikasının topraksızlaştırma, zorla din değiştirme ve sistematik baskılarla yürütüldüğünü vurgulayan Kalkay, “1783-1922 yılları arasında yaklaşık 1.800.000 Kırım Tatarının Kırım’dan ve Kıpçak’tan zorla göç etmesine neden oldu. Bu yıllar arasındaki zoraki göçlerde on binlerce Kırım Tatarı hayatını kaybetti ve Kırım’da Türk-Tatar nüfus yoğunluğu yüzde 30’lara geriledi.” dedi.

II. Dünya Savaşı’nın sonlarında Stalin’in imzaladığı 11 Mayıs 1944 tarihli kararnamenin ardından, erkeklerinin çoğu cephedeyken 18 Mayıs 1944 gecesi başlayan büyük sürgünde 423 binden fazla Kırım Tatarının hayvan vagonlarına istiflendiğini kaydeden Kalkay, “Büyük çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 423 bin 100 Kırım Tatarı için istiflenerek dolduruldukları hayvan vagonlarında sürgün yolculuğu Urallara ve Orta Asya çöllerine doğru başladı ve en kısa yol 22 gün sürdü. Sürgün yolculuğu boyunca açlık, susuzluk ve hastalıktan binlerce kadın, çocuk ve yaşlı hayatını kaybetti. Sürgün’de ve sonrasında yaşanan olumsuz koşullardan dolayı 195 bin 471 Kırım Tatarı hayatını kaybetti. Bu, sürgüne gönderilenlerin yüzde 46’sını teşkil ediyordu. Soykırım’da ve muhacerette hayatını kaybeden atalarımızı rahmetle anıyoruz.” ifadelerini kullandı.

MİTİNGTEN TÜM DÜNYAYA ÇAĞRI

Kalkay, soykırımın uluslararası alanda tanınmasına yönelik gelişmelere de dikkat çekerek, “Bugün Ukrayna, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Çekya ve Kanada parlamentoları 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü ‘Soykırım’ olarak tanıdı ve ilan etti. Bizler, insan hayatına ve insan haklarına değer veren bütün ülke parlamentolarını Kırım Tatar Sürgününü ‘Soykırım’ olarak tanımaya ve bu iğrenç insanlık suçunun asla unutulmamasını sağlamaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Günümüzde Kırım yine Rusya devletinin işgali altında ve Kırım Tatarları geçmişte olduğu gibi bugün de baskı ve zulüm altında. Halkımız yine bir soykırım tehdidi ile karşı karşıya.” diyen Kalkay, “Tarihimizin bu en acı gününde, bizler, Kırım Tatarları olarak tüm dünyaya sesleniyor ve haykırarak diyoruz ki; “Kırım Tatarlarının millî iradesi olmaksızın vatanımız Kırım’ın kaderine hiç kimse ya da devlet karar veremez!” Çünkü; Kırım, Kırım Tatarlarınındır. Kırım, Kırım Tatarlarının tarihî vatanıdır. Allah, sürgün ve muhaceret şehitlerimizin ve insanlık suçları nedeniyle hayatını kaybeden tüm mazlumları rahmeti ile esirgesin.” ifadelerini kullanarak konuşmasını sonlandırdı.

Anma mitingi coşkulu kalabalık tarafından söylenen, “Kırım teslim olmayacak!, Vatan, millet, Kırım!, İşgalci Rusya Kırım’dan defol! ” sloganlarıyla sona erdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.