SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kırım Tatar Sürgünü Ve Soykırımı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Tatar Sürgünü Ve Soykırımı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Tatar Sürgünü Ve Soykırımı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ukrayna Parlamentosu tam 10 yıl önce 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanıdı Haber

Ukrayna Parlamentosu tam 10 yıl önce 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanıdı

Ukrayna Parlamentosu, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanıyan kararını tam on yıl önce 12 Kasım 2015’te kabul etti. Aynı yıl 18 Mayıs, Ukrayna’da “Kırım Tatar Halkının Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” ilan edildi. Kırım Platformu tarafından yayımlanan açıklamada, SSCB'nin eli kanlı diktatörü Josef Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatar halkının sürgün edildiği hatırlatılırken şu ifadelere yer verildi: Sovyet yetkilileri, birkaç gün içinde çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere yaklaşık 200 bin Kırım Tatarını Kırım’dan Orta Asya ve Sibirya'nın ücra köşelerine sürdü. Sürgünün ilk yıllarında sürgün edilenlerin yüzde 46’sı hayatını kaybetti. Bu trajedi, Kırım Tatar halkını bir topluluk olarak yok etme, Kırım'daki kültürel ve tarihi varlıklarını ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Açıklamada, Kırım’ın 2014’te Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra Kırım Tatarlarının yeniden baskıların hedefi hâline geldiğine dikkat çekilerek, “İşgal yönetimi, Kırım Tatar Milli Meclisinin faaliyetlerini yasakladı ve onu aşırılıkçı bir örgüt olarak tanıdı; aktivistleri, gazetecileri ve kanaat önderleri kovuşturuyor, aramalar yapıyor, yasa dışı tutuklamalar yapıyor ve onları iş birliğine zorluyor. Ana dillerinde eğitim alma, din özgürlüğü ve kültürel ifade özgürlüğü hakları bastırılıyor. 18 Mayıs'tan önce anma etkinlikleri düzenlemek bile ceza tehdidiyle yasaklanıyor. Bu, Rusya'nın 1944'te başlayan soykırım ve etnik zulüm politikasının doğrudan bir devamı niteliğinde.” dedildi. İşgalcilerin söz konusu baskılarının Kırım Tatar kimliğini yok etmeyi ve halkın anavatanıyla bağını koparmayı hedeflediği belirtilen açıklamada, “Kırım'ın işgali yalnızca Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ihlali değil, aynı zamanda yarımadanın yerli halkına yönelik bir insan hakları suçudur. Bu nedenle Ukrayna'nın Kırım üzerindeki devlet egemenliğinin yeniden sağlanması, aynı zamanda Kırım Tatarları için adaletin sağlanması anlamına gelir.” ifadeleri kullanıldı. Kırım Tatar Sürgünü’nün uluslararası alanda soykırım olarak tanınması için çalışmalar yürüttüğünü belirtilen açıklamada şu ana kadar Letonya ve Litvanya Kanada, Polonya, Estonya, Çekya ve Hollanda parlamentolarının 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdığını hatırlatıldı. Açıklamada, “Bugün Ukrayna, Kırım Tatar halkı soykırımı kurbanlarını yalnızca geçmişin bir sayfası olarak değil, aynı zamanda gelecek için, insan haklarının ve özellikle Ukrayna’nın yerli halklarının haklarının yeniden tesis edildiği, özgür ve işgalden kurtarılmış bir Kırım uğruna verilen ortak mücadelenin bir parçası olarak anıyor. 1944 Soykırımı'nın ve günümüzde işgal altındaki baskıların anısı, aynı hikâyenin iki bölümüdür; insan hakları, özgürlük ve hakikat uğruna verilen mücadelenin hâlâ sürdüğünü hatırlatır. Ukrayna ve uluslararası toplum, yurduna sahip olma hakkı için en ağır bedeli ödeyenlerin yanında omuz omuza durmaktadır. ” denildi.

Ukrayna, 5. Uluslararası Kırım Platformu Zirvesi’ne hazırlanıyor Haber

Ukrayna, 5. Uluslararası Kırım Platformu Zirvesi’ne hazırlanıyor

Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Maryana Betsa, 5. Uluslararası Kırım Platformu Zirvesi’nin hazırlıklarının sürdürdüğünü ve birçok yabancı liderin katılımını beklediklerini açıkladı. Başkent Kıyiv’de bugün düzenlenen Uluslararası Kırım Platformu Uzmanlar Ağı Forumu’nda konuşan Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Betsa, Kırım konusunun özellikle BM’nin kuruluşunun 80. yılında daha da önem kazandığını vurguladı. Ukrayna’nın uluslararası toplumun dikkatini Kırım'ın işgalden kurtarılmasına çekmek için daha fazla şey yapılması gerektiğini anladığını belirten Betsa, “Her yıl, BM Genel Kurulu çerçevesinde geçici olarak işgal edilen topraklarda insan hakları konusunda bir karar alınmasını destekliyoruz. Bu yıl da elimizden geleni yapacağız. Uluslararası Kırım Platformu'nun 5. Zirvesini de hazırlıyoruz ve bu önemli bir zirve olacak. Çok sayıda yabancı liderin katılımını bekliyoruz.” dedi. Betsa zirvenin düzenleneceği tarih konusunda ise bir bilgi vermedi. 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ GÜNDEMDE Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı, Kırım meselesinin Rusya’nın sürdürdüğü saldırganlığın merkezinde yer aldığına dikkat çekerek, 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün “soykırım” olarak tanınmasının da hayatî önem taşıdığını söyledi. Betsa, “Bu, sadece suçların tanınması değil, aynı zamanda adaletin yeniden tesisi anlamına geliyor. Bu bağlamda Polonya, Estonya, Çekya ve Hollanda parlamentolarına, Stalin emriyle gerçekleşen Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdıkları için teşekkür etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

81 yıl önce imzalanan gizli belge: SSCB sürgün sonrasında Kırım'ı nasıl dönüştürdü? Haber

81 yıl önce imzalanan gizli belge: SSCB sürgün sonrasında Kırım'ı nasıl dönüştürdü?

Kırım Tatarlarının eli kanlı Sovyet lideri Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te vatan topraklarından sürgün edilmesinin hemen ardından Sovyet yönetimi, boş kalan yarımadada hızla Ruslaştırma planını uygulamaya başladı. Çoğunluğu Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nden (RSFSC) olmak üzere 51 binden fazla kişi Kırım’a yerleştirildi. Yeni gelenlere, sürgün edilenlerin boşalttığı evler ve tarım arazileri tahsis edilirken, nakdi yardım ve vergi muafiyeti gibi benzeri görülmemiş ayrıcalıklar sağlandı. Sovyet yönetiminin söz konusu uygulaması, Rus İmparatorluğu tarafından 1783’te başlatılan Kırım’ın yerli nüfusunu değiştirme politikasının bir devamı oldu. GİZLİ KARARNAME İMZALANDI Sovyetler Birliği Devlet Savunma Komitesi, 12 Ağustos 1944’te, “Kırım’ın farklı bölgelerine kolhozcuların (çiftçilerin) yerleştirilmesi hakkında” başlıklı gizli bir karar kabul etti. Resmi gerekçe, “yarımadanın verimli topraklarının, bahçelerinin ve bağlarının değerlendirilmesi” olarak açıklandı. Ancak asıl amaç sürgün sonrası boşalan toprakları doldurmaktı. YARIMADAYA YERLEŞTİRİLEN İNSANLARIN PROFİLİ Kırım’a yerleştirilenlerin yüzde 82’si RSFSC’den, yüzde 17,65’i ise Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nden getirildi. Özellikle Krasnodar, Stavropol, Rostov, Voronej, Tambov, Kursk, Orel ve Bryansk bölgelerinden nüfus transferi yapıldı. EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ AYRICALIKLAR Kararnameye göre Kırım’a gelen her aileye 2 bin 500 ruble nakdi yardım yapıldı, tüm vergi ve borçları silindi. 1944 ve 1945 yılları boyunca devletin tarımsal ürün teslim yükümlülüklerinden muaf tutuldu. Her ailenin 2 tona kadar ev eşyası, tarım aleti ve hayvan getirmesine izin verildi, taşınma masrafları devlet tarafından karşılandı. Yerleşimciler, Kırım Tatarlarından zorla alınan evlere, tarım arazilerine ve üretim araçlarına yerleştirildi. YARIMADANIN DEMOGRAFİK YAPISI TAMAMEN DEĞİŞTİ Söz konusu yerleşim politikası, tesadüfi bir tarımsal inisiyatif değil, yüzyıllardır süren sistematik bir demografik dönüşüm stratejisinin parçasıydı. 1944’teki nüfus değişimi, Kırım Tatarlarının vatanlarına geri dönüşünü zorlaştırdı; Sovyet yetkililer “Kırım zaten nüfusla dolu” söylemini resmi gerekçe olarak kullandı. Uzun vadede ise bu politika, yarımadada Sovyet yönetimine sadık tamamen yeni bir toplumsal yapı yarattı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI 81 yıldır dinmeyen, azalmayan ve adalet bekleyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı pic.twitter.com/3M7ndq29Vy — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 17, 2025 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdiler. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle sürgün yerlerinde kalmaya devam etti. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm, 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 2024'ün aralık ayında Çekya Parlamentosunun üst kanadı olan Senato ve 2025'te ise Hollanda Krallığı Genel Meclisi 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştı.

Hollanda'nın Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması kararı Avrupa'yı nasıl etkiliyor? Haber

Hollanda'nın Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması kararı Avrupa'yı nasıl etkiliyor?

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Almanya Temsilcisi Ahmet Özay, Hollanda Parlamentosunun Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıma kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni Şafak gazetesine yazan Özay, Hollanda'nın almış olduğu kararın Avrupa'nın bu yönde adım atmasına kapı açacağını belirtti. İLK SOYKIRIM KARARINI 2015'TE UKRAYNA ALMIŞTI KTMM'nin Hollanda'nın Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıma kararını, bu sene İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatının 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda ele aldığını aktaran Özay, soykırım kararını ilk olarak 2015 yılında Ukrayna'nın aldığını, ardından Kanada'nın izlediğini kaydetti. Özay; Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin de sürgünü soykırım olarak tanıdığını anımsattı. SOYKIRIM KARARI HOLLANDA'DAKİ KIRIM TATAR DİASPORASINI SEVİNDİRDİ Hollanda'nın bu adımının ülkedeki Kırım Tatar diasporasını memnun ettiğini ifadelerine ekleyen KTMM Almanya Temsilcisi Ahmet Özay, KTMM Hollanda Temsilcisi Mehmet Tütüncü'nün duygularını paylaştı. Buna göre parlamento kararının uzun soluklu bir çalışma olduğunu belirten Tütüncü şunları kaydetti: “Bu karar bizi sevindirdi. Uzun yıllardır çalışma yapmıştık. Muhalefet partisi meclise geçtiğimiz yıl bir tasarı sundu. Çeşitli komisyonlarda değerlendirilerek parlamentoda gündeme geldi. Burada Kırım Türkleri ile ilgili tasarı, sözde Ermeni soykırım yasa tasarısı ile uzun süre mukayese edildi. Zira, Hollanda sözde Ermeni soykırım yasa tasarısını hala onaylamadı. Bu karar bizim çok önemli. Hollanda devleti sadece Hitler diktatörlüğü döneminde Yahudilere yapılanları soykırımı tanımakta. Bu karar benzeri nitelikte ikinci karar. Tekrar vurgulayayım, 2007 yılından beri Hollanda Parlamentosu gündeminde olan Ermeni soykırım yasa tasarısı hala kabul görmedi.” HOLLANDA PARLAMENTOSU 2014 KIRIM İŞGALİNİ DE GÜNDEME TAŞIMIŞ OLDU Öte yandan Özay, 18 Mayıs 1944'te ana vatanından sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sının yaşamını yitirdiği belirtilen parlamento açıklamasında, Rusya'nın 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da baskıları sürdürmekte olduğunun aktarıldığını ifade etti. Özay, "Kararda ayrıca Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak etmesinden bu yana, Kırım Tatarlarına yönelik zulüm, hukuksuz gözaltı, işkence ve kaçırılarak yok edilmeler de vurgulanıyor." bilgisini verdi. KIRIMOĞLU: FİNLANDİYA, NORVEÇ VE ALMANYA DA KARARI SOYKIRIM OLARAK TANIYABİLİR Özay, İstanbul'daki İİT Zirvesi'nde Finlandiya, Norveç ve Almanya'nın da 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanıyabileceğinin altını çizen Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekli Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun şu ifadelerini anımsattı: "Bu konuda yavaş yavaş ilerleme kaydediyoruz. Bizim için çok önemli. Çünkü, Kırım Tatar halkı yine aynı şekilde zor durumda. Bugün onların vatanlarından gitmeye mecbur etmek ve yerine sürü sürü Rus getirmek de bir çeşit soykırımdır." Ayrıca Özay, KTMM Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay'ın, Kırım Tatarlarının uluslararası platforma en etkili bir biçimde gündeme gelmesinin 1986 yılında İzlanda’da gerçekleşen Rejkyavik Zirvesi ile mümkün olduğunu söylediği ifadelerine dikkat çekti. TÜRKİYE UKRAYNA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ DESTEKLİYOR Özay kendi değerlendirmelerine şu ifadelerle son verdi: Türkiye, Kırım’ın işgalinin ilk anından itibaren Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü net olarak sürekli vurguladı. Aynı tutumunu Kırım Tatar Milli Meclisi'nin kapatılmasında da sergiledi ve Rusya’nın bu kararına karşı çıktı. En son İstanbul’da gerçekleşen İİT Dışişleri Bakanları Toplantısı’na, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın davetlisi olarak Kırım Tatarlarının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve KTMM Başkanı Refat Çubarov da gözlemci olarak resmen davet edildi. Burada İslam ülkeleri temsilcileri ile Kırım davasını görüşme fırsatı buldu.

Hollanda, 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı! Haber

Hollanda, 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı!

Hollanda Krallığı Genel Meclisinin alt meclisi olan Hollanda Temsilciler Meclisi, 19 Haziran 2025 tarihli genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etti. SIBİHA: YAPILMASI GEREKEN DOĞRU ŞEY BUDUR Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sıbiha (Andrii Sybiha), karar sonrasında yaptığı yazılı açıklamada bir değerlendirmede bulundu. Karar dolayısıyla minnettar olduğunu kaydeden Andriy Sıbiha, "Bu, Rusya'nın Ukrayna'ya bağlı Kırım Yarımadası'nı işgal etmesi nedeniyle hâlen zulüm gören Kırım Tatar halkıyla güçlü bir dayanışma göstergesidir." dedi. Bakan Sıbiha ayrıca şu ifadelere yer verdi: Bu tarihi adaletsizliğin tanınması sadece hakikat ve adaletin tesis edilmesi açısından değil, aynı zamanda gelecekte yaşanabilecek zulümlerin önlenmesi açısından da kritik önem taşımaktadır. Hollanda'ya Ukrayna dışında bu suçu soykırım olarak tanıyan yedinci ülke olduğu için teşekkür ediyor ve diğer tüm ülkeleri de aynı şeyi yapmaya davet ediyorum. Yapılması gereken doğru şey budur. SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIYAN SEKİZİNCİ DEVLET Hollanda 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan 8. ülke oldu. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de Kanada parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm, 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu) ve 2024'ün aralık ayında Çekya Parlamentosunun üst kanadı olan Senato, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı.

Kıyiv’de “Haytarma: Hafıza Yolu” etkinliğiyle Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları anıldı Haber

Kıyiv’de “Haytarma: Hafıza Yolu” etkinliğiyle Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları anıldı

Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de bulunan Podil Tiyatrosu'nda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 81. yılı münasebetiyle bir anma programı düzenlendi. “Haytarma: Hafıza Yolu” başlıklı etkinlik, müzik, şiir ve sahne sanatlarının bir araya geldiği kültürel bir sentez olarak izleyiciyle buluştu. 26 Mayıs akşamı düzenlenen etkinlikte şef Antoniy Kedrovskıy yönetimindeki “Kıyivska Kamerata” Ukrayna Milli Solistler Topluluğu sahne aldı. Gecede oyuncu ve yönetmen Ahtem Seitablayev, şair Tetyana Vlasova, uluslararası ödüllü kemancı Şevket Ablyalimov ve Ukrayna Halk Sanatçısı Femi Mustafaev, dans sanatçısı Elnara Halilova da performanslarıyla yer aldı. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Kırım Daimî Temsilciliği Bilgi Dairesi Başkanı Yevhen Bondarenko, konuşmasında savaş zamanlarında bile kültürün, kimlik yeniden inşasının bir aracı olduğuna dikkat çekerek, “Bu tür projeler, halkın yeniden doğuşunun ve Ukrayna’nın geleceğinin bir parçasıdır. Kırım Tatar halkının kültürü sadece ulusal sahnelerde değil, dünya sahnelerinde de yer bulmalı.” dedi. Ayrıca Bondarenko, Kırım’a dair kültürel projelerin çeşitli zorluklarla karşılaştığını, özellikle de sanatçı sayısının sınırlı olduğunu vurguladı. Buna rağmen, bu tür etkinliklerin desteklenmesinin hayati önem taşıdığını belirten Bondarenko şunları kaydetti: Savaş 11. yıldır devam ediyor. Kültürel hafızaya yatırım yapmak, geçici olarak işgal altındaki topraklarımızın geleceğine yatırım yapmaktır. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov da etkinlikte bir konuşma yaparak tarihin unutulmaması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: Cezalandırılmayan kötülük, daha büyük felaketlerle geri döner. Bugün yaşananlar, geçmişte Ukrayna ve Kırım Tatar halklarına yapılanların sonucudur. Bugün yaşananların bir daha yaşanmaması için anma törenleri yapacağız, etkinlikler düzenleyeceğiz, yaşanan trajedileri anlatacağız. Unutmadığımız sürece yaşayacağız ve gelişeceğiz. Anma etkinliği, Kırım Tatar halkının yaşadığı trajediyi sanatsal ifadelerle anlatırken, milli kimliğin korunması ve hatırlanması adına güçlü bir mesaj verdi. Müzik, şiir ve sanatçıların performansları, geçmişin acılarını canlı tutarak geleceğe umut taşıdı.

Emel Kırım Vakfı, 1944 Sürgünü’nün 81. yıl dönümünü anlamlı bir programla andı Haber

Emel Kırım Vakfı, 1944 Sürgünü’nün 81. yıl dönümünü anlamlı bir programla andı

Emel Kırım Vakfı, Kırım Tatar halkının hafızasına kazınan en acı günlerden biri olan 18 Mayıs 1944 Sürgünü ve Soykırımı'nın 81. yıl dönümünü anlamlı bir programla andı. Üsküdar Belediyesinin destekleriyle 25 Mayıs 2025 tarihinde Bağlarbaşı Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlikte, hem 1944 Sürgünü anlatıldı hem de günümüzde Rus işgali altındaki Kırım’da yaşanan baskılara dikkat çekildi. Program, Kırım Tatarlarının yaşadığı büyük trajediyi gözler önüne seren “SÜRGÜN” adlı belgesel filmin gösterimiyle başladı. Ardından, 1944 Sürgünü'nde hayatını kaybeden binlerce Kırım Tatarı ve günümüzde Rus işgali nedeniyle şehit olan soydaşlarımız için dualar edildi. Emel Kırım Vakfı Başkanı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay, yaptığı konuşmada tarihin sessiz kalmış çığlıklarını hatırlatarak, Rusya'nın yüzyıllardır Kırım Tatarlarına uyguladığı sistematik baskıya vurgu yaptı. Ayrıca konuşmasında Rus propagandasının etkisine dikkat çeken Karatay, buna karşı koymanın gerektiğini belirterek, “Kırımlı olmak demek, sadece bir kimlik değil; bir sorumluluktur. Eğer Kırım'ı sevdiğimizi söylüyorsak, onun özgürlüğü için elimizden geleni yapmalıyız. Allah, Kırım’a tez zamanda özgürlük nasip etsin,” ifadeleriyle tüm katılımcıları mücadeleye davet etti. Daha sonra konferansta Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi olarak atanan Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı, eski siyasi tutsak Nariman Celal ve eski siyasi tutsak Edem Bekirov’un video mesajları gösterildi. Ayrıca KTMM Üyesi Abmescit Süleymanov konuşma yaptı. Konuşmalarda 1944 Sürgünü'nün unutulmaması gerektiği, Kırım Tatar halkının ancak Kırım Yarımadası Rus işgalinden kurtarıldıktan sonra vatanında özgür bir şekilde yaşayıp gelişebileceğine dikkat çekildi. Genç EMELCİ şair Adil Gökşin ise, Rusya tarafından hukuksuzca tutuklanan en genç siyasi tutsak Appaz Kurtametov için kaleme aldığı şiirini okuyarak dinleyenleri duygulandırdı. Emel Kırım Vakfı Başkan Vekili Nurten Camcı Bay yaptığı konuşmada Rus işgali altındaki Kırım’da devam eden baskılara dikkat çekerek 130’dan fazla Kırım Tatarının haklarında açılan düzmece davalar çerçevesinde Rusya tarafından hapse atıldığını hatırlattı. Konferans sırasında katılımcılara siyasi tutsakların resimleri dağıtıldı. Kremlin tarafından esir tutulan Kırım Tatarlarının hikayelerini anlatan Nurten Camcı Bay, “Çocuklarını bekleyen annelere sabır diliyoruz. Bugün bütün şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Kırım’ın bir an önce özgürlüğe kavuşmasını, Putin’in Ukrayna’ya karşı açtığı savaşın bitmesini diliyoruz.” şeklinde konuştu. Sürgünde doğan ilk nesli temsilen konuşan Emel Kırım Vakfı Üyesi Lilya Tanatar, Özbekistan’a sürülen anneannesinin yaşadığı zorlukları paylaştı. Halkın ikinci büyük kırılma noktasının ise 2014'teki Rus işgali olduğunu vurgulayan Tanatar, “Ama umut ediyorum ki, fedakar, cesur, tüm dünyaya saçılmış Kırım Tatar halkımız bir gün vatanımız Kırım’da toplanacak. İnşallah en kısa zamanda buna hepimiz şahitlik ederiz.” dedi. Etkinlik, geçmişin acısı ve geleceğin umudunu birleştiren duygusal bir anla sona erdi. Tüm katılımcılar hep bir ağızdan “Ey Güzel Kırım” şarkısını söyledi. Bu ortak sesleniş, Kırım Tatar halkının unutmadığını, yılmadığını ve asla vazgeçmeyeceğini bir kez daha gösterdi.

Sürgün yollarında hayatını kaybeden Kırım Tatarları için dualar okundu Haber

Sürgün yollarında hayatını kaybeden Kırım Tatarları için dualar okundu

18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı, dün kılınan Cuma Namazı'nda da unutulmadı. Antalya Manavgat'ta 81. yılında sürgün yollarında hayatını kaybedenler için dualar okundu. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Manavgat Şubesi Başkanı Diğdem Başak Başkır Çalışkan, Kırım Haber Ajansına (QHA) yaptığı açıklamada, dün kılınan Cuma Namazı öncesinde Hasan Fehmi Boztepe Camisi'nde 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nda hayatını kaybeden Kırım Tatarları için dualar okunduğunu belirtti. İMAM, CEMAATE KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ HAKKINDA BİLGİ VERDİ Cami imamı, "Kırım Tatar Sürgünü'nün 81. yılında şehitlerimizi anıyoruz. İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna gelindiğinde 18 Mayıs 1944 yılında 423 bin Kırım Tatarınının 1 gün içinde evlerinden zorla çıkartılması ile gerçekleşti. Sovyet askerlerince belirlenen Türk evlerine teker teker baskın düzenlemiş ve herkesin yalnızca taşınabilir eşyalarını yanlarına alarak meydana çıkmaları emrini verilmişti. 423 bin Kırım Tatarı, trenlere doldurularak Sibirya, Kazakistan, Özbekistan gibi yerlere sürgün edildi. Bazı yaşlılar ve Kırım’ı terk etmek istemeyenler, aynı meydanda kurşuna dizildi. Kadınlar, kundaktaki bebekler, yaşlılar, hastalar, savaşamayacak durumdaki erkeklerden oluşan 423 bin Kırım Tatarı, gece yarısı hayvan vagonlarına istif edildi. Bir kısmı ise açlıktan hayatını kaybetti. Şehitlerimizin mekani cennet olsun." ifadeleriyle cemaate sürgün ile ilgili bilgi verdi. Ardından sürgün yollarında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarının ruhuna dualar okundu. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de Kanada parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm, 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu) ve 2024'ün aralık ayında Çekya Parlamentosunun üst kanadı olan Senato, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Kırım Derneği Manavgat Şubesi Başkanı Çalışkan, Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nı anlattı Haber

Kırım Derneği Manavgat Şubesi Başkanı Çalışkan, Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nı anlattı

Kırım Tatar halkının 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin tarafından vatan topraklarından acımasız bir şekilde sürgün edilişinin 81. yılında Antalya Manavgat'ta anma programı tertip edildi. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Manavgat Şubesi Başkanı Dr. Diğdem Başak Başkır Çalışkan, 21 Mayıs 2025 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Manavgat Meslek Yüksekokulunda (MYO) icra edilen etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. Anma etkinliğine; MYO Müdürü Prof. Dr. Fatih Uslu, öğretim görevlileri, dernek üyeleri ve öğrenciler katıldı. KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMINI ANLATTI Saat 14.00 itibarıyla yüksekokul konferans salonunda başlayan programda, Dernek Başkanı Çalışkan katılımcıları, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı hakkında bilgilendirdi. Kırım Tatarlarının Türk dünyasında yeri ve önemine işaret eden Çalışkan, mayıs ayının Kırım Tatarları için trajedik bir ay olduğunu söyledi. Kırım coğrafyasını, tarihini ve Kırım Tatarlarını kapsamlı bir şekilde anlatan Çalışkan, aynı zamanda 2014 yılında Kırım'ın Rusya tarafından işgal edildiğini de sözlerine ekledi. Kırım Tatarlarının hayvan vagonlarıyla vatan topraklarından nasıl sürüldüğünü dile getiren Çalışkan, sürgün yollarında hayatını kaybedenleri de andı. Çalışkan, "18 Mayıs'ı dualarla törenlerle yad etmeye çalışıyoruz. 81 yıl geçti ama Kırım Tatarlarının dönüş iradesi hala dipdiri. Bir gün yurtlarına geri döneceklerine inanıyorlar/inanıyoruz. Unutmadık, unutturmayacağız..." dedi. Konuşmasının devamında Çalışkan, katılımcılara Kırım Tatar sürgününü anlatan "Ey Güzel Kırım" şarkısını dinletti. ÇALIŞKAN, DESTEKLERİNDEN DOLAYI MYO MÜDÜRÜ VE ÖĞRETİM GÖREVLİSİNE PLAKET TAKDİM ETTİ Program, Kırım Derneği Maanavgat Şubesi Başkanı Diğdem Başak Başkır Çalışkan'ın MYO Müdürü Prof. Dr. Fatih Uslu ve Dr. Öğretim Görevlisi Hüseyin Öztürk’e desteklerinden dolayı plaket takdimi ile son buldu. 18 MAYIS KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de Kanada parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm, 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu) ve 2024'ün aralık ayında Çekya Parlamentosunun üst kanadı olan Senato, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.