SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Anadolu Ajansı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Anadolu Ajansı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anadolu Ajansı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İletişim Başkanlığında afet haberciliğine dikkat çekildi Haber

İletişim Başkanlığında afet haberciliğine dikkat çekildi

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından sunulan Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında hibe almaya hak kazanan "Afet Haberciliği: Haberin Afete Dönüşmesini Önlemek" isimli proje ile eğitim paneli tertip edildi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı himayesinde ve RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu), Konya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İnovasyon Ajansı, Slovenya Primorska Üniversitesi, Ukrayna Kıyiv Üniversitesi ile İspanya Vigo Üniversitesi ortaklığında yürütülen proje kapsamında çok sayıda yabancı gazeteciye yönelik “Afet Haberciliği Eğitim Paneli” düzenlendi. Program kapsamında açılan doğal afet sergisinde Türkiye, Ukrayna, Slovenya ve İspanya’daki afetlerin sonuçlarını gösteren fotoğraflar yer aldı. Rus saldırısı sonucunda yaşanan Kahovka Barajı’nın patlaması sonucunda yaşanan afetin izleri ise katılımcıların dikkatine sunuldu. 2 Aralık 2025 tarihinde İletişim Başkanlığında gerçekleştirilen eğitim paneli saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başladı. Programın devamında afet haberciliği üzerine hazırlanan video kesit katılımcılara gösterildi. İletişim fakülteleri için uluslararası düzeyde tanınan bir Afet Haberciliği müfredatı ve ders içeriği ile medya profesyonelleri için eğitim rehberlerini tanıtmayı amaçlayan proje bağlamında Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Başkanı Ali Hamza Pehlivan ve İletişim Başkanlığı Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Duran tarafından açılış konuşmaları icra edildi. AFAD Başkanı Pehlivan, kurumun faaliyet kategorilerden söz ederek başladığı konuşmasında çalışma grupları içerisinde afet iletişim başlığı altında faaliyet alanı olduğunu kaydetti. Pehlivan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Anadolu Ajansı (AA), TRT, AFAD Basın Müşavirliği ve diğer medya kurum ve kuruluşları ile birlikte afet süreci ve sonrası ile ilgili iletişim odaklı çalışmaları yerine getirdiğini belirtti. Pehlivan, “İletişim o kadar önemli bir husus ki, özellikle yaşamı birebir etkileyen afet gibi alanlarda insanların, toplumların doğru haber alma hakkını kullanması ziyadesiyle mühim.” diyerek kurum olarak iletişimi önemsediklerini vurguladı. Ayrıca dezenformasyona dikkat çeken Pehlivan, toplumların yanlış yönlendirilmesine neden olduğunun altını çizdi. Pehlivan, “Afetlerle ilgili habercilikte en ufak aksama veya yanlış aksettirme yeni felaketlere yol açabilmektedir.” dedi. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri'nde yapılan paylaşım sayısının 150 milyonu bulduğunu sözlerine ekleyen Pehlivan, dezenformasyon niteliği taşıyan bilgi aktarımlarının birer yük olduğunu belirtti. Pehlivan İletişim Başkanlığı ve AFAD’ın kamuoyunu doğru bilgilendirmek için o dönemde ortak çalışmalar yürüttüğünü bildirdi. İletişim Başkanlığı Başkanı Duran ise projede iş birliği sağlayan eğitim kurumları; Slovenya Primorska Üniversitesi, Ukrayna Kıyiv Üniversitesi ile İspanya Vigo Üniversitesine teşekkür etti. “İnsanı analitik merkeze alan toplumun lehine olan ve standartları yüksek olan bir medya sistemi vazgeçilmezimizdir.” ifadesine yer veren Duran, bu kapsamda yürütülen faaliyetlerle İletişim Başkanlığının hem teorikte hem de pratikte iletişime katkı sunmaya çalıştığını kaydetti. Duran, afet haberciliğinin yalnızca bir isim olmadığını afet anında toplumsal dayanışmayı, kamu düzenini ve can güvenliğini ilgilendiren bir uzmanlık alanı adı olduğunu vurguladı. Bu nedenle büyük bir hassasiyet gerektirdiğinin altını çizen Duran, insanların bilgi edinme talebi içinde olduğunu söyledi. Bilgi trafiğinin bazen telafi edilemeyecek sonuçlar doğurduğunun altını çizen Duran, gerçek bilgi ile sahte bilgiyi ayırt etmenin zor olduğu bir döneme girdiğimizi, bunun yapay zekâ ile önemli bir durum haline geldiğini dile getirdi. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri'nden örnek veren Duran, “O dönemde yalan, yanlış ve eksik bilgilerin hızla yayıldığına şahit olduk. İletişim Başkanlığı olarak dezenformasyona karşı mücadele ettik. Sadece 5 ay içinde 450’ye yakın dezenformasyon tespit ettik.” bilgisini verdi. Duran, bu kapsamda İletişim Başkanlığının medya mensupları için rehber niteliğinde kitap yayımladığını, sempozyum düzenlediğini, video ve görsel içeriklerle çalışmalar katkı sağladığını belirtti. Ayrıca İletişim Başkanlığı Başkanı, afet haberciliği konusunda beş dilde hazırlanan kitabın çalışmalarının devamlılığı niteliğinde olduğunu sözlerine ekledi. Açılış konuşmalarından sonra üç oturumdan oluşan panelin ilki “Afet Haberciliğinde Etik Zorluklar” başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü RTÜK Başkan Yardımcısı Deniz Güler’in üstlendiği panelde; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Kayıhan, Anadolu Ajansı Gaziantep Bölge Müdürü Kerem Kocalar ve TRT Haber Sunucu Fuat Kozluklu konuşma yaptı. RTÜK Başkan Yardımcısı Güler, “Amacımız yalnızca mevcut sorunları tespit etmek değil, aynı zamanda çözüm yollarını hep birlikte tartışmak.” diyerek başladığı konuşmasında afet haberciliğindeki önemli hususlara dikkat çektiği soruları panelistlere yöneltti. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri'ne işaret eden Doç. Dr. Kayıhan, asrın felaketi olarak adlandırılan ağır yıkımın medyaya yansımalarından söz etti. Bu hususta olayı aktarım, kurtarma hikâyeleri, mahremiyet eksikliği, dezenformasyon, muhalefet ve iktidar olumlu ve olumsuz haberleri ile ihtiyaçları barındıran haberlerin gündeme taşındığını aktardı. Kayıhan, yardımların basında büyük bir yankı uyandırdığını ancak politik yansımaların da çok fazla görüldüğünü vurguladı. Uzmanlara yeterince başvurulmadığına dikkat çeken Kayıhan, “Basında depremzedelerin konuşmalarına ve mağduriyetine de çok az yer verildiğini görmüş olduk.” yorumunu yaptı. Kriz haberciliği kadar risk haberciliğinin de önemli olduğunun altını çizen Kayıhan, “Risk haberciliği üzerine eğilebilirsek, birtakım krizlerin önüne geçebilir ve önlem alabiliriz. Politik odaklı değil, insan odaklı habercilik yapmak; hızlı, doğru ve net haberler önemli. Korkuya ve paniğe sürüklemeyecek etik kurallar çerçevesinde haberler yapmak da son derece önemli.” değerlendirmesinde bulundu. Kayıhan bu bağlamda afet muhabirlerine eğitimler verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. 20 yıllık saha deneyimini katılımcılara aktaran AA Gaziantep Bölge Müdürü Kocalar ise Kahramanmaraş Depremleri'nden sağ çıkarılan 70 yaşındaki bir teyzenin mahremiyet talebinin kendisi için kariyeri boyunca en önemli ders olduğunu ve mahremiyet olgusuna dikkat edilmesi gerektiğini aktardı. Kocalar, afet haberciliğinin en önemli meselelerinden birinin de fikri takip olduğunu söyledi. “Sahayı bu kadar iyi bilen biri olarak afet haberciliğini geliştirmek için neler yapılmalı?” sorusu üzerine Kocalar, “Bunun iki aşaması var. Birincisi medya şirketlerinin ‘afet haberciliği' birimi olması gerektiğini düşünüyorum. Bu ekibin, insan psikolojisini iyi bilen kişilerden oluşmalı. Bölgede haber yapan kişinin çevrede afetzede olduğunu unutmaması gerekir. Ayrıca açlığa, susuzluğa, uykusuzluğa dayanabilir kişilerden oluşması gerektiğini düşünüyorum. İkinci olarak afet bölgesindeki basın mensuplarına psikolojik destek verilmesi elzemdir.” ifadelerini kullandı. Birinci oturumun son konuşmacısı TRT Haber Sunucusu Kozluklu ise kariyerinde 7 deprem deneyimi olduğunu kaydederek, yaşadığı deneyimi katılımcılara aktardı. Usta çırak ilişkisiyle öğrenilmesi ve yürütülmesi gerek bir meslek olduğunu belirten Kozluklu, önce insan sonra gazeteci olma üslûbu olması gerektiğine dikkat çekti. Kozluklu, “Felaketin öznelerine hâlden anlayan duyguyla yaklaşıldığında etik gazeteciliğin gerekliliği büyük oranda yerine getirilmiş olur diye düşünüyorum.” dedi. Kozluklu, vicdan unsurunun önemine dikkat çekti. Panelin ilk oturumu İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Göksu, panelistlere teşekkür belgesi takdim etmesiyle son buldu. İkinci oturum ise “Afet Haberciliğinde Güvenliğin Önemi” başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar’ın yaptığı oturumda İspanya Vigo Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Javier Abuin-Penas, AFAD Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Kubilay Özyurt ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Neval Genç panelist olarak yer aldı. Konuşmacılar, afet anında ve sonrasında bilginin etik bir şekilde aktarılmasının yanı sıra bilginin güvenliğine de dikkat çekti. Afet haberciliği sırasında ölümlerin veya yaralanmaların nedenlerinin hazırlıksız gitme, bilgi eksikliği, iletişim eksikliği veya yetersiz eğitim olduğu belirtildi. Yanlış bilgi nedeniyle devlete karşı güven kaybının da oluştuğu kaydedildi. Bu bağlamda resmî kaynakların referans alınması gerektiğinin altı çizildi. Oturumun sonunda İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Göksu, panelistlere teşekkür belgesi takdim etti. Öte yandan “Afet Haberciliğinde Teknoloji Kullanımı” başlıklı üçüncü oturumda ise afet sonrasında kamuoyunu bilgilendirme ve ilgili kuruluşları yönlendirme aracı olan teknolojinin doğru kullanımı ele alındı. Moderatörlüğünü Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Gölcü’nün yaptığı panelde BTK Basın Müşaviri Harun Arpacı, Gazeteci ve Sosyal Medya Yöneticisi Beatriz Nestar Bueno ve Bartın Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Özkan Avcı panelist olarak yer aldı. Afetle ilgili bilgi aktarımı esnasında basın mensubunun iletişim trafiğine takılmaması için önerilerde bulunuldu. Gazetecilerin baz istasyonu değil, internet tabanlı iletişim sağlaması gerektiği belirtildi. Sosyal medya hesapları üzerinden yayılan dezenformasyon bilgilerin gazetecilik mesleğini daha önemli hale getirdiği, çünkü bu işin doğruya ulaşmanın sahada yapılan profesyonellik gerektiren bir iş olduğuna dikkat çekildi. Program, İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Göksu'nun, panelistlere teşekkür belgesi takdim etmesiyle son buldu.

25. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi başladı Haber

25. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi başladı

Anadolu Ajansı (AA), Polis Akademisi Başkanlığı ve Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ortaklığında savaş, afet ve olağanüstü hallerde görev yapacak olan muhabirlere eğitim verilecek. "25. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi" bugün itibarıyla Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğündeki AAtölye'de başladı. 12 Temmuz'a kadar sürecek olan eğitime 10'u Anadolu Ajansı, 15'i ise farklı ülkelerden olmak üzere 25 muhabir katılım sağlıyor.  "MESLEĞİNİZİ GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE YAPIN İSTİYORUZ" Eğitimin açılış konuşmasını yapan AA Akademi ve Yayın Koordinatörü Yahya Bostan, savaşların sadece askerî birlikleri değil kadın ve çocuk olmak üzere tüm sivilleri etkilediğini belirtti. Bu bağlamda Bostan, Rus saldırıları nedeniyle Ukrayna'da 16, İsrail'in saldırısı altındaki Gazze'de ise 150 gazetecinin hayatını kaybettiğini söyledi. Gazze'de yaşamını yitiren gazetecilerin arasında AA Kameramanı Muntasır es-Savvaf'ın da bulunduğunu sözlerine ekleyen Bostan, bu sebeple savaş muhabirliği eğitiminin de son derece önemli olduğunu vurguladı. Bostan, "Biz bu eğitimi, bu yüzden çok önemsiyoruz. Özellikle bugün çok önemli bu eğitim. Sizin can güvenliğinizi çok önemsiyoruz. Olası bir çatışma ve afet anında can güvenliğinizi koruyabilin, mesleğinizi güvenli bir şekilde yapabilin istiyoruz." dedi. "BİR GÖRÜNTÜ BİLE SAVAŞIN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİR" TİKA Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Dairesi Başkanı Uğur Tanyeli, kursiyerlerin savaş ortamlarına çok yakın bir eğitime tabî tutulduğunu dile getirdi. Muhabirin çektiği görüntünün bile savaşın seyrini değiştirebileceğinin altını çizen Tanyeli, "Basın mensupları da çatışmaların son bulması, barışın tesisi konusunda birinci elden ürettikleri içeriklerle katkıda bulunuyor. Dolayısıyla bu eğitimin ana fikri de savaş koşullarında eğitimlerinizi yaparken, mesleklerinizi icra ederken hayatta kalıp oradan içerik üretmeye devam etmeniz." ifadelerini kullandı.  Polis Akademisi Başkan Yardımcısı 1. Sınıf Emniyet Müdürü Doç. Dr. Ufuk Ayhan ise savaşın ülkelerin değerini yok ettiğini belirttiği konuşmasında kursiyerlerin eğitimde zorlanabileceğini ancak söz konusu eğitim sayesinde mesliekî bir katkı sağlayacaklarını ifade etti. SAVAŞ MUHABİRLİĞİ EĞİTİMİNE QHA DA KATILDI Eğitim sürecinde; kişisel güvenlik, medya yönetimi, ilk yardım, suda hayatta kalma, kimyasal ve biyolojik saldırılara karşı korunma yöntemleri gibi 26 farklı alanda verilecek derslere, Kırım Haber Ajansı (QHA) Muhabiri Selahaddin Kaşgarlı da katılım sağlayacak. 

Yermak: Türk tarafının, Rus işgaline karşı mücadele eden Kırım Tatar siyasi tutukluların serbest bırakılması için gösterdiği tüm çabalara değer veriyoruz Haber

Yermak: Türk tarafının, Rus işgaline karşı mücadele eden Kırım Tatar siyasi tutukluların serbest bırakılması için gösterdiği tüm çabalara değer veriyoruz

Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Anadolu Ajansı (AA) Görüş’e Ukrayna'da barış sürecini ve Türkiye'nin rolünü değerlendirdi. Yermak’ın AA Görüş’te 4 Haziran 2024 tarihinde “Ukrayna için adil bir barış: Türkiye'nin rolü ve Küresel Barış Zirvesi” başlıklı yazısı yayımlandı.  “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ DESTEKMEKTEDİR” Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak kaleme aldığı yazıda “Türkiye, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklemektedir. Karadeniz Tahıl Girişimi'nin 2022-2023 yıllarında başarılı olmasına aktif olarak katkıda bulunmuştur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukraynalı esirlerin serbest bırakılmasına bizzat yardımcı olmuştur.” ifadelerini kullandı. RUSYA, YARIMADADAKİ BASKISINI GİDEREK ARTIRIYOR Türkiye’nin Kırım Tatarlarının haklarını aktif şekilde savunduğuna dikkat çeken Yermak, “Türk tarafının Kırım'ın Rus işgaline karşı mücadele eden Kırım Tatar siyasi tutukluların Rus hapishanelerinden serbest bırakılması için gösterdiği tüm çabalara çok değer veriyoruz. Ne yazık ki birçoğu hala esaret altında. Rusya ise yarımadadaki baskısını giderek artırıyor.” dedi. Yermak, Türkiye’nin her zaman barıştan ve uluslararası hukuktan yana olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Ukrayna'nın barış girişimlerini ilk aşamalarda destekleyen ve bunların uygulanmasına aktif olarak katkıda bulunan ülkeler arasında yer almıştır. Bunlar için son derece dostane ve verimli ilişkilere sahip olduğumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibine minnettarız. Türkiye Cumhuriyeti’ni 15-16 Haziran tarihlerinde İsviçre'de düzenlenecek olan Küresel Barış Zirvesi'nde ağırlamaktan memnuniyet duyacağız.” Ayrıca Yermak, Küresel Barış Zirvesine 160’tan fazla ülkenin davet edildiğine dikkat çekerek Türkiye’nin Çin ve Brezilya gibi ülkeleri de bu sürece dahil edebileceğini söyledi. BİRİNCİ KÜRESEL BARIŞ ZİRVESİ İSVİÇRE’DE YAPILACAK Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmıtro Kuleba (Dmitro Kuleba), 19 Mart 2024 tarihinde video konferans yoluyla düzenlediği uluslararası basın toplantısında önemli açıklamalarda bulunmuştu. Kuleba, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’nın “barış formülünün” halihazırda geçerli olan en gerçekçi plan olduğunu vurgulamıştı. Kuleba, toplantıda Ukrayna’nın İsviçre ev sahipliğinde "Birinci Küresel Barış Zirvesi" düzenleyeceğini duyurmuştu.  Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy (Volodimir Zelenski), 26 Mayıs 2024 tarihinde dünya liderlerine seslendiği bir video mesaj yayımlamıştı. Zelenskıy, Rusya’nın 23 Mayıs 2024’te Harkiv’e saldırısı sonucu yerle bir ettiği matbaadan seslenmişti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, video mesajında 15-16 Haziran’da yapılacak  Küresel Barış Zirvesi'ne katılması için ABD Başkanı Joe Biden'a ve Çin Başkanı Şi Cinping’e çağrıda bulunmuştu.  Zelenskıy, “BM Şartı'nın da bu kitaplar gibi yakılmasını istemiyoruz.” demişti.

Anadolu Ajansında “Gazze’de Soykırım: Yeni Kayıtlar” paneli Haber

Anadolu Ajansında “Gazze’de Soykırım: Yeni Kayıtlar” paneli

Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA 7 Ekim 2023’den bu yana İsrail hükûmetinin Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda ortaya çıkan insan hakları ihlâlleri Anadolu Ajansı (AA) muhabirleri tarafında kayıt altına alındı. Konu, AA Atölyede 20 Şubat 2024'te “Gazze’de Soykırım: Yeni Kayıtlar” paneliyle ele alındı. Panele gazeteciler, akademisyenler ve öğrenciler tarafından yoğun ilgi gösterildi. Panele katılan konuşmacılar konuyu uluslararası ceza hukuku ışığında tartışarak, Uluslararası Adalet Divanında görülmeye devam edilen davayı tüm boyutlarıyla değerlendirildi. Gazze’de işlenmeye devam edilen savaş suçlarına ilişkin yeni kanıtlar da kamuoyuyla paylaşıldı.  “Gazze’de Soykırım: Yeni Kayıtlar” paneli Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı  Prof. Dr. Fahrettin Altun ve AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz’ün konuşmaları ile başladı.   “İSRAİL KÜLTÜREL SOYKIRIMA DA İMZA ATIYOR” Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletşim Başkanı  Prof. Dr. Fahrettin Altun, “Bizler bu tür etkinliklerde, sahada gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla, elde ettiğimiz görüntülerle İsrail’in katliamlarına iddia edilen değil, somut delileri olan ispatlanmış savaş suçları olarak kayda geçireceğiz. Çabamız bu yönde” dedi.  Altun konuşmasında  Gazze’ye yönelik saldırılar sonucunda yüzlerce okul, kilise ve camiinin yıkıldığına dikkat çekerek “İsrail sadece Gazze’de yaşayan insanları toplu bir şekilde katletmiyor, bölgenin manevi varlığını da yok etmek için kültürel bir soykırıma da imza atıyor“ açıklamasını yaptı. “GAZZE’DE YÜKSELEN BİR ÇIĞLIK VAR” AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz “Gazze’de yükselen bir çığlık var” diyerek başladığı konuşmasına “Her gün  hatta şu an, şu saniyede Gazze’de yeni bir insanlık suçuna şahit oluyoruz” dedi. Karagöz, Gazze’de yaşanan gelişmelere ilişkin “En başta gazeteciler olarak bu durumu tüm gerçekliği ile dünyaya aktarmak bizim görevimiz, sorumluluğumuz” İfadelerini kullandı. 26 Anadolu Ajansı çalışanının bizzat Gazze’nin içerisinde görev yağtığına dikkat çeken Karagöz, AA çalışanı olan Muntasır es-Savvaf'ın İsrail'in saldırıları sonucu hayatını kaybettiğini söyledi. AA'NIN ÜÇLÜ TRİOLOJİSİ: “KANIT- TANIK- SANIK” AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü  Serdar Karagöz “Bugün Lahey’de görüşülmekte olan soykırım davasında delil olarak teşkil edilen  'KANIT' kitabını yayına hazırladık. Kanıt kitabının içerisinde Roma sözleşmesine göre uluslararası hukuk çerçevesinde savaş suçu kabul edilen  görselleri, delilleri bulacaksınız” dedi. Karagöz,  Kanıt kitabının ardından “Tanık” kitabını hazırlandığını ancak henüz basılmadığını söyledi. Tarihe bir not düşmek istediklerini vurgulayan Karagöz, "İsrail’de soykırıma sebep olan failleri kapsayacak triolojinin üçüncüsü 'Sanık' adlı kitabı da yakın zamanda basacağız" dedi. AA Görsel Haberler Direktörü Fırat Çağlayan Yurdakul’un moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, gazeteci Mehmet Akif Ersoy, AA Orta Doğu Haberleri Müdürü Turgut Alp Boyraz, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Erkiner ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın konuşmacı olarak yer aldı.  “GAZZE’Yİ İSRAİLLİLERE ANLATMAYA ÇALIŞTIK” Panelin moderatörlüğünü yapan AA Görsel Haberler Direktörü Fırat Çağlayan Yurdakul, gazeteci Mehmet Akif Ersoy’a sürecin nasıl yorumladığına ilişkin sorusunu yöneltti. Ersoy, “Gazze’yi İsraillilere anlatmaya çalıştık. İsrail’in tüm dünyaya verdiği mesaj şuydu: Bizim güvenlik riskimiz var. Hatırlayın ilk hastane vuruldu. İsrail biz yapmadık diyerek tüm dünyaya açıklama yaptı. Bunu Hamas yaptı dedi. Bundan sonra İsrail Gazze’deki bütün hastanaleri vurdu. Bir daha hiç İsrail’in hastaneleri vurmasını tartışmadık” dedi.  “İSRAİL’İN HAKLILIĞI GASP ETMESİNE İZİN VERMEMEK GEREKİYOR” Doç. Dr. Hakkı Hakan Erkiner “Bugün İsrail’in haklılığı gasp etmesine izin vermemek gerekiyordu. Anadolu Ajansı burada gazetecilerin hayatı pahasına bu faaliyetlere devam ettirmesinin en büyük anlamı İsrail’in bu dezenfromasyona, bu manipülasyona, bu gerçeği çarpıtmasına ve hakkı ve hakikati gasp etmesine engel olmasıdır” ifadelerini kullandı. ANADOLU AJANSININ KANITLARI İLE CİDDİ BİR KIRILMA NOKTASI YAŞANDI Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın, Anadolu Ajansının kanıtları kamuoyu ile paylaşması sonucunda dünyada ciddi bir kırılma noktası yaşandığını ifade etti. Açıkalın bu kanıtların Batı’da bireysel tepkilerin sivil toplum kuruluşlarıyla kitlesel tepkilere dönüşmesinde etkili olduğunu da vurguladı. “BÜYÜK BİR LİNÇ KÜLTÜRÜ VAR ULUSLARARASI BASINDA” Kanıtların ardından ortaya çıkan eylemler ve kamuoyu oluşması AA tarafından tüm dünyaya bunların serilmesi sizi kısıtladı mı? AA’nın buradaki rolü nedir? sorusu yöneltilmesi üzerine AA Orta Doğu Haberleri Müdürü Turgut Alp Boyraz, “İki tür baskı var. Birincisi kanalımızın merkezine baskı yapabiliyorlar. O açıdan biz şanslıyız. Anadolu Ajansına ya da Türkiyeye yapılan baskılar bizim haberciliğimizi etkilemiyor. İkincisi de buradaki gazetecilere psikolojik baskı yapılabiliyor. Yerleri değiştirilebiliyor. Büyük bir linç kültürü var uluslararası basında” dedi. Ayrıca Boyraz, uluslararası medyada çalışanların çoğunun bu baskıyı göğüslediğini ve  İsrail'i karşısına almak istemediğini dile getirdi.  SAVAŞ DELİLİ: KANIT AA foto muhabirlerinin çektiği fotoğraflar, UAD'de kanıt olarak kullanılmıştı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıların başından bu yana önemli bir görev üstlenen foto muhabirleri ve kameramanların görüntülerini uluslararası hukukta delil olması amacıyla Türkçe, İngilizce ve Arapça hazırlanan kitap, "Kanıt" ismiyle yayımlanmıştı. Gazze'de son bilgilere göre İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise 29 bin 92'ye yükselmişti. İsrail’in saldırılarında hayatını kaybedenlerin 130’unu gazetecilerin oluşturduğu kaydedilmişti.

Rus saldırısında yaralanan AA muhabiri Davit Kaçkaçişvili, o anları QHA’ya anlattı Haber

Rus saldırısında yaralanan AA muhabiri Davit Kaçkaçişvili, o anları QHA’ya anlattı

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara İşgalci Rusya'nın Ukrayna'daki sivillere yönelik saldırıları hız kesmeden devam ediyor. Ukrayna'daki Rus saldırılarını uzun bir süredir takip eden Anadolu Ajansının (AA) Ukrayna muhabiri Davit Kaçkaçişvili ile foto muhabiri Özge Elif Kızıl, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde saldırıya uğradı.  “Saldırıdan sonra ekip aracımız yandı“ #Ukrayna’nın #Harkiv şehrinde kaldığı otelde Rus saldırısına uğrayan AA muhabiri Davit Kaçkaçişvili, o anları QHA’ya anlattıhttps://t.co/Ezqa4gxBxt pic.twitter.com/SfgYOWSXqA — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) January 11, 2024 “SALDIRIDAN SONRA EKİP ARACIMIZ YANDI” Ukrayna'nın Harkiv kentinde 10 Ocak 2024 tarihi saat 22.30 civarında Rusya, AA ekibinin kaldığı Park Otel'e peş peşe iki adet füzeyle saldırdı. O anları AA muhabiri Davit Kaçkaçişvili, Kırım Haber Ajansı (QHA) ile paylaştı. Dün akşam kendi odalarında çalıştıkları esnada foto muhabiri arkadaşıyla saldırıya uğradıklarını ifade eden muhabir Kaçkaçişvili, "Daha sonra dışarıda bulunan park halindeki araçlar patladı. Bizim ekibimizin de aracı yandı. Bu patlama sesleri daha sonra peş peşe duyuldu" dedi. MUHABİR KAÇKAÇİŞVİLİ, PATLAMA ANINI QHA'YA ANLATTI Muhabir Kaçkaçişvili olay anını şu şekilde aktardı: "Patlamadan sonra ilk olarak ışıklar söndü, dumanlar yayıldı. Ekip arkadaşımla birbirimizi bulduktan sonra hızlıca kendi imkanlarımızla ayrılmaya çalışırken merdivenlerde itfaiye ekibine rastladık. Çok şükür ciddi bir yara almadan otelden çıkabildik. Otelden çıktıktan sonra ambulanstaki sağlık ekipleri gereken müdahaleyi yaptı. Muhtemelen camlardan dolayı ne zaman oldu bilmiyorum ama elim kesildi, hastanede sargı yapıldı, kafa travması var mı diye bakıldı. Tüm prosedürleri uyguladılar, sağolsunlar. Sabaha karşı daha güvenli bir yere geçtik"  Muhabir Kaçkaçişvili, otelde kalan diğer misafirlerin durumunun iyi olduğunu da açıklamasına ekledi. QHA'nın "Çalışmalarınıza devam edecek misiniz?" sorusuna Kaçkaçişvili, "Her zamanki gibi görevimizi en iyi şekilde yapmaya devam edecegiz" dedi.

Türk milletinin istiklal mücadelesinin sesi: Atatürk'ün talimatıyla kurulan Anadolu Ajansı 103 yaşında Haber

Türk milletinin istiklal mücadelesinin sesi: Atatürk'ün talimatıyla kurulan Anadolu Ajansı 103 yaşında

Milli Mücadele'nin başladığı süreçte emperyalistlere ve Türk yurdunun işgaline karşı direnen, Türk milletinin haklı istiklal mücadelesinin sesi olması amacıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatları ile Yunus Nadi (Abalıoğlu) ve Halide Edip (Adıvar) öncülüğünde kurulan Anadolu Ajansı 103. yaşını kutluyor. GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN TALİMATIYLA KURULDU Anadolu Ajansının bugün aktardığı haberde yer alan bilgilere göre, o dönem Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan Anadolu Ajansı, Kurtuluş Savaşı süresince milli birliği tehlikeye düşürecek kışkırtmalara karşı milleti uyanık tutmak, milli mücadeleyi bağımsızlığa ulaştıracak kararları halka bildirmek amacıyla TBMM açılmadan 17 gün önce 6 Nisan 1920'de kuruldu. İstanbul'un fiilen işgalinin ardından Milli Mücadele'ye katılmak için Anadolu'ya geçmek üzere yola çıkan aydınlardan Yunus Nadi ve Halide Edip Anadolu Ajansı'nın doğuş sürecini anılarında yer veriliyor. Yunus Nadi anılarında, Halide Edip ile aralarında geçen konuşmayı şöyle aktarıyor: "Mart 31, sene 1920. Geyve'ye muvasalatımızın dördüncü günü ve üçüncü sabahıdır. Bugün Ankara'ya doğru yolumuza devam edeceğiz. Çünkü beklediğimiz Halide Edip Hanım kafilesi dün akşam üstü Geyve'ye geldiler. Halide Edip Hanım ile ancak Akhisar istasyonundaki bir mola sırasında ayaküstü biraz görüşebildim." Halide Edip'in, Anadolu halkının işgalcilere karşı verdiği haklı mücadelelerini bütün dünyaya anlatabilmek amacıyla "bir ajans teşkilatı" kurma önerisinde bulunduğu diyalog ise tarihe şöyle not düşüyor: "- Birinci şart hanımefendi. Sonra tabii bunun teferruatı gelir; mesela ilk merhalede neşriyat, ki başlı başına teşkilata ihtiyaç gösterir, sonra propaganda... - Tabii sıra ile hepsi yapılır. Fakat benim fikrimce ilk iş ajans olmalıdır. Hatta isterseniz adını burada koyuverelim: Mesela Türk Ajansı, mesela Ankara Ajansı, mesela Anadolu Ajansı... daha da bulunabilir. - Bana 'Anadolu Ajansı' en iyi bir isim gibi görünüyor. - Bana da öyle. Değil mi, evvela kendini ve mümkünse bütün vatanı kurtaracak olan Anadolu'dur. O halde kararımızı vermiş olalım: Anadolu Ajansı... - Evet Anadolu Ajansı hanımefendi..." Böylece Anadolu Ajansının haber yolculuğu, Yunus Nadi ile Halide Edip'in, Geyve'nin Akhisar kazası istasyonunda yaptıkları bu konuşmayla başlıyor.  ATATÜRK'ÜN YAYIMLADIĞI GENELGE  Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bütün yurda gönderdiği genelgeyle Anadolu Ajansının kuruluşunu ilan etmekle kalmadı, emperyalizme ve işgalcilere karşı verdikleri haklı mücadelenin yurtiçi ve yurt dışı kamuoyuna duyurulmasının önemine de işaret etti. Mustafa Kemal'in bütün kolordulara, vilayet ve müstakil livalara, Müdafaa-i Hukuk ve Müdafaa-i Milliye idare heyetlerine gönderdiği 9 Nisan 1920 tarihli Anadolu Ajansının kurulduğuna ilişkin genelge, bugünün Türkçesiyle şöyle: "İslam'ın canevi olan Osmanlı Saltanatı merkezinin düşman işgaline geçmesi, bütün ülke ve ulusumuzun en büyük tehlikeyle karşılaşması sonucu olarak bütün Rumeli ve Anadolu'nun giriştiği ulusal ve kutsal savaşım sırasında, Müslümanların iç ve dış en doğru havadisle aydınlanmalarının zorunlu bir gereksinme olduğu önemle göz önüne alınmış, bunun sonucu, burada en yetkili kişilerden oluşan bir özel kurul yönetiminde, 'Anadolu Ajansı' adı altında bir kurum kurulmuştur." ZİRAAT MEKTEBİ'NDEKİ BİR ODADAN DÜNYAYA SESLENİŞ Kuruluşu Atatürk'ün ilan ettiği genelge ile tüm yurda duyurulan Anadolu Ajansı, bir süre Ziraat Mektebi'nde ayrılan bir odada çalışmalarını yürüterek hem yurtiçine hem yurtdışına Türk milletinin mücadelelerini anlatmaya başladı. Halide Edip de anılarında, Ankara'ya geldiğinin beşinci günü karargahta, dar ve uzun odalardan birinin kendisine ayrıldığını ve eşyaların dosya rafları, sandalye, iki masa ve eski bir yazı makinesinden ibaret olduğunu anlatıyordu. Yurtiçi ve Yurt dışı haberleri, 12 Nisan 1920'den itibaren,Atatürk'ün Halide Edip'e Osmanlı Bankası'ndan temin edeceğini vadettiği daktilo ile yazılarak, "Anadolu Ajansı Tebligatı" başlığı altında kamuoyuna duyuruldu. AJANSIN İLK HABERİ 12 NİSAN 1920'DE YAYIMLANDI O dönemin zor şartları altında kurulan Anadolu Ajansı, ilk haberlerini 12 Nisan 1920'de yayımlamaya başladı. İlk bültende, memleketin içinde bulunduğu durum ortaya konuldu ve bu çerçevede Anadolu Ajansının kuruluş amacına yer verildi. Bültende, Anadolu Ajansı bültenlerinin dağıtımının taşıdığı önemden bahsedilirken, yine ajans bültenlerinin dağıtımı için bir ağ kurulması ve bunun düzenli işletilmesinin gerekliliği vurgulandı. İlk bültende hem yurt içinden hem yurt dışından haberlerin yer alması da dikkati çekti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.