SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kırım Vakfı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Vakfı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Vakfı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Vakfından Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yıl dönümü hakkında basın açıklaması: Unutmadık! Unutmayacağız! Haber

Kırım Vakfından Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yıl dönümü hakkında basın açıklaması: Unutmadık! Unutmayacağız!

18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü münasebetiyle Kırım Vakfı tarafından 18 Mayıs 2024 tarihinde bir basın bilidirisi yayımlandı. Kırım Tatarlarına yönelik sürgünün bir insanlık suçu olduğu vurgulanan bildiride, sürgünde hayatını kaybedenler anıldı. "RUSYA SÜRGÜN VE SOYKIRIM SUÇLARINI HALA SÜRDÜRMEKTEDİR" Günümüz Putin Rusyası'nın SSCB'nin bir uzantısı olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Eli silah tutan  erkekleri Kızıl Ordu saflarında cephede savaşırken yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan Kırım Tatar halkı 80 yıl öncesinde Sovyet Rusya yönetimi tarafından 18 Mayıs 1944 tarihinde vatanlarından topyekûn sürgüne gönderilmişti. Tarihe geçen en büyük insanlık vahşetlerinden biri olan bu sürgünde açlık ve susuzluk yanında karanlık ve havasız hayvan vagonlarında günlerce süren yolculuk esnasında ve devam eden aylarda sürgün bölgelerindeki perişanlık sonucunda Kırım Tatarları nüfuslarının %46’sını kaybetmişti. Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinden başlamak üzere tamamen kendi imkanları ile sürgün yerlerinden vatanlarına dönmeye başlayan Kırım Tatarları, Kırım’da yeniden kök salmaya başlamış, öz yönetimlerini kurmuş, eğitim, kültür ve sosyal alanda da hızla kurumlarını yine kendi imkanları ile oluşturmayı başarmıştır. Vatan Kırım’da 1990 lı yılların başından itibaren her yılın 18 Mayıs’ında şehir merkezlerinde bir araya gelen Kırım Tatarları matem günlerini kitleler halinde büyük kalabalıklarla anar hale gelmiştir. Ancak Sovyet Rusya’nın bugünkü uzantısı olan Putin Rusyası 27 Şubat 2014 tarihinden itibaren işgal ettiği Kırım’da Kırım Tatarları için kötülüklerini kaldıkları yerden devam ettirmeyi sürdürmüştür. Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetleri yasaklayan, Kırım Tatar liderlerini Kırım’a sokmayan, Kırım’da kalanları hapislerde tutan Rusya, Kırım Tatarlarının 25 yıl içerisinde oluşturduğu milli, sosyal ve kültürel birikimlerini ellerinden alırken, sistemli bir şekilde sürdürdüğü baskıları ile Kırım’ı Kırım Tatarları için bir açık hava hapishanesine dönüştürmüştür. Kırım Tatarlarının kimliğini ve varlığını yok etmeye yönelik Rusya’nın bu politikaları sonucunda Kırım’ın işgal edildiği 10 yıldan bu yana Kırım Tatarlarının matem günlerini anmalarına bile tahammül edilememiştir. Bununla birlikte Rusya iki yıldan fazla bir zamandır Ukrayna genelinde başlattığı saldırıları ile yakmaya, yok etmeye, savaş ve insanlık suçlarını işlemeye pervasızca devam etmektedir. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın sorumlularının bugünkü uzantısı olan Rusya, sürgünün acılarını telafi etmeyi aklının ucundan dahi geçirmez iken sürgün ve soykırım suçlarını hala sürdürmektedir. Kırım Tatar halkının muhaceretteki temsilcileri olan bizler, Rusya’nın Kırım Tatarlarını yok etmeye, onları tarihten silmeye yönelik politikalarına her zaman karşı duracağız. Acılarımızı ve kimliğimizi asla unutmayacağız. Varlığımızı korumaktan asla vazgeçmeyeceğiz. İnsani ve demokratik prensiplerimizle hak ve adalet yolunda mücadelemize devam edeceğiz. İnsanlık suçu olan 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımının 80. yıldönümünde sürgün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Unutmadık! Unutmayacağız!"

Kırım Vakfında “Kırım’dan Konya’ya Göç” konferansı düzenlendi Haber

Kırım Vakfında “Kırım’dan Konya’ya Göç” konferansı düzenlendi

Kırım Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen Tarih ve Kültür Konferanslarında bu hafta, Necmettin Erbakan Üniversitesi Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi İlyas Er’in konuşmacı olarak yer aldığı “Kırım’dan Konya’ya Göç” konferansı düzenlendi. Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi'ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'nde 4 Mayıs 2024 tarihinde saat 14.00'de gerçekleşen etkinliğe; Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Konya Genç Tatar İnsiyatifi Başkanı Kamil Can, Vakfın ve Derneğin Yönetim Kurulu üyeleri ile Kırım Tatar diasporasından çok sayıda isim katıldı. "HER BİR KIRIM TATARINA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR" Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay açılış konuşmasında, Rus Kızıl Ordu Korosu'nun 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ile 21 Mayıs 1864 Büyük Kafkasya Sürgünü'nün yıl dönümünde yapılacağı açıklanan ancak daha sonra gelen yoğun tepkiler üzerine iptal edilen Türkiye turnesine dikkat çekti.  Kalkay, "İçinde bulunduğumuz ay, Kırım Tatarları için büyük bir travma. 18 Mayıs 1944 sürgünün 80. yıl dönümününde Türkiye’de büyük bir ses vermek istiyoruz. Onlar bizim acılarımızı yaşamamıza bile müsade etmiyorlar. Hatta daha çok ileri gidiyorlar. Türkiye’de sürgünün yıl dönümünde  acılarımızla alay edercesine turne yapıyorlar. Ama Kırım Tatarları ve Çerkesler buna sessiz kalmadılar, tepkilerini dile getirdiler. Rus Kızıl Ordu Koro’su turne planlarını iptal etmek zorunda kaldı. Neden? Çünkü bizim tarih bilincimiz var, buna biz bu şekilde karşı çıktık. Şu an bir devletimiz yok, bundan dolayı her bir Kırım Tatarına büyük sorumluluk düşüyor. Genç arkadaşlarımız da yüksek lisanslarıyla bu yönde destek veriyorlar. İlyas Er kardeşimiz Konya’ya göç noktasında çalışmalar yapmış. Bugün İlyas Er bu çalışmayı ve bu çalışma kapsamında yapılanları anlatacak.” ifadelerini kullandı. “KIRIM’DAN KONYA’YA GÖÇ” KİTABI 3 BÖLÜMDEN OLUŞUYOR “Kırım’dan Konya’ya Göç” kitabının 3 ana başlıktan oluştuğunu ifade eden İlyas Er, “Kitabın birinci bölümde temel kavramlar işleniyor. Kırım göçleri hakkında daha önce  pek çok çalışma  yapıldı. İncelediğimde kronolojik sıranın olmadığını gördüm. Bu sebepten kitabın ikinci bölümünde 1763 yılından 1914 yılına kadar olan bütün göçleri tespit edebildiğim yıllar özelinde sunmaya gayret ettim. Bunu yaparken de göçlerin nedenlerini ve sonuçlarını doğrudan maddeler halinde sıralamaktansa her bir muhacirimizin yaşadığı sıkıntılara ışık tutabilmek adına, o dönemin çağdaş kaynaklarından derlenen çalışmalardan yararlandım. Mesela iki tane muhacir destanı vardı. Muhacirlerin yaşadıklarını kayıt altına tutmuşlar. Onları yeniden günümüz Türkçesine kazandırdım. Üçüncü bölümde de Osmanlı devletinin iskan politikası doğrultusunda Konya'ya yapılan yerleşimler var." dedi. "KIRIM’DA GÖÇ HİÇ BİTMİYOR” “Kırım’dan Konya’ya Göç” kitabının yazarı İlyas Er, Kırım’da ilk kitlesel göçün 1763 yılında yaşandığını, ikinci göçün 1783'te gerçekleştiğini ve ardından yaşanan Osmanlı-Rus Savaşları ile göçün devam ettiğini belirtti. Er, "Kırım'da göç hiç bitmiyor." diyerek göçün sürekliliğine dikkat çekti. MUHACİR VURGUSU Çalışmasında Kırım Türkleri için "muhacir" kavramını kullandığını vurgulayan İlyas Er, bu kullanımını "Muhacir demek, kaybedilen vatan toprağından elde kalan vatan toprağına gelen yurttaşları tarif ediyor. Bu yüzden sığınmacı, kaçak, göçmen ifadeleri belki başka milletler için kullanılabilir ama Kırım ve Balkan muhacirleri, muhacirdir. Kırım ilhak değil, her zaman işgal edilmiştir." şeklindeki ifadelerle açıkladı. İKİ MUHACİR DESTANI GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNE ÇEVRİLDİ İlyas Er, destanların Rus antropologlar tarafından tespit edilip kayıt altına alındığını, sonrasında Batı literatürüne geçtiğini söyledi. Günümüz Türkçesine çevirmeye gayret ettiğini ifade eden Er, "Bu destanlarda Kırım’dan nasıl ayrıldıklarını, kayıplarını, köylerinden nasıl çıktıklarını birinci ağızdan okuma imkanınız var." dedi. Konya'da bulunan 9 köyde hâlâ Kırım Tatarcanın, kültürünün yaşatıldığına dikkat çeken Er, kendisinin de köyü olan Yağlıbayat köyünün bu noktada öne çıktığını ifade etti. İlyas Er, konferansın sonunda katılımcıların konuya ilişkin sorularını cevaplandırdı. Konferans sonrasında Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, konuşmacı İlyas Er’e günün anısına plaketini takdim etti. Daha sonra ise İlyas Er, “Kırım’dan Konya’ya Göç” kitabını katılımcılar için imzaladı. 

Ankara'daki "Mızrak Duruşlu Kadınlar" müzikal gösterisi sanatseverlerin beğenisini topladı Haber

Ankara'daki "Mızrak Duruşlu Kadınlar" müzikal gösterisi sanatseverlerin beğenisini topladı

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi tarafından Kırım Vakfı yararına düzenlenen "Mızrak Duruşlu Kadınlar" müzikal gösterisi 2 Mayıs 2024 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi. Sanatçı Pınar Ayhan ile Kırım Tatar yazar Serra Menekay'ın yazıp yönettiği tek perdelik gösteri Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Şura Salonu'nda saat 20.00'de başladı.  ???? Ankara MEB Şura Salonu'nda düzenlenen tek perdelik müzikal gösteri Mızrak Duruşlu Kadınlar büyük beğeni topladı ???? Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi tarafından Kırım Vakfı yararına düzenlenen gösteride sanatçı Pınar Ayhan ve Kırım Tatar yazar Serra Menekay kahraman Türk… pic.twitter.com/883UTPyuH9 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 3, 2024 MIZRAK DURUŞLU TÜRK KADINLARININ YAŞAM ÖYKÜLERİ... Etkinliğe; programın organizatörlüğünü üstlenen Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay ile Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Denis Zolatoryov, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Ukrayna Dostluk Derneği Sekreteri Mine İmrak, Kırım Derneği Gebze Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri Şerife Orak ile Recep Orak, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı ve çok sayıda sanatsever katıldı.  Mücadeleci Türk kadınlarının başarıları başta olmak üzere, programda Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını alışından başlayıp Türkistan'da kadının toplumsal hayattaki yerine, Kurtuluş Savaşı’ndaki kahraman kadınlardan Kırım’daki kadın hareketine kadar tarihî hikayelerin yer aldığı coşkulu gösteri büyük beğeni topladı.  İLK TÜRK KADIN MİLLETVEKİLİ: ŞEFİKA GASPIRALI İlk olarak Kırım coğrafyasını ele alan yazar Menekay, Türk dünyasının değerli düşünce insanı, Tercüman gazetesinin kurucusu İsmail Bey Gaspıralı'nın kızı Şefika Gaspıralı ile başladı. Kırım Derneği dans ve müzik topluluğu Cıyın Ansambli dansçısı vazgeçilmez Kırım Tatar dansı Kaytarma'yı oynayarak Menekay'ın renkli anlatıma eşlik etti. 1893 yılının 10 Nisan'ında İsmail Bey Gaspıralı önderliğinde başlayan mücadele hareketiyle kadınların eğitim hayatına adım atması ve bununla birlikte 1917 yılında ilk kez seçme ve seçilme hakkı kazanan Türk kadın Şefika Gaspıralı yoğun ilgi uyandırdı.  Gösteride İlk Kırım Tatar kadın doktor Raziye Kutluyarova, İslam dünyasının ilk ve tek kadın kadısı Muhlise Bubi, hece vezniyle şiir yazan ilk Türk kadın İhsan Raif Hanım, vatan savunmasında tıbbiyelik görevi yapan Ümmügülsüm Kemalova, Mİlli Mücadele döneminin kadın kahramanlarından Halide Edip Adıvar, kadın hakları savunucusu, gazeteci Nezih Muhiddin ve sayısız "mızrak duruşlu kadının" yaşam öyküleri ele alındı.  Seyircilerin merakla dinlediği gösteriye şiirler ve şarkılarla da eşlik eden Ayhan, "Ey Güzel Kırım'ı" seslendirdi. Ayhan ile Serra'nın başarılı performansı seyirciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanarak, alkış topladı.  "BU YOLDAN ASLA DÖNMEYECEĞİZ YEMİN EDERİZ" Ayhan ve Menekay'ın gösterideki, "Biz kadınlar Şefika Gaspıralılar'dan, İhsan Raifler'den, Halide Edipler'den Afife Jaleler'den, bunların mücadelelerinden bugünlere geldik. Bizler de bugünün çağdaş kadınlarıyız. Bu  yoldan da asla dönmeyeceğiz. Yemin ederiz, yemin ederiz, yemin ederiz" ifadeleri dakikalarca alkışlandı. 

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay: Kızıl Ordu Korosu’nun İstanbul ve Ankara konserleri de iptal edilmeli! Haber

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay: Kızıl Ordu Korosu’nun İstanbul ve Ankara konserleri de iptal edilmeli!

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Rus Kızıl Ordu Korosu'nun Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yıl dönümü ile Büyük Kafkasya Sürgünü'nün 160. yıl dönümünde Bursa ve Antalya'da yapmayı planladığı ancak gelen tepkiler üzerine ertelediği konserler hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirmede bulundu.  ???? Kızıl Ordu Korosu’nun İstanbul ve Ankara konserlerinin de iptali için çağrı! ???? Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tepki çeken Türkiye turnesi hakkında değerlendirmede bulunan Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği demeçte, ertelenen konser tarihlerinin… pic.twitter.com/UTrx1DUX2r — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 1, 2024 "RUS KIZIL ORDU KOROSU SANATÇILARDAN DEĞİL, ORDU MENSUPLARINDAN OLUŞUYOR" Konuyla ilgili olarak QHA'nın sorusuna yanıt veren Kalkay, Rus Kızıl Ordu Korosu'nun sıradan bir sanat ekibi olmadığını, Rusya Savunma Bakanlığına bağlı ordu mensuplarından oluştuğunu vurguladı. Söz konusu Türkiye turnesinin, Rusya'nın işlediği insanlık suçlarının örtbas edilmesi amacı taşıdığını ve bunun açık bir provokasyon olduğunu belirten Kalkay, "Rusya, Kırım Tatar Sürgünü'nü tabiki çok iyi biliyor. Kırım 2014 yılında işgal edildiğinde Putin (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) yaptığı ilk konuşmada Kırım Tatar Sürgünü'nünden üzüntü duyduğundan bahsederek, Kırım Tatarlarına şirin gözükmeye çalışmıştı. Devlet Başkanı düzeyinde 18 Mayıs tarihini bilen bir ülkenin askerî yapısı da bu sürgünü gayet iyi bilir. Bu turnenin yapılacağı tarih de özellikle provokasyon içermektedir. Aynı şekilde 21 Mayıs da (Çerkes Sürgünü) hedef alındı" ifadelerini kullandı.  "RUSYA HER İKİ TARİHİ DE KASITLI OLARAK SEÇTİ" Kalkay, Rusya'nın geçmişine sahip çıktığını ve geçmişini kabul ettiğini dile getirdi. Kalkay bu kapsamda geçmişte yaptığı katliamları kabul eden Rusya'nın her iki tarihi de kasıtlı olarak seçtiğini vurgulayarak, "Rusya, Türkiye'deki Kırım Tatar ve Çerkes diasporasıyla dalga geçercesine şarkı söylemek gibi bir eyleme girişti. Ama verilen tepkiler neticesinde 18 Maysı ile 21 Mayıs tarihlerini ertelemek durumunda kaldılar" hatırlatmasını yaptı. "BİNLERCE İNSANI KATLEDEN RUS ORDUSUNUN TÜRKİYE'DE ŞARKI SÖYLEMESİ KABUL EDİLEMEZ" "Bizim asıl tepkimizi anlamak lazım" diyen Kalkay, Rus Kızıl Ordu Korosu'nun sanatçılardan değil, Ukrayna'daki savunmasız sivilleri katleden Rusya'ya bağlı ordunun mensuplarından oluştuğunun altını çizdi. Kalkay sözlerine, "Ukrayna'da binlerce sivili öldüren veya vatan topraklarından çıkmasına sebep olan Rus ordusunun Türkiye'de şarkı söylemesi ve eğlenmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Bir taraftan acılara sebep olmak bir taraftan insanları eğlendirmek kabul edilemez. Kırım Tatar kuruluşu olarak bunun tamamen karşısındayız" dedi. "ANKARA VE İSTANBUL'DAKİ KONSERLERİN İPTAL EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ" Kalkay, koronun İstanbul ve Ankara'da yapacağı konserlerinin de iptal edilmesini beklediklerini kaydetti. RUS KIZIL ORDU KOROSU KONSERLERİNİ İLERİ BİR TARİHE ERTLEDİ Türk dünyasının yaşayan efsanesi, Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başta olmak üzere Kırım Tatar ve Çerkes diasporasının tepkisini çeken konserler süresi belirtilmeksizin ileri bir tarihe ertelenmişti. Türkiye turnesinin organizasyonunu üstlenen ISF Sanat şirketi, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "18 Mayıs Bursa Kültür Park Açık Hava, 20-21 Mayıs Antalya Açıkhava Sahnesi, 22 Mayıs alanya Açıkhava Sahnesi etkinliklerimiz teknik nedenlerden dolayı ileri bir tarihe ertelenmiştir" ifadelerine yer vermişti. Rusya Savunma Bakanlığına bağlı Rus Kızıl Ordu Korosu'nun, provakasyon amacı taşıyan Türkiye turnesinin tarihleri dikkatlerden kaçmadı. Çarlık Rusya tarafından 21 Mayıs 1864'te vatanlarından sürülen Çerkes halkı ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde eli kanlı Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te yurtlarından koparılan Kırım Tatarlarının acı günlerinin yıl dönümlerinde yapılması planlanan konserlerin iptal edilmesi için çağrılar yapıldı.  Türkiye'ye resmî ziyaretlerde bulunan Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, konuyla ilgili tepkisini Türkiye tarafına iletti. Kırımoğlu, konserlerin tarihinden duyduğu rahatsızlığı Türkiye Dışişleri Bakanlığına yazdığı mektupla dile getirirken; 24 Nisan 2024 tarihinde başkent Ankara'da Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ile bir araya gelerek, konserin Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yıl dönümü ile Büyük Kafkasya Sürgünü'nün 160. yıl dönümünde yapılmaması için görüşmede bulundu. Kırımoğlu ayrıca, konuyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yaptığı görüşmeye de taşıdı.

Kırım Vakfından Eskişehir’e davet: Anma mitingine sen de katıl! Haber

Kırım Vakfından Eskişehir’e davet: Anma mitingine sen de katıl!

Kırım Tatar Teşkilatları Platformu'na bağlı teşkilâtların 9 Mart 2024 tarihinde aldığı karar neticesinde bu sene 80. yılı olan 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı Eskişehir'de anılacak.  Türkiye'nin dört bir yanında yaşayan Kırım Tatarları, 18 Mayıs 2024 Cumartesi günü Eskişehir'de yapılacak olan "Büyük Anma Yürüyüşü"nde bir araya gelecek. KIRIM VAKFI BAŞKANI TUNCER KALKAY HALKI ESKİŞEHİR'E DAVET EDİYOR Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım'ın 2014 yılında Rusya tarafından işgal edildiğini hatırlattığı konuşmasında, vatan topraklarında anma etkinliği yapılamadığını vurguladı. Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kalkay, Rus işgalcilerin Kırım'ı hapishaneye dönüştürdüğünü belirterek, Kırım haricinde başka ülkelerde yapılacak olan anma etkinliklerinin büyük bir önem taşıdığını vurguladı. Türkiye'deki Kırım Tatar nüfusuna dikkat çeken Kalkay, tüm halka 18 Mayıs'ta Kırım Tatar bayraklarıyla Eskişehir'de bulunmaları için çağrıda bulundu. ???? Kırım Vakfı Eskişehir’e çağırıyor: Anma mitingine sen de katıl! ???? Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Tatar Teşkilatları Platformu Toplantısı’nda alınan karar neticesinde 18 Mayıs 2024 tarihinde Eskişehir’de yapılacak olan “Büyük Matem Mitingi”ne herkesi davet etti pic.twitter.com/jZ6NkO0Oo8 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 2, 2024 QHA aracılığıyla seslenen Kalkay davetinde şu ifadeleri kullandı: "Tüm halkımızı, Kırım Tatarlarının yanında olmayı bir vicdanî sorumluluk olarak gören dostlarımızı, sürgünün 80. yıl dönümü olan 18 Mayıs 2024 tarihinde bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz. Acılarımızı paylaşmalarını istiyoruz. 18 Mayıs 2024 tarihinde Eskişehir'de görüşmek üzere."

Zafer Karatay, Tarih ve Kültür Konferansları'nda "KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi" kitabını anlattı Haber

Zafer Karatay, Tarih ve Kültür Konferansları'nda "KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi" kitabını anlattı

Kırım Vakfının düzenli olarak gerçekleştirdiği Tarih ve Kültür Konferansları’nın beşinci serisi 30 Mart 2024 tarihinde icra edildi. Konferansın bu haftaki konuğu Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay oldu. Karatay, etkinlik çerçevesinde 2019 senesinde basılan “KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi” kitabını ve Kırım davasına yönelik anılarını katılımcılara anlattı. ???? KTMM Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Kırım Vakfının düzenlediği Tarih ve Kültür Konferansları'nda bugün "KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi" kitabını anlattı @KARATAYZafer pic.twitter.com/fRzT2J4nfi — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) March 30, 2024 Programa; KTMM üyesi, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, TURKSİD Ukrayna Başkanı İsmet Yüksel, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, dernek ve vakfın yönetim kurulu ile çok sayıda kişi katıldı.  "TÜRKİYE'DEKİ KIRIM TATARLARININ VATAN İLE BAĞI HİÇBİR ZAMAN KOPMADI" Programın açılış konuşmasını yapan Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, bugüne dek yapılan vatan Kırım bağlantılı konferansların önemine değindi. Türkiye’deki Kırım Tatarlarının vatan toprakları ile bağını hiçbir zaman koparmadığını vurgulayan Kalkay, “1989’da Zafer Karatay’ın da içinde bulunduğu bu mücadeleye derneğimizin katkılarıyla biz de destek verdik. Maalesef vatanımız 27 Şubat 2014 yılında işgal edildi. Kırım Derneği Genel Merkezinde o gün Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği ile birlikte ne yapabileceğimize dair büyük bir toplantı yapmıştık. ‘Kırım’a Ses Ver’ diyerek büyük bir yürüyüş yaptık. O yıldan beri işgale karşı mücadelemize devam ediyoruz” dedi. Karatay’ın 1980’li yıllardan bu yana mücadeleye belgeseller ve kitaplarla katkı sunduğunu ifade eden Kalkay, “Baştacımız olan İsmail Bey Gaspıralı, Cengiz Dağcı, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile ilgili çalışmalar yaptı. Bu yüzden Zafer Bey’in anlatacağı, defalarca okuduğumuz ‘KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi’ eseri çok kıymetli” ifadesini kullandı. Konferansın sunuculuğunu üstlenen Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, “Yaşayan efsanevî lider Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun çok eski bir çalışma arkadaşı olan Zafer Karatay’ı Emel Kırım Vakfı Başkanı olarak biliyoruz, TRT’de prodüktör olarak biliyoruz, şimdi de yazar yönüyle tanıyacağız” diyerek sözü Karatay’a verdi. "EMEL DERGİSİ KIRIM DAVASINA HİZMET ETMEMİZİ SAĞLADI" Katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başlayan Zafer Karatay, çocukken okumaya meraklı biri olduğunu, hem okuyarak hem de büyüklerinden yaşadıkları anıları dinleyerek büyüdüğünü ifade etti. Emel Dergisinde ilk kez Kırım Tatarca şiir okuduğunda çok etkilendiğini, Bekir Sıtkı Çobanzade’nin şiirlerine hayran olduğunu belirten Karatay, 1975 yılı itibarıyla Kırım Derneğinin folklor çalışmalarına katıldığını söyledi. Karatay, “Bu yıllarda açlık grevi haberleriyle Kırımoğlu’nun adını duyduk, onunla ilgili o sene ilk kez makale yazdım. Hepimiz onu merak ediyorduk. Hayranlıkla takip ettiğimiz o kahramanlarla bir gün tanışacağımızı bilmiyorduk. Sonra Emel Dergisine yazmaya başladık. Emel Dergisi, ufkumuzu ve çevremizi genişletti, Kırım davasına hizmet etmemizi sağladı” ifadelerini kullandı. Karatay, 1981 yılında sürgündeyken Kırımoğlu’na mektup gönderdiklerini ve mektuba karşılık cevap aldıklarını aktardı. Ardından Taşkent’e sürgün edilen Kırımoğlu’nu ziyaret ettiklerini ve orada Kırımoğlu ile ilk röportajını yaptığını belirten Karatay, bunun Emel Dergisinde yayımlandığını ifade etti. 1989 yılı itibarıyla KTMM Türkiye Temsilciliği görevini alan Karatay, Emel Dergisinde yazılar yazmaya devam ettiklerini Emel Kırım Vakfı aracılığıyla vatan topraklarına Türkiye üzerinden maddi ve manevi destek sağladıklarını bildirdi. "BELGESEL ÇEKERKEN BİZİ DUYGUSAL YÖNDEN EN ÇOK ZORLAYAN KONU: 18 MAYIS 1944" 1993 yılında Kırım belgeseli çektiklerini aktaran Karatay, “Belgeseli çekerken bizi duygusal açıdan en çok zorlayan konu 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı oldu. Dışardan birinin sürgünün dehşetini anlatması kolay, ancak sürgünü yaşayanlar bambaşka bir duygu içinde. Bize Kırım’ı sevdiren Safiye Nezzetli Teyze'nin evindeyken bir gün 18 Mayıs demeye gelmeden gözlerinden yaşlar dökülmüştü. O gün ilk kez 18 Mayıs’la yüzleştim” dedi. Karatay sürgünle ilgili çok daha fazla kitap yazılması ve çok daha fazla film çekilmesi gerektiğini vurguladı. KIRIMOĞLU, İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI VASITASIYLA KIRIM'I DÜNYAYA DUYURDU Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) dağılmasından sonra yeni bir dünya düzeninin kurulduğunu ifade eden Karatay, insan hakları savunucularının arasında Kırım Tatarları dışında Türk ve Müslüman olmadığını aktararak, “İnsan hakları savunucuları, ‘Kırım Tatarlarıyla tanışınca SSCB coğrafyasında kitlesel bir hareket oldu. Kırım Tatarları her gün Moskova’daki mahkemeye binlerce dilekçe bırakırdı, ne yapacağımızı bilemezdik’ derlerdi. Sonraki yıllarda sürgünü anma mitingleri yaptık. Mustafa Aga o yıllarda insan hakları savunucularını ilk kez Kırım’a davet etti, toplantılar yapıldı. Ve Kırım dünyaya duyurulmuş oldu” ifadelerine yer verdi. Karatay, 2012 senesinde yönetmen eşi Neşe Sarısoy Karatay ile birlikte “Kırımoğlu Bir Halkın Mücadelesi” belgeselini çektiklerini dile getirdi. Karatay, henüz o yıllarda Rus işgali olmadığını belirterek, “2014 işgalinden sonra bambaşka bir Kırım ortaya çıktı, bambaşka bir gelecek hayal ederken bambaşka şartlar vardı ortada. 2014 yılına başa dönmüş olduk. O dönemin kesinlikle yazılması gerekiyordu” diyerek söz konusu kitabı çıkardığını söyledi. "BU KAHRAMANLARIN YENİ BİR HİKAYESİ OLACAK" Karatay bu vesileyle Türkiye siyasetine ve medyasına Kırımoğlu’nu tanıttıklarını, Türk medyasının hafızlardaki yerini tazelediğini ifade etti. Karatay sözlerine şu ifadelerle devam etti. “Sürgün, işgal, savaş… Bu konularla ilgili yüzlerce belgesel çekilmeli, hikayeler yazılmalı, bunlar dile getirilmeli. İnşallah gelecek nesil bu kahramanlık öykülerini, destanları yazmaya devam edecek. Bu kahramanların yeni bir hikayesi olacak!” Karatay, Emel Kırım Vakfının başlattığı mektup kampanyasına da değindi. Karatay, vatan Kırım topraklarında, Rus işgalciler tarafından haksız yere alıkonulan Kırım Tatar siyasi tutsaklara motivasyon mektubu yazılması için hatırlatmada bulundu. Mektup kampanyası hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki linke tıklayınız https://www.qha.com.tr/ozel-haber-roportaj/zafer-karatay-kirim-tatar-siyasi-tutsaklar-tamamen-ozgur-olana-kadar-mektup-kampanyasi-devam-edecek-484228 "BU SAVAŞ TÜRK DÜNYASININ SAVAŞIDIR" Vladimir Putin idaresindeki Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik olarak başlattığı işgal girişimi hakkında, “Bu Ukrayna-Rusya Savaşı, iki Slav halkın arasındaki bir savaş değil. Bu 1552’den beri birçok Türk yurdunu işgal etmiş, Türk yurtlarındaki petrol, doğal gaz ve yer altı zenginliklerini sömüren Rusya’nın saldırılarıdır. Bu savaşı Rusya kazanırsa coğrafya 1991’deki Türk devletlerine döner. Bu yüzden bu, Türk dünyasının savaşıdır. Bu savaştan sonra Kırım işgalden kurtulursa vatanımıza döneceğiz” yorumunu yaptı. Konferansın sonunda Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, KTMM Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Karatay’a plaket takdim etti. Program, imza töreniyle son buldu.

Kırım Vakfında “KUZEY IŞIKLARI – Kırım'dan Türk Dünyasına Yayılan Kadın Aydınlanması” konferansı düzenlendi Haber

Kırım Vakfında “KUZEY IŞIKLARI – Kırım'dan Türk Dünyasına Yayılan Kadın Aydınlanması” konferansı düzenlendi

Kırım Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen Tarih ve Kültür Konferanslarında bu hafta, yazar Serra Menekay’ın konuşmacı olarak yer aldığı  “KUZEY IŞIKLARI – Kırım'dan Türk Dünyasına Yayılan Kadın Aydınlanması” konferansı düzenlendi. Program Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin'in açılış konuşması ile başladı.  ETKİNLİĞE YOĞUN KATILIM Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi'ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'nde 2 Mart tarihinde saat 14.00'de gerçekleşen etkinliğe; Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Vakfın ve Derneğin Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda Kırım Tatar diasporasından isim katıldı. RUSYA'DAKİ İLK TÜRK KADIN HAREKETİ :TÜRK DÜNYASINDA YAŞANAN AYDINLANMANIN YANSIMASI Yazar Serra Menekay, konuşmasına her şeyin temelini teşkil ettiğine işaret ettiği  “Rusya’daki Türk Kadın Hareketi” konusu ile başladı. Menekay, “19. Yüzyılda başlıyor ve neticesi 1917 yılında Kırım Demokrasi Cumhuriyetinde Türk kadının ilk kez milletvekili seçme ve seçilme hakkı almasıyla sonuçlanıyor. Bu işin siyasi sonucu, buraya gelene kadar pek çok sonuçta var bu hareketin içinde. Rusya’daki ilk Türk kadın hareketi yalnızca bir kadın hareketi olarak değil aynı zamanda Türk Dünyasında yaşanan aydınlanmanın yansıması olarak görmek lazım” dedi. ZÖHRE VE HANİFA HANIM'IN ÖNEMİ  İsmail Gaspıralı’nın eşi Zöhre Hanım ve Hasanbey Melikzade Zerdabi’nin eşi Hanifa Hanım’ın bu hareketin başlamasına etkisinin büyük olduğuna dikkat çeken yazar Serra Menekay, Hanifa Hanım hakkında da kısaca bilgi verdi. Menekay,  “Hanifa Hanım, Zerdabi ile Bakü’de birlikte çalışıyor. Zeynelabidin Tagıyev’in açtığı ilk Müslüman kız okulunun müdüreliğini yapıyor.  Bakü’deki Rus-Tatar okulunun müdüreliğini uzun süre yürütüyor. Ayrıca çocuklara kendi evinde eğitim veriyor. Ricat  Cemiyetinin kadın bölümünde de uzun süre görev yapıyor” ifadelerine yer verdi. Menekay,  Hasanbey ve Hanifa Hanım'ın çabaları sonucunda kurulan Cemiyeti Hayriyeler ve "Ekinci" gazetesinin önemine işaret ederek "Ekinci gazetesi sadece iki yıl hayatta kalıyor ama o hayatta kaldığı süre boyunca sade, anlaşılır bir Türkçe ile Rusya'daki tüm Türk dünyasına erişmek üzere cemiyeti hayriyelerin artırılmasını amaçlıyor ve bunu sağlıyor. Modern eğitim kurumlarının açılmasını sağlıyor. Kız çocuklarının eğitimine teşvik ediyor. Maddi güçsüzlükler içinde duyarsız kalan halkında bilinçlenmesine katkı sunuyor" dedi.  Menekay konuşmasında Tercüman gazetesinin matbaasının açılması için Zöhre Hanım'ın mücevherlerini verdiğini söylerken  "Tercüman gazetesi, Rusya'da sansürün en yoğun yaşandığı dönemde kesintisiz 35 yıl yayın hayatında kalmayı başarıyor. Tercüman gazetesinin koleksiyonuna baktığınızda Rusya'daki Türk kadın hareketine kamuoyu oluşturmaya yönelik ideal Türk kadın profilini tanımlayan ve bu profili güçlendirmeyi amaçlayan sayısız makaleye rastlamak mümkün. Türk kadın hareketini yayılmasını destekleyen bir yayın organı olarak çalışırken İsmail Gaspıralı'da bu hareketin temeline kız çocuklarının eğitimini özellikle oturtuyor" ifadelerine yer verdi.  TERCÜMAN'IN 10. YILI KUTLAMASINDA TÜRK KADIN HAREKETİNİN İLK TOHUMLARI ATILDI  Yazar Serra Menekay, 10 Nisan 1893 yılında gerçekleşen Tercüman gazetesinin 10. yıl kutlamasında kısa sürede filizlenecek olan "Türk Kadın Hareketinin" tohumlarının Zöhre Hanım sayesinde atıldığını ifade etti. Menekay sözlerine, "Öncü kadınlar, öncü liderler o toplantıda belirleniyor. Kişiler birbirleriyle tanışıyor, izlenilecek politikaları, ortak startejileri oluşturuyorlar. Şenlik maskesi altında gerçekleştirilen bu illegal kongre Rusya'daki Türk kadın hareketinin de başlangıcı olarak kabul edilebilir. Bu kadın hareketinin ilk lideri de Zöhre Hanım'dır" diyerek devam etti.  "ALEM-İ NİSVAN" Menekay, "Şefika Hanım 1905 yılında Alem-i Nisvan'ı kuruyor. Yani Kadınlar Alemi isimli dergiyi çıkartmaya başlıyor. Alem-i Nisvan, dünyada yayımlanan ilk kadın dergilerinden birisi. İki seneye yakın yayın hayatında kalıyor bu dergi. 1907'de yeniden Çarlık baskıları artıyor. Matbaa birkaç kez basılıyor. Tercüman gazetesini kurtarmak için Alem-i Nisvan'ı kapatmak zorunda kalıyorlar" dedi.  Yazar Serra Menekay, konferansın sonunda katılımcıların konuya ilişkin sorularını cevaplandırdı. Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Menekay'a plaket takdim etti. Kalkay sözlerine Serra Hanım'a teşekkür ederek başlamasının ardından "Tarih ve Kültür Konferanslarımız bu tarihi hatırlatmak için. Mart ayı kadınlarla ilgili bir ay, bizim içinde Alem-i Nisvan'ın mart ayında çıkması, Dünya Kadınlar Gününün olması sebebiyle dedik ki biraz formatımızı değiştirelim. Ama formatımızdan da uzaklaşmayalım derken onu ustası var, Serra Hanım bize yardımcı olur dediler. Hakikaten çok güzel bir aydınlanma oldu" dedi. Konferansın akabinde ise yazar Serra Menekay, kitaplarını katılımcılar için imzaladı.

Kırım Vakfında "Millî Mücadele'de Kırım Türkleri" konferansı düzenlendi Haber

Kırım Vakfında "Millî Mücadele'de Kırım Türkleri" konferansı düzenlendi

Kırım Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen Tarih ve Kültür Konferanslarında bu hafta, Cumhuriyet'in 100. yılını geride bırakan Türkiye'nin Millî Mücadele günleri gündeme getirdi. Dr. Ümit Özkan'ın konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte "Millî Mücadele'de Kırım Türkleri" konusu ele alındı. ETKİNLİĞE YOĞUN KATILIM Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi'ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'nde gerçekleşen etkinliğe; Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri Av. Namık Kemal Bayar, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) üyesi, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel, TURKSİD Ukrayna Derneği Başkanı İsmet Yüksel, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, yazar Serra Menekay, Vakfın ve Derneğin Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda Kırım Tatar isim katıldı. Programın açılışını gerçekleştiren Oya Deniz Çongar Şahin, “Dedelerimiz Kırım topraklarından farklı yerlere göç etmek zorunda bırakıldığında, onlar gittikleri topraklarda Kırım’ı hiçbir zaman unutmadılar. Kırım Tatarları özellikle Anadolu’nun yaşadığı zor günlerde vefa borçlarını ödediler, pek çok kıymetli işe koştular” dedi. "BU ÇALIŞMALAR BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ" Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, 100. yılını dolduran Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş dönemlerinde Sakarya Zaferi’nde çok sayıda Kırım Tatar köyünün katkıları olduğunu dile getirdi. Kalkay, “Her Kırım Tatarının bu dönemde hikayesi vardır. Örnek verecek olursam; annemin bir dayısı Sakarya Cephesi’nde Günalan köyünde şehit düşmüş, bir diğer dayısı da Sakarya Cephesi’nde yaralanmış. Bu diğer aile üyeleri arasında çok bilinen bir mevzu değil, sanki yaşananlar bizden kopuk gibi. Bu yüzden Sayın Ümit Özkan’ın bu çalışması bizler için çok önemli” diyerek yazara teşekkür etti. MİLLÎ MÜCADELEDE KIRIM TATARLARININ KATKISI Konuşmasının başında kendinden kısaca söz eden Özkan, Isparta Bilim ve Sanat Merkezinde Tarih öğretmenliği yaptığını ve bu konudaki çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. Özkan, çalışmalarında destek veren; Prof. Dr. Caner Arabacı, Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Dr. Bahattin Demirtaş, Fatih Karayandı, Av. Namık Kemal Bayar, Bekir Turgut, yazar Servet Odaman, Vecdi Özgey, Alaettin Karaca ve Celal Ünal gibi isimlere teşekkür ederek başladı. Özkan, çalışmalara Millî Mücadele döneminin daha çok aydınlatılması ve Kırım Tatarlarının göçünü Millî Mücadeleyi nasıl etkilediğini araştırmak için çalışmalara başladığını dile getirdi. Özkan, birçok kaynağın yanı sıra, Bekir Turgut ve Servet Odaman’dan aldığı arşivlerden de yararlandığını söyledi. Özkan, bürokratik engeller ve Covid-19 sebebiyle saha çalışmaları yapamadığını ve ilerleyen zamanda bu çalışmanın genişletilebileceğini belirtti. Doktora tezini kitap haline getiren yazar Özkan, Kırım Tatarlarının; Kuvâ-yi Millîye’deki faaliyetlerine, cephe gerisindeki faaliyetlerine ve düzenli orduya katkılarına değindi. Özkan, Kuvâ-yi Millîye birliğinin genelde batı ve güney cephesinde olduğunu vurgulayarak Çakal köyünde Kırım Tatarı İnce Ali’nin, Kozan’ın kurtarılmasında, Misis Muharebesi’nde ve Mercin Zaferi’nde rol aldığını, o bölgede efsane bir isim haline geldiğini kaydetti. Özkan ayrıca, 50’li yaşlarında olan Kırım Tatar Ayşe Çavuş’un İzmir’in işgalinden sonra kendi müfrezesini kurduğunu, Millî Mücadele'ye katıldığı dönemde ise Turgutlu’nun işgalden kurtarılmasında önemli bir rol oynadığını ifade etti. Yazar, Ayşe Çavuş’un Demirci’deki başarısından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün daveti üzerine Ankara’ya geldiğini ve kendisine layık görülen ödülü kabul etmediğini de sözlerine ekledi. KIRIM TATARLARININ KUVÂ-Yİ MİLLÎYE'YE KATKILARI RESMΠBELGEDE YER ALIYOR 5. Türk Fırka Komutanı Cemil Cahid Toydemir tarafından imzalanan 24 Temmuz 1336 tarihli bir askerî belgede Kırım Tatarlarının Millî Mücadeleye katıldığını gösteren Özkan belgede yazılanları şöyle okudu: “28. Yunan Fırkası tamamen yenilmiştir. Vuku bulan muharebede Kırım Tatar süvarilerinin pek mühim yararlılıkları görülmüştür" "KIRIM TATARLARI HER TÜRLÜ ZORLUĞA RAĞMEN TÜRKİYE TÜRKLERİNİN DESTEKÇİSİ OLMUŞTUR" Özkan, “O dönemde Kırım yarımadasında her türlü zorluğa rağmen Kırım Tatarları Türkiye’deki Türklerin her zaman destekçisi olmuştur” diyerek orada miting yapıldığını aktardı. Kırım Tatarlarının ayrıca Türkiye’deki faaliyetlerine değinen Özkan, Bahçesaray’dan göç etmiş olan Abdurrahman Kamil Efendi'nin desteklerinin ahde vefaya işaret olduğunu söyledi. Ayrıca Tevfik Paşa ve İsmail Hakkı Bey'in de Millî Mücadele’ye destek verdiklerini bu vesileyle Ankara’ya silah tedarikini hızlandırdıklarını ifade etti. Öte yandan Özkan, Sakarya Meydan Muharebesi'nde yer alan Kırım Tatar köylerinin faaliyetlerini aktardı. Özkan, Millî Mücadele döneminde orduya destek olan; Toydemir köyü, Tırnaksız köyü, Yaverören köyü, Semaüyük köyü, Köklüce köyü isimli Kırım Tatar köylerini sıraladı. Bununla birlikte Kırım Tatarlarının dış kaynaklı ve İstanbul kaynaklı olarak düzenli orduda yer aldığını belirtti. 30 KIRIM TATARI ŞEHİT DÜŞTÜ Özkan resmî verilere dayanarak 30 köyden 30 Kırım Tatar şehidin olduğunu, bununla birlikte Kırım Tatarlarının 192’sinin madalya sahibi olduğunu, 203 madalya almayan toplamda 426 Kırım Tatarın, Millî Mücadeleye katkı sunduğunu belirtti. Özkan konuşmasının sonunda, “Kırım Tatarları bir tümen ve bir alay kadar katkı sağlamış, Türk dünyasında kader ve dayanışma birliğinin önemli manada teşkil ediyor” ifadesini kullandı. Özkan konuşmasının sonunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, Mehmetçiklere ve Kırım Tatarlarına rahmet diledi. Dr. Özkan, konferansın sonunda katılımcıların konuya ilişkin sorularını cevaplandırdı. Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, "Bu çalışma bize kaderdaş olduğumuzu gösteriyor" diyerek yazar Dr. Ümit Özkan'a günün anısına plaketini takdim etti. Konferansın akabinde ise Özkan, katılımcılara kitabını imzaladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.