SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarih Ve Kültür Konferansları

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tarih Ve Kültür Konferansları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarih Ve Kültür Konferansları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Zafer Karatay, Tarih ve Kültür Konferansları'nda "KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi" kitabını anlattı Haber

Zafer Karatay, Tarih ve Kültür Konferansları'nda "KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi" kitabını anlattı

Kırım Vakfının düzenli olarak gerçekleştirdiği Tarih ve Kültür Konferansları’nın beşinci serisi 30 Mart 2024 tarihinde icra edildi. Konferansın bu haftaki konuğu Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay oldu. Karatay, etkinlik çerçevesinde 2019 senesinde basılan “KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi” kitabını ve Kırım davasına yönelik anılarını katılımcılara anlattı. ???? KTMM Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Kırım Vakfının düzenlediği Tarih ve Kültür Konferansları'nda bugün "KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi" kitabını anlattı @KARATAYZafer pic.twitter.com/fRzT2J4nfi — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) March 30, 2024 Programa; KTMM üyesi, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, TURKSİD Ukrayna Başkanı İsmet Yüksel, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, dernek ve vakfın yönetim kurulu ile çok sayıda kişi katıldı.  "TÜRKİYE'DEKİ KIRIM TATARLARININ VATAN İLE BAĞI HİÇBİR ZAMAN KOPMADI" Programın açılış konuşmasını yapan Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, bugüne dek yapılan vatan Kırım bağlantılı konferansların önemine değindi. Türkiye’deki Kırım Tatarlarının vatan toprakları ile bağını hiçbir zaman koparmadığını vurgulayan Kalkay, “1989’da Zafer Karatay’ın da içinde bulunduğu bu mücadeleye derneğimizin katkılarıyla biz de destek verdik. Maalesef vatanımız 27 Şubat 2014 yılında işgal edildi. Kırım Derneği Genel Merkezinde o gün Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği ile birlikte ne yapabileceğimize dair büyük bir toplantı yapmıştık. ‘Kırım’a Ses Ver’ diyerek büyük bir yürüyüş yaptık. O yıldan beri işgale karşı mücadelemize devam ediyoruz” dedi. Karatay’ın 1980’li yıllardan bu yana mücadeleye belgeseller ve kitaplarla katkı sunduğunu ifade eden Kalkay, “Baştacımız olan İsmail Bey Gaspıralı, Cengiz Dağcı, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile ilgili çalışmalar yaptı. Bu yüzden Zafer Bey’in anlatacağı, defalarca okuduğumuz ‘KIRIMOĞLU Bir Halkın Mücadelesi’ eseri çok kıymetli” ifadesini kullandı. Konferansın sunuculuğunu üstlenen Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, “Yaşayan efsanevî lider Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun çok eski bir çalışma arkadaşı olan Zafer Karatay’ı Emel Kırım Vakfı Başkanı olarak biliyoruz, TRT’de prodüktör olarak biliyoruz, şimdi de yazar yönüyle tanıyacağız” diyerek sözü Karatay’a verdi. "EMEL DERGİSİ KIRIM DAVASINA HİZMET ETMEMİZİ SAĞLADI" Katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başlayan Zafer Karatay, çocukken okumaya meraklı biri olduğunu, hem okuyarak hem de büyüklerinden yaşadıkları anıları dinleyerek büyüdüğünü ifade etti. Emel Dergisinde ilk kez Kırım Tatarca şiir okuduğunda çok etkilendiğini, Bekir Sıtkı Çobanzade’nin şiirlerine hayran olduğunu belirten Karatay, 1975 yılı itibarıyla Kırım Derneğinin folklor çalışmalarına katıldığını söyledi. Karatay, “Bu yıllarda açlık grevi haberleriyle Kırımoğlu’nun adını duyduk, onunla ilgili o sene ilk kez makale yazdım. Hepimiz onu merak ediyorduk. Hayranlıkla takip ettiğimiz o kahramanlarla bir gün tanışacağımızı bilmiyorduk. Sonra Emel Dergisine yazmaya başladık. Emel Dergisi, ufkumuzu ve çevremizi genişletti, Kırım davasına hizmet etmemizi sağladı” ifadelerini kullandı. Karatay, 1981 yılında sürgündeyken Kırımoğlu’na mektup gönderdiklerini ve mektuba karşılık cevap aldıklarını aktardı. Ardından Taşkent’e sürgün edilen Kırımoğlu’nu ziyaret ettiklerini ve orada Kırımoğlu ile ilk röportajını yaptığını belirten Karatay, bunun Emel Dergisinde yayımlandığını ifade etti. 1989 yılı itibarıyla KTMM Türkiye Temsilciliği görevini alan Karatay, Emel Dergisinde yazılar yazmaya devam ettiklerini Emel Kırım Vakfı aracılığıyla vatan topraklarına Türkiye üzerinden maddi ve manevi destek sağladıklarını bildirdi. "BELGESEL ÇEKERKEN BİZİ DUYGUSAL YÖNDEN EN ÇOK ZORLAYAN KONU: 18 MAYIS 1944" 1993 yılında Kırım belgeseli çektiklerini aktaran Karatay, “Belgeseli çekerken bizi duygusal açıdan en çok zorlayan konu 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı oldu. Dışardan birinin sürgünün dehşetini anlatması kolay, ancak sürgünü yaşayanlar bambaşka bir duygu içinde. Bize Kırım’ı sevdiren Safiye Nezzetli Teyze'nin evindeyken bir gün 18 Mayıs demeye gelmeden gözlerinden yaşlar dökülmüştü. O gün ilk kez 18 Mayıs’la yüzleştim” dedi. Karatay sürgünle ilgili çok daha fazla kitap yazılması ve çok daha fazla film çekilmesi gerektiğini vurguladı. KIRIMOĞLU, İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI VASITASIYLA KIRIM'I DÜNYAYA DUYURDU Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) dağılmasından sonra yeni bir dünya düzeninin kurulduğunu ifade eden Karatay, insan hakları savunucularının arasında Kırım Tatarları dışında Türk ve Müslüman olmadığını aktararak, “İnsan hakları savunucuları, ‘Kırım Tatarlarıyla tanışınca SSCB coğrafyasında kitlesel bir hareket oldu. Kırım Tatarları her gün Moskova’daki mahkemeye binlerce dilekçe bırakırdı, ne yapacağımızı bilemezdik’ derlerdi. Sonraki yıllarda sürgünü anma mitingleri yaptık. Mustafa Aga o yıllarda insan hakları savunucularını ilk kez Kırım’a davet etti, toplantılar yapıldı. Ve Kırım dünyaya duyurulmuş oldu” ifadelerine yer verdi. Karatay, 2012 senesinde yönetmen eşi Neşe Sarısoy Karatay ile birlikte “Kırımoğlu Bir Halkın Mücadelesi” belgeselini çektiklerini dile getirdi. Karatay, henüz o yıllarda Rus işgali olmadığını belirterek, “2014 işgalinden sonra bambaşka bir Kırım ortaya çıktı, bambaşka bir gelecek hayal ederken bambaşka şartlar vardı ortada. 2014 yılına başa dönmüş olduk. O dönemin kesinlikle yazılması gerekiyordu” diyerek söz konusu kitabı çıkardığını söyledi. "BU KAHRAMANLARIN YENİ BİR HİKAYESİ OLACAK" Karatay bu vesileyle Türkiye siyasetine ve medyasına Kırımoğlu’nu tanıttıklarını, Türk medyasının hafızlardaki yerini tazelediğini ifade etti. Karatay sözlerine şu ifadelerle devam etti. “Sürgün, işgal, savaş… Bu konularla ilgili yüzlerce belgesel çekilmeli, hikayeler yazılmalı, bunlar dile getirilmeli. İnşallah gelecek nesil bu kahramanlık öykülerini, destanları yazmaya devam edecek. Bu kahramanların yeni bir hikayesi olacak!” Karatay, Emel Kırım Vakfının başlattığı mektup kampanyasına da değindi. Karatay, vatan Kırım topraklarında, Rus işgalciler tarafından haksız yere alıkonulan Kırım Tatar siyasi tutsaklara motivasyon mektubu yazılması için hatırlatmada bulundu. Mektup kampanyası hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki linke tıklayınız https://www.qha.com.tr/ozel-haber-roportaj/zafer-karatay-kirim-tatar-siyasi-tutsaklar-tamamen-ozgur-olana-kadar-mektup-kampanyasi-devam-edecek-484228 "BU SAVAŞ TÜRK DÜNYASININ SAVAŞIDIR" Vladimir Putin idaresindeki Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik olarak başlattığı işgal girişimi hakkında, “Bu Ukrayna-Rusya Savaşı, iki Slav halkın arasındaki bir savaş değil. Bu 1552’den beri birçok Türk yurdunu işgal etmiş, Türk yurtlarındaki petrol, doğal gaz ve yer altı zenginliklerini sömüren Rusya’nın saldırılarıdır. Bu savaşı Rusya kazanırsa coğrafya 1991’deki Türk devletlerine döner. Bu yüzden bu, Türk dünyasının savaşıdır. Bu savaştan sonra Kırım işgalden kurtulursa vatanımıza döneceğiz” yorumunu yaptı. Konferansın sonunda Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, KTMM Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Karatay’a plaket takdim etti. Program, imza töreniyle son buldu.

Kırım Vakfında "Millî Mücadele'de Kırım Türkleri" konferansı düzenlendi Haber

Kırım Vakfında "Millî Mücadele'de Kırım Türkleri" konferansı düzenlendi

Kırım Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen Tarih ve Kültür Konferanslarında bu hafta, Cumhuriyet'in 100. yılını geride bırakan Türkiye'nin Millî Mücadele günleri gündeme getirdi. Dr. Ümit Özkan'ın konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte "Millî Mücadele'de Kırım Türkleri" konusu ele alındı. ETKİNLİĞE YOĞUN KATILIM Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi'ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'nde gerçekleşen etkinliğe; Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri Av. Namık Kemal Bayar, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) üyesi, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel, TURKSİD Ukrayna Derneği Başkanı İsmet Yüksel, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, yazar Serra Menekay, Vakfın ve Derneğin Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda Kırım Tatar isim katıldı. Programın açılışını gerçekleştiren Oya Deniz Çongar Şahin, “Dedelerimiz Kırım topraklarından farklı yerlere göç etmek zorunda bırakıldığında, onlar gittikleri topraklarda Kırım’ı hiçbir zaman unutmadılar. Kırım Tatarları özellikle Anadolu’nun yaşadığı zor günlerde vefa borçlarını ödediler, pek çok kıymetli işe koştular” dedi. "BU ÇALIŞMALAR BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ" Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, 100. yılını dolduran Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş dönemlerinde Sakarya Zaferi’nde çok sayıda Kırım Tatar köyünün katkıları olduğunu dile getirdi. Kalkay, “Her Kırım Tatarının bu dönemde hikayesi vardır. Örnek verecek olursam; annemin bir dayısı Sakarya Cephesi’nde Günalan köyünde şehit düşmüş, bir diğer dayısı da Sakarya Cephesi’nde yaralanmış. Bu diğer aile üyeleri arasında çok bilinen bir mevzu değil, sanki yaşananlar bizden kopuk gibi. Bu yüzden Sayın Ümit Özkan’ın bu çalışması bizler için çok önemli” diyerek yazara teşekkür etti. MİLLÎ MÜCADELEDE KIRIM TATARLARININ KATKISI Konuşmasının başında kendinden kısaca söz eden Özkan, Isparta Bilim ve Sanat Merkezinde Tarih öğretmenliği yaptığını ve bu konudaki çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. Özkan, çalışmalarında destek veren; Prof. Dr. Caner Arabacı, Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Dr. Bahattin Demirtaş, Fatih Karayandı, Av. Namık Kemal Bayar, Bekir Turgut, yazar Servet Odaman, Vecdi Özgey, Alaettin Karaca ve Celal Ünal gibi isimlere teşekkür ederek başladı. Özkan, çalışmalara Millî Mücadele döneminin daha çok aydınlatılması ve Kırım Tatarlarının göçünü Millî Mücadeleyi nasıl etkilediğini araştırmak için çalışmalara başladığını dile getirdi. Özkan, birçok kaynağın yanı sıra, Bekir Turgut ve Servet Odaman’dan aldığı arşivlerden de yararlandığını söyledi. Özkan, bürokratik engeller ve Covid-19 sebebiyle saha çalışmaları yapamadığını ve ilerleyen zamanda bu çalışmanın genişletilebileceğini belirtti. Doktora tezini kitap haline getiren yazar Özkan, Kırım Tatarlarının; Kuvâ-yi Millîye’deki faaliyetlerine, cephe gerisindeki faaliyetlerine ve düzenli orduya katkılarına değindi. Özkan, Kuvâ-yi Millîye birliğinin genelde batı ve güney cephesinde olduğunu vurgulayarak Çakal köyünde Kırım Tatarı İnce Ali’nin, Kozan’ın kurtarılmasında, Misis Muharebesi’nde ve Mercin Zaferi’nde rol aldığını, o bölgede efsane bir isim haline geldiğini kaydetti. Özkan ayrıca, 50’li yaşlarında olan Kırım Tatar Ayşe Çavuş’un İzmir’in işgalinden sonra kendi müfrezesini kurduğunu, Millî Mücadele'ye katıldığı dönemde ise Turgutlu’nun işgalden kurtarılmasında önemli bir rol oynadığını ifade etti. Yazar, Ayşe Çavuş’un Demirci’deki başarısından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün daveti üzerine Ankara’ya geldiğini ve kendisine layık görülen ödülü kabul etmediğini de sözlerine ekledi. KIRIM TATARLARININ KUVÂ-Yİ MİLLÎYE'YE KATKILARI RESMΠBELGEDE YER ALIYOR 5. Türk Fırka Komutanı Cemil Cahid Toydemir tarafından imzalanan 24 Temmuz 1336 tarihli bir askerî belgede Kırım Tatarlarının Millî Mücadeleye katıldığını gösteren Özkan belgede yazılanları şöyle okudu: “28. Yunan Fırkası tamamen yenilmiştir. Vuku bulan muharebede Kırım Tatar süvarilerinin pek mühim yararlılıkları görülmüştür" "KIRIM TATARLARI HER TÜRLÜ ZORLUĞA RAĞMEN TÜRKİYE TÜRKLERİNİN DESTEKÇİSİ OLMUŞTUR" Özkan, “O dönemde Kırım yarımadasında her türlü zorluğa rağmen Kırım Tatarları Türkiye’deki Türklerin her zaman destekçisi olmuştur” diyerek orada miting yapıldığını aktardı. Kırım Tatarlarının ayrıca Türkiye’deki faaliyetlerine değinen Özkan, Bahçesaray’dan göç etmiş olan Abdurrahman Kamil Efendi'nin desteklerinin ahde vefaya işaret olduğunu söyledi. Ayrıca Tevfik Paşa ve İsmail Hakkı Bey'in de Millî Mücadele’ye destek verdiklerini bu vesileyle Ankara’ya silah tedarikini hızlandırdıklarını ifade etti. Öte yandan Özkan, Sakarya Meydan Muharebesi'nde yer alan Kırım Tatar köylerinin faaliyetlerini aktardı. Özkan, Millî Mücadele döneminde orduya destek olan; Toydemir köyü, Tırnaksız köyü, Yaverören köyü, Semaüyük köyü, Köklüce köyü isimli Kırım Tatar köylerini sıraladı. Bununla birlikte Kırım Tatarlarının dış kaynaklı ve İstanbul kaynaklı olarak düzenli orduda yer aldığını belirtti. 30 KIRIM TATARI ŞEHİT DÜŞTÜ Özkan resmî verilere dayanarak 30 köyden 30 Kırım Tatar şehidin olduğunu, bununla birlikte Kırım Tatarlarının 192’sinin madalya sahibi olduğunu, 203 madalya almayan toplamda 426 Kırım Tatarın, Millî Mücadeleye katkı sunduğunu belirtti. Özkan konuşmasının sonunda, “Kırım Tatarları bir tümen ve bir alay kadar katkı sağlamış, Türk dünyasında kader ve dayanışma birliğinin önemli manada teşkil ediyor” ifadesini kullandı. Özkan konuşmasının sonunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, Mehmetçiklere ve Kırım Tatarlarına rahmet diledi. Dr. Özkan, konferansın sonunda katılımcıların konuya ilişkin sorularını cevaplandırdı. Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, "Bu çalışma bize kaderdaş olduğumuzu gösteriyor" diyerek yazar Dr. Ümit Özkan'a günün anısına plaketini takdim etti. Konferansın akabinde ise Özkan, katılımcılara kitabını imzaladı.

Kırım Vakfından "Akyar'dan Akşehir'e Bir Göç Hikayesi" konferansı Haber

Kırım Vakfından "Akyar'dan Akşehir'e Bir Göç Hikayesi" konferansı

Kırım Vakfı, düzenli olarak gerçekleştireceği Tarih ve Kültür Konferansları kapsamında ilk olarak "Akyar'dan Akşehir'e Bir Göç Hikayesi" isimli eserin yazarı Servet Odaman'ı konuk aldı. Bugün saat 14.00'te başlayan etkinlik, Ankara'daki Dr. Ahmet İhsanlı Kırımlı Sosyal Tesisi'nde yer alan Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'nde düzenlendi. ETKİNLİĞE ÇOK SAYIDA İSİM KATILDI Etkinliğe; Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) üyesi, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel, Kırım Derneği eski Yönetim Kurulu Üyesi Murtaza Esenkal, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, TURKSİD Ukrayna Derneği Başkanı İsmet Yüksel, Tuvgan Til İnternet Sitesi Dil Koordinatörü Dr. Nariye Seydamet, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Yüksel, Dünya Ahıska Birliği Ankara Temsilcisi Zakir Mehmetoğlu, Kırım Derneği ve Kırım Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri ve Kırım diasporasından çok sayıda isim katıldı.  Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay açılış konuşmasında, Kırım Derneği ve Kırım Vakfının faaliyetlerinden söz etti. Kalkay konuşmasında, "Dr. Ahmet İhsan Kırımlı çok önemli biriydi, onu anmak, onun isminin bu binada yaşatılması şükranlarımızın göstergesi oldu" diyerek Kırımlı’ya rahmet diledi. Kırım Vakfının ilk konferans etkinliği olduğunu belirten Kalkay, bir sonraki etkinliğin 2024'ün ocak ayında yapılacağını belirtti. Kalkay, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı dolayısıyla bu sene önemli etkinliklere imza attıklarını bildirdi. 18 Mayıs 1944’teki Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nı anan Kalkay, "Bu memleket binlerce Kırım Tatarının hikayeleriyle dolu. Bu hikayelerden birini anlatan 'Kırım 1903 Akyar'dan Akşehir'e Bir Göç Hikayesi' isimli kitaptan bahsedilecek. Şimdi Köklüce köyünü dinleyeceğiz" dedi. "KIRIM DAVASI BOŞA BIRAKILACAK BİR DAVA DEĞİL" 1903 yılındaki sürgünle birlikte ailesinin geldiği Köklüce köyünde doğduğunu belirterek konuşmasına başlayan yazar Odaman, "Kırım davası için atılan, her adım her söz benim için çok kıymetli” vurgusu yaptı.  1985 yılından 2020 yılına kadar kitapla ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Odaman, “Yaşadığımız toplumda her geçen gün bir şey kaybediyoruz. Kalan nesiller duygusuz ve ruhsuz  kalıyor. Gittikçe bu yönden fakirleştiğimizi düşündüm. Kırım'dan göç edip bu acılara tanık olan son nesliz. Dedelerimizin nenelerimizin savaş hikayeleriyle büyüüdük” ifadelerini kullandı. Köklüce köyünde Kırım Tatarlarının varlığının sona ermesi konusunda endişe taşıdığını vurgulayan Odaman, "Kırım davası boşa bırakılacak bir dava değil” dedi. Ailesinin 1903 yılında son kitlesel göçle Türkiye’nin Konya şehrine geldiğini aktaran Odaman, göçün sebeplerini sıraladı. Odaman ailesinin yaşadığı göçü şu şekilde ifade etti: “1903’e kadar Kırım’da kimse kalmamış. Evliya Çelebi köyüme gittiğinde 141 nüfus varken biz oradan göçerken 40 kişi kalmıştı. Kimliğimizi ifade edemiyorduk, askere gidiyorduk domuz etini önümüze koyuyorlardı. Biz Rusların bize müsaade ettiği kadar Kırım Türküydük. Mollaların hicret telkini nedeniyle göç başladı. Bu yüzden dilin, dinin kurtulması amacıyla Kırım Tatarları göç ediyorlardı. Eğitimden, devlet idaresine kadar her şey Rusların işi. İtiraz edince sürgüne gönderiliyordunuz.” ODAMAN, ARALARINDA AİLESİNİN DE BULUNDUĞU KAFİLENİN AKŞEHİR'E GÖÇÜNÜ ANLATTI İsmail Bey Gaspıralı’nın çıkardığı Tercüman Gazetesi’nde 1903’e dair bir makale bulduğunu aktaran Odaman, o makalede sefaletin vurgulandığı belirtti. Yazar, köyden göç ederken yarım kaldıklarını, akrabalarını arkada bıraktıklarını dile getirdi. Ailesinin günlerce Akyar Limanı’nda beklediğini, ardından İstanbul Boğazı’na geldiklerini ifade etti. O dönemde Balkanlar ve Kafkasya’dan da göç olduğunu anımsatan Odaman, gelen Kırım Tatarlarının İstanbul’da kalmalarına müsaade edilmediğini, böylelikle Eskişehir’e ve Konya’ya çok sayıda göç olduğunu söyledi. Odaman, aralarında ailesinin de bulunduğu 10 gün boyunca İzmit Limanı’nda bekleyen kafilenin, 3 Mayıs gecesi Akşehir’e gittiğini geçici iskan bölgesinde kaldıklarını anlattı. “Ailem Akşehir’in Kırım’ı andırdığını fark edince orada kalmak istemiş” diyen Odaman, çeşitli sebeplerden farklı bölgelere dağıldıklarını ancak burada hava şartları ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle etraflarında bulunan Dobruca Nogayları ile birlikte Konya’daki bölgelere yerleştiklerini ifade etti. KIRIM TATARLARI BALKAN SAVAŞLARINDA YER ALDI Odaman, o dönemde Osmanlı’nın yaşadığı sıkıntıları gerekçe olarak göstererek Ermenilerin, Kırım Tatarlarını gitmeleri için kışkırttığını söyledi. Kırım Tatarlarının bozkırda zorlu bir mücadeleyle uğraştıklarını belirten Odaman, iki ailenin geri Kırım’a döndüğünü söyledi. Yazar Odaman, 1911-1912 yıllarında süren Balkan Savaşları’na diasporadan ilk olarak kendi amcasının gittiğini ve cephede şehit düştüğünü dile getirdi. Böylelikle savaş döneminde köyde gencin kalmadığını deprem ve savaşla birlikte zorlukların arttığını vurguladı. Büyük Taarruz dönemine gelindiğinde Eskişehir’deki askerlerin Batı cephesi olarak seçilen Akşehir'e geldiğini ve Kırım Tatarlarının destek olduğunu dile getiren Odaman, “Bu insanların acı dolu hikayeleri beni ikinci kitabı yazmaya ikna etti. Bugün burada refah içinde yaşıyorsak bu hikayelere borçluyuz” dedi. Kırım’a dönenlerin o dönemde seferberlik nedeniyle yakalandığını ancak iki kişinin geri dönebildiğini söyledi. Odaman, konferansın sonunda hazırladığı slaytta Kırım Tatarca diline özgü kelimeleri, yemekleri, dansları ve evleri kültürel bağlamda katılımcılara anlattı.  KONFERANSIN SONUNDA KİTAP İMZA TÖRENİ YAPILDI Programın sonunda soru-cevap etkinliği yapıldı. Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, Ankara'nın Ballıkpınar köyünde kültür evi kurduklarını hatırlatarak, katılımcıları köye davet etti. Kalkay, yazar Odaman’a plaket takdim etti. Konferansın ardından kitap imzalama töreni icra edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.