SON DAKİKA
Hava Durumu

QHA'nın Eskişehir'deki ilk durağı: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi

Kırım Tatar kültürünün tanıtılması konusunda büyük çalışmalar yapan Eskişehir Kırım Derneği Üyesi, Yüksek Kimya Mühendisi ve Müze Sorumlusu Hasan Kırımer, Eskişehir'deki Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesinin kapılarını QHA'ya açtı. Kırımer, müzede yer alan yaklaşık 700 kültürel mirasın tarihini ve simgelerini anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 21.04.2024 01:21
Haber Güncellenme Tarihi: 22.04.2024 11:55
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
QHA'nın Eskişehir'deki ilk durağı: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara

Eskişehir’de Odunpazarı Belediyesi ve Eskişehir Kırım Derneği tarafından 2009 yılında açılan “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi”, kenti gezmeye gelen herkese ücretsiz olarak kapısını açıyor. Ziyaretçilerin ilgi odağı olan müzede, Kırım Tatar halkının zengin kültürü sergileniyor.

MÜZEYE BÜYÜK KATKILAR SUNAN HASAN KIRIMER, QHA'YA DETAYLI BİLGİLER VERDİ

Müzenin düzenlenmesinde ve gelişmesinde büyük bir emek veren Eskişehir Kırım Derneği Üyesi, Yüksek Kimya Mühendisi ve Müze Sorumlusu Hasan Kırımer, Kırım Haber Ajansına (QHA) müze hakkında kapsamlı bilgi verdi.

Müzenin yenilenmesi için görev alan Kırımer, 2019 yılından bu yana gerekli tüm yenilik ve değişikliklere imzasını atıyor. Bugün Eskişehir’i gezmeye gelen vatandaşların ilk durağı ise Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi…

Kırımer, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfının (ÇEKÜL) düzenlediği yarışmada müze olarak Türkiye’de ikinci olduklarını ve plaketi müzede muhafaza ettiklerini kaydetti.

MÜZEDE 700 CİVARI KÜLTÜREL MİRAS BULUNUYOR

Müzede yer alan 700 civarı kültürel mirasın büyük bir kısmının vatan Kırım topraklarından geldiğini ifade eden Kırımer, müzede bulunan “Mutfak Bölümü, Gelin Odası Bölümü, Sürgün Odası Bölümü, Oturma Odası Bölümü ve Sünnet Odası Bölümü’nü” tanıttı.

İlk olarak 1944 yılından öncesine ait nakışlı Kur’an-ı Kerim kılıfının Avrupa’da derecede aldığını anlatan Kırımer, müzedeki dil, din ve sanat eserlerinin her ayrıntısını QHA’ya değerlendirdi. Kırımer, saç tokalarından kemerlere, feslerden kalpaklara, nakışlı kıyafetlerden maramalara (yazma), sürahilerden işlemeli mendillere kadar Kırım’dan gelen veya oradaki kültüre benzetilmesi amacıyla Eskişehir’de dikilen kıyafetlerin anlamlarını bir bir dile getirdi.

SÜRGÜN ODASI BÖLÜMÜNDE 18 MAYIS 1944'TEN İZLER

Sürgün Odası bölümüne yerleştirilen 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı anıtındaki görselin ne anlama geldiğini aktaran Kırımer, “Dört bir yandan gelen uzun kollar, Kırım Tatarlarının sürgün esnasında dünyanın dört bir yanına dağıldığını, kolların bükülerek içe eğilmesi ise tekrar vatan topraklarına dönüşü simgeliyor. Tam ortasında bu yüzden Kırım haritası bulunuyor” dedi. Aynı zamanda Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nda yaşananları anımsatan Kırımer, vatan topraklarına dönmeyi temenni etti.

TOKUZ BOHÇASINDA NELER YER ALIYOR?

Kırımer, Kırım Tatarlarının düğün geleneklerine değinerek, gelin ve damadın yatak odasında bulunan eşyaları anlattı. Misafirlerin gelin ve damada getirdiği “tokuz bohçasını” kapsamlı bir şekilde ifade eden Kırımer, “Tokuz, yani dokuz parça halindek bohça, yakası açılmamış gömlek veya havlunun üzerinde getiriliyor. Bunun üzerinde çorap, saat kesesi, para kesesi, namazlık takke, havlu, Kur’an-ı Kerim kılıfı gibi hediyeler bulunur” ifadelerini kullandı. İşlemeli halı, gelinlik, kese ve yazmalar ise oldukça dikkat çekiyor.

KIRIM TATAR MUTFAĞININ VAZGEÇİLMEZİ: KOBETE

Mutfak bölümünde Kırım Tatar sofrasını ele alan Kırımer, kobete (köbete) hamur işinin isminin nereden geldiğini şu ifadelerle dile getirdi:

“Kop Kırım Tatarca ‘çok’ demektir. Et ise bildiğimiz et anlamında. İkisi yan yana gelince ‘kobete’ yani çok et anlamını taşır. Fakat zamanla bu köbete veya göbete olarak dile yerleşmiş. Ancak doğrusu kullanılsın diye gelen ziyaretçilerimize bu bilgiyi mutlaka veriyoruz”

KIRIM TATARLARI KÜLTÜRÜNÜ NASIL MUHAFAZA ETMELİ?

Kırım Tatar halkının kültürünün öğrenilmesi, tanıtılması ve korunması amacıyla yazılan çok sayıda dergi ve kitapların müzede sergilendiğini belirten Kırımer, QHA’nın “Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları kültürünü nasıl korumalı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bir milletin varlığını koruması için önce dilini koruması gerekmektedir. Dil olmadan anlaşma ve anlaşılma olmaz. Dilimizin kesinlikle öğrenilmesi ve kullanılması lazım. Din ise ikinci plandadır. İnsanlar Müslüman olabilir, Hristiyan olabilir. Bütün çocuklarımızın önce aile içinde dilini öğrenmesi ve sonra kültürünü muhafaza etmesi lazımdır. Her şeyden önemlisi kimliğimizi ve dilimizi unutmamalıyız. Allah’tan dileğim budur. Burada Tatar birini gördüğümüzde hemen Kırım Tatarca konuşuruz. Bir sözlük çalışmam var. Gelenek ve göreneklerimizin yaşatılması için büyük çalışmalarım mevcut”

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi tüm ziyaretçilerini bekliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.