Kırım Tatar halkının sorunlarını dünyaya duyuran Kırımoğlu'nun 303 günlük ölüm orucu
Kırım Tatar halkının sorunlarını dünyaya duyuran Kırımoğlu'nun 303 günlük ölüm orucu
Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili ve dünyaca ünlü insan hakları savunucusu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bundan tam 47 yıl önce Rusya'da Omsk Davası çerçevesinde yargılandı. O dönemde, Kırım Tatar halkının durumunu, Sovyetlerin baskılarını dünyaya duyuran dava, Sovyetler Birliğinde insan hakları hareketi tarihinin en önemli olaylarından birisiydi.
Oluşturulma Tarihi: 14 Nisan 2023, Cuma 18:33
Güncellenme Tarihi: 15 Nisan 2023, Cumartesi 10:26
Kırımoğlu ve Omsk Davası
Sovyetler Birliği döneminde Kırım Tatar halkının sorunlarını dünya kamuoyunda duyuran bu Omsk Davası duruşmaları, 14-15 Nisan 1976 tarihlerinde Batı Sibirya Bölgesinde bulunan Omsk şehrinde yapıldı.
Söz konusu dava, Sovyetler Birliği tarihinde büyük yankı uyandıran siyasi davalardan birisi olarak tarihe geçti.
Kırımoğlu, üçüncü kez Haziran 1974’te tutuklanıp Rusya’nın Omsk bölgesinde bulunan kamplarda 1 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu hapis cezası süresinin bitimine 3 gün kala Kırımoğlu hakkında yeni bir düzmece ceza davası açılmıştı.
303 Günlük Ölüm Orucu
Ceza süresi bitmeden kendisine karşı bir düzmece davanın daha kurgulanmasını protesto etmek amacıyla Kırımoğlu, açlık grevi ilan etti. Kırımoğlu’na hortumla zorla yemeğin verildiği bu açlık grevi tam 303 gün sürdü.
Kırımoğlu, ancak ünlü fizikçi, insan hakları savunucusu Andrey Saharov'un ricası üzerine açlık grevini durdurmayı kabul etti. Saharov’un Kırımoğlu’na yazdığı notta, "Açlık grevine son vermeni rica ediyorum. Senin ölümün düşmanlarımızı sevindirebilir" ifadeleri yer alıyordu.
Mahkeme, Kırımoğlu hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası kararı alsa da Omsk Davası, 303 günlük açlık greviyle yıpranan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun zaferiyle sona erdi. Sahte Sovyet yargı sistemine karşı koyan Kırım Tatar halkının milli lideri, bu davayı mantık, kanıt açısından kazanmıştı.
Bu dava, bilgi karartmasına rağmen dünya kamuoyuna Omsk’tan bilgi vermeyi başaran ünlü Rus bilim insanı Andrey Saharov, eşi insan hakları savunucusu Yelena Bonner, Kırım Tatar milli hareketi aktivistleri Ayşe Seyitmuratova, Rıza Ablayev ve diğerlerinin zaferiyle sonuçlanarak Kırım Tatar sorununu dünya kamuoyunun gündemine taşıdı.
Kırımoğlu, o günden sonra Sovyetler Birliğinin Kırım Tatar halkına karşı işlediği insanlık suçlarını en üst perdeden dünya kamuoyuna ulaştırmış oldu.
Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili ve dünyaca ünlü insan hakları savunucusu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun "Sovyetler Birliği ile ömrümün sonuna kadar mücadele edecektim ama Sovyetlerin buna ömrü yetmedi" sözleri hafızalara kazınmıştı.
Kırımoğlu, Sovyetlerin ardından Rusya'nın da dağılacağını her fırsatta ifade ediyor. Kırımoğlu, Rusya'nın 2014 yılından Kırım Tatarlarının ana vatanı Kırım'ı işgal etmesi üzerine yeniden bir mücadeleye başladı. Bugün, Ukrayna topraklarında başlayan topyekun savaşla beraber, Putin Rusyası'nın işgaline karşı direnmeye devam ediyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kırım Tatar halkının sorunlarını dünyaya duyuran Kırımoğlu'nun 303 günlük ölüm orucu
Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili ve dünyaca ünlü insan hakları savunucusu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bundan tam 47 yıl önce Rusya'da Omsk Davası çerçevesinde yargılandı. O dönemde, Kırım Tatar halkının durumunu, Sovyetlerin baskılarını dünyaya duyuran dava, Sovyetler Birliğinde insan hakları hareketi tarihinin en önemli olaylarından birisiydi.
Oluşturulma Tarihi: 14 Nisan 2023, Cuma 18:33
Güncellenme Tarihi: 15 Nisan 2023, Cumartesi 10:26
Kırımoğlu ve Omsk Davası
Sovyetler Birliği döneminde Kırım Tatar halkının sorunlarını dünya kamuoyunda duyuran bu Omsk Davası duruşmaları, 14-15 Nisan 1976 tarihlerinde Batı Sibirya Bölgesinde bulunan Omsk şehrinde yapıldı.
Söz konusu dava, Sovyetler Birliği tarihinde büyük yankı uyandıran siyasi davalardan birisi olarak tarihe geçti.
Kırımoğlu, üçüncü kez Haziran 1974’te tutuklanıp Rusya’nın Omsk bölgesinde bulunan kamplarda 1 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu hapis cezası süresinin bitimine 3 gün kala Kırımoğlu hakkında yeni bir düzmece ceza davası açılmıştı.
303 Günlük Ölüm Orucu
Ceza süresi bitmeden kendisine karşı bir düzmece davanın daha kurgulanmasını protesto etmek amacıyla Kırımoğlu, açlık grevi ilan etti. Kırımoğlu’na hortumla zorla yemeğin verildiği bu açlık grevi tam 303 gün sürdü.
Kırımoğlu, ancak ünlü fizikçi, insan hakları savunucusu Andrey Saharov'un ricası üzerine açlık grevini durdurmayı kabul etti. Saharov’un Kırımoğlu’na yazdığı notta, "Açlık grevine son vermeni rica ediyorum. Senin ölümün düşmanlarımızı sevindirebilir" ifadeleri yer alıyordu.
Mahkeme, Kırımoğlu hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası kararı alsa da Omsk Davası, 303 günlük açlık greviyle yıpranan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun zaferiyle sona erdi. Sahte Sovyet yargı sistemine karşı koyan Kırım Tatar halkının milli lideri, bu davayı mantık, kanıt açısından kazanmıştı.
Bu dava, bilgi karartmasına rağmen dünya kamuoyuna Omsk’tan bilgi vermeyi başaran ünlü Rus bilim insanı Andrey Saharov, eşi insan hakları savunucusu Yelena Bonner, Kırım Tatar milli hareketi aktivistleri Ayşe Seyitmuratova, Rıza Ablayev ve diğerlerinin zaferiyle sonuçlanarak Kırım Tatar sorununu dünya kamuoyunun gündemine taşıdı.
Kırımoğlu, o günden sonra Sovyetler Birliğinin Kırım Tatar halkına karşı işlediği insanlık suçlarını en üst perdeden dünya kamuoyuna ulaştırmış oldu. Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili ve dünyaca ünlü insan hakları savunucusu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun "Sovyetler Birliği ile ömrümün sonuna kadar mücadele edecektim ama Sovyetlerin buna ömrü yetmedi" sözleri hafızalara kazınmıştı.
Kırımoğlu, Sovyetlerin ardından Rusya'nın da dağılacağını her fırsatta ifade ediyor. Kırımoğlu, Rusya'nın 2014 yılından Kırım Tatarlarının ana vatanı Kırım'ı işgal etmesi üzerine yeniden bir mücadeleye başladı. Bugün, Ukrayna topraklarında başlayan topyekun savaşla beraber, Putin Rusyası'nın işgaline karşı direnmeye devam ediyor.