SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Belgesel

QHA - Kırım Haber Ajansı - Belgesel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Belgesel haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kıyiv’de “Kırım’ın Canlı Mirası” belgesel projesi tanıtıldı Haber

Kıyiv’de “Kırım’ın Canlı Mirası” belgesel projesi tanıtıldı

Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de, Kırım Tatarlarının zengin kültürel mirasını konu alan "Kırım'ın Canlı Mirası” isimli üç bölümlük belgesel serisi tanıtıldı. Film serisi, gelenekler, el sanatları ve millî mutfak aracılığıyla izleyicilere Kırım kültürünü tanıtıyor. "Kırım'ın Canlı Mirası" üç bölümlük belgesel serisi Kıyiv'deki Kırım Evi'nde 25 Ekim’de düzenlenen etkinlikle izleyicilere sunuldu. Proje, yönetmen Serhiy Şarayevskıy, yazar ve senarist Andriy Kokotyuha ve gazeteci Mavile Halil tarafından hazırlandı. Belgeseli hazırlayanların amacı, tarihi zorluklara rağmen nesilden nesile aktarılan Kırım Tatarlarının geleneklerini gözler önüne sermekti. Kırım Tatar Milli Meclisi tarafından yapılan açıklamaya göre, "Kırım'ın Canlı Mirası" belgeseli, izleyicilere adeta anavatanın anısının canlandığı eski gelenekler, ustalık ve tatlar dünyasının kapılarını açıyor. Film, Kırım kültürünün halkının ellerinde, kalplerinde ve ruhlarında nasıl yaşamaya devam ettiğini anlatıyor. Filmlerde Kırım Tatar sanat koleksiyoneri Ayşe Umerova, sanatçı ve fotoğraf araştırmacısı Tenzile Topalova, dansçı ve koreograf Elnara Halilova, filolog ve öğretmen Afize Emiramzayeva, Mıhaylo Drahomanov Üniversitesi Tasarım Bölümü Başkanı Liliya Derman, “Musafir” restoran zincirinin şefi Zemfira Bektimirova ve Kırım Tatar mutfağının elçisi Lerane Tulçıy gibi isimlerin hikâyelerine yer veriliyor. Tanıtım etkinliğine Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Yardımcısı Denıs Çıstikov da dahil olmak üzere çok sayıda davetli katıldı. Etkinlikte konuşan Refat Çubarov, geleneklerin aktarılmasının önemini vurgulayarak şunları kaydetti: Bu filmde yer alan herkes yalnızca gerçekten uzman olduğu konularda konuştu. Bu nedenle bu yapım, yıllar sonra da başvurulacak güvenilir bir kaynak olacak. Projede danışman olarak çalışan gazeteci Mavile Halil, “Bu film, kendi hikâyelerini anlatan insanlar aracılığıyla izleyiciyi belki hiç görmedikleri Kırım’a götürüyor. Birbirimizi tanımanın, hissetmenin ve dokunmanın bir yolu.” ifadelerini kullandı. Senarist Andriy Kokotyuha ise belgeselin en önemli hedeflerinden birinin, “Kırım’ı yıllardır kültürel alanda dayatılan Rus bağlamından arındırmak” olduğunu vurguladı.

Kırım Derneğinin arşivini bir araya getiren Tuncer Kalkay kitabını ilk olarak QHA’ya anlattı Haber

Kırım Derneğinin arşivini bir araya getiren Tuncer Kalkay kitabını ilk olarak QHA’ya anlattı

Yağmur Filiz Kaşgarlı/QHA Ankara Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay’ın, arşivini toplayarak Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin 70. yılına özel olarak hazırladığı kitabın basımı 27 Ekim 2025 tarihinde tamamlandı. Kalkay, dün itibarıyla teslim alınan ve ilgilileri meraklandıran “Kırım Derneği 70. Yıl Dönümü” isimli kitap hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) bilgi verdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA "BU KİTAP BİZİM GİBİ KIRIM'A GÖNÜL VERENLERİ ANLATIYOR" “Bu kitap bizi anlatıyor. Bizim gibi Kırım’a gönül verenleri anlatıyor. Bunların temelinde yer alan Kırım Derneğini anlatıyor.” diyerek sözlerine başlayan Kalkay, kitabın dört yıllık bir emeğin ürünü olduğunu söyledi. 400 sayfadan oluşan kitabın içinde bine yakın fotoğraf oluğunu sözlerine ekleyen Kalkay, kitabı teslim aldıktan sonra derin duygular yaşadığını ifade etti. Kitaptan bin 500 adet basıldığını kaydeden Kalkay, “Bu kitabı Kırım Vakfı adına bastık. Çünkü Kırım Vakfının temel önceliği Kırım Derneğinin kurumsal yapısını güçlendirmek, sürdürülebilirliğini kuvvetlendirmek.” açıklamasında bulundu. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA QHA’nın “Sizi bu kitabı hazırlamaya iten şey neydi? Arşiv toplama süreci nasıl başladı?” sorusu üzerine 42 yıldır Kırım Derneğinde aktif olarak görev aldığını belirten Kalkay, bu görevi de kendine bir misyon olarak seçtiğini, kendisi için bunun bir yaşam biçimi olduğunu vurguladı. Kalkay, “Öğrencilik yıllarımdan bu yana vatana ve milletime hizmet için sürekli olarak aksiyon aldım.” dedi. Kalkay, COVID-19 salgınının cemiyet hayatına farklı yaklaşımlar getirdiğini, böylelikle yüz yüze toplantıların icra edilemediği için pandeminin kendisini yeni bir projeye ittiğini ifade etti. Ankara’daki Kırım Tatar köyü Ballıkpınar’da, köyün kültürel tarihini anlatan bir Kültür Evi/Müze inşa ettiklerini aktaran Kalkay, bu vesileyle 22 Eylül 2021 tarihi itibarıyla derneğin arşiv çalışmalarına başladığını belirtti. Fotoğraf, belge, resmî evrak ve anektot gibi muhtelif arşivleri bir araya getirerek kitabın yazım aşamasına geçtiğini kaydeden Kalkay, kitabın QHA'nın hazırlamış olduğu “70 Yaşında Bir Çınar: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği” belgesel filmine kaynak olduğunu dile getirdi. Kırım Vakfı ile QHA ortaklığında ortaya çıkan yaklaşık bir saatlik belgeselin, kitabı taçlandırdığını söyledi. KIRIM VAKFINDAN KIRIM DERNEĞİNE 70. YIL ARMAĞANI Kalkay, “Bu kitabı Kırım Vakfı olarak Kırım Derneğine 70. yıl armağanı olarak takdim edeceğiz.” dedi. Öte yandan Kalkay, Kırım Derneğinin kurulduğu yıllarda çok daha önce göç eden diasporanın Kırım’a olan yakınlığının canlı kalmasının ve onlarla mülteci kamplarından Türkiye’ye gelen insanların cemiyet olarak toplanmasının son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA Kalkay, fikrî altyapıya yönelik çalışmalara işaret ederek, Cafer Ortalan’ın Kırım dergisini çıkardığını aktardı. “Yönetim Kurulundan ayrılarak Ortalan’ın çıkardığı dergi hem Kırım’dan haberler veriyor hem de edebî ve sanat alanlarını okuyucuya taşıyor. Türkiye’deki ilk periyodik yayını çıkarmış oluyorlar.” cümlelerini sarf etti. Ayrıca Romanya’da çıkan Emel Kırım dergisinin de kurucu Başkanı Niyazi Kırımman, Mahmut Oktay ve Ahmet Karakaya’nın derginin Türkiye’de yayın hayatına devam etmesini sağladığını aktardı. Kalkay, “İşte biz de bu çalışmalarımızı bunları ortaya koymuş olduk.” dedi. Kırım Vakfı Başkanı, arşiv çalışmalarına başladığında ilgisini çeken unsurlardan birinin de aile ilişkileri olduğunun altını çizdi. Kalkay, “Kırım Derneğinin ilk halk oyunlarını çalıştıran kişi Nuriye Karakaya, Kırım Derneğinin kurucusu Server Trupçu’nun kardeşi. Trupçu’nun bir diğer kız kardeşi de Kırım dergisini çıkaran Cafer Ortalan’ın eşi.” diyerek Kırım’a gönül verenlerin birbirinden ayrı olmadığına, gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı kaldıklarına dikkat çekti. Kalkay, bu ilişkilerin arşiv toplama aşamasında en çok ilgisini uyandıran meselelerden biri olduğunun altını çizdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA Kırım Tatarlarının Moskova’daki büyük gösterisi, SSCB’nin dağılmasıyla Kırım’a başlayan dönüşler ve Türkiye’deki Kırım Tatar diasporasının Kırım’a ziyareti, derneğin Genel Merkez olmasıyla birlikte büyük gelişmeler yaşandığını söyleyen Kalkay, “Dernek 1990-1991 yılı itibarıyla yapısal bir dönüşüme girdi. Maddi ve manevi olarak Kırım’a yönelik çok büyük hizmetler verdi. Bu süreç 2014 yılındaki işgale kadar devam etti. Kırım Derneği Kırım’a yönelik çalışmalarını Kırım Tatar Millî Meclisi ile koordineli bir şekilde yürüttü.” bilgisini verdi. "HER BİR DİASPORA KIRIM OLDU" Ayrıca Kalkay, dernegin işgal nedeniyle Kırım Tatar diasporasına destek vermek amacıyla Dünya Kırım Tatar Kongresi'ne de ev sahipliği yaptığını bildirdi. Kalkay sözlerini şu şekilde sürdürdü: Dolayısıyla Kırım Derneği çalışmalarını bugüne kadar vatan merkezli olarak sürdürdü. Ama artık diaspora genişledi ve her bir diaspora Kırım oldu. Böylelikle dernek çok değerli çalışmalar yürüttü. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA TUNCER KALKAY, 70. YILINDA KIRIM DERNEĞİ KİTABINI TANITACAK Kalkay sözlerine Kırım Vakfının her ay düzenli olarak tertip ettiği Tarih ve Kültür Konferansları'nın bir sonraki programının bu kitap üzerine olacağını aktararak son verdi. Kalkay, kitabın tanıtımını 1 Kasım 2025 tarihinde Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi'ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde yapacağını duyurdu. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA

Kırım Vakfının Tarih ve Kültür Konferansları yeni dönemini QHA ile açtı Haber

Kırım Vakfının Tarih ve Kültür Konferansları yeni dönemini QHA ile açtı

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı tarafından her ay düzenli olarak tertip edilen “Tarih ve Kültür Konferansları’nın” 2025-2026 döneminin ilk programı Kırım Haber Ajansının (QHA) hazırladığı “70 Yaşında Bir Çınar: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği” belgeselinin tanıtımı ve gösterimi üzerine oldu. 4 Ekim 2025 tarihinde Dr. Ahmet İhasn Kırımlı Sosyal Tesisi’ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde düzenlenen programa; Belgeselin yönetmenliğini üstlenen QHA Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar ve belgeselin senaristliğini üstlenen QHA Muhabiri Yağmur Filiz Kaşgarlı oldu. Saat 14.00 itibarıyla başlayan konferans yoğun ilgi gördü. Kırım Haber Ajansı (QHA) tarafından hazırlanan "70 Yaşında Bir Çınar: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği" belgeseli Kırım Vakfının her ay düzenli olarak tertip ettiği Tarih ve Kültür Konferansları'nın yeni sezonunda tanıtıldı. pic.twitter.com/msOdTmlcZE — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) October 4, 2025 Programın açılış konuşmasını Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay ve Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin gerçekleştirdi. Kalkay, Tarih ve Kültür Konferansları’nın bu sezon 3. kez gerçekleştirildiğini belirterek konuşmasına başladı. BİR SONRAKİ PROGRAMDA DERNEĞİN 70. YILINA ÖZEL OLARAK HAZIRLANAN KİTABIN TANITIMI YAPILACAK 2021 yılından bu yana Kırım Derneği üzerine çalışmalar yaparak arşiv topladıklarını kaydeden Kalkay, QHA ile kurulan bağlantı ile ortaya yaklaşık bir saatlik bir belgeselin ortaya çıktığını söyledi. Kalkay, bir sonraki toplantıda ise Kırım Derneğinin 70. yılına özel olarak arşivi toplayarak hazırladıkları kitabın tanıtımının yapılacağını dile getirdi. Kırım Derneği üzerine arşivleri kaydederken tarihî bir tesadüfe rastladıklarını belirten Kalkay, “Kırım Derneğinin, 1991’deki İkinci Kırım Tatar Kurultayı olan 26 Haziran’da kurulduğunu fark ettik. 26 Haziran aynı zaman Kırım Tatar Bayrak Günü.” diyerek tarihin tesadüfî bir şekilde anlamlı olduğunu vurguladı. KIRIM DERNEĞİ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin ise 70. yılında derneğin faaliyetlerinin bu sene daha da artacağını, birçok etkinliğe hazırlık yaptıklarını kaydetti. Türkiye’de 70. yılını dolduran dernek sayısının parmakla gösterecek kadar az olduğuna işaret eden Şahin, “Bu, gurur duyduğumuz bir şey. 1979’dan bu yana bu dernekte aktif olarak bulunuyorum. Her türlü görevi yaptım.” diyerek o dönem bu imkânların olmadığını ancak diasporada idealist insanların olduğunu vurguladı. Dr. Ahmet İhsan Kırımlı’nın göreve gelmesi için teklifte bulunduklarını ve kendisinin kabul etmesiyle derneğin büyümeye ve güçlenmeye başladığını ifade eden Şahin, “Ahmet Amcamız olmasaydı kamu yararına bir dernek olamazdık.” dedi. "BUNDAN SONRA DAHA BÜYÜK ADIMLAR ATACAĞIZ" Kırım Derneğinin fikrî altyapısına değinen Şahin, sürgün yerleri olan Urallar ve Özbekistan’daki Kırım Tatar diasporasıyla birebir iletişime geçen yapının Kırım Derneği olduğunu ve bu sayede 1980’lerin başında dergileri takip ettiklerini kaydetti. Şahin, “Kırım millî marşını, Tarak Tamgalı Gök Bayrağı öğrettik insanlarımıza. Bugün artık Kırım millî marşı okunduğunda insanlar ayağa kalkıyor. Bir günde olan meseleler değil. Biz bu şekilde buralara geldik. Bundan sonra da daha büyük adımlar atarak, çok daha güçlü olacağız.” cümlelerini sarf etti. "KIRIM DERNEĞİ BENİM İÇİN SICAK BİR YUVA OLDU" “70 Yaşında Bir Çınar: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği” belgeselinin yönetmenliğini üstlenen, QHA Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar konuşmasına kendisinin diasporanın bir parçası olduğunu belirterek başladı. Eğitim için Kırım’dan Türkiye’ye geldiği dönemde Kırım Derneği ile ilk kez 16 yaşında tanıştığını belirten Kasar, “TÖMER eğitimi için gittiğim Bursa’da o zaman başkanlığını Adnan Süyen’in yaptığı Bursa’daki Kırım Derneği benim için bir ev, sıcak bir yuva olmuştu.” dedi. Daha sonra Ankara Üniversitesindeki eğitimi için başkente geldiğinde Genel Merkezin de aynı şekilde kendisine yuva olduğunu vurgulayan Kasar, belgeselin kendisi için bir vefa borcu olduğunun altını çizdi. "MİLLETİNE HİZMET ETMEK İSTİYORSAN BİLDİĞİN EN İYİ İŞİ YAPMALISIN" Dernek çalışmalarının gönüllülük esasına dayalı yapıldığına dikkat çeken Kasar, “Burada yapılan çalışmalar, gönüllülük esasıyla kalplerinde Kırım sevdası taşıyan insanlarla yapıldı. Millî davamıza gönül veren insanların yürüttükleri bu faaliyetler bu yüzden çok kıymetli.” ifadelerini kullandı. Kasar, “Milletine hizmet etmek istiyorsan bildiğin en iyi işi yapmalısın” sözünden yola çıkarak belgesel hazırlama fikrini Kalkay’a ilettiğini aktardı. 70 yıllık geçmişi olan derneği bir saate sığdırmanın oldukça güç olduğuna işaret eden Kasar, bir gazeteci olarak bu çalışmaları gelecek nesillere belgesel hazırlayarak anlatabileceğini düşündüğünü kaydetti. KIRIM TATAR DİASPORASINI KENDİ GÖZÜNDEN ANLATTI Öte yandan belgeselin senaristliğini üstlenen QHA Muhabiri Yağmur Filiz Kaşgarlı ise sözlerine diaspora kavramının önemini vurgulayarak başladı. Kendisinin diasporanın bir parçası olmadığını ancak diasporanın içinde bulunan bir dış göz olduğunu dile getiren Kaşgarlı, tanıdığı ilk diasporanın Kırım Tatar diasporası olduğunu belirtti. Kaşgarlı, “O tanışmamla Kırım Tatar diasporasının 'birliğin' adı, vücut bulmuş hali olduğunu fark ettim.” dedi. Belgeseli hazırlamanın diasporayı tanımanın en iyi fırsat olduğunu vurgulayan Kaşgarlı, Kalkay ile birlikte derneğin arşivini çalıştıklarını kaydetti. Kaşgarlı bu süreçte en heyecanlı kısmın röportajlar olduğunu belirterek, “Çünkü Tuncer Bey’in anlattığı hikâyelerin başrolleriyle konuşacaktım, benim için puzzle parçaları o zaman tamamlanmıştı.” dedi. KAŞGARLI İMKÂNSIZLIK İÇİNDE İMKÂN YARATMADAN ETKİLENDİĞİNİ SÖYLEDİ Belgeselin hazırlık aşamasında etkilendiği şeylerden birinin, “İmkânsızlık içinde imkân yaratmanın” olduğunu ifade eden Kaşgarlı, 1980’de meydana gelen darbenin dernek faaliyetlerinin yürütülmesine engel olmadığına şaşırdığını da sözlerine ekledi. Kaşgarlı, “Tam da Kırım Tatar diasporasından beklediğimiz şey buydu. Darbe nedeniyle Türkiye genelinde derneklerin faaliyetleri durdurulsa bile Kırım Tatarları Tepreş Şenlikleri’nde bir araya gelmiş, kültürlerini nasıl yaşatacaklarını düşünmüş, bir şekilde faaliyetlerini burada sürdürmüş.” şeklinde konuştu. Sürgüne uğramış bir halk olan Kırım Tatarlarının kültürlerini koruyabilmiş olmasının son derece kıymetli olduğunun altını çizen Kaşgarlı, müziğin ve dansın yalnızca kulağa ve göze hitap eden naif bir görsel ya da işitsel araç olmadığına, her birinin altında farklı hikâyeler bulunduğuna dikkat çekti. Kaşgarlı, “Bugün saygıyla ayağa kalkıp millî marşın okunması veya Kırım Tatar yırlarının dilden dile dolaşması, o günlerde verilen çabanın en büyük örneğidir.” dedi. "KIRIM TATAR DİASPORASININ ÇOCUKLARININ GÖZLERİNİ KIRIM'A AÇMASINI TEMENNİ EDİYORUM" Röportaj esnasında sorduğu “Kırım Derneği ile nasıl tanıştınız?” sorusuna verilen “Gözümü açtığımda” şeklindeki yanıtın kendisini çok etkilediğini belirten Kaşgarlı, “Bu hem gerçek hem de mecazî bir anlam taşıyordu. Dünya üzerindeki Kırım Tatar diasporasının çocuklarının ve torunlarının gözlerini vatan Kırım’a açmasını temenni ediyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı. Sunumun ardından “70 Yaşında Bir Çınar: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği” belgeselinin kısa versiyonu katılımcılara gösterildi. Belgesel katılımcılar tarafından beğeni topladı. KIRIM TATAR KÜLTÜRÜ ZOR KOŞULLARDA GELECEK NESİLLERE AKTARILDI Konferansın sunuculuğunu yapan Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin belgesel dair izlenimlerini ve duygularını katılımcılarla paylaştı. Şahin, “Bu arşivler, kitaplar ve belgeseller işte bu yüzden çok önemli. İzlerken çok farklı yerlere gittim.” diyerek Tepreş Şenlikleri’nde Kırım Tatar yırlarını elindeki daktilo ile tek tek çoğaltıp kültürlerini gelecek nesillere taşımayı zor koşullarda hedeflediklerini anımsattı. 45 yıl önce halk oyunları çalışmalarıyla Kırım Derneğinde aktif olarak görev aldığını belirten Şahin okul koridorlarında çalıştıklarına dikkat çekerek, “O günlerden bu günlere geldik. Kocaman binalarımız oldu. Bugünkü yerimizi sağlayan herkese teşekkür ederiz, rahmete gidenlerin yeri cennet olsun. Hepimiz dernekle büyüdük.” ifadelerini kullandı. "ASLINDA KIRIM TATARLARININ TEŞKİLATLANMASI BİR GENÇLİK HAREKETİ" Program kapsamında Esma Kasar’ın talebi üzerine gençlik yıllarından bu yana derneğe gönül verenlerden biri olan Kırım Derneği Genel Başkan Vekili Av. Namık Kemal Bayar, derneğin kronolojik tarihini kendi gözünden anlattı. Derneğin içinde doğduğunu ancak dernek ile resmî olarak 1993 yılında tanıştığını aktaran Bayar, “Aslında Kırım Tatarlarının teşkilatlanması bir gençlik hareketiydi. Numan Çelenbicihan, Cafer Seydahmet’te de bunu görebiliyoruz. 18-20’li yaşlarda millî hareketin kurucuları olarak yola çıkmışlar. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nda da bunu görebiliyoruz.” cümlelerini sarf etti. Bayar, bundan sonraki neslin de bu hareketi ve mücadeleyi devam ettireceğini temenni etti. Derneğin kendisi için önemli birkaç noktası olduğunu vurgulayarak, bunlardan birini “birlik” olarak nitelendiren Bayar, “Kırım Derneği; 25 şubesi, 5'i Türkiye’de 5'i yurt dışında temsilciliği bulunan yaklaşık 35 teşkilata sahip bir birlik.” diyerek Kırım Tatar Teşkilatları Platformu ve Dünya Kırım Tatar Kongresinin (DQTK) kuruluşundan da söz etti. "BİZ BU BİRLİĞİ SAĞLIYORUZ" Bayar, “2009 yılında kurulan DQTK’ye 11 ülkeden teşkilat katılmıştı. 2015 yılında 16 ülkeden 183 Kırım Tatar sivil toplum kuruluşunun (STK) 400 delegesini burada topladık. Bunu, Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) gözetimi, denetimi ve ortaklığıyla bugün çatısı altında bulunduğumuz Kırım Derneği Genel Merkezi yaptı. Bu sene 10. kez düzenlediğimiz Yaşlık Kurultayı'na 13 ülkeden 85 gencimiz katılım sağladı. Dolayısıyla biz bu birliği sağlıyoruz.” şeklinde konuştu. Ayrıca Bayar, 1992 yılından Kırım’ın işgali olan 2014 yılına kadar resmî verilere göre bin 598 Kırım Tatar gencinin Türkiye’ye gelerek eğitim almasını sağlamanın önünü açtıklarını dile getirerek, “Bana göre bu derneğin Kırım Tatar halkının geleceği için yaptığı en gurur duyduğum, en önemli katkılarından birisi budur.” dedi. KASAR'IN OKUDUĞU "KIRIM CENNET DEĞİL DOSTLAR" ŞİİRİ BÜYÜK BEĞENİ TOPLADI Bayar’a ithafen Türkiye’de eğitim alan öğrencilerden biri olduğunu hatırlatan Kasar, vatan Kırım’a dönerek kendi vatanına hizmet etmeyi amaçladığını kaydetti. Kasar, “İşgal buna mani oldu maalesef vatanımı terk etmek mecburiyetinde kaldım. Hiçbir bahanenin arkasına sığınmadan, halkımızın yaşaması için, yeryüzünden silinmemesi için hepimiz elimizden geleninin fazlasının yapmalıyız. Bunu da görebiliyorum.” dedi. Kasar sözlerini, Kırım Tatar şair Şakir Selim’in “Kırım Cennet Değil Dostlar” şiiriyle sonlandırdı. Programı büyük bir beğeniyle takip eden katılımcılar, şiiri Kırım Tatarca okuyan Kasar’ı uzunca alkışladı. Katılımcılar gözyaşlarına hakim olamadı. PLAKET TAKDİM EDİLDİ Programın sonunda Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay ve Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin; QHA Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar, QHA Muhabiri Yağmur Filiz Kaşgarlı ve belgeselin çekimleri ile kurgu montajını üstlenen, QHA Video Editörü İrem Kaya’ya plaket takdim etti.

Kırım Vakfı Tarih ve Kültür Konferansları QHA ile başlıyor Haber

Kırım Vakfı Tarih ve Kültür Konferansları QHA ile başlıyor

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfının düzenli olarak her ayın ilk cumartesi günü düzenlediği Tarih ve Kültür Konferansları'nın yeni dönemi başlıyor. 2025-2026 dönemi için açılışını yapacak olan Tarih ve Kültür Konferansları'nın ilk programı Kırım Haber Ajansının (QHA) hazırladığı "70 Yaşında Bir Çınar: Kırım Derneği" belgeseli hakkında olacak. QHA Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar'ın, belgeselin hazırlığı ile ilgili olarak yapacağı sunumun ardından belgesel filmi katılımcılara gösterilecek. Program 4 Ekim 2025 tarihinde Kırım Derneği Dr. Ahmet İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi'ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'nde tertip edilecek. 70 YAŞINDA BİR ÇINAR: KIRIM DERNEĞİ Kırım Haber Ajansı (QHA) tarafından hazırlanan "70 yaşında bir çınar: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği" belgeseli 1 Eylül 2025 tarihinde ajansın tüm sosyal medya hesaplarında yayınlandı. Kaynak Metin ve Genel Danışmanlığı Tuncer Kalkay'ın, Yönetmenliğini Esma Kasar'ın, Senaryosunu Yağmur Filiz Kaşgarlı'nın, Kamera ve Kurguyu İrem Kaya ile Elif Başak Boyacı'nın, Sanat Yönetmenliğini ise Nazım Erkan Uğurluol'un üstlendiği belgesel filmi ilgi topladı. Vatanlarından koparılmalarına rağmen kimliklerini, kültürlerini ve millî davalarını unutmayan Kırım Tatarlarının sesi olan Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, köklü tarihini ve 70 yılı aşan mücadelesini konu alan bir belgeselle izleyiciyle buluşuyor. 1950’li yıllarda İstanbul ve Ankara’da kurulan dernekler, Kırım Tatar diasporasının ortak çatısı haline geldi. İlk başkanlarından Niyazi Kırım’dan, efsanevi lider Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türkiye ziyaretlerine; 12 Eylül sonrası yeniden canlanma sürecinden, 1990’larda Kırım’a dönüş ve yardımlara kadar birçok kritik dönemeç belgeselde yer alıyor. Belgesel; Kırım gecelerinden Tepreş şenliklerine, millî kıyafetlerle sahne alan halk oyunlarından “Bin Konut Projesi”ne, 2014 işgali sonrası düzenlenen büyük mitinglerden 2022'de Rusya'nın Ukrayna'nın tamamına karşı başlattığı topyekûn saldırıları karşısında verilen mücadeleye kadar geniş bir perspektif sunuyor. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin “bir çınar” gibi kök salışını anlatan yapım, sadece bir kurumun tarihini değil, aynı zamanda Kırım Tatar halkının hafızasını, acılarını ve umutlarını da gözler önüne seriyor. Belgeselin tamamına ulaşmak için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:

Rus mitlerini çürüten "Kırım’ın Gerçek Tarihi" belgeseli Türkçe yayında Haber

Rus mitlerini çürüten "Kırım’ın Gerçek Tarihi" belgeseli Türkçe yayında

Kırım Tatar gazeteci Alim Galimov tarafından hazırlanan “Kırım’ın Gerçek Tarihi” adlı belgesel filminin Türkçe dublaj versiyonu hazırlandı. Kıyiv Taras Şevçenko Milli Üniversitesi tarafından konuya ilişkin olarak yapılan açıklamada, “1+1 TV kanalının talebi üzerine Kıyiv Taras Şevçenko Milli Üniversitesi Filoloji Fakültesi akademisyenleri ve öğrencileri, Akim Galimov'un Kırım hakkındaki 'Kırım’ın Gerçek Tarihi' belgeselini Türk izleyiciler için tercüme edip seslendirdi.” ifadelerine yer verildi. Belgeselin seslendirme dilini değiştirmek için ayarlara girerek “ses parçası” seçeneğinin Türkçe olarak seçilmesi gerekiyor. “KIRIM’IN GERÇEK TARİHİ” BELGESELİ Ukrayna’da tarihi gerçeklere dair Rus propagandasının yüzyıllar boyunca yürüttüğü yalanlara karşı koymak için birçok proje hayata geçiriliyor. Kırım Tatar gazeteci Alim Galimov tarafından hazırlanan “Kırım’ın Gerçek Tarihi” adlı belgesel filmi de bu projeler arasında yer alıyor. Kırım Tatar gazeteci Alim Galimov tarafından hazırlanan “Gerçek Tarih” belgesel serisi; “Kırım’ın Gerçek Tarihi”, “Donbas’ın Gerçek Tarihi” ve “Odesa’nın Gerçek Tarihi” isimli üç belgeselden oluşuyor ve Rusya’nın tarihi çarpıtarak, tahrif etme uygulamalarını ele alıyor. BELGESELDE GERAY HANEDANI MENSUPLARI DA YER ALIYOR  Akim Galimov "Gerçek Tarih" serisini oluşturan üç belgeseli hazırlarken ekibiyle birlikte, Türkiye, Birleşik Krallık, İsveç ve Fransa'daki arşivleri ziyaret ederek, özellikle Ukrayna ve Kırım'ın tarihini uzun yıllardır inceleyen ünlü uzmanlarla özel röportajlar kaydetti. Ayrıca belgeseli hazırlayan ekip, Kırım hanlarının soyundan gelen Geray hanedanı mensuplarının, İstanbul Çatalca'daki Subaşı ve Tekirdağ'ın Saray kasabalarındaki kabirlerini ziyaret ederek çekimler yaptı. Ukrayna ekibine, III. Selim Geray Han’ın soyundan gelen Levent Giray ve Geray sülalesinden diğer isimler eşlik ederek aile hakkında bilgiler verdi. "Dezenformasyona Karşı Kapsamlı Bilgilendirme ve Eğitim Kampanyası" çerçevesinde Avrupa Birliği'nin desteğiyle hazırlanan “Kırım’ın Gerçek Tarihi” adlı belgesel Akim Galimov’un  “Realna İstoriya” YouTube kanalında Haziran 2024’te tarihinde yayımlandı.

Rus mitlerini çürüten "Kırım’ın Gerçek Tarihi" belgeselinin galası yapıldı Haber

Rus mitlerini çürüten "Kırım’ın Gerçek Tarihi" belgeselinin galası yapıldı

Ukrayna’da tarihi gerçeklere dair Rus propagandasının yüzyıllar boyunca yürüttüğü yalanlara karşı koymak için birçok proje hayata geçiriliyor. Bu çalışmalar çerçevesinde hazırlanan “Kırım’ın Gerçek Tarihi” adlı belgesel filminin ön gösterimi dün başkent Kıyiv’de gerçekleştirildi. Kırım Tatar gazeteci Alim Galimov tarafından hazırlanan “Gerçek Tarih” belgesel serisi; “Kırım’ın Gerçek Tarihi”, “Donbas’ın Gerçek Tarihi” ve “Odesa’nın Gerçek Tarihi” isimli üç belgeselden oluşuyor ve Rusya’nın tarihi çarpıtarak, tahrif etme uygulamalarını ele alıyor. BELGESEL UKRAYNA'NIN GERÇEK TARİHİNİ ORTAYA KOYUYOR “Gerçek Tarih” belgesel serisinde dünya çapındaki arşivlerde bulunan özgün eserlerin, fotoğrafların, belgelerin ve eski haritaların orijinalleri gösteriliyor. Bu materyaller Rusya'nın hak iddia ederek işgal ettiği ve işgal etmeyi planladığı Ukrayna bölgelerinin gerçek tarihini ortaya koyarak işgalci ülkenin tarihi entrikalarını açığa çıkarıyor. Belgesel ayrıca, Rusların yüzyıllardır tarihi sahtekârlıklar yaptığını, 2014’te Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş için bir bilgi köprüsü hazırladığını kanıtlıyor. “Kırım’ın Gerçek Tarihi” adlı belgeselin galasına, Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva başta olmak üzere çok sayıda yetkili, gazeteciler ve misafirler katıldı. "KIRIM, 1944'TE BÜTÜN BİR HALKIN SÜRGÜN EDİLDİĞİ BÖLGEDİR" Gösterim öncesinde konuşan Tamila Taşeva, Rusya’nın mitlerini baltalayan bu filmin seyircilerle buluşmasını uzun zamandır beklediğini belirterek, “Kırım’ın Rusya'nın 'askerî ihtişamının' bölgesi olmadığını, Sevastopol'un Rus denizcilerin şehri olmadığın anlatmamız gerekiyor. Kırım'ın Karaylar, Kırımçaklar ve Kırım Tatarları olmak üzere üç yerli halkın oluştuğu bir bölge olduğunu anlatmalıyız. Kırım, 1944'te bütün bir halkın sürgün edildiği bölgedir. Kırım'ın gerçek tarihinim bu açılardan anlatılması gerekiyor.” diyerek belgeselin Ukrayna dışında da gösterilmesi gerektiğini belirtti. BELGESELDE GERAY HANEDANI MENSUPLARI DA YER ALIYOR  Akim Galimov "Gerçek Tarih" serisini oluşturan üç belgeseli hazırlarken ekibiyle birlikte, Türkiye, Birleşik Krallık, İsveç ve Fransa'daki arşivleri ziyaret ederek, özellikle Ukrayna ve Kırım'ın tarihini uzun yıllardır inceleyen ünlü uzmanlarla özel röportajlar kaydetti. Ayrıca belgeseli hazırlayan ekip, Kırım hanlarının soyundan gelen Geray hanedanı mensuplarının, İstanbul Çatalca'daki Subaşı ve Tekirdağ'ın Saray kasabalarındaki kabirlerini ziyaret ederek çekimler yaptı. Ukrayna ekibine, III. Selim Geray Han’ın soyundan gelen Levent Giray ve Geray sülalesinden diğer isimler eşlik ederek aile hakkında bilgiler verdi. "Dezenformasyona Karşı Kapsamlı Bilgilendirme ve Eğitim Kampanyası" çerçevesinde Avrupa Birliği'nin desteğiyle hazırlanan “Kırım’ın Gerçek Tarihi” adlı belgesel Akim Galimov’un  “Realna İstoriya” YouTube kanalında 3 Haziran 2024 tarihinde yayımlanacak.

İşgal sırasında mağdur olan Kırım Tatar aileleri anlatan "Sessiz Sürgün" belgeseli New York Festivalleri’nde ödül kazandı Haber

İşgal sırasında mağdur olan Kırım Tatar aileleri anlatan "Sessiz Sürgün" belgeseli New York Festivalleri’nde ödül kazandı

İşgalci Rusya'nın baskıları yüzünden anavatanlarını terk etmek zorunda kalan Kırım Tatar ailelerin yaşadığı zulmü anlatan, Türkiye çekimleri Kırım Haber Ajansı ekibi tarafından yapılan "Sessiz Sürgün" belgeseli 2024 New York Festivalleri Televizyon ve Film Ödülleri'nin (New York Festivals TV & Film Awards) “İnsan Hakları” dalında Altın Ödül kazandı. 2024 New York Festivalleri Televizyon ve Film Ödülleri, 16 Nisan akşamı düzenlenen çevrim içi gala sırasında açıklandı. 1957'de kurulan New York Festivalleri Televizyon ve Film Ödüllerine bu yıl 14 kategoride 5 kıtadan yüzlerce başvuru yapıldı. Belgesel ve kurgu dışı dalında ödüle aday gösterilenler arasında Al Jazeera, Yeti Television, Big Ten Network, Fox Sports Network, Voice of America, NHK, GMA Network, Wild Pacific Media ve diğer medya gruplardan ekipler de yerini aldı.  İşgal altındaki Kırım'da Rus güvenlik güçleri tarafından zulme uğrayan, işgalin ardından Kırım’ı terk etmeye zorlanan ve Rusya’nın 24 Şubat 2024’te Ukrayna'ya karşı başlattığı büyük çaplı saldırısının ardından Rus ordusu saflarında savaşmamak için vatanlarını terk etmek zorunda kalanların hikayelerin ele alındığı "Sessiz Sürgün" belgeseli  “İnsan Hakları” dalında birincilik kazandı. SESSİZ SÜRGÜN "Sessiz Sürgün" belgeseli, Rusya’nın Kırım Tatarlarını nasıl yine evsiz bıraktığını, Kırım’ın yerli halkı Kırım Tatarlarının neden toplu olarak vatanlarını terk etmek zorunda kaldığını anlatıyor. Belgeselde hayat hikayelerini anlatan kahramanlar, Rus işgali altındaki Kırım'dan nasıl ayrıldıklarını, neler yaşadıklarını, neden vatanlarında kalma fırsatı bulamadıklarını, şimdi nerede ve nasıl yaşadıklarını ve Kırım'a dönme hayalleri hakkında konuştular.

Ankara'da "Ortak Gelecek: Türkiye-Özbekistan Belgesel Filmi" galası yapıldı Haber

Ankara'da "Ortak Gelecek: Türkiye-Özbekistan Belgesel Filmi" galası yapıldı

Özbekistan'ın tarihi, kültürel değerleri, zenginlikleri, Türkiye ile tarih boyunca ilişkilerinin seyri ve iki ülkenin ortak geleceğinin önemini konu alan, Yerli Düşünce Derneği tarafından yapımcılığı üstlenilen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından desteklenen "Ortak Gelecek: Türkiye-Özbekistan Belgesel Filmi" için 8 Mart 2024 tarihinde tanıtım galası programı düzenlendi. Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Özer, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Özbekistan'ın Ankara Büyükelçisi Alişer Azamhocayev ve çok sayıda davetli katıldı. "ÖZBEKİSTAN TÜRKİYE İLİŞKİLERİN DAHA İYİ SEVİYEYE GELECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUM" Program, şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve ardından Özbekistan ve Türkiye millî marşlarının okunmasıyla başladı. Programıın açılış konuşmasını gerçekleştiren Yerli Düşünce Derneği Başkanı, 26. ve 27. dönem Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu, pandemi nedeniyle çalışmara ara verdiklerini ancak bu programla birlikte yeniden çalışmalara başladıklarını kaydetti. Özbekistan ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 4 Mart 1992 tarihinde gerçekleştiğini anımsatan Gündoğdu, etkinlik için mart ayının özellikle tercih edildiğini belirtti. Gündoğdu, "Ben bu diplomatik ilişkilerin daha iyi seviyeye geleceğini ümit ediyorum. Bu seviyeyi ve ilişkileri yükseltebilmek için, kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi yükseltebilmek için hep birlikte; hem Türkiye hem Özbek kardeşlerimizle, bu işi üzerimize düşen neyse yaparak güçlendirmeye devam edeceğiz." dedi. "ATA VE ANAVATAN DEYİNCE ŞÜPHESİZ AKLA GELEN İKİ ÜLKE ÖZBEKİSTAN VE TÜRKİYE" Filmin yönetmenliğini gerçekleştiren Umut Mete Soydan ise, konuşmasına "Ata ve anavatan deyince şüphesiz akla gelen iki ülke Özbekistan ve Türkiye." diyerek başladı. Belgeselin içeriğinden bahseden Soydan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Biz de 'Ortak Gelecek: Özbekistan-Türkiye Belgesel Filmi' ile Özbekistan'ın sahip olduğu kültürel zenginlikleri, Semerkant, Buhara, Taşkent gibi birbirinden kıymetli ve masalsı görüntülere sahip bu şehirlerin sahip olduğu güzellikleri anlatmak, ortak tarihimizi, Türk tarihine ve Türk kimliğine ait eserleri anlatmak ve iki ülkenin ortak geleceğine dair bir perspektif sunmak için 42 dakikalık bir dairesel film hazırladık." "ÖZBEKİSTAN TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ DAHA ÜST SEVİYEYE YÜKSELTECEĞİZ" Galaya katılan Özbekistan'ın Ankara Büyükelçisi Alişer Azamhocayev, açılışta yaptığı konuşmasında, "Bu hafta Özbek-Türk diplomatik münasebetlerinin 32. yılını kutladık. Bugün takdim edilecek film, işte bu ilişkilerimizi aksettiriyor. Özellikle son yıllarda yakaladığımız kapsamlı stratejik ortalık dönemini anlatıyor." ifadelerini kullandı. Özbekistan ile Türkiye ilişkilerinin daha fazla gelişmesi adına hâlâ birçok imkan bulunduğunu söyleyen Azamhocayev, "Bu imkanları elbette kazandıracağız. Geçen aralık ayı içerisinde Karma Ekonomik Komisyonu toplantımız gerçekleşti. Son 3 ay içerisinde onlarca üst düzey ziyaret gerçekleşti. Aynı zamanda bu yıl yapılacak stratejik konseyimizin 3. toplantısı için çok yoğun çalışıyoruz. Böylece münasebetlerimizi daha üst seviyeye yükselteceğiz." şeklinde konuştu.  Büyükelçi Azamhocayev, konuşmasını "Yaşasın Özbekistan ve Türkiye ebedi dostluğu" diyerek sonlandırdı. "TÜRKİYE VE ÖZBEKİSTAN'IN ORTAK MİRASI ÇOK BÜYÜK ZENGİNLİKLERİ BAHŞEDİYOR" Açılışta konuşma gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak başladığı konuşmasında, "İnşallah, Türkiye ve Özbekistan'daki kadınların çok değerli katkılarını, çok değerli emeklerini ve Türkiye-Özbekistan ilişkilerine kadın elinin değdiğinin hissedileceği günleri önümüzdeki dönemde yakından müşahede edeceğiz." dedi. Bakan Yardımcısı Kıran konuşmasını, "Türkiye ve Özbekistan'ın birbiriyle paylaştığı ortak miras çok büyük zenginlikleri bize bahşediyor. Bu zenginliklerin başında da elbette zengin Türkistan medeniyetinin ve ülkemizin sahip olduğu eşsiz mirasın, kadın medeniyeti üzerinden şekillendiği hepimizin malumu. Zira bundan bir asır evvel Türkiye istiklal mücadelesini yürütürken de Anadolu'da Türk insanının, Türk milletinin güç aldığı en büyük unsurlardan biri de binlerce kilometre ötede Özbekistan'daki kardeşlerimizin duaları ve destekleri olmuştur." şeklinde sürdürdü. Her iki ülke Cumhurbaşkanının da ortaya koyduğu 10 milyar dolarlık ticaret hedefinin asla ulaşılamaz bir hedef olmadığını belirten Kıran, "Hele ki, sahip olduğumuz tarihsel, bilimsel, kültürel miras, her ülkenin sahip olabileceği nitelikte bir zenginlik değildir. Binlerce kilometre ötede de olsa Mâverâünnehir'in merkezinde bizim manevi haritamızı oluşturan nice eserleri bünyesinde barındıran Özbekistan, bizim her anıldığında yüreğimizi titreten bir ülke olmuştur. O yüzden Özbekistan bağımsızlığını ilan ettiğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bu bağımsızlığı ilk tanıyan ülke olması, yine Taşkent'te Büyükelçilik açan ilk ülke olması ve bugün Semerkant'ta da ilk Başkonsolosluk açan ülke olması asla tesadüfi değildir." ifadelerini kullandı. "GÜZEL TÜRKİSTAN ŞAHLANIP AYAĞA KALKACAK" Gala gecesinin açılışında konuşan bir diğer isim Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ise, "Tarihi bir hakikattir ki, Özbekistan güzel Türkistan'ın dürdanesi, bizim atayurdumuzdur. Özbekler de uzaklarda ayrı beşiklerde de büyüsek özbeöz kardeşlerimizdir. Tarihimiz bir, kültürümüz bir, dilimiz bir, dinimiz bir, kanımız bir, canımız bir olan Özbekistan ile Türkiye'nin her alandaki ilişkileri, birbirlerine 'kardeşim' diye hitap eden iki devlet başkanının yüksek katkıları ile Allah'a hamdolsun bugün en üst seviyede artarak ilerlemektir." dedi. Özbekistan'ın "Geleceği büyük devlet" mottosuna dikkat çeken Topçu, "Özbekistan'da yapılan reformlarda Allah'ın izniyle o hedefe ulaşacaklar." değerlendirmesinde bulundu. Topçu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Cumhurbaşkanımız geçen sene üç defa atayurdu ziyaret etti. Ben ne kadar ettim, unuttum. Ve her gittiğinizde, Özbekistan'ın sokaklarında dolaştığınız zaman, biraz daha mesafe katettiğini görüyorsunuz ve bununla iftihar ediyorsunuz." Topçu, artık toplumların birbirine kavuşmasında sinema, radyo ve dijital medyanın çok etkili olduğunu belirterek, “bu araçların günümüzde etkin olduğu artık bir kesin. Yerli Düşünce buradan hareketle, değerli yönetmenimizle birlikte ve İletişim Başkanlığımızın destekleriyle bu güzel belgeseli hazırladılar. İnşallah bu diğer belgesellere de örnek olur” ifadelerini kullandı. Topçu konuşmasını şu cümlelerle noktaladı: "Biz yedi tane devlet, bir tane milletiz. Bu yedi devlet bir millet şu anda Türk Yüzyılını başlattı. Kim ne yaparsa yapsın, Türk Yüzyılı başladı. Bu yüzyıl, insanlığı yeniden bizim adaletimizle, merhametimizle, samimiyetimizle, hoşgörümüzle buluşturacak. Bu buluşmadan sonra bütün ceditçi büyük atalarımızın ruhları şad olacak. Ve tabii ki, bunun yanında şehit atamız Çolban'ın Güzel Türkistan'ı şahlanıp ayağa kalkacak inşallah." "TÜRKİYE GÜÇLENİRSE, YEDİ DEVLET ÇOK DAHA GÜÇLÜ ŞEKİLDE SESİNİ DÜNYAYA DUYURACAKTIR" TBMM Milli Eğitim, Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Özer ise, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak başladığı konuşmasında, "Tabii, bir günde kadınların önemini idrak edebilmek mümkün değil. Tüm günler kadınlarımız içindir. Şeyh Edebali'nin bir sözü var. Der ki, 'insanı yaşat ki, devlet yaşasın'. Ben de mütevazı olarak ona küçük bir katkı yapıyorum; kadını yaşat ki, insan yaşasın. Kadınlarımız ne kadar güçlü olursa toplumumuz o kadar dürüst olur, güçlü olur, dirayetli olur, aile o kadar güçlü olur." şeklinde konuştu. Yapılmış olan belgeselin iki ülke arasındaki ilişkilerin anlatılması için büyük bir önem taşıdığını kaydeden Özer, “Eğer toplumlar arasında eğitimde, kültürde, sanatta özellikle gençler ve kadınlar üzerinden iş birliğini arttırabilirsek o ilişkiler çok daha kalıcı olur” dedi. Özer ayrıca, "Bir millet yedi devlete doğru gelmek, bu ilişkileri perçinlemek öyle kolay süreçler değil. Türkiye ne kadar güçlenirse; Türkiye ne kadar eğitimde, ulaşımda, savunma sanayinde, sadece bölgesinde değil, dünyada bir aktör olarak güçlü olarak ortaya çıkarsa, işte o bir millet yedi devlet, çok daha güçlü bir şekilde gür sesini tüm dünyaya duyuracaktır" ifadelerini kullandı. Program, açılış konuşmaları sonrasında belgesel gösterimi ve akabinde plaket takdimiyle son buldu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.