SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Arabat Faciası: Sürgün sırasında unutulan Kırım Tatarlarının trajik hikayesi

18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı sırasında Arabat Dili’nde unutulan Kırım Tatarları, bir gemiye bindirilerek Azak Denizi’nde batırıldı.

Haber Giriş Tarihi: 17.06.2023 14:45
Haber Güncellenme Tarihi: 17.06.2023 20:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Arabat Faciası: Sürgün sırasında unutulan Kırım Tatarlarının trajik hikayesi

Kırım Tatar halkı, 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Stalin’in emriyle öz vatanlarından koparıldı. 

Sovyetler Birliği’nin gizli polis komiserliği (NKVD) görevlileri, sabah saat 5 sularında Kırım Tatarlarının evlerine tek tek baskın düzenledi.  Kırım Tatarları, şafak vaktinde evlerinden kovulurken yanlarına ancak Kur'an-ı Kerim, bir bohça ve bir parça kuru ekmek alabildi. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi.

ARABAT'TA UNUTULAN KIRIM TATARLARI

18 Mayıs’tan sonra Kırım adeta ıssızlaştı ve sadece yerleşim yerlerinin adları, yarımadanın yerli halkı Kırım Tatarlarını hatırlatıyordu. Ancak, Arabat Dili bölgesinde hayat eskisi gibi devam ediyordu. Arabat’ın zaten 2. Dünya Savaşı sonucu ıssızlaştığını düşündükleri için NKVD görevlileri orada yaşayan Kırım Tatarlarını unutmuştu.

Sovyet yetkilileri, 19 Temmuz 1944'te "sürgün başarısının" şerefine düzenledikleri büyük bir "kutlama töreni" düzenlemişlerdi. Bu tören esnasında, operasyonda görev alanlara çeşitli madalya ve nişanlar verilmişti.

Tören devam ederken Kırım Tatarlarını, Kırım’dan sürgün etme operasyonundan görevli olan SSCB Devlet Güvenlik Halk Komiseri Yardımcısı Bogdan Kobulov'a henüz tüm Kırım Tatarlarının sürgün edilmediği bildirildi.

Böyle bir olayın yaşanmasından ve bunun sürgün operasyonunun tamamlanması şerefine tertip edilen bir kutlamada duyulmasından oldukça rahatsız olan Kobulov, iki saat içinde Arabat’ta tek bir Kırım Tatarının kalmaması yönünde emir verdi.

KIRIM TATARLARI GEMİYE BİNDİRİLİP DENİZDE BATIRILDI

Kırım Tatarlarını taşıyan yük vagonlarının çoktan yola çıkmış olması, bu köy halkının onlara yetiştirilmesini imkansız kılmıştı. Bunun üzerine, Arabat'taki bütün Kırım Tatarları eski bir gemiye bindirilerek mahzene kapatıldı. Daha sonra Sovyet görevlileri denizin en derin yerine getirdikleri geminin tüm ambar kapaklarını açarak, içindeki insanlarla birlikte gemiyi batırdı.

Hala, bu korkunç faciada tam olarak kaç kişinin hayatını kaybettiği bilinmiyor.

Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü sırasında Arabat Dili’nde unutulan Kırım Tatarlarının hikayesini Kırım Haber Ajansına anlattı. 

Kırım Tatarlarının Azak Denizi’nde batırılarak katledildiğini ve bu olayın kapsamlı şekilde araştırılması gerektiğini belirten Karatay, “İnşallah, tüm bunlar daha kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarılır. Tam olarak bu faciada neler yaşandı, kaç insanımız öldürüldü tespit edilir… İnşallah, Kırım özgürlüğüne kavuştuktan, Rusya’daki Putin rejimi ortadan kaldırıldıktan ve oraya demokratik bir rejim geldikten sonra eski Sovyet arşivleri tamamen açılarak sürgün faciasının gerçek boyutunu anlamamıza vesile olur" dedi.

18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI

Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.

Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. 

Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.

Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı.

2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.