Prof. Dr. Özçelik, Lahey Zirvesi'ni değerlendirdi: Ukrayna gündemden düşse bile stratejik avantaj kazanıyor
Prof. Dr. Özçelik, Lahey Zirvesi'ni değerlendirdi: Ukrayna gündemden düşse bile stratejik avantaj kazanıyor
Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik, 2025 NATO Lahey Zirvesi'ni QHA'ya değerlendirdi.
Haber Giriş Tarihi: 25.06.2025 17:13
Haber Güncellenme Tarihi: 25.06.2025 17:48
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
2025 NATO Lahey Zirvesi, NATO’nun otuz iki üyesi, ortak ülkeler ve Avrupa Birliği’nin (AB) ve Ukrayna’nın katılımı ile Hollanda'nın Lahey kentinde tamamlandı. Zirve, Ukrayna-Rusya Savaşı ve Orta Doğu gündemiyle ilgili yoğun temaslarla gerçekleşti.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik; Lahey Zirvesi’nin gündemini Ukrayna-Rusya Savaşı bağlamında Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. Prof. Dr. Özçelik, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın son dönemde küresel ilgi odağından uzaklaştığını ancak bu durumun Ukrayna açısından bazı stratejik avantajlar sunduğunu da ifade etti.
NATO ZİRVESİ’NDE NEDEN UKRAYNA YETERİ KADAR YER ALMADI?
Özçelik Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlangıcından bu yana dünya kamuoyunun odağında yer alan Ukrayna’nın özellikle Gazze’deki gelişmeler ve ardından İsrail-İran-Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hattındaki çatışmalar nedeniyle geri planda kaldığını belirterek, “İsrail ve İran arasında her ne kadar Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan farklı olarak bir kara savaşı olmasa da bir hava savaşı var, onun dışında siber savaş var.Bu da Ukrayna-Rusya Savaşı’nı gündemden düşürmüş durumda.” dedi.
YÜZDE 5’LİK ARTIŞ ZİRVE’NİN GÜNDEMİNDEYDİ
Öte yandan Özçelik, üye ülkelerin savunma harcamalarını gayrisafi millî hasılalarının (GSYH) yüzde 5’ine artırma konusunun zirve gündeminde etkin bir şekilde yer aldığını kaydetti ve “ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığından beri üye ülkelerin savunma harcamalarını yüzde 5’e çekmelerini istiyor. Bu yüzde 5'in yüzde 3,5'ü temelde sert silahların alınmasıyla ilgili. Yüzde 1,5'ü de diğer askerî hareketlilik ve siber güvenlik için isteniyor. Trump şu an bunu elde etmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
UKRAYNA AÇISINDAN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI VAR
Ukrayna’nın görünürde gündem dışına itilmesinin jeopolitik olarak bazı avantajlar yarattığını söyleyen Özçelik, İran’ın kendi savunma öncelikleri nedeniyle Rusya’ya Şahid tipli silahlı insansız hava araçları (SİHA) tedarikinde zorlanacağını ve bu durumun da Rusya’nın savaş kapasitesini sınırlayacağını belirtti.
Buna karşın ABD’nin İsrail’e verdiği yoğun destek nedeniyle Ukrayna’ya olan katkıda azalma yaşandığını belirten Özçelik, bu durumun Ukrayna için bir dezavantaj olduğunu belirtti. Buna rağmen Avrupa ülkelerinin Ukrayna konusundaki duruşlarının değişmediğine vurgu yapan Özçelik, “Başta Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya olmak üzere birçok ülkenin Ukrayna konusunda desteklerinin sürdüğünü görüyorum. Özellikle hükûmet kurulduktan sonra Almanya’nın Ukrayna konusunda lokomotif bir rol oynadığını görüyoruz. Ben bu desteğin devam edeceğini düşünüyorum.” cümlelerini sarf etti.
ORTA DOĞU GÜNDEMİ PUTİN’İ BASKILIYOR
Ayrıca Özçelik haziran ayının Adolf Hitler’in Barbarossa Harekâtı gibi tarihsel olarak büyük askerî operasyonların başladığı bir dönem olduğuna işaret etti ve Orta Doğu gündeminin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in planladığı saldırıları ötelediğini ifade etti. Bu bağlamda Özçelik, “Uluslararası ölçekte yaşanan coğrafi ve konjonktürel gerilimler; evet, Ukrayna-Rusya savaşını gündemden düşürdü ancak bu durum, Rusya'nın ve onunla benzer hedefler etrafında bir araya gelen müttefiklerinin etkisini de sınırlamış oldu. Çünkü herkes şu anda kendi arka bahçesindeki kendi yakın ulusal tehditleriyle boğuşmak durumunda kaldı.” dedi.
ORTA DOĞU, RUSYA VE PETROL
Özçelik ayrıca, Çin’in ve İran’ın kendi bölgesel tehditleriyle boğuştuğunu, bu durumun da Rusya'nın destek bulmasını zorlaştırdığını söyledi ve şu ifadeleri kullandı:
Savaşın ilk dönemlerinde petrol fiyatlarının yükselmesi Rusya’ya ekonomik açıdan geçici bir avantaj sağladı. Rusya, en büyük gelirini petrol ve doğalgaz ihracatından elde ediyor. Ancak kriz ortamının yatışmasıyla birlikte petrol fiyatları yeniden düşüşe geçti ve Moskova bu avantajı kaybetti. Çin açısından da benzer bir durum söz konusu. Çin, İran ve Rusya’dan ambargolar nedeniyle daha ucuza petrol satın alıyordu. Ancak petrol fiyatlarının artması hâlinde Çin ekonomisi de ciddi zarar görebilirdi. Bu açıdan bakıldığında, Ukrayna’nın NATO Zirvesi’nde gündemden düşmüş olsa da bu bir anlamda bir avantaj gibi görünüyor.
“TRUMP KENDİ İDEOLOJİSİNDEN ŞAŞTI”
Özçelik aynı zamanda, ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna-Rusya Savaşı’nda barışı savunması bağlamında Orta Doğu’da daha önce kaçınma sözü verdiği bir savaşa İran üzerinden dâhil olmasını da değerlendirdi.
Trump’ın Make America Great Again (MAGA) doktrini doğrultusunda Orta Doğu’daki sonsuz savaşlardan uzak durma vaadinde bulduğunu anımsatan Özçelik, Trump’ın İran’ı vurmasının hem iç politikası hem de kendi destekçileri açısından bir hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
Özçelik Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun baskısıyla bu sözünden döndüğünü ifade etti ve “Netanyahu sıkıştığı için hem iç politikada hem de dış politikada böyle bir savaş yaparak aslında İran'a saldırarak kendini kurtarmış oldu. Burada da Trump aslında bir anlamda tuzağa düşmüş oldu. Netanyahu aslında onu bir tuzağa çekerek hem onu hem de ABD’yi ilk kez bir savaşa soktu.” dedi.
TRUMP İRAN’I ABD’DEN KALKAN UÇAKLARLA VURDU
Bununla birlikte ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarının çok önemli anlamları olduğunu vurgulayan Özçelik, hava saldırılarında geleneksel üslerin (Türkiye, Kıbrıs adası veya Hint Okyanusu) kullanılmamasına dikkat çekti. Bu bağlamda Özçelik, ABD’nin hava saldırılarını uluslararası destek olmadan gerçekleştirdiğini belirtti ve Körfez Savaşı’nı örnek verdi.
ABD, RUSYA TUTUMU YÜZÜNDEN YALNIZLAŞIYOR MU?
Aynı zamanda Birleşik Krallık’ın Hint Okyanusu'ndaki stratejik Diego Garcia Üssü’nün bu operasyon için kullanılmasına izin vermediğini belirten Özçelik, “Bazı çevreler bu üssün bir tür yem (decoy) olarak kullanıldığını iddia etse de ben buna katılmıyorum. Muhtemelen Birleşik Krallık, ABD’nin Ukrayna-Rusya Savaşı’ndaki tutumundan rahatsız olduğu için bu adımı attı.” değerlendirmesini yaptı.
“TRUMP’IN PUTİN’E TAVRI DEĞİŞEBİLİR”
Bununla beraber Özçelik bu durumun, Ukrayna açısından da önemli bir işaret olduğunu açıklayan Özçelik, şu cümleleri sarf etti:
Ukrayna açısından bakıldığında, Trump'ın İran'a yönelik askerî müdahalesi, gerektiğinde benzer bir şekilde başka krizlerde de güç kullanabileceğini ortaya koyuyor. Bu durum, Trump’ın şu anda Ukrayna’ya doğrudan destek vermese de şartlar değiştiğinde iç ve dış politikadaki önceki söylemlerinden tamamen farklı adımlar atabileceğini gösteriyor. Başka bir ifadeyle, İran’a karşı sert bir müdahalede bulunabilen Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda da benzer bir dönüş yaparak beklenmedik şekilde sert tutum alabilir. Bu da Ukrayna açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Trump'ın dış ve iç politikada, çıkarları doğrultusunda bunu yapabildiğini gösteriyor.
“BU DURUMA POZİTİF AÇIDAN BAKABİLİRİZ”
Son olarak Özçelik, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy’ın İsrail Başbakanı Netanyahu gibi ABD Başkanı Trump’ı kendi lehine bir müdahaleye yönlendirebileceğini söyledi. Özçelik, “Bu durumu Ukrayna-Rusya açısından pozitif okumak gerektiğini söyleyebiliriz. İran'a müdahale eden Trump, Ukrayna-Rusya'ya da müdahale etmese bile daha sert tedbirler uygulayabilir. Daha çok Ukrayna yanlısı bir politika izleyebilir.” dedi.
Trump’ın şu anki söylem ve politikalarında Rusya’ya yakın bir tutum sergilediğini ifade eden Özçelik, bunun her an değişebileceğine dikkat çekti ve “İran’a karşı yaptığı müdahalede olduğu gibi, şartlar oluştuğunda Trump’ın tutumu bir anda değişebilir. Nitekim daha önce Netanyahu ile yakın ilişkisi olmasına rağmen, İsrail-İran gerilimi sırasında kamuoyu önünde İsrail yönetimini sert ifadelerle eleştirdi. Trump aynı şeyi Putin’e de yapabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Özçelik, Lahey Zirvesi'ni değerlendirdi: Ukrayna gündemden düşse bile stratejik avantaj kazanıyor
Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik, 2025 NATO Lahey Zirvesi'ni QHA'ya değerlendirdi.
2025 NATO Lahey Zirvesi, NATO’nun otuz iki üyesi, ortak ülkeler ve Avrupa Birliği’nin (AB) ve Ukrayna’nın katılımı ile Hollanda'nın Lahey kentinde tamamlandı. Zirve, Ukrayna-Rusya Savaşı ve Orta Doğu gündemiyle ilgili yoğun temaslarla gerçekleşti.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik; Lahey Zirvesi’nin gündemini Ukrayna-Rusya Savaşı bağlamında Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. Prof. Dr. Özçelik, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın son dönemde küresel ilgi odağından uzaklaştığını ancak bu durumun Ukrayna açısından bazı stratejik avantajlar sunduğunu da ifade etti.
NATO ZİRVESİ’NDE NEDEN UKRAYNA YETERİ KADAR YER ALMADI?
Özçelik Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlangıcından bu yana dünya kamuoyunun odağında yer alan Ukrayna’nın özellikle Gazze’deki gelişmeler ve ardından İsrail-İran-Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hattındaki çatışmalar nedeniyle geri planda kaldığını belirterek, “İsrail ve İran arasında her ne kadar Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan farklı olarak bir kara savaşı olmasa da bir hava savaşı var, onun dışında siber savaş var. Bu da Ukrayna-Rusya Savaşı’nı gündemden düşürmüş durumda.” dedi.
YÜZDE 5’LİK ARTIŞ ZİRVE’NİN GÜNDEMİNDEYDİ
Öte yandan Özçelik, üye ülkelerin savunma harcamalarını gayrisafi millî hasılalarının (GSYH) yüzde 5’ine artırma konusunun zirve gündeminde etkin bir şekilde yer aldığını kaydetti ve “ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığından beri üye ülkelerin savunma harcamalarını yüzde 5’e çekmelerini istiyor. Bu yüzde 5'in yüzde 3,5'ü temelde sert silahların alınmasıyla ilgili. Yüzde 1,5'ü de diğer askerî hareketlilik ve siber güvenlik için isteniyor. Trump şu an bunu elde etmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
UKRAYNA AÇISINDAN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI VAR
Ukrayna’nın görünürde gündem dışına itilmesinin jeopolitik olarak bazı avantajlar yarattığını söyleyen Özçelik, İran’ın kendi savunma öncelikleri nedeniyle Rusya’ya Şahid tipli silahlı insansız hava araçları (SİHA) tedarikinde zorlanacağını ve bu durumun da Rusya’nın savaş kapasitesini sınırlayacağını belirtti.
Buna karşın ABD’nin İsrail’e verdiği yoğun destek nedeniyle Ukrayna’ya olan katkıda azalma yaşandığını belirten Özçelik, bu durumun Ukrayna için bir dezavantaj olduğunu belirtti. Buna rağmen Avrupa ülkelerinin Ukrayna konusundaki duruşlarının değişmediğine vurgu yapan Özçelik, “Başta Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya olmak üzere birçok ülkenin Ukrayna konusunda desteklerinin sürdüğünü görüyorum. Özellikle hükûmet kurulduktan sonra Almanya’nın Ukrayna konusunda lokomotif bir rol oynadığını görüyoruz. Ben bu desteğin devam edeceğini düşünüyorum.” cümlelerini sarf etti.
ORTA DOĞU GÜNDEMİ PUTİN’İ BASKILIYOR
Ayrıca Özçelik haziran ayının Adolf Hitler’in Barbarossa Harekâtı gibi tarihsel olarak büyük askerî operasyonların başladığı bir dönem olduğuna işaret etti ve Orta Doğu gündeminin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in planladığı saldırıları ötelediğini ifade etti. Bu bağlamda Özçelik, “Uluslararası ölçekte yaşanan coğrafi ve konjonktürel gerilimler; evet, Ukrayna-Rusya savaşını gündemden düşürdü ancak bu durum, Rusya'nın ve onunla benzer hedefler etrafında bir araya gelen müttefiklerinin etkisini de sınırlamış oldu. Çünkü herkes şu anda kendi arka bahçesindeki kendi yakın ulusal tehditleriyle boğuşmak durumunda kaldı.” dedi.
ORTA DOĞU, RUSYA VE PETROL
Özçelik ayrıca, Çin’in ve İran’ın kendi bölgesel tehditleriyle boğuştuğunu, bu durumun da Rusya'nın destek bulmasını zorlaştırdığını söyledi ve şu ifadeleri kullandı:
“TRUMP KENDİ İDEOLOJİSİNDEN ŞAŞTI”
Özçelik aynı zamanda, ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna-Rusya Savaşı’nda barışı savunması bağlamında Orta Doğu’da daha önce kaçınma sözü verdiği bir savaşa İran üzerinden dâhil olmasını da değerlendirdi.
Trump’ın Make America Great Again (MAGA) doktrini doğrultusunda Orta Doğu’daki sonsuz savaşlardan uzak durma vaadinde bulduğunu anımsatan Özçelik, Trump’ın İran’ı vurmasının hem iç politikası hem de kendi destekçileri açısından bir hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
Özçelik Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun baskısıyla bu sözünden döndüğünü ifade etti ve “Netanyahu sıkıştığı için hem iç politikada hem de dış politikada böyle bir savaş yaparak aslında İran'a saldırarak kendini kurtarmış oldu. Burada da Trump aslında bir anlamda tuzağa düşmüş oldu. Netanyahu aslında onu bir tuzağa çekerek hem onu hem de ABD’yi ilk kez bir savaşa soktu.” dedi.
TRUMP İRAN’I ABD’DEN KALKAN UÇAKLARLA VURDU
Bununla birlikte ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarının çok önemli anlamları olduğunu vurgulayan Özçelik, hava saldırılarında geleneksel üslerin (Türkiye, Kıbrıs adası veya Hint Okyanusu) kullanılmamasına dikkat çekti. Bu bağlamda Özçelik, ABD’nin hava saldırılarını uluslararası destek olmadan gerçekleştirdiğini belirtti ve Körfez Savaşı’nı örnek verdi.
ABD, RUSYA TUTUMU YÜZÜNDEN YALNIZLAŞIYOR MU?
Aynı zamanda Birleşik Krallık’ın Hint Okyanusu'ndaki stratejik Diego Garcia Üssü’nün bu operasyon için kullanılmasına izin vermediğini belirten Özçelik, “Bazı çevreler bu üssün bir tür yem (decoy) olarak kullanıldığını iddia etse de ben buna katılmıyorum. Muhtemelen Birleşik Krallık, ABD’nin Ukrayna-Rusya Savaşı’ndaki tutumundan rahatsız olduğu için bu adımı attı.” değerlendirmesini yaptı.
“TRUMP’IN PUTİN’E TAVRI DEĞİŞEBİLİR”
Bununla beraber Özçelik bu durumun, Ukrayna açısından da önemli bir işaret olduğunu açıklayan Özçelik, şu cümleleri sarf etti:
“BU DURUMA POZİTİF AÇIDAN BAKABİLİRİZ”
Son olarak Özçelik, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy’ın İsrail Başbakanı Netanyahu gibi ABD Başkanı Trump’ı kendi lehine bir müdahaleye yönlendirebileceğini söyledi. Özçelik, “Bu durumu Ukrayna-Rusya açısından pozitif okumak gerektiğini söyleyebiliriz. İran'a müdahale eden Trump, Ukrayna-Rusya'ya da müdahale etmese bile daha sert tedbirler uygulayabilir. Daha çok Ukrayna yanlısı bir politika izleyebilir.” dedi.
Trump’ın şu anki söylem ve politikalarında Rusya’ya yakın bir tutum sergilediğini ifade eden Özçelik, bunun her an değişebileceğine dikkat çekti ve “İran’a karşı yaptığı müdahalede olduğu gibi, şartlar oluştuğunda Trump’ın tutumu bir anda değişebilir. Nitekim daha önce Netanyahu ile yakın ilişkisi olmasına rağmen, İsrail-İran gerilimi sırasında kamuoyu önünde İsrail yönetimini sert ifadelerle eleştirdi. Trump aynı şeyi Putin’e de yapabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Son Haberler