Tatar’dan Annan Planı'nın 21. yılında çağrı: Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar kaldırılsın
Tatar’dan Annan Planı'nın 21. yılında çağrı: Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar kaldırılsın
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı çerçevesinde yapılan referandumun 21. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, başta BM ve AB olmak üzere uluslararası topluma Kıbrıs Türk halkına yönelik izolasyonların kaldırılması çağrısında bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 25.04.2025 11:19
Haber Güncellenme Tarihi: 25.04.2025 11:42
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı Referandumu'nun 21. yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Tatar, başta Birleşik Milletler (BM) olmak üzere Avrupa Birliği’nin (AB) bütün ilgili kurumlarını ve güneydeki muhataplarını, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zalim ve haksız izolasyonların ve engellemelerin kaldırılmasına çağırdı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorunun bunca yıldır çözülememesinin temelinde, “Rum kesiminin Kıbrıslı Türkleri yok sayan, sözde küçük bir azınlık olarak gören tutum ve davranışları ile Kıbrıs Türk halkının iradesini ve egemen eşitlik hakkını sürekli ve ısrarlı biçimde reddetmesinin yattığını” söyledi.
Tatar Kıbrıs’ta, neredeyse yüz yıla yaklaşan sorunun çözümü için BM tarafından ortaya konulan Annan Planı’nın referanduma sunulmasının üzerinden 21 yıl geçtiğine işaret etti ve 24 Nisan 2004’te, Kıbrıslı Türklerin, kalıcı bir çözüm umuduyla bu plana büyük çoğunlukla “evet” derken, Rum tarafının yüzde 75’i aşan bir oyla reddettiğini hatırlattı.
Tatar, AB'nin o dönemde verilen tüm sözlere ve yapılan açıklamalara rağmen, kurucu anlaşmalara aykırı olarak sadece adanın Rum kesimini AB üyesi yapmasında herhangi bir sakınca görmediğini belirtti.
Açıklamanın devamında Tatar şu ifadeleri kullandı:
“Kıbrıs Türk halkı BM’nin ve AB’nin desteklediği plana ‘Evet’ dediği için hiçbir şey elde edememiş, Rumlar ise büyük bir çoğunlukla ‘Hayır’ dediği için adeta ödüllendirilmiş ve halkımızın kurucu anlaşmadan kaynaklanan hakları dahi yok sayılmaya devam etmiştir.
Halkımızın haklarının gasp edilmesini güçlendiren AB üyeliği, bir yandan Rum kesiminin, Kıbrıs Adası'nın tamamını temsil ediyormuşçasına davranmasını kolaylaştırırken, öte yandan da KKTC’nin ve halkımızın her alanda ve her platformda karşılaştığı zalimce ve haksızca sistematik izolasyon politikalarına hizmet etmekten başka bir şeye yaramamıştır.
Sorunun bunca yıldır çözülememesinin temelinde; Rum kesiminin Kıbrıslı Türkleri yok sayan, bizleri sözde küçük bir azınlık olarak gören tutum ve davranışları ile halkımızın iradesini ve egemen eşitlik hakkımızı sürekli ve ısrarlı biçimde reddetmesi yatmaktadır.
AB’nin 500 milyonluk nüfusu içinde okyanusta bir damla olan ve buna rağmen egemen eşitlik temelli bir üyeliğin bütün imkânlarından yararlanan Rum kesimi, konu Kıbrıs Türk halkına ve KKTC’ye geldiğinde maksimalist ve izolasyonist politikalar dışında yapıcı ve iş birliğine açık bir tutum sergilememiştir.”
“KAN DÖKÜLMEMESİNİN SEBEBİ İKİ DEVLET OLMASI”
Ayrıca Tatar, adada 1974’ten bu yana kan dökülmemesinin, toplumlararası çatışmalar yaşanmamasının nedeninin “Mevcut iki devletli, coğrafi sınırları belirli bir sistemin fiilen yürürlükte olması” olduğunu söyledi.
Tatar, Kıbrıs Türk halkının yüz yılı aşan millî özgürlük mücadelesinin son aşaması olan KKTC devletini, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile daha da güçlendireceklerinden kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini vurguladı.
“TUTUKLAMA VE ENGELLEMELER BARIŞ SÖYLEMLERİ İLE ÇELİŞİYOR”
Tatar, başta BM olmak üzere AB’nin bütün ilgili kurumlarına ve güneydeki muhataplarına, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zalim ve haksız izolasyonların ve engellemelerin kaldırılması için çağrı yaparak şunları kaydetti:
Emlak sektörüne uygulanan haksız tutuklama ve engellemeler sözde barış söylemleri ile çelişmektedir. Dünyanın gerek emlak sektöründe gerekse diğer sektörlerde, Rum kesiminin Kıbrıs Türklerine karşı yaptığı haksız uygulamaları görmesi, anlaması ve bu haksız uygulamalara karşı harekete geçmesi Kıbrıs Türk halkının beklentisidir. Bu haksız tutumlara çanak tutan AB’nin de Kıbrıs Türk halkını görmezden gelmeye devam etmemesi ve kendi iç hukuku, insan hakları, özgürlükler gibi söylemleri ile çelişen uygulamalarından vazgeçmesi gerekmektedir. Kıbrıs Türk halkının millî kimliğini, iradesini, tarihsel hak ve kazanımlarıyla devletimizi, dünyanın her yerinde ve her şart altında savunmaya devam edeceğiz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tatar’dan Annan Planı'nın 21. yılında çağrı: Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar kaldırılsın
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı çerçevesinde yapılan referandumun 21. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, başta BM ve AB olmak üzere uluslararası topluma Kıbrıs Türk halkına yönelik izolasyonların kaldırılması çağrısında bulundu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı Referandumu'nun 21. yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Tatar, başta Birleşik Milletler (BM) olmak üzere Avrupa Birliği’nin (AB) bütün ilgili kurumlarını ve güneydeki muhataplarını, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zalim ve haksız izolasyonların ve engellemelerin kaldırılmasına çağırdı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorunun bunca yıldır çözülememesinin temelinde, “Rum kesiminin Kıbrıslı Türkleri yok sayan, sözde küçük bir azınlık olarak gören tutum ve davranışları ile Kıbrıs Türk halkının iradesini ve egemen eşitlik hakkını sürekli ve ısrarlı biçimde reddetmesinin yattığını” söyledi.
“RUM KESİMİ ÖDÜLLENDİRİLİRKEN KIBRIS TÜRKLERİ CEZALANDIRILDI”
Tatar Kıbrıs’ta, neredeyse yüz yıla yaklaşan sorunun çözümü için BM tarafından ortaya konulan Annan Planı’nın referanduma sunulmasının üzerinden 21 yıl geçtiğine işaret etti ve 24 Nisan 2004’te, Kıbrıslı Türklerin, kalıcı bir çözüm umuduyla bu plana büyük çoğunlukla “evet” derken, Rum tarafının yüzde 75’i aşan bir oyla reddettiğini hatırlattı.
Tatar, AB'nin o dönemde verilen tüm sözlere ve yapılan açıklamalara rağmen, kurucu anlaşmalara aykırı olarak sadece adanın Rum kesimini AB üyesi yapmasında herhangi bir sakınca görmediğini belirtti.
Açıklamanın devamında Tatar şu ifadeleri kullandı:
“Kıbrıs Türk halkı BM’nin ve AB’nin desteklediği plana ‘Evet’ dediği için hiçbir şey elde edememiş, Rumlar ise büyük bir çoğunlukla ‘Hayır’ dediği için adeta ödüllendirilmiş ve halkımızın kurucu anlaşmadan kaynaklanan hakları dahi yok sayılmaya devam etmiştir.
Halkımızın haklarının gasp edilmesini güçlendiren AB üyeliği, bir yandan Rum kesiminin, Kıbrıs Adası'nın tamamını temsil ediyormuşçasına davranmasını kolaylaştırırken, öte yandan da KKTC’nin ve halkımızın her alanda ve her platformda karşılaştığı zalimce ve haksızca sistematik izolasyon politikalarına hizmet etmekten başka bir şeye yaramamıştır.
Sorunun bunca yıldır çözülememesinin temelinde; Rum kesiminin Kıbrıslı Türkleri yok sayan, bizleri sözde küçük bir azınlık olarak gören tutum ve davranışları ile halkımızın iradesini ve egemen eşitlik hakkımızı sürekli ve ısrarlı biçimde reddetmesi yatmaktadır.
AB’nin 500 milyonluk nüfusu içinde okyanusta bir damla olan ve buna rağmen egemen eşitlik temelli bir üyeliğin bütün imkânlarından yararlanan Rum kesimi, konu Kıbrıs Türk halkına ve KKTC’ye geldiğinde maksimalist ve izolasyonist politikalar dışında yapıcı ve iş birliğine açık bir tutum sergilememiştir.”
“KAN DÖKÜLMEMESİNİN SEBEBİ İKİ DEVLET OLMASI”
Ayrıca Tatar, adada 1974’ten bu yana kan dökülmemesinin, toplumlararası çatışmalar yaşanmamasının nedeninin “Mevcut iki devletli, coğrafi sınırları belirli bir sistemin fiilen yürürlükte olması” olduğunu söyledi.
Tatar, Kıbrıs Türk halkının yüz yılı aşan millî özgürlük mücadelesinin son aşaması olan KKTC devletini, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile daha da güçlendireceklerinden kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini vurguladı.
“TUTUKLAMA VE ENGELLEMELER BARIŞ SÖYLEMLERİ İLE ÇELİŞİYOR”
Tatar, başta BM olmak üzere AB’nin bütün ilgili kurumlarına ve güneydeki muhataplarına, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zalim ve haksız izolasyonların ve engellemelerin kaldırılması için çağrı yaparak şunları kaydetti:
Son Haberler