SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Leniye Umerova: Tek suçum Kırım Tatarı olmamdı

Ukrayna ile Rusya arasında yapılan esir takasıyla serbest kalan Kırım Tatarı Leniye Umerova, Dünya Kadınlar Günü’nde Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada sadece Rus pasaportu almayı reddettiği için zulme uğradığını anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 12.03.2025 20:21
Haber Güncellenme Tarihi: 12.03.2025 20:21
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Leniye Umerova: Tek suçum Kırım Tatarı olmamdı

Ukrayna ile Rusya arasında yapılan esir takasıyla serbest kalan Kırım Tatarı Leniye Umerova, 11 Mart 2025 tarihinde Avrupa Parlamentosunda konuşma yaptı. Umerova, ağır hasta olan babasını ziyaret etmek için Kırım'a ulaşmaya çalışırken Rus güvenlik güçleri tarafından kaçırıldığını hatırlatarak, “Tek suçum Kırım Tatarı olmamdı. Ukrayna vatandaşıyım, Kırım'da doğdum ve Rus pasaportunu almayı reddettim. Rusya için bu, beni düşman olarak etiketlemek ve beni parmaklıklar ardına atmak için yeterli.” ifadelerini kullandı.

Leniye Umerova’nın Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmanın tam metni şu şekilde:

Yaklaşık iki yıl Rus esaretinde geçirdim. 2022 yılının Aralık ayında, sınırı geçerken Rus güvenlik güçleri tarafından kaçırıldım. Ağır hasta olan babamı ziyaret etmek için Kırım'a ulaşmaya çalışıyordum.

Tek suçum Kırım Tatarı olmamdı. Ukrayna vatandaşıyım, Kırım'da doğdum ve Rus pasaportu almayı reddettim. 

Rusya için bu durum sizi düşman ilan edip hapse atmaya yeter.

Bu süre zarfında çok fazla kötülük ve adaletsizlikle karşılaştım: kaçırılma, fiziksel ve psikolojik şiddet, sorgulamalar, tecrit. Neredeyse tüm süre boyunca tek kişilik hücrede tutuldum.

Ama biliyorsunuz ben Kırım Tatarıyım. Ve bu ailemin tarihindeki ilk zulüm değil.

1944 yılında büyükannem henüz on yaşındayken Sovyet rejimi tarafından gerçekleştirilen sürgünün kurbanı oldu. Ailesi, erkekler savaşta olduğu için çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yüz binlerce Kırım Tatarı gibi, 'hain' ilan edildi. Toplanmaları için onlara 20 dakika süre verildi. Sığır vagonlarına doldurulup Özbekistan'a gönderildiler.

Anneannemin iki küçük kardeşi, üç yaşındaki Kadir-İlyas ve altı yaşındaki Nazım açlıktan öldüler.

Bu sadece benim ailemin trajedisi değil. Bu her Kırım Tatar ailesinin acısıdır.

1944 Kırım Tatar Sürgünü bir dizi ülke tarafından soykırım olarak kabul edildi. Çünkü tarihin gerçek haliyle anılması gerekiyor. Ama tarih tekerrür ediyor. Rusya bizi yine yok etmeye çalışıyor. Yine kimliğimizi siliyor, sınırları yeniden yazıyor, hayatları mahvediyor.

Rusya işgal altındaki topraklarda yaşayan sıradan sivilleri bile zulümle cezalandırıyor. Onlar kaçırılıyorlar, zorla sınır dışı ediliyorlar ve köle işçiliğine zorlanıyorlar. Herhangi bir itaatsizlik, hatta sessiz kalmak bile suç olarak değerlendiriliyor. Bunların cezası ise hapistir.

Şahsen tanıdığım birkaç kadının hikayesini paylaşmak istiyorum:

Herson bölgesinden Oksana. Gözaltı merkezine atılmadan önce altı ay boyunca kafasına geçirilmiş bir torba ile bir yerden başka bir yere dolaştırıldı. Bir gün onu bir çukurun başına götürdüler ve ‘Seni diri diri gömeceğiz, kimse nerede olduğunu bilmeyecek’ dediler.

Zaporijjya bölgesinden Yana. İşkence gördü, çenesi kırıldı, dişleri söküldü ve sonrasında tıbbi bakım alması tamamen engellendi.

Kırım’dan Galına Dovgopola. 70 yaşında emekli. Rus güvenlik güçleri tarafından dövüldü, işkence gördü, parmaklarını kırmaya çalıştılar.

İrına Danılovıç, Kırımlı bir gazetecidir. İşkenceden sağ kurtuldu. Bugün tıbbi bakım alamıyor. Bir kulağında işitme kaybı var, mikro felç geçirdi, vücudunun yarısı felç durumda. İrına sürekli baş ve kalp ağrıları çekiyor.

Bunlar sadece birkaç hikaye. Bunlardan binlercesi var. Şu anda Rusya'daki hapishanelerde yaklaşık 14 bin Ukraynalı sivil bulunuyor.

Rusya'da bir hapishanede sürekli şunu duyuyordum: Ukrayna'nızda çok az şey kaldı.

Ama ben buradayım. Ve Ukrayna mücadeleye devam ediyor. Zor duruma rağmen.

Özgürlük için, onur için, her bir insanın hayatı için mücadele ediyoruz.

Bize karşı olan sadece Rusya değil. Belarus, İran, Çin ve Kuzey Kore de ona yardım ediyor. Otoriter rejimler demokrasiye karşı birleştiler.

Bu, toprak uğruna verilen bir savaştan çok daha fazlası. Bu, aydınlık ile karanlık, özgürlük ile kölelik, demokrasi ile tiranlık arasındaki savaş.

Ukraynalılar savaşmaya devam ediyor. Ve zafere kadar savaşacağız. Ama bir düşünün, ya Ukrayna kaybederse? Sırada kim olacak? 

Teşekkür ederim.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.