Sürgünde unutulan Kırım Tatarları 80 yıl önce Azak Denizi'nde batırıldı!
Sürgünde unutulan Kırım Tatarları 80 yıl önce Azak Denizi'nde batırıldı!
18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı esnasında Arabat Dili bölgesinde unutulan Kırım Tatarları 80 yıl önce eski bir Sovyet gemisine bindirilerek Azak Denizi'nde batırıldı. Tarihin acı sayfasına kaydedilen Arabat Faciası'nın tarihi ise net bir şekilde bilinmiyor.
Haber Giriş Tarihi: 17.06.2024 08:24
Haber Güncellenme Tarihi: 17.06.2024 17:45
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Sovyetler Birliği'nin eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944 yılında vatan topraklarından sürülen Kırım Tatarlarının acısı hafızlaradaki yerini koruyor. Bugün vatanlarından zorla koparılan Kırım Tatarlarının yaşamlarını sürdürdüğü yarımadadaki Arabat Dili bölgesinde unutulan Kırım Tatarlarının acı faciaya kurban gidişinin 80. yıl dönümü. Stalin'e haber verilmeksizin 17 Haziran olduğu tahmin edilen o kara günde Arabat'ta unutulan Kırım Tatarları Azak Denizi'nde batırılmıştı.
???? 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı esnasında Arabat Dili bölgesinde unutulan Kırım Tatarları 80 yıl önce eski bir Sovyet gemisine bindirilerek Azak Denizi'nde batırıldı pic.twitter.com/B7mg2jSR9O
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) June 17, 2024
ARABAT FACİASI
Kırım Tatar halkının milletler hapishanesi Sovyetler Birliği lideri Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürgün edildiği 1944 yılı, bir faciaya daha kapı aralamıştı. Vatanlarından zorla koparılan Kırım Tatarları 18 Mayıs sabahı, hayvan vagonlarına bindirilmiş Türkistan, Sibirya ve Urallara sürülen 420 bin kişilik nüfusun neredeyse yarısı sürgün yolunda hayatını kaybetmişti. Gelecek yıllarda soykırım olarak anılacak bu felaketi kutlayan Sovyetler Birliği'nin Gizli Polis Komiserliği (NKVD) yetkililerinden biri, düzenledikleri kutlama esnasında SSCB Devlet Güvenlik Halk Komiser Yardımcısı Bogdan Kobulov'a verdiği haberle bir felakete sebebiyet verecekti.
Öz vatanı Kırım'daki Arabat Dili bölgesinde yaşamlarını sürdüren Kırım Tatarları unutulmuştu. Stalin'e dahi haber verilmeden bir hışımla eski bir Sovyet gemisine bildirilerek Arabat bölgesinden koparılan Kırım Tatarları, Azak Denizi'nde batırıldı. Katliam, facia, felaket hatta soykırım, yıllar sonra bir Sovyet yetkilisinin Sibirya'daki gazetede yayımladığı anılarında ortaya çıktı. Hala söz konusu katliamın ne zaman gerçekleştirildiği ise soru işareti.
Ancak bilinen o ki katliam dolu tarihiyle övünen SSCB rejiminin kan kokulu zevkleri ile Kırım Tatarlarının bugün yarımadada Putin rejimi altındaki baskısı neredeyse aynı. Bundandır ki Kırım Tatarlarının acısı unutulmamalıdır. Arabat Katliamı'nda hayatını kaybeden bütün Kırım Tatarlarına Allah'tan rahmet diliyor, geride kalan Kırım Tatarlarının öz vatanına dönmelerini temenni ediyoruz.
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) June 17, 2023
18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI
Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.
Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.
Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.
Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.
2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sürgünde unutulan Kırım Tatarları 80 yıl önce Azak Denizi'nde batırıldı!
18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı esnasında Arabat Dili bölgesinde unutulan Kırım Tatarları 80 yıl önce eski bir Sovyet gemisine bindirilerek Azak Denizi'nde batırıldı. Tarihin acı sayfasına kaydedilen Arabat Faciası'nın tarihi ise net bir şekilde bilinmiyor.
Sovyetler Birliği'nin eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944 yılında vatan topraklarından sürülen Kırım Tatarlarının acısı hafızlaradaki yerini koruyor. Bugün vatanlarından zorla koparılan Kırım Tatarlarının yaşamlarını sürdürdüğü yarımadadaki Arabat Dili bölgesinde unutulan Kırım Tatarlarının acı faciaya kurban gidişinin 80. yıl dönümü. Stalin'e haber verilmeksizin 17 Haziran olduğu tahmin edilen o kara günde Arabat'ta unutulan Kırım Tatarları Azak Denizi'nde batırılmıştı.
ARABAT FACİASI
Kırım Tatar halkının milletler hapishanesi Sovyetler Birliği lideri Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürgün edildiği 1944 yılı, bir faciaya daha kapı aralamıştı. Vatanlarından zorla koparılan Kırım Tatarları 18 Mayıs sabahı, hayvan vagonlarına bindirilmiş Türkistan, Sibirya ve Urallara sürülen 420 bin kişilik nüfusun neredeyse yarısı sürgün yolunda hayatını kaybetmişti. Gelecek yıllarda soykırım olarak anılacak bu felaketi kutlayan Sovyetler Birliği'nin Gizli Polis Komiserliği (NKVD) yetkililerinden biri, düzenledikleri kutlama esnasında SSCB Devlet Güvenlik Halk Komiser Yardımcısı Bogdan Kobulov'a verdiği haberle bir felakete sebebiyet verecekti.
Öz vatanı Kırım'daki Arabat Dili bölgesinde yaşamlarını sürdüren Kırım Tatarları unutulmuştu. Stalin'e dahi haber verilmeden bir hışımla eski bir Sovyet gemisine bildirilerek Arabat bölgesinden koparılan Kırım Tatarları, Azak Denizi'nde batırıldı. Katliam, facia, felaket hatta soykırım, yıllar sonra bir Sovyet yetkilisinin Sibirya'daki gazetede yayımladığı anılarında ortaya çıktı. Hala söz konusu katliamın ne zaman gerçekleştirildiği ise soru işareti.
Ancak bilinen o ki katliam dolu tarihiyle övünen SSCB rejiminin kan kokulu zevkleri ile Kırım Tatarlarının bugün yarımadada Putin rejimi altındaki baskısı neredeyse aynı. Bundandır ki Kırım Tatarlarının acısı unutulmamalıdır. Arabat Katliamı'nda hayatını kaybeden bütün Kırım Tatarlarına Allah'tan rahmet diliyor, geride kalan Kırım Tatarlarının öz vatanına dönmelerini temenni ediyoruz.
18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI
Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.
Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.
Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.
Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.
2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.
Son Haberler