Büyükelçi Celâl: Kırım özgür olunca savaş bitmiş olacak!
Büyükelçi Celâl: Kırım özgür olunca savaş bitmiş olacak!
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl, Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması, işgal altındaki Kırım’da güncel durum ve Ukrayna’nın işgal sonrası hazırlıkları konusunda QHA’ya özel açıklamalarda bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 28.08.2025 16:14
Haber Güncellenme Tarihi: 31.08.2025 17:30
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl, Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması, işgal altındaki Kırım’da güncel durum ve Ukrayna’nın işgal sonrası hazırlıklarıyla ilgili Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklamalarda bulundu.
Ukrayna’da geçen aylarda kabul edilen Kırım Tatarca İmlâ Kılavuzunun büyük önem taşıdığını vurgulayan Büyükelçi Celâl, savaşın her ne kadar trajik olsa da Ukrayna’nın, Ukrayna’daki halkların ve yerli halkların gelişimini durduramayacağının altını çizdi. Celâl, “Bizim inkişaf sürecimiz devam ediyor. Kırım Tatar dili için alınan bu karar çok önemli, tarihî bir adımdır. Kırım Tatar dilinin korunması ve geliştirilmesine hizmet ediyor. Bu sadece Kırım Tatarları için değil, bütün Ukrayna için, Türk dünyası için de önemli. Çünkü kültürlerarası diyaloğu güçlendiriyor. Kılavuz dil ve edebiyat, eğitim, medya için çok önemlidir. Dilimiz sürgün sebebiyle çok zor durumda kaldı. Şimdi yeniden canlandırmak için adımlar atılıyor. Ukrayna Latin alfabesini kabul etti, şimdi de bu kılavuz kabul edildi.” dedi.
UKRAYNA’DA KIRIM TATAR DİL GÜNÜ İLAN EDİLECEK
Ayrıca Ukrayna’da Kırım Tatar Dili Günü’nün kabul edilmesi için de bir girişim olduğunu belirten Celâl, “Bu, eylül ayında olacak. 2032’ye kadar Kırım Tatar dilinin geliştirilmesi stratejisinin bir parçasıdır. Ukrayna bu yolda sistemli bir siyaset izliyor. Ne kadar çok Ukrayna’da yaşayan milletlere destek olunursa, o kadar Sovyet geçmişinden uzaklaşılacak ve modern bir devlet olunacak.” ifadelerini kullandı.
“1944 SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMININ TANINMASI BİR ADALETTİR”
Celâl, 1944 yılında yaşanan Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasının hem tarihî adalet hem de kurbanların anısını yaşatmak açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Celâl, Sovyetler Birliği döneminde yalnızca Kırım Tatarlarının değil, Ukraynalılar, Kafkasya, Türkistan halklarının da ağır baskılara, sürgünlere ve kayıplara uğradığını hatırlatarak, “Çok insan kayboldu, hapishanelerde öldü, sürgün edildi. Bu nedenle sürgünün soykırım olarak tanınması, hem kurbanların anısını yaşatmak hem de tarihî adaleti sağlamak için önemlidir. Ayrıca bugünkü Rus işgalinde de baskılar sürüyor. Binlerce insanımız Kırım’ı terk etmek zorunda kaldı. Biz buna yeni bir sürgün diyoruz.” cümlelerini sarf etti.
GEÇMİŞTE HESAP SORULMAYAN SUÇLAR BUGÜN DE İŞLENİYOR
Ukrayna Parlamentosunun başlattığı girişimlerle Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasına yönelik çağrıların uluslararası alanda karşılık bulduğunu kaydeden Celâl; Litvanya, Letonya, Kanada, Polonya, Çekya, Estonya ve Hollanda parlamentolarının bu yönde karar aldığını belirtti.
“Bu liste daha da genişleyecek” diyen Celâl, Rusya’nın bugün Kırım’da uyguladığı baskılar nedeniyle binlerce Kırım Tatarının yeniden yurtlarından ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti. Celâl, bu durumu “yeni bir sürgün” olarak nitelendirdi.
Ayrıca Celâl, “Geçmişte hesap sorulmayan suçlar, bugün yeniden işleniyor. Stalin döneminin suçları gibi. Bu yüzden tanınma çok önemlidir, hem geçmiş hem gelecek için.” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Celâl, Ukrayna’nın hiçbir zaman Kırım’dan vazgeçmeyeceğini belirterek, “Kırım’ın özgürleşmesi için her gün, her saat çalışılıyor. Cumhurbaşkanımız Volodımır Zelenskıy ve Ukrayna Dışişleri Bakanımızın ağzından da duydum: Kırım bizim için çok önemli, asla unutmayacağız.” dedi.
BÜYÜKELÇİDEN KIRIM PLATFORMU’NA VURGU
Büyükelçi, Kırım Platformu’nun bu kapsamda kritik bir rol oynadığına değinerek, Türkiye’nin platforma düzenli katılımının Ukrayna için çok değerli olduğunu ifade etti. 2024 yılında serbest bırakıldıktan sonra katıldığı Kırım Platformu’na işaret eden Celâl, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dinledim. O zaman Sayın Cumhurbaşkanı, 'Kırım uluslararası hukuka göre mutlaka Ukrayna'ya dönecek' dedi.” şeklinde konuştu.
Kırım’da Kırım Tatarlarının ve Ukraynalıların ağır baskılarla karşı karşıya olduğunu aktaran Celâl, Rusya’nın işgaliyle birlikte halkın dil, kültür ve ekonomik yaşamının sekteye uğradığını belirtti.
Celâl, Rusya’nın Kırım’ı 11 yıldır işgal altında tuttuğunu belirterek, “Bu işgal, Kırım Tatarları ve Ukraynalılar için yeni bir millî trajedidir. 1990’larda halkımız yeniden canlanmaya başlamıştı. Dilimizi, kültürümüzü, ekonomimizi yeniden inşa ediyorduk. Ama 2014’ten sonra bu süreçler tamamen kesildi.” dedi.
“RUSLAR TÜRKLERİ TERÖRİST İLAN ETMİŞTİ”
Büyükelçi, Kırım Tatar Millî Meclisin (KTMM) işgalin başından beri Rusya tarafından yasaklandığını hatırlatarak, “Uluslararası mahkeme bu yasağın kaldırılması yönünde karar aldı ama Rusya bunu uygulamadı. Yüzlerce aktivist baskılara maruz kaldı, hapishanelerde işkence gördü. Şu anda 250’ye yakın kişi siyasi tutuklu olarak tanınıyor, çoğu Kırım Tatarı ve Müslüman.” ifadelerini kullandı.
Kendi siyasî tutsaklık zamanlarını da anımsatan Celâl, “Ben 3 yıl Rus hapishanelerinde bulundum. Orada yüzlerce Türk halklarının temsilcilerini gördüm. Hepsi ‘terörist’ ilan edilmişti. Bu akılla izah edilemeyecek bir şeydir.” cümlelerini sarf etti.
Rusya’nın Kırım’da uluslararası hukuka aykırı olarak demografik değişimler yaptığını vurgulayan Celâl, “Yüz binlerce Rus vatandaşı Kırım’a yerleştirildi. 2022’den sonra ise zorunlu askerliğe başlandı. Bu nedenle binlerce insan vatanını terk etmek zorunda kaldı. Sadece Kırım Tatarlarından 30 bine yakın kişi anavatanını bırakmak zorunda kaldı.” şeklinde konuştu.
Celâl, Ukrayna devlet kurumlarının bu baskıların tümünü yakından takip ettiğini ve Kırım’ın özgürleşmesi için mücadeleye devam ettiklerini ifade etti.
RUSLAR KIRIM’DA KORKU SİYASETİ GÜDÜYOR
Ayrıca Celâl, Rusya’nın Kırım’daki baskılarını “korku siyaseti” olarak nitelendirdi. Celâl, “Ben fikirlerimi açıkça söyledim, bir yerden saklamadım. Ayrıca fikirlerimi Rusların kanunlarına göre söyledim; kanunsuz bir harekette bulunmadım. Buna rağmen hapse atıldım. Böylece herkese şu mesajı verdiler: Eğer ses çıkarırsanız, siz de hapishanede olacaksınız.” ifadelerine yer verdi.
Kırım’da resmî kayıtlara göre 230 ila 300 arasında siyasi tutuklu bulunduğunu belirten Celâl, gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu, ancak insanların korkudan şikâyetlerini dile getiremediğini söyledi. Celâl, “Bize ulaşanların bir kısmı bile yalvararak haber yapmamamızı istiyor. Çünkü Rusya’nın baskısı daha da artar diye korkuyorlar.” dedi.
“BEN AÇIKÇA KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Rusya’nın yalnızca Kırım Tatarlarına değil, kendi vatandaşlarına da aynı korku politikasını uyguladığını söyleyen Celâl, hapishanede tanıştığı bir Rus tutsağın sözlerini, “O bana, ‘Ben de internette bu rejime karşı yazdım, beni bundan dolayı hapse attılar. Korktum, bir daha hiçbir şey yapmadım’ dedi.” şeklinde aktardı.
Öte yandan Celâl, tüm baskılara rağmen fikirlerini söylemekten vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, “Ben önceden de şimdi de gelecekte de açık söyleyeceğim. Çünkü bu, milletim ve devletim için adaletli ve gerekli bir duruştur.” dedi.
Büyükelçi Celâl, Ukrayna’nın Kırım stratejisi hakkında da açıklamalar yaptı. Büyükelçi, işgal altındaki Kırım’ın gündemden düşmüş gibi görünmesine rağmen, Ukrayna’nın Kırım’dan asla vazgeçmediğini vurguladı. Celâl, ABD’nin Trump döneminde Kırım Deklarasyonu ile işgali tanımadığını ve Kırım’ın özgürleşmesi için gerekli desteği sağlamaya devam edeceğini hatırlattı.
“KIRIM ÖZGÜR OLUNCA SAVAŞ BİTMİŞ OLACAK”
Celâl, Ukrayna’nın Kırım için sistemli ve uzun vadeli bir strateji yürüttüğünü belirterek, bu stratejinin hem Kırım Tatarlarını hem Ukrayna askerlerini kapsadığını şu sözlerle ifade etti:
Birincisi, benim için en önemlisidir: Ukrayna’yı korkutan bizim askerlerimiz; onların hepsi diyor ki, “Yok, biz Kırım’ı vermeyeceğiz.” Öyle bir zaman gelecek ki biz mutlaka Kırım’a girecek ve Kırım’ı azat edeceğiz. Biz hazırız; bu sebepten herkes, hem Ukrayna içinde hem de dışında, bunu bilecek. Kırım Tatar milleti, bizim Ukrayna askerlerimiz ve Ukrayna’nın milleti aslında çokluğu, aramızda elbet sapkınlar da var ama onların sonu belli. Bizim Cumhurbaşkanımız ve hükûmetimiz Kırım’ı unutmadı ve stratejimiz var; aslında bizim Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanan bir Kırım’ın kurtuluşu ve yeniden entegrasyon stratejisi var. Onu unutmadık. Bu savaş Kırım’da başladı ve Kırım’da mutlaka sona erecek. Kırım ne zaman azat edilecek ve Ukrayna’ya dönecek, işte o zaman savaşın bittiğini söylemek mümkün olacak.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Büyükelçi Celâl: Kırım özgür olunca savaş bitmiş olacak!
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl, Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması, işgal altındaki Kırım’da güncel durum ve Ukrayna’nın işgal sonrası hazırlıkları konusunda QHA’ya özel açıklamalarda bulundu.
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl, Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması, işgal altındaki Kırım’da güncel durum ve Ukrayna’nın işgal sonrası hazırlıklarıyla ilgili Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklamalarda bulundu.
Ukrayna’da geçen aylarda kabul edilen Kırım Tatarca İmlâ Kılavuzunun büyük önem taşıdığını vurgulayan Büyükelçi Celâl, savaşın her ne kadar trajik olsa da Ukrayna’nın, Ukrayna’daki halkların ve yerli halkların gelişimini durduramayacağının altını çizdi. Celâl, “Bizim inkişaf sürecimiz devam ediyor. Kırım Tatar dili için alınan bu karar çok önemli, tarihî bir adımdır. Kırım Tatar dilinin korunması ve geliştirilmesine hizmet ediyor. Bu sadece Kırım Tatarları için değil, bütün Ukrayna için, Türk dünyası için de önemli. Çünkü kültürlerarası diyaloğu güçlendiriyor. Kılavuz dil ve edebiyat, eğitim, medya için çok önemlidir. Dilimiz sürgün sebebiyle çok zor durumda kaldı. Şimdi yeniden canlandırmak için adımlar atılıyor. Ukrayna Latin alfabesini kabul etti, şimdi de bu kılavuz kabul edildi.” dedi.
UKRAYNA’DA KIRIM TATAR DİL GÜNÜ İLAN EDİLECEK
Ayrıca Ukrayna’da Kırım Tatar Dili Günü’nün kabul edilmesi için de bir girişim olduğunu belirten Celâl, “Bu, eylül ayında olacak. 2032’ye kadar Kırım Tatar dilinin geliştirilmesi stratejisinin bir parçasıdır. Ukrayna bu yolda sistemli bir siyaset izliyor. Ne kadar çok Ukrayna’da yaşayan milletlere destek olunursa, o kadar Sovyet geçmişinden uzaklaşılacak ve modern bir devlet olunacak.” ifadelerini kullandı.
“1944 SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMININ TANINMASI BİR ADALETTİR”
Celâl, 1944 yılında yaşanan Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasının hem tarihî adalet hem de kurbanların anısını yaşatmak açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Celâl, Sovyetler Birliği döneminde yalnızca Kırım Tatarlarının değil, Ukraynalılar, Kafkasya, Türkistan halklarının da ağır baskılara, sürgünlere ve kayıplara uğradığını hatırlatarak, “Çok insan kayboldu, hapishanelerde öldü, sürgün edildi. Bu nedenle sürgünün soykırım olarak tanınması, hem kurbanların anısını yaşatmak hem de tarihî adaleti sağlamak için önemlidir. Ayrıca bugünkü Rus işgalinde de baskılar sürüyor. Binlerce insanımız Kırım’ı terk etmek zorunda kaldı. Biz buna yeni bir sürgün diyoruz.” cümlelerini sarf etti.
GEÇMİŞTE HESAP SORULMAYAN SUÇLAR BUGÜN DE İŞLENİYOR
Ukrayna Parlamentosunun başlattığı girişimlerle Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasına yönelik çağrıların uluslararası alanda karşılık bulduğunu kaydeden Celâl; Litvanya, Letonya, Kanada, Polonya, Çekya, Estonya ve Hollanda parlamentolarının bu yönde karar aldığını belirtti.
“Bu liste daha da genişleyecek” diyen Celâl, Rusya’nın bugün Kırım’da uyguladığı baskılar nedeniyle binlerce Kırım Tatarının yeniden yurtlarından ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti. Celâl, bu durumu “yeni bir sürgün” olarak nitelendirdi.
Ayrıca Celâl, “Geçmişte hesap sorulmayan suçlar, bugün yeniden işleniyor. Stalin döneminin suçları gibi. Bu yüzden tanınma çok önemlidir, hem geçmiş hem gelecek için.” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Celâl, Ukrayna’nın hiçbir zaman Kırım’dan vazgeçmeyeceğini belirterek, “Kırım’ın özgürleşmesi için her gün, her saat çalışılıyor. Cumhurbaşkanımız Volodımır Zelenskıy ve Ukrayna Dışişleri Bakanımızın ağzından da duydum: Kırım bizim için çok önemli, asla unutmayacağız.” dedi.
BÜYÜKELÇİDEN KIRIM PLATFORMU’NA VURGU
Büyükelçi, Kırım Platformu’nun bu kapsamda kritik bir rol oynadığına değinerek, Türkiye’nin platforma düzenli katılımının Ukrayna için çok değerli olduğunu ifade etti. 2024 yılında serbest bırakıldıktan sonra katıldığı Kırım Platformu’na işaret eden Celâl, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dinledim. O zaman Sayın Cumhurbaşkanı, 'Kırım uluslararası hukuka göre mutlaka Ukrayna'ya dönecek' dedi.” şeklinde konuştu.
Kırım’da Kırım Tatarlarının ve Ukraynalıların ağır baskılarla karşı karşıya olduğunu aktaran Celâl, Rusya’nın işgaliyle birlikte halkın dil, kültür ve ekonomik yaşamının sekteye uğradığını belirtti.
Celâl, Rusya’nın Kırım’ı 11 yıldır işgal altında tuttuğunu belirterek, “Bu işgal, Kırım Tatarları ve Ukraynalılar için yeni bir millî trajedidir. 1990’larda halkımız yeniden canlanmaya başlamıştı. Dilimizi, kültürümüzü, ekonomimizi yeniden inşa ediyorduk. Ama 2014’ten sonra bu süreçler tamamen kesildi.” dedi.
“RUSLAR TÜRKLERİ TERÖRİST İLAN ETMİŞTİ”
Büyükelçi, Kırım Tatar Millî Meclisin (KTMM) işgalin başından beri Rusya tarafından yasaklandığını hatırlatarak, “Uluslararası mahkeme bu yasağın kaldırılması yönünde karar aldı ama Rusya bunu uygulamadı. Yüzlerce aktivist baskılara maruz kaldı, hapishanelerde işkence gördü. Şu anda 250’ye yakın kişi siyasi tutuklu olarak tanınıyor, çoğu Kırım Tatarı ve Müslüman.” ifadelerini kullandı.
Kendi siyasî tutsaklık zamanlarını da anımsatan Celâl, “Ben 3 yıl Rus hapishanelerinde bulundum. Orada yüzlerce Türk halklarının temsilcilerini gördüm. Hepsi ‘terörist’ ilan edilmişti. Bu akılla izah edilemeyecek bir şeydir.” cümlelerini sarf etti.
Rusya’nın Kırım’da uluslararası hukuka aykırı olarak demografik değişimler yaptığını vurgulayan Celâl, “Yüz binlerce Rus vatandaşı Kırım’a yerleştirildi. 2022’den sonra ise zorunlu askerliğe başlandı. Bu nedenle binlerce insan vatanını terk etmek zorunda kaldı. Sadece Kırım Tatarlarından 30 bine yakın kişi anavatanını bırakmak zorunda kaldı.” şeklinde konuştu.
Celâl, Ukrayna devlet kurumlarının bu baskıların tümünü yakından takip ettiğini ve Kırım’ın özgürleşmesi için mücadeleye devam ettiklerini ifade etti.
RUSLAR KIRIM’DA KORKU SİYASETİ GÜDÜYOR
Ayrıca Celâl, Rusya’nın Kırım’daki baskılarını “korku siyaseti” olarak nitelendirdi. Celâl, “Ben fikirlerimi açıkça söyledim, bir yerden saklamadım. Ayrıca fikirlerimi Rusların kanunlarına göre söyledim; kanunsuz bir harekette bulunmadım. Buna rağmen hapse atıldım. Böylece herkese şu mesajı verdiler: Eğer ses çıkarırsanız, siz de hapishanede olacaksınız.” ifadelerine yer verdi.
Kırım’da resmî kayıtlara göre 230 ila 300 arasında siyasi tutuklu bulunduğunu belirten Celâl, gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu, ancak insanların korkudan şikâyetlerini dile getiremediğini söyledi. Celâl, “Bize ulaşanların bir kısmı bile yalvararak haber yapmamamızı istiyor. Çünkü Rusya’nın baskısı daha da artar diye korkuyorlar.” dedi.
“BEN AÇIKÇA KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Rusya’nın yalnızca Kırım Tatarlarına değil, kendi vatandaşlarına da aynı korku politikasını uyguladığını söyleyen Celâl, hapishanede tanıştığı bir Rus tutsağın sözlerini, “O bana, ‘Ben de internette bu rejime karşı yazdım, beni bundan dolayı hapse attılar. Korktum, bir daha hiçbir şey yapmadım’ dedi.” şeklinde aktardı.
Öte yandan Celâl, tüm baskılara rağmen fikirlerini söylemekten vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, “Ben önceden de şimdi de gelecekte de açık söyleyeceğim. Çünkü bu, milletim ve devletim için adaletli ve gerekli bir duruştur.” dedi.
Büyükelçi Celâl, Ukrayna’nın Kırım stratejisi hakkında da açıklamalar yaptı. Büyükelçi, işgal altındaki Kırım’ın gündemden düşmüş gibi görünmesine rağmen, Ukrayna’nın Kırım’dan asla vazgeçmediğini vurguladı. Celâl, ABD’nin Trump döneminde Kırım Deklarasyonu ile işgali tanımadığını ve Kırım’ın özgürleşmesi için gerekli desteği sağlamaya devam edeceğini hatırlattı.
“KIRIM ÖZGÜR OLUNCA SAVAŞ BİTMİŞ OLACAK”
Celâl, Ukrayna’nın Kırım için sistemli ve uzun vadeli bir strateji yürüttüğünü belirterek, bu stratejinin hem Kırım Tatarlarını hem Ukrayna askerlerini kapsadığını şu sözlerle ifade etti:
Son Haberler