SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Prof. Dr. Ayşegül Aydıngün: Kırım Tatarları için işgal, Ukrayna egemenliği altındaki önceki dönemden çok güçlü bir kopuşu temsil ediyor

ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Aydıngün, OBC Transeuropa’ya verdiği röportajda, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı işgali ve işgalin ardından Kırım Tatarlarına yönelik baskıları değerlendirdi. Aydıngün, Rusya'nın Kırım'ı işgalinin uluslararası toplum tarafından dikkate alınmadığını ancak o dönemde başlayan sürecin şu anda tüm Avrupa güvenlik mimarisini tehdit ettiğini vurguladı.

Haber Giriş Tarihi: 29.04.2025 23:29
Haber Güncellenme Tarihi: 30.04.2025 00:46
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Prof. Dr. Ayşegül Aydıngün: Kırım Tatarları için işgal, Ukrayna egemenliği altındaki önceki dönemden çok güçlü bir kopuşu temsil ediyor

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Aydıngün, 17 Mart 2025 tarihinde İtalya merkezli OBC Transeuropa medya servisine bir röportaj verdi. Aydıngün, 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilen Kırım'ı, 24 Şubat 2022'den bu yana devam eden topyekun savaşı ve baskı altındaki Kırım Tatarlarını değerlendirdi.

Prof. Dr. Aydıngün, on yıl önce Kırım Tatarlarının insan hakları durumunu yerinde incelemek üzere son defa Kırım'a giden ve sahada bilgi toplayabilen akademisyenler arasında yer alıyor. O dönemde gerçekleştirdikleri araştırmayı değerlendiren Aydıngün, üç hukuk profesörü, bir tarihçi, bir Rusça bilen genç uzman ve sosyolog kimliğiyle kendisinin bu gezide yer aldığını söyledi.

KIRIM’A GİDEN SON BİLİM HEYETİNDE YER ALDI

Yarımadaya ulaşabilmenin zorluğundan bahseden Aydıngün, önce Moskova’ya, ardından Kıyiv’e ve son olarak da Kırım'ın Akmescit (Simferopol) şehrine uçtuklarını dile getirdi. Rus işgalindeki Kırım’daki insan hakları ihlallerine ilişkin gerçekleştirdikleri gözlem ziyaretine dair dikkat çeken açıklamalar yapan Prof. Dr. Aydıngün, Kırım’a ulaştıklarında Rusya yanlısı bölgeyi güllük gülistanlık olarak göstermeye çalışan yetkililerle görüştüklerini vurguladı. Aydıngün, bölgeyi daha önce tanımayan bir kişi için bile bunun bir “tuzak” olduğunun açık olduğunu söyledi.

“İŞGAL BİR KOPUŞU TEMSİL EDİYOR”

Durumu daha sağlıklı değerlendirebilmek için heyeti ikiye böldüklerini kaydeden Aydıngün, bir grubun Rus yetkililer tarafından hazırlanmış resmî programa katıldığını, kendisiyle birlikte diğer grubun ise önceki bilgileri sayesinde daha gerçekçi karşılaştırmalar yaptığını bildirdi. Yaşadığı deneyimi aktaran Aydıngün, “Bunun güçlü ve duygusal açıdan acı verici bir deneyim olduğunu inkâr edemem. Konuştuğum Tatar halkının gözlerinde, Rusya'nın işgalinin ardından gelen tüm umut kaybını, korkuyu gördüm ve hepsinden önemlisi, bu kez zorunlu göç anlamında yeni bir ‘sürgünün' onlar için ne kadar zor olduğunu hissettim.” dedi ve Kısacası, Kırım Tatarları için işgal, Ukrayna egemenliği altındaki önceki dönemden çok güçlü bir kopuşu temsil ediyordu şeklinde konuştu.

“KIRIMOĞLU LİDERLİĞİNDE KENDİ KADERLERİNİ TAYİN EDİYORLAR”

Aydıngün, 1944’teki Stalin tarafından gerçekleştirilen sürgün ve soykırıma rağmen Kırım Tatar halkının kimliğini korumayı başardığını ve anayurtlarına barışçıl biçimde dönme hakkını savunduğunu belirtti. Bu bağlamda Aydıngün, "Sovyetler döneminde yoğun baskı görmelerine ve aydın sınıfın önemli bir kısmının sistemli biçimde yok edilmesine rağmen Kırım Tatarları kolektif hafızalarını canlı tutmayı başardı" dedi. 

Aydıngün, Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun öncülüğünde gelişen hareketin, evrensel insan hakları değerlerine yaslandığını ifade ederek, “Özellikle Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun liderliğinde, millî karakterli ancak yine de evrenselci bir yaklaşımla hareket eden ve insan haklarına saygılı bir self-determinasyon (kendi kaderini tayin etme) hareketi yarattılar” cümlelerini kullandı.

YARIMADAYA DÖNÜŞ SÜRECİ

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından kısa süre önce başlayan Kırım Tatarlarının geri dönüş sürecinin, Kırım’a yerleşmiş Rus nüfusa saygı temelinde yürütüldüğünü ve bu nedenle barışçıl bir biçimde gerçekleştiğini belirten Aydıngün, “Bu süreçte Kırım Tatarları, çatışmadan uzak bir yaklaşım benimsedi" dedi.

Ancak barışçıl yaklaşıma rağmen çeşitli zorlukların sürdüğünü belirten Aydıngün, “1990’lardan bu yana Rusya devleti ve Rus yanlısı yerel aktörler, Kırım Tatarlarının yarımadaya dönüşünü desteklemekten kaçınmıştır. Bu durum, Kırım Tatarlarının toplumsal ve siyasal hayata yeniden entegre olma sürecini ciddi biçimde sekteye uğratmıştır” şeklinde konuştu.

"HALK, İŞGALE KADAR KENDİ KÜLTÜRÜNE SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞTI..."

Bu koşullar altında Kırım Tatar toplumunun, kültürel ve dilsel canlanma sürecini başlattığını belirten Aydıngün, "Kırım Tatar halkı, örneğin anıtlar gibi hem somut kültürel miraslarını hem de geleneklerini, somut olmayan miraslarını koruma altına almayı hedefledi. Tatarca eğitim veren okulların ve medya kuruluşlarının oluşturulması da bu sürecin önemli kazanımları arasında yer aldı" değerlendirmesini yaptı.

Bu dönemde sürecin hızlı değil ancak istikrarlı biçimde ilerlediğini kaydeden Aydıngün, 2014’teki Rusya’nın Kırım’ı işgalinin ardından Kırım Tatar halkına yönelik baskıların belirgin şekilde arttığını ve sürecin sekteye uğradığını vurguladı.

RUSLAR KIRIM TATARLARININ KURUMSAL ALTYAPISINI HEDEF ALDI

Bu bağlamda Aydıngün, “İşgal sonrası dönemde Kırım Tatar toplumunun kurumsal altyapısı hedef alınmıştır; Tatar okulları ve medya organları kapatılmış, ders materyalleri yasaklanmış, mülkiyet hakları ihlal edilmiştir” dedi. Rusya'nın uyguladığı hukuk sisteminin, Kırım Tatarlarını asimile etme yönünde sistematik bir araç olarak kullanıldığını belirten Aydıngün, “Bireyler, temel kamu hizmetlerine ve yaşamsal haklara erişim sağlayabilmek için Rus vatandaşlığına geçmeye mecbur bırakıldı” ifadelerini kullandı.

Kırım Tatarlarının kendi kaderini tayin hakkı doğrultusunda faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların ise Rus yönetimi tarafından “aşırılıkçı” olarak yaftalandığını belirten Aydıngün, bu kişilerin sıklıkla keyfî biçimde gözaltına alındığını veya sorgulandığını kaydetti.

BU SADECE KIRIM’IN İŞGALİ DEĞİL

Kırım Tatarların Kırım'a dönmesi için bir gelecek öngörüyor musunuz?” sorusuna ise Aydıngün şu şekilde cevap verdi:

"Ne yazık ki artık meselenin sadece Rusya tarafından işgal edilen yarımadayla değil 2014'te Kırım'dan başlayarak çok tehlikeli bir anomi ve düzensizlik evresine giren tüm küresel sistemle ilgili olduğunu söylemek zorundayım. Avrupa bu gelişmelere marjinal bir şeymiş, azınlık nüfusları ilgilendiren ve belki de o kadar önemli olmayan bir olaymış gibi baktı. Oysa bu, şu anda benzeri görülmemiş bir hızla ilerleyen tüm bir güvenlik mimarisinin parçalanmasının başlangıcıydı."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.