Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı: Kuzey Kafkasya artık Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı: Kuzey Kafkasya artık Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı İnal Şerip, “Kuzey Kafkasya artık Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası” diyerek Kıyiv Bildirgesi’nin Avrupa kurumları için yeni bir stratejik çerçeve sunduğunu vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 13.11.2025 09:40
Haber Güncellenme Tarihi: 13.11.2025 09:41
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ukrayna’nın başkenti Kıyiv'de 1 Kasım 2025 tarihinde “Avrupa'nın Güvenlik Sınırı: Kuzey Kafkasya” başlıklı bir uluslararası konferans düzenlendi. Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı İnal Şerip, Kıyiv Post gazetesinde yayımlanan köşe yazısında, ilgili konferansının sonuçlarını değerlendirdi.
Şerip, etkinliğin Ukrayna Parlamentosunun (Verhovna Rada) Rusya’nın Çeçen İçkerya Cumhuriyeti topraklarını geçici olarak Rus işgali altındaki topraklar olarak tanıyan 2672-IX sayılı kararının 3. yıl dönümüne denk geldiğini hatırlatarak konferansın ana mesajının, “Avrupa’nın istikrarının Kuzey Kafkasya halklarının kaderinden ayrı düşünülemeyeceği” olduğunu belirtti.
Toplantıya Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk, eski Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Başbakanı Ahmed Zakayev, Litvanyalı Avrupa Parlamentosu Üyesi Rasa Jukneviciene ve eski Polonya Dışişleri Bakanı Anna Fotıga gibi isimlerin katıldığına dikkat çeken Şerip, “Böyle bir kadro, konuyu ulusal düzeyden tüm Avrupa ve Atlantik ötesi bir düzeye taşıyarak, Kuzey Kafkasya'nın güvenlik ana akımına girdiğini işaret ediyor.” ifadelerini kullandı.
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, konferansta kabul edilen Kıyiv Bildirgesi’nin, Kuzey Kafkasya’yı Avrupa güvenliğinin “stratejik halkası” olarak tanımladığını aktardı. Bildirgede hibrit saldırılar, baskılar, zorunlu göçler ve dezenformasyon gibi bölgedeki tehditlerin uluslararası koordinasyon gerektiridiğine vurgu yapıldığına dikkat çeken Şerip, “Bu yaklaşım, ‘tüm Rusya'yı kapsayan’ bakış açısının terk edilerek, Kuzey Kafkasya'nın kendi elitleri ve yörüngesi olan ayrı bir makro bölge olarak görülmesi anlamına geliyor.” dedi.
SOMUT BİR YOL HARİTASI SUNULDU
Ayrıca Şerip’e göre bildirgede dört temel başlıkta şekillenen eylem planı, AB ve NATO politikalarına entegre edilebilecek somut bir yol haritası olarak sunuldu. Plan; hukuki alanda, evrensel yargı mekanizmalarının işletilmesi, insan hakları ihlallerinin belgelenmesi ve uluslararası mahkemelere başvuruların desteklenmesini öngörüyor. Yaptırım boyutunda, baskı, zorunlu seferberlik ve kültürel asimilasyon politikalarından sorumlu kişi ve kurumlara yönelik yeni yaptırım tedbirleri gündeme getiriliyor. İnsani alanda, mültecilerin ve siyasi tutukluların korunması ile Kuzey Kafkasya halklarının dil ve kültürlerinin yaşatılması hedefleniyor. İletişim ekseninde ise dezenformasyonla mücadele, bağımsız medya kuruluşlarının güçlendirilmesi ve uzman analizlerinin desteklenmesi öne çıkıyor.
Bununla birlikte Şerip, belgede Ukrayna Parlamentosuna, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti vatandaşlığını tanıması, sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti kurumlarına yasal statü vermesi ve “İçkerya’nın Yeniden Özgürleştirilmesi Komitesi”ni resmî bir yapı olarak kabul etmesi çağrısında bulunduğuna dikkat çekti. Ayrıca Avrupa Parlamentosu, NATO Parlamenter Asamblesi ve ulusal parlamentolara yönelik çağrılarda da, Kuzey Kafkasya’daki insan hakları ihlallerinin belgelenmesi, yaptırım listelerinin genişletilmesi ve bölge halklarıyla doğrudan diyalog kurulması önerildiğini vurguladı.
YENİ GİRİŞİM: KAFKASYA NÖBETİ
Şerip, "Konferanstaki bir başka önemli gelişme “Kafkasya Nöbeti” (Caucasus Watch) adlı bir izleme ve uzman ağının kurulması kararının kabul edilmesi oldu. Bu platform, insan hakları ihlallerini, yaptırımların etkisini ve bölgesel analizleri bir araya getirerek politika yapıcılar için güvenilir veri sağlamayı amaçlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Şerip, gelecekteki gidişatın, beyanatların hacmiyle değil, kurumsal adımların hızı ve kurumlar arası koordinasyonun kalitesiyle ölçüleceğini belirterek, Ukrayna'nın sunduğu bu politika altyapısının uygulanması için parlamentoların siyasi iradesinin ve uzman ağlarının uyumunun kilit rol oynayacağını vurguladı.
MOSKOVA'NIN KAFKASYA'DAKİ DAYANAKLARI ZAYIFLIYOR
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı konferansın genel atmosferinin, Atlantik Konseyi’nin Avrasya Merkezi kıdemli araştırmacısı ve Amerikan Dış Politika Konseyine bağlı Orta Asya-Kafkasya Enstitüsü Program Direktörü Laura Lindemann’ın değerlendirmelerinde özetlendiğini belirtti. Lindemann, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki “stratejik geri çekilme” sürecine ve bölgedeki arabuluculuk dengelerinin değiştiğine dikkat çekti. Ayrıca, Moskova’nın Kuzey Kafkasya’daki kontrolünü sürdüren üç ana dayanağın -aşırı güvenlikleşme, bütçe transferleri ve kişisel sadakat ağları (özellikle “Kadirov modeli”)- zayıfladığını belirtti. Bu zayıflamanın, yerel çatışmalar, terör tehdidi ve dış aktörlerin müdahalesi risklerini artırdığını ifade eden Lindemann, “Kafkasya rotasının” Avrupa-Atlantik güvenlik stratejilerinin merkezine alınmasının artık bir önleyici adım haline geldiğini vurguladı.
Siyasi öznenin kurumsallaştırılması, yaptırım ve hukuk mekanizmalarının standartlaştırılması, doğrulanabilir verilerin üretilmesi ve parlamentolar arası diplomasinin güçlendirilmesi şeklinde Kıyiv Bildirgesi’nin pratik mantığını özetleyen Şerip, sürecin risklerine de dikkat çekerek yaptırım yorgunluğu, bürokratik yavaşlık, kaynaklara sınırlı erişim ve tanık güvenliği gibi sorunların yanı sıra, dış aktörlerin rekabet eden gündemlerinin de bu çabayı zorlaştırabilieceğini kaydetti. Ancak, “açıklamadan uygulamaya geçen” bu çerçevenin bile başlı başına önemli bir ilerleme olduğunu vurguladı.
Şerip yazısını, “Kıyiv, mevzuattan uygulamaya kadar yeni argümanların yanı sıra bir politika altyapısı da sundu. Önümüzdeki gidişat, yapılan açıklamaların hacmiyle değil, kurumsal adımların hızı ve kurumlar arası koordinasyonun kalitesiyle ölçülecek.” sözleriyle sonlandırdı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı: Kuzey Kafkasya artık Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı İnal Şerip, “Kuzey Kafkasya artık Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası” diyerek Kıyiv Bildirgesi’nin Avrupa kurumları için yeni bir stratejik çerçeve sunduğunu vurguladı.
Ukrayna’nın başkenti Kıyiv'de 1 Kasım 2025 tarihinde “Avrupa'nın Güvenlik Sınırı: Kuzey Kafkasya” başlıklı bir uluslararası konferans düzenlendi. Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı İnal Şerip, Kıyiv Post gazetesinde yayımlanan köşe yazısında, ilgili konferansının sonuçlarını değerlendirdi.
Şerip, etkinliğin Ukrayna Parlamentosunun (Verhovna Rada) Rusya’nın Çeçen İçkerya Cumhuriyeti topraklarını geçici olarak Rus işgali altındaki topraklar olarak tanıyan 2672-IX sayılı kararının 3. yıl dönümüne denk geldiğini hatırlatarak konferansın ana mesajının, “Avrupa’nın istikrarının Kuzey Kafkasya halklarının kaderinden ayrı düşünülemeyeceği” olduğunu belirtti.
Toplantıya Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk, eski Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Başbakanı Ahmed Zakayev, Litvanyalı Avrupa Parlamentosu Üyesi Rasa Jukneviciene ve eski Polonya Dışişleri Bakanı Anna Fotıga gibi isimlerin katıldığına dikkat çeken Şerip, “Böyle bir kadro, konuyu ulusal düzeyden tüm Avrupa ve Atlantik ötesi bir düzeye taşıyarak, Kuzey Kafkasya'nın güvenlik ana akımına girdiğini işaret ediyor.” ifadelerini kullandı.
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, konferansta kabul edilen Kıyiv Bildirgesi’nin, Kuzey Kafkasya’yı Avrupa güvenliğinin “stratejik halkası” olarak tanımladığını aktardı. Bildirgede hibrit saldırılar, baskılar, zorunlu göçler ve dezenformasyon gibi bölgedeki tehditlerin uluslararası koordinasyon gerektiridiğine vurgu yapıldığına dikkat çeken Şerip, “Bu yaklaşım, ‘tüm Rusya'yı kapsayan’ bakış açısının terk edilerek, Kuzey Kafkasya'nın kendi elitleri ve yörüngesi olan ayrı bir makro bölge olarak görülmesi anlamına geliyor.” dedi.
SOMUT BİR YOL HARİTASI SUNULDU
Ayrıca Şerip’e göre bildirgede dört temel başlıkta şekillenen eylem planı, AB ve NATO politikalarına entegre edilebilecek somut bir yol haritası olarak sunuldu. Plan; hukuki alanda, evrensel yargı mekanizmalarının işletilmesi, insan hakları ihlallerinin belgelenmesi ve uluslararası mahkemelere başvuruların desteklenmesini öngörüyor. Yaptırım boyutunda, baskı, zorunlu seferberlik ve kültürel asimilasyon politikalarından sorumlu kişi ve kurumlara yönelik yeni yaptırım tedbirleri gündeme getiriliyor. İnsani alanda, mültecilerin ve siyasi tutukluların korunması ile Kuzey Kafkasya halklarının dil ve kültürlerinin yaşatılması hedefleniyor. İletişim ekseninde ise dezenformasyonla mücadele, bağımsız medya kuruluşlarının güçlendirilmesi ve uzman analizlerinin desteklenmesi öne çıkıyor.
Bununla birlikte Şerip, belgede Ukrayna Parlamentosuna, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti vatandaşlığını tanıması, sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti kurumlarına yasal statü vermesi ve “İçkerya’nın Yeniden Özgürleştirilmesi Komitesi”ni resmî bir yapı olarak kabul etmesi çağrısında bulunduğuna dikkat çekti. Ayrıca Avrupa Parlamentosu, NATO Parlamenter Asamblesi ve ulusal parlamentolara yönelik çağrılarda da, Kuzey Kafkasya’daki insan hakları ihlallerinin belgelenmesi, yaptırım listelerinin genişletilmesi ve bölge halklarıyla doğrudan diyalog kurulması önerildiğini vurguladı.
YENİ GİRİŞİM: KAFKASYA NÖBETİ
Şerip, "Konferanstaki bir başka önemli gelişme “Kafkasya Nöbeti” (Caucasus Watch) adlı bir izleme ve uzman ağının kurulması kararının kabul edilmesi oldu. Bu platform, insan hakları ihlallerini, yaptırımların etkisini ve bölgesel analizleri bir araya getirerek politika yapıcılar için güvenilir veri sağlamayı amaçlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Şerip, gelecekteki gidişatın, beyanatların hacmiyle değil, kurumsal adımların hızı ve kurumlar arası koordinasyonun kalitesiyle ölçüleceğini belirterek, Ukrayna'nın sunduğu bu politika altyapısının uygulanması için parlamentoların siyasi iradesinin ve uzman ağlarının uyumunun kilit rol oynayacağını vurguladı.
MOSKOVA'NIN KAFKASYA'DAKİ DAYANAKLARI ZAYIFLIYOR
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı konferansın genel atmosferinin, Atlantik Konseyi’nin Avrasya Merkezi kıdemli araştırmacısı ve Amerikan Dış Politika Konseyine bağlı Orta Asya-Kafkasya Enstitüsü Program Direktörü Laura Lindemann’ın değerlendirmelerinde özetlendiğini belirtti. Lindemann, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki “stratejik geri çekilme” sürecine ve bölgedeki arabuluculuk dengelerinin değiştiğine dikkat çekti. Ayrıca, Moskova’nın Kuzey Kafkasya’daki kontrolünü sürdüren üç ana dayanağın -aşırı güvenlikleşme, bütçe transferleri ve kişisel sadakat ağları (özellikle “Kadirov modeli”)- zayıfladığını belirtti. Bu zayıflamanın, yerel çatışmalar, terör tehdidi ve dış aktörlerin müdahalesi risklerini artırdığını ifade eden Lindemann, “Kafkasya rotasının” Avrupa-Atlantik güvenlik stratejilerinin merkezine alınmasının artık bir önleyici adım haline geldiğini vurguladı.
Siyasi öznenin kurumsallaştırılması, yaptırım ve hukuk mekanizmalarının standartlaştırılması, doğrulanabilir verilerin üretilmesi ve parlamentolar arası diplomasinin güçlendirilmesi şeklinde Kıyiv Bildirgesi’nin pratik mantığını özetleyen Şerip, sürecin risklerine de dikkat çekerek yaptırım yorgunluğu, bürokratik yavaşlık, kaynaklara sınırlı erişim ve tanık güvenliği gibi sorunların yanı sıra, dış aktörlerin rekabet eden gündemlerinin de bu çabayı zorlaştırabilieceğini kaydetti. Ancak, “açıklamadan uygulamaya geçen” bu çerçevenin bile başlı başına önemli bir ilerleme olduğunu vurguladı.
Şerip yazısını, “Kıyiv, mevzuattan uygulamaya kadar yeni argümanların yanı sıra bir politika altyapısı da sundu. Önümüzdeki gidişat, yapılan açıklamaların hacmiyle değil, kurumsal adımların hızı ve kurumlar arası koordinasyonun kalitesiyle ölçülecek.” sözleriyle sonlandırdı.
Son Haberler